‘’Mademki Kur’an eksiksizdir o zaman bana Kur’an da namazı göster hadi? ‘’ tarzı sorular, ‘’Kur’an bize yeter ‘’diyenlere gelenekçilerin ‘’şimdi görüşünü çürüteceğim’’ sevinci ve nidasıyla sorduğu en klasik sorulardır. Aslında küçümsedikleri Yüce Allah’ın ayetleridir. Ancak bunun farkında olamayacak kadar gaflet uykusuna yatmışlardır. Aslında bu davranışlar önceki ümmetlerin yaptığı davranışların kopyasıdır. Her kutsal kitap indiği toplum bakımından yetersiz görülmüş, değiştirilmek ya da küçümsenmek istenmiştir.
Namazın Kur’an da nasıl yer aldığına değinirsek öncelikle ‘’namaz’’ Farsça bir kelime olduğundan Kur’an da geçmez. ‘’Salat’’ kelimesi geçer. Salat Kur’an da s,l,v köklerinden 99 kere geçmekte olup, genel olarak ‘’dua etmek’’ anlamına gelir. Kur’an da ‘’desteklemek’’ ve bizim anladığımız gibi ‘’ibadet etme, namaz kılma’’ anlamlarda kullanıldığı da olmuştur.
Namaz Öncesi Abdest
Namaz öncesi öncelikle abdest alınır. (Gelenekçilerle yaptığım birçok tartışma da abdestin de Kur’an da geçmediğini savunan-sanan büyük bir kitle vardı.)
Maide Suresi 6. Ayet ‘’Ey iman sahipleri! Namaza/duaya duracağınız zaman yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi yıkayın; başlarınızı meshedin ve topuklara kadar ayaklarınızı meshedin/yahut yıkayın. Eğer cünüp iseniz iyice temizlenin! Hasta yahut yolculuk halinde iseniz yahut biriniz tuvaletten gelmişse yahut kadınlara dokunmuş da su bulamamışsanız temiz bir toprakla teyemmüm edin: Yüzlerinizi ve ellerinizi ondan meshedin. Allah size zorluk çıkarmak istemiyor. Ancak sizi temizlemek ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak istiyor ki, şükredebilesiniz.’’
Namaz Yalnızca Yüce Allah’ı Anmak İçin Kılınmalıdır.
Hac Suresi 22. Ayette ‘’Onlar sırf, “Rabbimiz Allah’tır” dedikleri için haksız yere yurtlarından çıkarıldılar. Eğer Allah’ın, insanların bir kısmını bir kısmıyla defetmesi olmasaydı, içlerinde Allah’ın adı çokça anılan manastırlar, kiliseler, havralar ve mescitler her halde yerle bir edilirdi. Allah, kendisine yardım edene elbette yardım eder. Allah elbette Kavî, Azîz’dir.’’ Cin Suresi 18. Ayette ‘’Hiç kuşkusuz, mescitler/secdeler Allah içindir. O halde, Allah ile birlikte bir başkasına yakarmayın/Allah’ın yanında bir başkası için çağrıda bulunmayın.’’ Vahyedilmiştir.
Namaz Kılarken Bir Kıble- Yön Olmalıdır.
Bakara Suresi 150. Ayette ‘’Nereden çıkarsan çık, yüzünü Mescid-i Haram’a çevir. Nerede olursanız olun, yüzünüzü ona doğru çevirin ki, insanların elinde sizin aleyhinize bir delil bulunmasın. Onların zulme sapanları müstesna. Artık onlardan korkmayın, benden korkun. Yüzünüzü Mescid-i Haram’a dönün ki, üzerinizdeki nimetimi tamamlayayım. Ve bu sayede güzeli ve iyiyi bulmanız da umulmaktadır.’’ Vahyedilir.
Burada maksat Müslümanların bir birlik halinde ve derli toplu şekilde ibadet halinde olmasıdır. Yoksa tüm kâinat Yüce Allah’ındır. Bu kıble ve yönlerle belirlenmez. Bakara Suresi 115. Ayette ‘’Doğu da batı da yalnız Allah’ındır. O halde nereye dönerseniz orada Allah’ın yüzü vardır. Allah Vâsi’dir, varlığı sürekli genişletip büyütür; Alîm’dir, her şeyi en iyi biçimde bilir.’’
