• Anasayfa
  • Gündem
    • Politika
    • Yaşam
    • Türkiye
    • Dünya
  • Emek
  • Kadın
  • Ekonomi
  • Eğitim
  • Ekoloji
  • Sağlık
  • Bilim & Teknoloji
  • Yazarlar
  • Arka Sayfa
    • Fikir & Yazı
    • Belgesel & Film
    • Eylem & Etkinlik
    • Fotoğraf & Karikatür
    • Kitap & Dergi
    • Müzik & Video
Adil Medya
  • Haziran 20, 2025
  • Yayın İlkeleri
  • Hakkımızda
  • Künye
  • İletişim
  • Güncel
  • Sağlık
  • Sağlık
Adil Medya
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Politika
      Türkiye, kira enflasyonunda OECD ülkeleri arasında lider

      Türkiye, kira enflasyonunda OECD ülkeleri arasında lider

      Sırada Türkiye mi var?

      Sırada Türkiye mi var?

      F-35’leri alamamanın maliyeti

      F-35’leri alamamanın maliyeti

      Demiri tavında dövme vakti: Ermenistan

      Demiri tavında dövme vakti: Ermenistan

    • Yaşam
      Dünya onu ''süper meyve'' olarak tanıyor! Bilinen en yüksek antioksidan kaynağı: Kanserli hücreleri yüzde 86 oranında öldürüyor

      Dünya onu ''süper meyve'' olarak tanıyor! Bilinen en yüksek antioksidan kaynağı: Kanserli hücreleri yüzde 86 oranında öldürüyor

      Halkın sağlığıyla oyun oynuyorlar

      Halkın sağlığıyla oyun oynuyorlar

      Terörsüz Türkiye, CHP’yi zayıflatma planı, ekonomide dengeler: Hepsi yeniden...

      Terörsüz Türkiye, CHP’yi zayıflatma planı, ekonomide dengeler: Hepsi yeniden...

      Anne-oğul bir avuç gökyüzüne karşı eylemde

      Anne-oğul bir avuç gökyüzüne karşı eylemde

    • Türkiye
      Çocuğunuzla birlikte eğlenceyi yakalayın: Karne günü kutlamasını unutulmaz kılacak 7 eğlenceli etkinlik

      Çocuğunuzla birlikte eğlenceyi yakalayın: Karne günü kutlamasını unutulmaz kılacak 7 eğlenceli etkinlik

      Halkın sağlığıyla oyun oynuyorlar

      Halkın sağlığıyla oyun oynuyorlar

      Cumhuriyet’in unutulan sağlık öncüleri

      Cumhuriyet’in unutulan sağlık öncüleri

      Milyonlarca kişiyi ilgilendiren gelişme: e-Nabız değişti

      Milyonlarca kişiyi ilgilendiren gelişme: e-Nabız değişti

    • Dünya
      İran’dan çıkan savaş dersleri

      İran’dan çıkan savaş dersleri

      Beka sorunu?

      Beka sorunu?

      Amerikan-İsrail saldırganlığına lanet!..

      Amerikan-İsrail saldırganlığına lanet!..

      Çin’in Ortadoğu’ya getiremediği barış

      Çin’in Ortadoğu’ya getiremediği barış

  • Emek
  • Kadın
  • Ekonomi
  • Eğitim
  • Ekoloji
  • Sağlık
  • Bilim & Teknoloji
  • Yazarlar
  • Arka Sayfa
    • Fikir & Yazı
      Kur'an'a Göre Haram Aylar - Geleneksel Görüşe Eleştirel Bir Yaklaşım

      Kur'an'a Göre Haram Aylar - Geleneksel Görüşe Eleştirel Bir Yaklaşım

      İran’dan çıkan savaş dersleri

      İran’dan çıkan savaş dersleri

      Türk-İş Maliye Bakanlığı önüne yürüdü | Bakanlık önüne tabut, Bakan Şimşek'e istifa çağrısı

