11 Eylül 2011 Pazar
MAZLUMDER İSTANBUL ŞUBESİ’NDEN 12 EYLÜL DARBESİ VE GÖZARDI EDİLEN MAĞDURLARININ TARTIŞILACAĞI PANEL
Askeri darbeleri, basit, anlık tepkisel refleksler, patlamalar olarak ele almak, onu anlamamızı imkansızlaştırır. 1920 öncesi veya sonrası her askeri darbe, özel çalışılmış bir sivil mühendislik projesidir ve önceki yüzyıllarda örneği çok sık yaşanan saray darbelerinden çok farklıdır. Aynı şekilde son iki yüzyılda yaşadığımız darbeler zinciri de bir birinden kopuk hadiseler değildir.
Özellikle, 1909 deki 31 Mart, Birinci Meclis ve 1921 Anayasa’sının ve ilk Meclisin lağvı, 1960’taki 27 Mayıs, 1980 deki 12 Eylül darbeleri ve 28 Şubat 1997 post modern darbesi arasında önemli bağlar söz konusudur. Dolayısıyla darbeler, bir anda ortaya çıkmış, olmuş-bitmiş olaylar değildir. Bunlar, birbirini takip eden, bir sonraki, bir öncekinin devamı olan, hem ideolojik hem teorik hem de uygulama anlamında birbirinin devamı niteliğindeki bir darbeler zinciridir.
Her darbe, bir zihin, birey ve toplum inşa etmeyi hedefler. Bütün planlar ve zamanlamalar bu hedefe uygun olarak yapılır. Aynı şekilde darbede, öncesinde ve sonrasında kullanılan enstrümanlar zamanın ruhuna göre belirlenip seçilir. Bu konjöktürel enstrümanlar bir önceki darbenin kazanımlarını pekiştirme dışında sosyal ve toplumsal bir taban kazanmayı veya birini diğerinin üzerinden döverek kendilerine meşruiyet alanı oluşturulmaya da çalışılır.
12 Eylül darbesi bunun en tipik örneğidir. Aynı zamanda bu darbe, darbeler içerisinde toplumsal yıkımı en fazla olanıdır. 12 Eylül Darbesi, yıllarca süren darbe ortamını olgunlaştırma sürecinin sonrasında, 27 Mayıs 1960 darbesinin eksik bıraktıklarını ve bu süreçte oluşan sivil oluşumları ve özgürlük arayışlarını kökünden kazımak ve askeri vesayeti kalıcı hale getirmek için yapılmıştır.
12 Eylül darbesi, üretilen sanal korkularla ve gerçekler tersyüz edilerek, kendilerine toplum içinden farklı yandaşlar bulabilmiştir. Bu nedenle artık, adı geçen yandaşlar darbeci vasilere gerek kalmadan, birbirini dışlayıp ötekileştirebilmektedirler.
Ayrıca bu ötekileştirmeler darbelerin muhataplarının ve yandaşlarının kimler olduğunun birbirine karışmasına, İslami kesimlerin darbenin mağduru değil, darbeden nemalananlar olarak gösterilmesine de neden olmuştur.
İşte MAZLUMDER İstanbul Şubesi 11 Eylül Günü, Fatih Zübeyde Hanım Kültür merkezinde, özellikle bu son konu olmak üzere 12 Eylül Darbesinin nasıl bir darbe olduğunu, İslami kesimlerin bu darbe ile ilişkilerini ve yaşadıkları acıları masaya yatıracakları bir panel düzenleyecektir.
“12 Eylül Darbesinin Kurmak İstediği Düzen ve Darbenin Gözardı Edilen Mağdurları” isimli Panel, 11 Eylül 2011 Pazar günü saat 15.00’da başlayacak, Mehmet Yaşar Soyalan’ın moderatörlüğünde Prof. Ömer Çaha, İhsan Eliaçık, Doç. Ramazan Yelken ve Adil Akkoyunlu konuşmacı olarak katılacak, ayrıca darbe mağdurları yaşadıkları sıkıntıları ve şahitliklerini ifade edeceklerdir.