Namazda Kıyam, Rükû ve Secde Ayetleri
Birkaç ayetten örnek vermek gerekirse; Al-i İmran Suresi 39. Ayette ‘’Zekeriyya mihrapta durmuş dua ederken/ namaz kılarken, melekler ona şöyle çağırmışlardı: “Allah sana, Allah’tan bir kelimeyi doğrulayıcı bir efendi; nefsine egemen bir benlik, hayır ve barışı sevenlerden bir peygamber olarak Yahya’yı müjdeliyor.” Bakara Suresi 238. Ayette ‘’Namazları/duaları ve orta namazı/orta duayı koruyun. Tam bir saygıyla Allah’ın huzurunda kıyam edin.’’
Hac Suresi 26. Ayette ‘’Bir zamanlar İbrahim için, o evin yerini, şöyle diyerek hazırlamıştık: Bana hiçbir şeyi ortak koşma, evimi; tavaf edenler, kıyamda duranlar, rükû-secde edenler için temizle.’’ Fetih Suresi 29. Ayetin ilgili bölümünde ‘’ Muhammed, Allah’ın resulüdür. Onunla beraber olanlar, inkârcılara karşı çok çetin, kendi aralarında çok sevecendirler/çok merhametlidirler. Sen onları rükû eder, secdeye kapanır halde görürsün. Allah’tan bir lütuf ve hoşnutluk ister dururlar. Görünüşlerine gelince, yüzlerinde secde eseri/izi vardır.’’
Namazda Ne Okuduğunu Bilmek Zorundasın
Nisa Suresi 43. Ayette ‘’Ey iman edenler! Sarhoşken, ne söylediğinizi bilinceye kadar, cünüpken de -yolculuk halinde olmanız müstesna- boy abdesti alıncaya kadar namaza/duaya yaklaşmayın. Eğer hastalanırsanız yahut yolculuk halinde bulunursanız yahut biriniz tuvaletten gelmişse yahut kadınlara dokunmuşsanız, bütün bu durumlarda su da bulamamışsanız, temiz bir toprakla teyemmüm edin. Yani yüzlerinizi ve ellerinizi meshedin. Allah Afüvv’dür, günahları affeder, Gafûr’dur, hataları bağışlar.’’ Burada önemli olan sadece sarhoşken değil anlamadığımız bir dilde dua ederken de aynı şeyleri yaşamamızdır. Ana dilde ibadet çok önemlidir.
Namaz Sessiz Kılınmamalıdır
İsra Suresi 110. Ayette ‘’De ki: “İster Allah diye yakarın, ister Rahman diye yakarın. Hangisiyle yakarırsanız yakarın, en güzel isimler/Esmâül Hüsna O’nundur. Namazında/duanda sesini yükseltme, kısma da. İkisi ortası bir yol tut.”
Kur’an da Namaz Vakitleri ve Zamanları
Taha Suresi 130. Ayette ‘’Artık, onların söylediklerine sabret; Güneş’in doğuşundan önce de batışından önce de Rabbini överek tespih et! Gecenin bazı saatleriyle gündüzün iki ucunda da tespih et ki, hoşnutluğa erebilesin.’’ İsra Suresi 78. Ayette ‘’Güneşin kaymasından/aşağı sarkmasından, gecenin kararmasına kadar namazı/duayı yerine getir. Sabah Kur’an’ını da gözet. Çünkü sabah Kur’an’ı tanıklarca izlenmektedir.’’ Hud Suresi 114. Ayette ‘’Gündüzün iki tarafında ve geceye yakın saatlerde namazı/duayı yerine getir. Güzellikler kötülükleri silip süpürür. İşte bu, Allah’ı ananlara bir öğüttür.’’ Buradan işaretle namazın 5 vakit olduğu anlaşılır.Taraf bir şeyin bölümlerinden biri anlamına gelir. “Gündüzün iki tarafı”, iki bölümü demektir. ayette görüleceği gibi namaz kılınması gereken ilk bölüm, güneşin batıya kaydığı öğle vaktidir. İkincisi ise ikindi namazının vaktidir. Bu iki vakit bütün kültürlerde vardır.