      Türk-İş Maliye Bakanlığı önüne yürüdü | Bakanlık önüne tabut, Bakan Şimşek'e istifa çağrısı

      Cumhuriyet’in unutulan sağlık öncüleri

      Cumhuriyet’in unutulan sağlık öncüleri

    • Belgesel & Film
      Kapitalizmin Yeni Silahı: Prekaryaya Dönüştürülen Göçmen Emeği

      Kapitalizmin Yeni Silahı: Prekaryaya Dönüştürülen Göçmen Emeği

      Toplumsal gerçekçi romanın usta kalemi Orhan Kemal

      Toplumsal gerçekçi romanın usta kalemi Orhan Kemal

      ''Gelincik'' Elini kirletmekten çekinmeyen bir polisin hikâyesi

      ''Gelincik'' Elini kirletmekten çekinmeyen bir polisin hikâyesi

      “Leyla ile Mecnun” ekranlara geri dönüyor

      “Leyla ile Mecnun” ekranlara geri dönüyor

    • Eylem & Etkinlik
      Üçüncü Dünya Savaşı

      Üçüncü Dünya Savaşı

      Deniz Gezmiş - Metin Yüksel Birlikte Anılıyor

      Deniz Gezmiş - Metin Yüksel Birlikte Anılıyor

      Bizi uyutamazsınız; bu zulüm ne unutulur ne de affedilir!

      Bizi uyutamazsınız; bu zulüm ne unutulur ne de affedilir!

      Anayasal Düzen ve Adalet Devleti paneli

      Anayasal Düzen ve Adalet Devleti paneli

    • Fotoğraf & Karikatür
      Metafor

      Metafor

      Günün karikatürü

      Günün karikatürü

      LeMan'dan İsrail kapağı: Hangi hayvan hastaneleri vurur ki?

      LeMan'dan İsrail kapağı: Hangi hayvan hastaneleri vurur ki?

      Uykusuz bu hafta kapağına TOKİ'yi taşıdı

      Uykusuz bu hafta kapağına TOKİ'yi taşıdı

    • Kitap & Dergi
      Kadire Bozkurt: Ben yazarken okur henüz yoktur

      Kadire Bozkurt: Ben yazarken okur henüz yoktur

      Fuat Sürmeli'nin Yeni Kitabı Raflarda: “GÖLGEDEKİ GERÇEK”

      Fuat Sürmeli'nin Yeni Kitabı Raflarda: “GÖLGEDEKİ GERÇEK”

      Kitap toplama düşkünlüğü

      Kitap toplama düşkünlüğü

      Kitapların yalnızlığı

      Kitapların yalnızlığı

    • Müzik & Video
      4 gün sürecek 'Kuzey Fest'in programı belli oldu

      4 gün sürecek 'Kuzey Fest'in programı belli oldu

      Efendiler Bunun Neresi Yalan

      Efendiler Bunun Neresi Yalan

      Gökberk Uğurlu: “Düne takılı kalmak, önümüzü görmemizi engelliyor.”

      Gökberk Uğurlu: “Düne takılı kalmak, önümüzü görmemizi engelliyor.”

      Grup Yorum üyeleri için dayanışma konseri

      Grup Yorum üyeleri için dayanışma konseri

Vicdan Teyzemiz sustu! Biz çocuklar kalakaldık öylece

Vicdan Teyzemiz sustu! Biz çocuklar kalakaldık öylece

Kasım 8, 2015 Yaşam 0 comments

Facebook Twitter Google+ LinkedIn Pinterest

Sanki karanlık bir odada doğmuşuz. Denizdeki kum kadar çokuz. Sayılarımız binlerle ifade ediliyor bugün… Kimimiz birbirine nefes kadar yakın. Kimimiz omuz mesafesinde… Buna yitirdiklerimizin aynı düşünsel iklimde geleceğe dair soylu düşler kurmaları neden gösterilebilir mi? Aynı sokaklarda yürüdüklerini bilmek yaşamlarının önünün kesilmesine bir gerekçe olabilir mi? Kuşkusuz evet. Ama fazlası da var. Çünkü kurdukları dostlukları çocukları sürdürüyor şimdi. Bir tek dünya gözüyle, bizi bir ağız vişne dolusu gülerken, aynı anda ağlarken görememiş olmaları bana hüzün veriyor artık.

