- Yüce Allah’ın indinde yegâne Dini Kaynak Kur’an’dır.
- Kur’an dışında dini olarak kaynak arayan ümmetler (hadis icma kıyas) Kur’an’ı yetersiz gördükleri için Yüce Allah tarafından gazaba uğratılmışlardır. Yunus 15 ‘’Ayetlerimiz onlara açık-seçik parçalar halinde okunduğu zaman, bize ulaşmayı ummayanlar şöyle dediler: “Bundan başka bir Kur’an getir yahut bunu değiştir.” De ki: “Onu kendiliğimden değiştirmem benim için söz konusu olamaz. Ben sadece bana vahyolunana uyuyorum. Rabbime isyan edersem, büyük bir günün azabından korkuya düşerim’’ Enam 38 ‘’Biz bu Kitap’ta, herhangi bir şeyi ne eksik bıraktık ne fazla yaptık. Onlar, sonunda Rableri önünde haşredilirler.’’ Ankebut 51 ‘’Karşılarında okunup duran bir kitabı sana indirmiş olmamız onlara yetmiyor mu? Bunda, inanan bir toplum için elbette ki bir rahmet ve bir öğüt vardır.’’
- Mezheplere ve Tarikatlara tabii olmak ve onların imamlarına uymak İslam da yoktur. Mezhepler ve Tarikatlar daha çok siyasi kavgalar sonucu Kur’an’ın inişinin tamamlanmasından onlarca yıl sonra oluşmuştur. Dayanakları çoğunlukça Kur’an’a aykırıdır. Farklı helal ve haram kavramları vardır. Müslüman kişinin bu soruya söyleyeceği söz ‘’Benim tek yolum Kur’an ‘’ olmalıdır. Enam 159 ‘’Dinlerini parça parça edip fırkalara, hiziplere bölünenler var ya, senin onlarla hiçbir ilişiğin yoktur. Onların işi Allah’a kalmıştır. Allah onlara, yapıp ettiklerini haber verecektir.’’
- Yüce Allah’ın Kur’an’da vahyetmiş oldukları dışında ve onların üzerine hiçbir güç haram helal koyamaz. Maide 87 ‘’Ey iman sahipleri! Allah’ın size helal kıldığı şeylerin temiz ve güzel olanlarını haramlaştırmayın; azıp sınırı aşmayın; Allah azıp sınırı aşanları sevmez.’’ Enam 119 ‘’Size ne oluyor da üzerine Allah’ın adı anılmış olanlardan yemiyorsunuz? Zorda kalışınız dışında üzerinize haram kıldığını bizzat kendisi size ayrıntılı olarak açıklamıştır. Birçokları ilimsiz bir biçimde kendi keyiflerine uyarak halkı şaşırtıyorlar. Hiç kuşkusuz, senin Rabbin sınır tanımaz azgınları çok iyi bilmektedir.’’
- Arapça kutsal bir dil değildir. Peygamber Arap olduğu ve o halk nezdinde Kur’an Dünya’ya yayıldığı için Arapça inmiştir. Yusuf 2 ‘’Biz onu sana, aklınızı çalıştırasınız diye, Arapça bir Kur’an olarak indirdik.’’ Fussilet 44 de’’ Kur’an’ı, yabancı bir dilde oluştursaydık derlerdi ki “Ayetleri açıklansa ya? Arap’a hiç yabancı dilde bir kitap olur mu?” De ki “O, inanıp güvenenler için doğru yolu gösteren ve şifa olan tedavi eden bir kitaptır. İnanmayanların sanki kulakları tıkalı, müminlere karşı gözleri sanki kördür. Kendilerine uzak bir yerden seslenilen kişiler gibidirler ‘’ Müzzemmil 20 ‘’ O halde Kur’an’dan, kolay geleni okuyun.’’ Müzzemmil 3 ve 4 Gecenin yarısını ayakta ol yahut bundan biraz eksilt! Yahut buna biraz ekle! Ve Kur’an’ı ağır ağır, düşüne düşüne oku!