Ayetin metninde, “yakınlık” anlamında olan zülfe’nin çoğulu zülef kelimesi vardır. Arapçada çoğul, en az üç şeyi gösterir. Ayetteki “ gecenin zülfeleri”, gecenin gündüze yakın en az üç zamanıdır. Bunlar gündüzden işaret taşıyan akşam, yatsı ve sabah namazlarıdır.
Kur’an da Namaz Rekatları
Nisa Suresi 102. Ayette ‘’Sen içlerinde olup da onlara namaz kıldırdığın vakit, içlerinden bir grup seninle namaza dursun; silahlarını da alsınlar. Bunlar secdeye varınca, diğerleri arkalarında beklesinler. Sonra namaz kılmamış/dua etmemiş olan diğer grup gelip seninle birlikte namaz kılsınlar/dua etsinler. Dikkatli olsunlar, silahlarını yanlarına alsınlar. Kâfirler isterler ki, silahlarınızdan ve teçhizatınızdan habersiz olasınız da üstünüze bir çullanışla çullanıversinler. Eğer yağmurdan gelen bir sıkıntı varsa yahut hasta-yaralı iseniz silahlarınızı bırakmanızda sizin için bir sakınca yoktur. Ama tedbirinizi alın, dikkatli olun. Allah, kâfirler için rezil edici bir azap hazırlamıştır.’’ Bu ayetlerden Namazın Kur’an’da nasıl kılınacağının tarif edildiğini ve sefer namazının neden iki rekât olduğunu öğreniyoruz. Namazların rekât sayısı Hz. Peygamber’in içtihadı değil, Kuran’ın belirlemesidir. Nisa Suresi’nin 102. ayetinde, cephede kılınacak namaz anlatılır: Ayete göre namaz aslında iki rekâttır. Ancak ayetteki gibi durumlarda cemaat iki bölüme ayrılır. Bir bölüğü imamla bir rekât kıldıktan sonra gidip nöbeti devralır, öteki bölük de gelip imamla beraber ikinci rekâtı kılar. Böylece imam iki, cemaat birer rekât kılmış olur. Yani korku veya sefer durumunda cemaat için namaz kısaltılmış, bir rekâta indirilmiş olur. Demek ki namazın tamamı iki rekâttır. O zaman bu kısaltma, iki rekâtlı tam bir namazın bir rekât kılınması anlamına gelir.
Namazda Hangi Duaları Okuyacağız?
Namazda okunacak belirli ayetler ya da dualar Kur’an da belirtilmemiştir. Namaz da sadece Yüce Allah anılmalıdır. Kur’an’dan okuyacağımız ayetler özellikle de Kur’an da ki Nebilerin etmiş olduğu duaların ayetleri namaz da okunmak için güzel örneklerdir. Örneğin Hz. Âdem ve eşinin okuduğu dua A’raf Suresi 23. Ayet ‘’Ey Rabbimiz, dediler, öz benliklerimize zulmettik. Eğer bizi affetmez, bize acımazsan elbette ki hüsrana uğrayanlardan olacağız.” Hz. Nuh’un okuduğu dua , Hud Suresi 47. Ayet Nûh dedi: “Rabbim! Hakkında bilgim olmayan şeyi senden istemekten sana sığınırım. Eğer beni affetmez, bana acımazsan hüsrana uğrayanlardan olurum.” Hz. İbrahim’in ettiği dua, Şuara Suresi 83-85 Ayetler “Rabbim, bana hükmetme gücü/hikmet bağışla, beni hak ve barış seven iyiler arasına kat!” “Sonradan gelecekler arasında benimle ilgili doğru/isabetli bir dil oluştur.” “Beni, nimetlerle dolu cennetin mirasçılarından kıl.” Hz. Eyüp’ün ettiği dua, Enbiya Suresi 83. Ayet ‘’Ve Eyyûb… Rabbine şöyle yakarmıştı: “Dert/zorluk gelip çattı bana; sen, rahmet edenlerin en merhametlisisin!” gibi birçok ayet Kur’an da geçmektedir.