Düşünüyorum da bazen Alaz ve Türküler Erdost’la kardeşliğimiz daha biz doğmadan başlamış. Babalarımızın kısacık hayatındaki o güzelim dostluklarını iki yıldızın çarpışmasına eş tutabilir miyiz? Gökbilimciler iki yıldızın evrende “çarpışma”sını “birleşme” olarak yorumlar. Bir yanda evrenin belki de en görkemli, en olağanüstü olayının yepyeni bir alan yaratmasından heyecan duymak… Diğer yanda dostluğun saçtığı güven duygusunu hissetmek… Ölümüne yoldaşlıkla iki yıldızın “birleşmesi” ne kadar benziyor birbirine.

vicdan-teyzemiz-sustu-biz-cocuklar-kalakaldik-oylece-86679-1.Muzaffer Erdost, babam Behçet Aysan’la tanışıklığını şöyle anlatıyor: “Akşama yakın bir saatteydi sanırım. 10. koğuşa iki kişi getirilmişti. Biri jandarma üsteğmendi. Öteki askeri tıp öğrencisi Behçet Aysan. Mamak Muhabere Okulundaki cezaevinden getirilmişlerdi. Üsteğmen ile aynı davadan yargılanan tıp öğrencisi Behçet Aysan, 10. koğuşa, hani Menderes döneminde adı “Hilton”a çıkmış koğuşa getirildikleri akşam, içlerine çöken kasveti, daha sonraki günlerde de atamamış olmalılar. 10. koğuşun alt kısmında karşılıklı iki oda vardı. Girişte sağdaki küçük oda dört kişilikti. Behçet geldiğinde, Vahap Erdoğdu ile ben bu odadaydık. Soldaki oda oldukça büyüktü. Altlı üstlü yirmi kadar yatak yan yana serilebilir biçimde yapılmıştı. Behçet ile üsteğmeni buyur ettik, yemek çıkardık. Yatak değilse de yatabilecek bir şeyler sağlandı. Konuklukları doğal ki, bir hafta kadar sürdü.”

Belki de 70’li yılların soğuk ikliminde yaşanan ilk dostluk kıvılcımı bu… Sonrasını biz çocuklar hikaye gibi dinledik. Babamın hem Muzaffer Erdost’la hem de kardeşi İlhan’la olan arkadaşlığını… Annemle Gül Teyze’nin lise yıllarından beri arkadaş olduklarını öğrendikleri anda İlhan ve Behçet’in yüzündeki şaşkınlığı… İlk aşkın, ilk yağmurun mutluluğuyla, sonrasında kırlarda böceklerin, uçurtmaların, barışın sesiyle uyanma arzularını…

O yıllarda önemli olan eylemdi. Sözün kıymeti eylemin gerisine düşmüştü nedense. Ama onlar inat ettiler, sözün anlamını aramak için… Muzaffer ve İlhan Erdost kardeşler kurdukları yayınevinin aydınlığa açılan bir pencere olmasını istediler.

Bense o yıllarda annemin eline sıkı sıkı sarılıp çalıştığı Türk Dil Kurumu’na giderdim. Sözlük Kolu’na girer girmez herkese, “günaydın efendim” derdim. Sonra oradan kurtulur, merdivenden uçarak bir alt kata inerdim. Derleme Kolu’nun önünden geçerken usul adım yürümeye başlardım. Eğer kapı açıksa çaktırmadan içeri göz atardım. Gülten Akın son derece ciddi bir yüz ifadesiyle elinde dosya tutuyorsa hemen toz olur, Sevgi Özel’in yanında bulurdum kendimi.