- Şeyhler, Evliyalar, Gavslar ‘’Allah Dostları’’ gibi keramet isnat edilen kişiler Kur’an’da yoktur. İnançlı ve ahlaklı olan herkes ‘’Allah Dostu’’ dur. Kimse de kimsenin içini bilemeyeceğinden, insanlar hakkında bu şekil nitelendirme yapılamaz. Tarikatlara tabii olmak insanların günahlarını silmez. Kimse vefat etmiş kişilerle ya da Meleklere iletişime geçemez ve insanlara şefaat edip onları Cennet e yollayamaz. Fatır 22 ‘’Diriler de eşit olmaz, ölüler de. Allah dilediğine/dileyene işittirir. Ama sen, kabirlerdekilere işittiremezsin!’’ Rum 52 Artık sen, ölülere işittiremezsin. Dönüp gittikleri takdirde sağırlara da çağrıyı duyuramazsın. İnançlıyım deyip de aslında münafık ve müşrik olan kişileri Peygamberin bile ayırt edemediği durumlar olduğu unutulmamalıdır. Bakara 204 ‘’İnsanlardan öylesi vardır ki, onun dünya hayatına ilişkin sözü senin hoşuna gider ve o, kalbindekine Allah’ı tanık tutar. Oysaki o, düşmanların en yamanıdır.’’ Tevbe 101 ‘’Çevrenizdeki Bedevî Araplardan münafıklar var. Medine halkından da münafıklığa iyice alışmış olanlar var. Sen bilmezsin onları. Ama biz biliriz onları. İki kez azap edeceğiz onlara, sonra da çok büyük bir azaba itilecekler.’’ Secde 4 ‘’Allah’tır ki gökleri, yeri ve ikisi arasındakileri altı günde yaratmış, sonra arş üzerinde egemenlik kurmuştur. O’nun dışındakilerden size ne bir dost vardır ne de bir şefaatçı. Hâlâ düşünüp ibret almayacak mısınız?’’ Bakara 48 ‘’Ve sakının o günden ki, hiçbir benlik bir başka benliğin herhangi bir şeyi için karşılık ödemez; hiçbir benlikten şefaat kabul edilmez, hiçbir benlikten fidye alınmaz. Ve onlara yardım da edilmez.’’
- Kur’an’da ibadet edilince tüm günahların silineceği özel günler, kandiller veyahut hacca gidilip tüm günahların silineceği görüşü yoktur. Yüce Allah elbet teki çok affedicidir ancak yapılan günahların belirli günlerdeki ibadetlerle tamamen silinmesi anlayışı Kur’an dışıdır ve bu durum insanları rehavete ve suistimale götürür.
- Kur’an’ın ana dilde okunması ve inanan kişilere o şekil okutturulması şarttır. İnsanlar Kur’an dışı dini kaynaklara verdiği önemin çeyreğini Kur’an’ı anlamaya verilse bile Müslüman ülkelerin büyük bir seviyeye geleceği aşikardır. Anlamadan Arapça dua etmek sevap diye insanlar düşünedursun Yüce Allah bu kişileri üzerinde kitap taşıdığından habersiz eşekler demiştir. Cuma 5. Ayet ‘’Kendilerine Tevrat bilgisi yüklenen ama onun hükümlerini yüklenmeyenler, kitap yüklü eşek gibidirler. Allah’ın ayetleri karşısında yalan yanlış şeylere sarılan bu topluluk, ne kötü örnektir. Allah, yanlışlar içinde olan toplulukları yola getirmez.’’
- Kur’an’da 40 da 1 oran da zekât verilmesi durumu ve zengin-fakir oluşumunun normal görülmesi durumu yoktur. Yöneticiler sistem içinde olabildikçe adil şekilde vergilendirme yapıp adaleti sağlamalıdır. Nur 22. Ayet ‘’İçinizden maddi imkâna sahip iyilikseverler yakınlarına, çaresiz kalanlara, Allah yolunda hicret edenlere verme konusunda ihmalde bulunmasınlar. Onları bağışlasınlar ve onlara göz yumsunlar. Allah’ın sizi bağışlamasını istemez misiniz? Allah bağışlar, ikramı boldur.’’
- İslam’da kapitalist bir sistem yoktur. Komşusu aç iken tok yatan insanlar olamaz. Mülk Allah’ındır. O zengin insanlara onu fakirlere paylaştırıp eşitlensinler diye mülkünün zengin kullarının yaşadığı yıllardaki kullanım hakkını vermiştir. Dolayısıyla bir ailenin binlerce mülkü olup diğerleri ekmeğe talim edemez. Çok zengin olan kişiler çok nimetlenmiş gibi kendisini kabul edip Yüce Allah’ın o nimeti onlara fakirlere dağıtsın diye geçici olarak vermiş olduğunu anlamalıdırlar. Yaşamın doğası diye normal görüp maddi sınıf farklılıklarını doğru bulmak İslam a aykırıdır. Mevcut fark olabildiğince az olmalı hatta eşitlenmelidir. Nahl 71 ‘’Allah, rızıkta kiminizi kiminize üstün kılmıştır. Fazla verilenler, rızıklarını ellerinin altındakilere aktarıp da hepsi onda eşit hale gelmiyor. Allah’ın nimetini mi inkâr ediyor bunlar?’’ Bakara 215 ‘’Sana, neyi infak edip vereceklerini soruyorlar. De ki: “İnfak ettiğiniz mal ve nimet; ana-baba, yakınlar, yetimler, yoksul ve çaresizlerle yolda kalan için olmalıdır. Hayır olarak yaptığınızı Allah en iyi biçimde bilmektedir.” Bakara 219 ‘’Ve sana neyi infak edeceklerini de soruyorlar. De ki: “Helal kazancınızın size ve bakmakla yükümlü olduklarınıza yeterli olanından artanını verin.” Allah, ayetleri size işte böyle açıklar ki, derin derin düşünebilesiniz.’’