Tahiyyat ve Salli Barik duaları Kur’an’ın ruhuna uygun değildir. Öncelikle Tahiyyat bir hadiste Cebrail’in ağzından söylenmiş ve Hz. Muhammed’in aktarmış olduğu rivayet edilen bir duadır. Tabi ki Hz. Muhammed böyle bir şey dememiştir. Hz. Muhammed kendi kendine mi selam vermiştir? Zaten Kur’an dışı vahiy diye bir şey yoktur. Çok yıllar sonra namaza eklenmiş bir duadır. Kur’an’a tamamen terstir. Salli -Barik dualarında ise Kur’an’a aykırı olan Yüce Allah dışında Hz. Muhammed ve Hz. İbrahim’in kendileri ve aileleri hakkında yakarılması ve selam verilmesidir. Hz. Muhammed’in ‘benim için de her namazınızda rahmet dileyin bana selam verin’ dediği düşüncesi Kur’an’la uyuşmaz. Zaten öyle bir şeyde dememiştir.
Namazın Kazası Var mı?
Namazın kazası olmaz ve vaktinde uygulanması gerekir. Nisa Suresi 103. Ayette ‘’Namazı/duayı tamamlayınca, artık Allah’ı ayakta, oturarak, yan yatmışken anın. Sükûnet bulduğunuzda, namazı/duayı tam bir biçimde yerine getirin. Namaz/dua, müminler üzerine vakti belirlenmiş bir farz olmuştur.’’ Vahyedilmiştir.
Ama Hadisler Olmadan Namazı Nasıl Kılacağız Diyenler
Açıkladığımız gibi; Kur’an da namazla ilgili bilgi yok diyenlerin asıl kendileri bilgisizlerdir. Kur’an da açıkladığımız gibi her şey yazmaktadır. ‘Hadis olmadan namaz anlaşılmaz ‘diyenlere ise asıl hadisle namaz anlaşılmaz demekteyiz. Çünkü bu tarz konuşan çoğunluk maalesef savunduğu hadisleri bile okumamaktadır. Öncelikle namazla ilgili hadisler tutarsızdır. İlk olarak Hz. Muhammed’in sadece sabah ve akşam namazlarını kılıp onları da iki rekât kıldığını daha sonra ise Medine döneminin ilk zamanlarına kadar 5 vakit ve ikişer rekât kıldığı sonradan ise Sabah Namazına karışmadığı, Öğle, İkindi ve Yatsı’ya ikişer rekât eklediği Akşam Namazına ise 1 rekât eklediği yazar. Buna karşı Cuma günü öğle namazı olan Cuma Namazı’ nın 2 rekât kılınıp kalan 6 gün 4 rekât olması da gariptir. Namazı mezheplerle ve hadislerle kolayca anlarız diyenler için ise birkaç örnek verirsek;
Sebepsiz yere namaz kılmayanlar Hanefilerde, Şafiilerde ve Malikilerde 3 gün hapsedilip sonra tövbe etmezse öldürülürken Malikilerde tövbe etmezse hemen öldürülür.
Fatiha Suresinden önce besmele çekmek Hanefilerde sünnet iken Şafii ve Hanbelilerde farzdır. Fatiha Suresi’nin başındaki besmele Şafii ve Hanbelilerde ayet kabul edilirken Hanefi ve Malikilerde ayet değildir. Ayrıca Fatiha olmadan Hanefilerde namaz kılınabilirken diğer saydığımız mezheplerde kılınamaz.
Cuma Namazı için Hanefilerde en az 3 kişi şartken Malikilerde 12, Şafiilerde ve Hanbelilerde 40 kişi şarttır.
Kur’an da Maide Suresi 6. Ayette abdestin farzları çok net belliyken Hanefilerde bu farzlara 14 sünnet, Malikilerde 8 sünnet, Şafiilerde 30 sünnet, Malikilerde ise 20 sünnet eklenmiştir. Başın tamamını mesh etmek Maliki ve Hanbelilerde farzken Hanefi ve Şafiilerde sünnettir. Abdestte niyet etmek Hanefilerde sünnet iken diğer 3 mezhepte farzdır. Hanefilerde Abdesti bozan 12 durum varken bu durum Malikilerde 3’e düşmüş, Şafiilerde 5’e, Hanbelilerde de 8’e çıkmıştır. Kan Hanefilerde abdesti bozarken diğer mezheplerde bozmamaktadır.