Gülten Teyze’nin buruk gülümseyişi o yıllarda benim kavrayamayacağım koca dünyaya karşı tutarlı bir isyandı oysa. 1977’de ODTÜ’de öğrenci temsilcilerinin örgütlediği eylemde öldürülen Ertuğrul Karakaya’nın ardından yazdığı “Ertuğrul Ağıdı”nda, “Gökte bulut yanyan gider/ Yaralarından kan gider/ Töresi batası dünya / Kahpe kalır şahan gider” diyordu. Anadolu’nun sesi formunda “4+4”lük bir ses düzeniyle karşı çıkıyordu düzene.
Rilke, “meyvenin çekirdeğini içinde taşıması gibi insan da ölümü içinde taşır” der ya. Bizim ülkemizde devlet aklı itirazını yükseltene işler, yani bir bakıma meyvenin çekirdeğini taşıması gibi devlet de ölümü içinde taşır. 12 Eylül gelip çattığında ise bir gecede değişir her şey. Devlet yine yapar yapacağını! Muzaffer ve İlhan Erdost kardeşler, Engels’in “Doğanın Diyalektiği” kitabı bahane edilerek gözaltına alınıp dövülürler. İlhan, ağabeyi Muzaffer’in gözleri önünde can verir. O yıllarda biz çocuklara pek anlatılmazdı böyle şeyler. Zaten Türküler de Alaz da benden az buçuk küçüktür. Küçük ne kelime? Türküler iki yaşında, Alaz altı aylıktır babaları öldürüldüğünde…

Gülten Teyze, TDK’dan emekli olmuştur. Zaten darbeyle beraber her şeyin tadı bozulmuş, annemin deyişiyle “kurumu bile paşalar basmıştır” artık. Bu defa çıkılan yolculuk Gülten Akın’ın oğlu için Mamak’ta acılarla dolu uzun, ince yolculuktur. “42 Gün”de açlık grevlerinin içinden bir anne olarak geçer. Cezaevi önünde itilip kakılmanın ne olduğunu önemsemez. İçerisi yangın yeridir çünkü. Seyranbağları’nın, gecekonduların, sabah ayazında işe giden genç kızların, evlerinin önünde oturan kadınların şairi bir ana olarak evladının yanında soluk almak ister.

Sonra biz biraz daha büyürüz. Alaz, günün birinde yaşdaşı bir çocuk tarafından “teröristin kızı” diye sokakta tokatlanınca “neden?” diye sorar kendi kendine. Bir gün şiir okumaya gittiği Sıvas’ta babam arkadaşlarıyla yakılır. Ben de sorarım kendi kendime, “neden?” diye. Oysa “özgürlük de öğrenilmesi gereken bir şeydir” der Adorno. Artık eminim, özgürlükten söz ettik ama özgürlüğün ne olduğunu öğretemedik halkımıza…
Bilge Muzaffer Amca’mız söznün eridir: “Onlar öldürüldüler. Doğal ki öldü onlar. Şimdi bilmiyorlar da öldüklerini. Bir zamanlar yaşamış olduklarını bilmedikleri gibi. İnsan olmanın onurunu yücelttiler, onlar, özgürleşmenin yükselen bayrağı onlar şimdi. Çağdaş kölelikten özgürlüğe gidilen çetin yolda, işkencelerin, cezaevi baskınlarının, öldürümlerin, darağaçlarının çetin yolunda, boyun eğmeyenlerin, ezilmeyenlerin bilincinde soluk alıp veriyor onlar.” diyerek direnmeye devam eder. Ve yine kötü ölüm gelip kapıyı çalar.

Dün Alaz’la Gülten Teyze’nin gidişini konuşurken, “çocukluğumuz gidiyor” dedi. “Çocukluğumuz bitti. O defterin son sayfası kapandı çoktan” dedim ben de.