- Serbest Piyasa Politikası, Oportünist (bireylerin fırsatçı ve bencil davranışı) hareketi besler. Bu oluşum İslam a ve insan haklarına tepeden tırnağa zıttır.
- Neoliberal Politikalarla korunmaya alınmış kenz hareketi İslam’ın lanetlediği bir sistemdir. Bu durum Olağanüstü seviyede sınıf farklılığı oluşturur ve İnsan hakları ayaklar altına alınır. Tevbe 34 ‘’Ey inanıp güvenenler! Bilginlerin ve din adamlarının birçoğu insanların mallarını haksız yolla yer ve onları Allah’ın yolundan engellerler. Altını ve gümüşü kasalarda saklayıp da Allah yolunda harcamayanları acıklı bir azap ile müjdele.’’
- Milliyetçilik kavramı İslam’a aykırıdır. Din, dil, ırk gözetmeksizin tüm insanlar eşittir. Müminler de birbirlerinin kardeşleridir. Ulus bilinci ırkçılığa varmamalıdır. İsra 70 ‘’Yemin olsun, biz, âdemoğullarını onur ve üstünlükle donattık, onları karada ve denizde binitlerle yükledik. Onları, güzel ve temiz rızıklarla besledik. Ve onları, yarattıklarımızın birçoğundan üstün kıldık.’’ Hucurat 10 ‘’Şu bir gerçek ki, müminler sadece kardeştirler. O halde kardeşleriniz arasında barışı sağlayın ve Allah’tan sakının ki, size merhamet edilebilsin.’’
- Dünya da herkese yetecek kadar rızık ve nimet vardır. Bir kişinin 10 milyonu olup da diğerinin 10 bin i olması gerek İslam’a gerek İnsan Haklarına vurulmuş bir darbedir. Seçilenler ve halk adil ve adaletli hareket etmelidirler. Doğu ve Batı, Kuzey ve Güney herkes eşit imkanlara sahip olmalıdır. Haram kaynaklar gelir kapısı olmamalıdır.
- Zekât ve İnfak insanların keyfi tercihlerine bırakılmamalıdır. Yukarı mahalledeki insanlar lüks arabalarla milyon dolarlık evlerde otururken aşağı mahalledeki insanlar 4 kişilik aile asgari ücretle damı akan evde soğuktan titrememelidir. Yöneticiler İnsan haklarına uygun kararlar vermelidir. Müslüman olduğumuz için de eşitlik için başvurduğumuz kaynak Kur’an’dır.
- Akıl ve Bilime verilen önem artmalıdır. Akıl ve Bilim Kur’an’da yazılmamış ayetleri ve Yüce Allah’ın sanatını bulmamız için bir yoldur. Bakara 164 ‘’Şu bir gerçek ki göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, insanların yararı için denizde yüzüp giden gemilerde, Allah’ın gökten suyu indirip onunla, ölümünden sonra toprağı dirilterek üzerine tüm canlılardan yaymasında, rüzgârların bir düzen içinde yönden yöne çevrilmesinde, gök ve yer arasında bir hizmete memur edilen bulutlarda, aklını işleten bir topluluk için sayısız izler-işaretler-ibretler vardır.’’
- İnsanların dini inanç ve buna bağlı hareketlerine, başka kişilere zorla empoze etmemeleri koşuluyla karışılmamalı saygı gösterilmelidir. Kılık kıyafetlere kafa yormak ve İnsanlara tepeden bakan burjuvazi bir zümre hareketi oluşturmak yerine insanca yaşamak için kafa yormaya adapte olunulmalıdır.
- Müslüman ülkelerin çoğunun Batı karşısında aciz durumda olması tesadüf değildir. Yüce Allah’ın sopası yoktur. Bu durumda olma sebebimiz düşünülmeli ve Yüce Allah’ın gazabının neden üstümüzde olduğu sorgulanmalıdır. İsra 16 ‘’Biz bir ülkeyi/medeniyeti mahvetmek istediğimizde, onun servet ve nimetle şımarmış elebaşlarına emirler yöneltiriz/onları yöneticiler yaparız da onlar, orada bozuk gidişler sergilerler. Böylece o ülke/medeniyet aleyhine hüküm hak olur; biz de onun altını üstüne getiririz.’’ Yusuf 100 ‘’Allah’ın izni olmadıkça hiçbir benlik iman edemez. Allah, pisliği, aklını kullanmayanlar üzerine bırakır.’’ İnsanların çoğunun cehennemlik olması gerçeği de sorgulanmalıdır. Araf 179 ‘’Yemin olsun ki, biz, cehennem için, cinlerden ve insanlardan, birçok kişiye vücut verdik/birçoğunu döllendirip yaydık. Kalpleri var bunların, onlarla anlamazlar; gözleri var bunların, onlarla görmezler; kulakları var bunların, onlarla işitmezler. Davarlar gibidir bunlar. Belki daha da şaşkın. Gafillerin ta kendileridir bunlar.’’