Gusül Abdestinin farzı Hanefilerde 11 iken Malikilerde ve Hanbelilerde ise 5 iken Şafiilerde 3 olmuştur. Namaz içinde unutarak konuşmak Hanefi ve Hanbelilerde namazı bozarken Maliki ve Şafiilerde bozmamaktadır.
Namazları cemetmek (birleştirmek) Hanefilerde yalnızca Hac ’da yapılabilirken Şafiilerde yalnızca yolculukta diğer 2 mezhepte ise ek olarak yağmurda ve hastalıkta da yapılabilmektedir. Namazda selam vermek Hanefilere göre farz değilken Maliki ve Şafiilere göre tek tarafa vermek farz, Hanbelilere göre de sağ ve sola da vermek farzdır.
Bu örneklerden daha onlarca verebiliriz. Şimdi namazı zorlaştıran ve karmaşıklaştıran neymiş daha iyi anladınız. Kur’an da namaz yazmaz diyenler ve Kur’an’ı küçümseyenler Hadisler ve Mezheplerle namazı karman çorman etmiş, Namazın en basit farzları için bile her kafadan ayrı ses çıkmıştır. Bu arada Namaz ile ilgili ayetleri Türkçe anlatırken bizlere Kur’an Türkçe ile anlaşılmaz, Arapça okunmalı diyen tüm gelenekçiler, bizlere hadis anlatırken ne hikmetse (!) hiç Arapça hadis anlatmamakta olup hadisleri hep Türkçe anlatmaktadır. Ne hikmetse (!) 600 küsur sayfalık Kur’an başka dillere çevrilince anlamca bozuluyor ancak yüzbinlerce sayfalık hadisler çevrilince bozulmuyor. Burada Mezhep çelişkilerinden kısaca bahsettik. Hadisler içindeki ‘namaz’ çelişkilerini göstermek için ise ayrı bir kitap yazmak gerekmektedir.
Kur’an’ın eksiksiz ve mübin olduğunu defalarca anlattığımız gibi yine ayetlerle anlatırsak; Kur’an’ın eksiksiz olduğuna dair ayetler; Nahl Suresi 89. Ayet ‘’Sana bu Kitap’ı indirdik ki her şey için ayrıntılı bir açıklayıcı, bir kılavuz, bir rahmet, Müslümanlara da bir müjde ol’’ Yusuf Suresi 40. Ayet ‘’O’nun yanında nelere kulluk ediyorsunuz? Sadece birtakım isimlere ki, adlarını siz ve atalarınız koymuştur. Onlar hakkında Allah, hiçbir kanıt indirmemiştir. Hüküm yalnız Allah’ındır. O, yalnız ve yalnız kendisine kulluk etmenizi emretti. Eskimez ve pörsümez din işte budur. Ama insanların çokları bilmiyorlar.” Enam Suresi 115. Ayet ‘’Rabbinin sözü hem doğruluk hem de adalet bakımından tamamlanmıştır. O’nun sözlerini değiştirecek hiçbir kuvvet yoktur. En iyi işiten, en iyi bilendir O.’’ Ankebut Suresi 51. Ayet ‘’Karşılarında okunup duran bir kitabı sana indirmiş olmamız onlara yetmiyor mu? Bunda, inanan bir toplum için elbette ki bir rahmet ve bir öğüt vardır’’ Hud Suresi 1. Ayet ‘’Elif, Lâm, Râ. Hakîm ve Habîr olandan bir kitaptır ki bu, ayetleri önce muhkem kılınmış, sonra ayrıntılı hale getirilmiştir.’’ Yunus Suresi 15. Ayet ‘’Ayetlerimiz onlara açık-seçik parçalar halinde okunduğu zaman, bize ulaşmayı ummayanlar şöyle dediler: “Bundan başka bir Kur’an getir yahut bunu değiştir.” De ki: “Onu kendiliğimden değiştirmem benim için söz konusu olamaz. Ben sadece bana vahyolunana uyuyorum. Rabbime isyan edersem, büyük bir günün azabından korkuya düşerim.” Ve bunlar gibi birçok ayet vardır.