7 Kasım’larda İlhan Erdost’un mezarı başında azalmamız, yitirdiklerimizi de düşününce bir dönemin kapandığını duyumsatıyor bize. Bu yıl Barışta yok. Rana Teyze de yok. Dahası her yıl görmeye alışkın olduğum Alaaddin Bilgi, Vecihi Timuroğlu, Metin Demirtaş, Mustafa Şerif Onaran da yok. Şimdi Gülten Teyze de yok.

Metin Altıok Ödülü’nü aldığında aramıştım kendisini. “Metin Altıok’la Behçet Aysan’ı hiç ayırmadım. Yaşamım boyunca onların varlığını taşıdım. Hep onların otelin merdivenlerindeki fotoğrafını düşündüm. Metin, yaralı olarak getirilmişti Ankara’ya, hastaneye… Son ana kadar umudumu kaybetmedim. Her gün aradım hastaneyi. Ama olmadı.” demişti hüznüne engel olamadığı incecik sesiyle… “Sonra Füsun da eski arkadaşımdı. Annen, Adviye…” Tomris Uyar’la Füsun Akatlı’yı ve gidenleri birleştiriyor kalemiyle: “İç saatınızı kurdunuz / Öyle bir yolculuk gibi sıradan / Sonsuza da olsa birer birer / İstanbul sizi bağrına çekti / Orada dirisiniz mütemadiyen.”

Son kitabında yaşamla şiirin her türlü bireysel olumsuzluğa rağmen nasıl olup da iç içe geçtğine hayret etmiştim. Özellikle “Diyaliz” şiiri bunun en somut izdüşümüydü. “Haftada üç gün diyalize gidiyorum, hemen yoruluyorum. Kullandığım ilaçlardan aklımı toparlayamıyorum. Cümleler hep yarım kalıyor” demişti. Hayatla vedalaşmış, bir bekleme odasında yaşıyordu sanki. Öyle ki, hayat şenliğine katılamıyordu. Yaşamında biriktirdiklerinin, gözlemlediklerinin bir dirim sağlayacağını da ummuyordu adeta. İç saati mi durmuştu yoksa?

Gülten Teyze, namuslu dizeleriyle yitirdiklerimizle yan yana şimdi. Ama Vicdan Teyze’miz olmaya hep devam edecek.

Ankaralı Gülten Teyze, has şairim

13 Aralık, 12 Eylül’ün en büyük utançlarından: 17’sine henüz girmiş bir çocuğun asılarak idam edildiği tarih. Yaşı mahkeme kararıyla büyütülen -ki bu da bir başka utanç- Erdal Eren’in 1980 yılında öldürüldüğü gün. Gülten Akın’ın şiiri, bu olayı hatırlatır hep

Sonbahar güzeldir, insana iyi gelir ama art arda yaşanan fena şeyler, bu iyiliğe gölge düşürür. Sonbahardaki kayıplar, “yaprak dökümü”yle özdeşleştirilir. Reşat Nuri Güntekin’in romanı, Nâzım Hikmet’in ya da Can Yücel’in şiiri değil, yekten o deyim gelir insanın aklına. Sonbahar fenadır: Yaprakları değil, sevdiklerimizi de alır. Şu da bir gerçek: Sonbaharda en çok şairler ölür.

Gülten Akın, 4 Kasım 2015 tarihinde aramızdan ayrıldı. Hayatı boyunca onca şeye direndi, ölüme direnemedi. Gidişiyle sadece Ankara değil, kalplerimiz de ıssızlaştı. Has şairimdi, hep öyle kalacak.

Geçtiğimiz Çarşamba, en sevdiğim şairlerden biri bizi öksüz bırakıp gitti. Gülten Akın -ki benim için Ankara’ya eşdeğerdir- şahane dizelerini alarak aramızdan ayrıldı. Sıfat boşuna değil: Ankara’da tanıdığım, şiirleri kadar şahaneliğiyle de beni etkileyen bir insandı. Aksu’nun annesi, Tanıl’ın kayınvalidesi, Işık’ın anneannesiydi. Yakınımdaydı. Çok gördüm, çok konuştum ama hiç yakınlaşmadım. Biraz utancımdan, biraz da rahatsız ederim korkusuyla…

ankarali-gulten-teyze-has-sairim-86697-1.Ankara’da yaşamaya başladığım yıllarda yani 80’lerin sonunda, iki kurum, abc Kitabevi ve Sanat Kurumu, eskilerin edebiyat matineleri geleneğini sürdürürdü. Kitabevinde Cemal Süreya’yı dinlemişliğim, kurumda Aziz Nesin’le tanışmışlığım var. Şanslı bir kuşaktan olduğum aşikâr. Gülten Akın’ın her dem başucumda bulunan kitaplarından birinin içinde, Sanat Kurumu tarafından düzenlenen “imza ve söleşi günleri”nin programı durur: 20 – 24 Mart 1990 tarihlerinde düzenlenen, Rıfat Ilgaz, Aziz Nesin, Mahmut Makal, Talip Apaydın, Tarık Dursun K. gibi yazar ve şairlerin katılımıyla güzelleşen bir etkinlik bu. Dün gibi aklımda ama bakarak yazayım: 21 Mart’ta, Erdal Öz ve Tahir Hatiboğlu ile konuşmuş Gülten Akın. Heyecanlı olduğum bir gün: O güne dek yayımlanan “bütün şiirleri”ni toplayan “Seyran”ın ilk baskısını (Can Yayınları, 1982) elime alarak gitmiştim. Söyleşinin sonunda usulca yanaşmış, kitabı imzalatmıştım: “Değerli Murat Meriç için, şiirin sıcaklığıyla” diyerek imzaladığı kitap, en değerlilerimden. 18 yaşındaydım, ilgilenmiş ve uzun uzun sorular sormuştu: Nereliydim, neden Ankara’daydım, kitabını ne zaman almıştım… Tek tek cevap verdim, kimya mühendisliği okuduğumu öğrenince oradaki boş kağıtlardan birini alarak “bilimin aydınlığını şiirin ışığıyla birleştiren genç arkadaşım” diye başlayan bir uzun paragraf yazdı, imzaladı ve bana verdi. “Sakla, ileride ‘Gülten Teyzem vermişti’ dersin, belki beni hatırlarsın” demişti uzatırken. Ellerine sarıldığımı hatırlıyorum. Galiba ağlıyordum da, sessiz sessiz. Onu, hediyesini hiç unutmadım. Ölene kadar da unutmayacağım zira o güne dek değil, her dem aldığım en güzel hediyelerdendir.

Gülten Akın’la tek karşılaşmam değildi bu. Katıldığı etkinlikleri takip ettim, ziyaretine gittim, sokakta rastladığımda elini öptüm. Yakınlarda Elif Ergezen’le konuşmuş, Ankara’ya onu ziyarete gitmeyi planlamıştık. Yazık ki memleket ahvali, biraz da benim çekingenliğim ve (utanarak yazıyorum) umursamazlığım, bunu engelledi. Gülten Akın hiç ölmezmiş gibi gelirdi. Ölümü bu yüzden beni çok sarstı.

 

  • Kaynak Birgun

Yorumunuzu bırakın


İlgili Haberler

Dünya onu ''süper meyve'' olarak tanıyor! Bilinen en yüksek antioksidan kaynağı: Kanserli hücreleri yüzde 86 oranında öldürüyor Sağlık
Haziran 19, 2025

Dünya onu ''süper meyve'' olarak tanıyor! Bilinen en yüksek antioksidan kaynağı: Kanserli hücreleri yüzde 86 oranında öldürüyor

Halkın sağlığıyla oyun oynuyorlar Gündem
Haziran 19, 2025

Halkın sağlığıyla oyun oynuyorlar

Terörsüz Türkiye, CHP’yi zayıflatma planı, ekonomide dengeler: Hepsi yeniden... Fikir & Yazı
Haziran 18, 2025

Terörsüz Türkiye, CHP’yi zayıflatma planı, ekonomide dengeler: Hepsi yeniden...

ZAMAN AKIŞI

Haz 19 22:44
Arkasayfa

Kur’an’a Göre Haram Aylar – Geleneksel Görüşe Eleştirel Bir Yaklaşım

Haz 19 13:29
Eğitim

Çocuğunuzla birlikte eğlenceyi yakalayın: Karne günü kutlamasını unutulmaz kılacak 7 eğlenceli etkinlik

Haz 19 12:47
Gündem

İran’dan çıkan savaş dersleri

Haz 19 10:29
Sağlık

Dünya onu ”süper meyve” olarak tanıyor! Bilinen en yüksek antioksidan kaynağı: Kanserli hücreleri yüzde 86 oranında öldürüyor

Haz 19 09:14
Emek

Türkiye, kira enflasyonunda OECD ülkeleri arasında lider

Haz 19 09:11
Emek

Türk-İş Maliye Bakanlığı önüne yürüdü | Bakanlık önüne tabut, Bakan Şimşek’e istifa çağrısı

Haz 19 09:05
Gündem

Halkın sağlığıyla oyun oynuyorlar

Haz 19 08:59
Arkasayfa

Cumhuriyet’in unutulan sağlık öncüleri

Haz 19 08:54
Gündem

Beka sorunu?

Haz 18 14:09
Bilim & Teknoloji

Bir molekülün kas yaşlanmasını yavaşlattığı bulundu

Haz 18 13:19
Ekoloji

Malatya’yı zirai don vurdu: Iğdır’da verimli kayısı sezonu

Haz 18 12:37
Arkasayfa

Milyonlarca kişiyi ilgilendiren gelişme: e-Nabız değişti

Haz 18 12:20
Gündem

Amerikan-İsrail saldırganlığına lanet!..

Haz 18 10:37
Ekonomi

Yeni ÖTV düzenlemesi ne getiriyor: İşte fiyatı artacak araçlar

Haz 18 10:32
Arkasayfa

Sırada Türkiye mi var?

Haz 18 09:54
Arkasayfa

Terörsüz Türkiye, CHP’yi zayıflatma planı, ekonomide dengeler: Hepsi yeniden…

Haz 18 09:19
Arkasayfa

Canavarlar zamanı

Haz 18 09:06
Arkasayfa

Kendi Gerçeğinden Kaçan İslam Toplumları

Haz 17 13:05
Arkasayfa

Türkiye Ekonomisinin Son 10 Yıldaki Analizi ve Çözüm Yolları

Haz 17 11:43
Arkasayfa

F-35’leri alamamanın maliyeti

Haz 17 11:14
Gündem

Çin’in Ortadoğu’ya getiremediği barış

Haz 17 11:01
Ekonomi

Sanayide çalışan sayısı nisanda düştü

Haz 17 10:35
Arkasayfa

Anne-oğul bir avuç gökyüzüne karşı eylemde

Haz 17 10:26
Kültür & Sanat

Balaban’ın dönüşü!

Haz 17 09:48
Arkasayfa

Sosyal Medyada Kadın Bedeninin Metalaşması ve Politik İktidar İlişkileri

Haz 16 20:02
Gündem

İran ve İsrail arasında Türkiye…

Haz 16 15:18
Bilim & Teknoloji

Sosyal medya yazıları (3) – Sosyal medya ve beğenilme

Haz 16 15:12
Ekonomi

Yılın ilk beş ayında her gün 325 esnaf kepenk kapattı

Haz 16 15:09
Emek

Patronun sağlık sorunları olan işçiye zam yapmama hakkı var mı?

Haz 16 15:06
Gündem

Dişi aslan ve av!