HDP dışındaki üç siyasi partinin yeni anayasa konusunda uzlaşmaları önemli ve olumlu. Yeni anayasanın toplumsal mutabakatla yazılması konusunda farklı düşünen kimse yok. Bu mutabakata ulaşılması için ise toplumsal barışın sağlanması yani Kürt sorununun çözümü konusunda adım atılması gerekiyor.
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun geçen hafta CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Pazartesi günü MHP lideri Devlet Bahçeli ile yaptığı görüşmelerden üç temel konuda uzlaşı çıktı: TBMM’de kurulacak bir komisyon aracılığıyla yeni anayasanın yazımına kalındığı yerden devam edilmesi; iç tüzüğün Meclis çalışmalarını daha etkin kılacak şekilde değiştirilmesi ve aciliyet gerektiren AB uyum yasalarının Meclis’ten çıkarılması.
Kahraman’ın bu girişime olumlu yanıt vererek, Meclis’te grubu bulunan dört siyasi partiye kurulacak komisyona üye verme çağrısında bulunması bekleniyor. Başbakan Davutoğlu, daha önceki açıklamalarından anayasa yazma işinin altı ay gibi bir sürede tamamlamasının olanaklı olduğunu belirterek, kurulacak komisyonun ucu açık bir görev süresinin olmayacağı sinyalini verdi.
Yani AKP, bu sürecin 2016 içinde tamamlanmasını ve halkı bu önemli karar için referanduma götürmeyi planlıyor. Türkiye-AB ilişkilerinin de çok önemli sonuçlar doğurması beklenen bu yılda anayasanın yenilenmesi tabii ki Türkiye ve demokrasisi açısından çok olumlu bir gelişme olacaktır.
2 TEMEL SORUN
Ancak bu süreçte çok temel iki sorun yer alıyor: Birincisi, AKP’nin başkanlık sistemi konusunda ısrarı, diğeri ise Kürt sorunun çözülmemesi ve hatta daha da derinleşmesi.
Başkanlık sistemi konusu Türkiye’nin son döneminde çokca tartışılan bir konu. Tabii ki her siyasi partinin siyasi sistemin değiştirilmesine ilişkin önerileri ve bunların tartışılması için girişimleri olabilir. Ancak buradaki ince nokta, başkanlık sistemi konusunda yapılacak ısrarın anayasanın yenilenmesi girişimlerinin önüne geçmeyecek bir şekilde yapılması; yani anayasanın başkanlık sistemine feda edilmemesi noktası.
Başbakan Davutoğlu’nun dünkü grup konuşmasında yaptığı vurgu da tam da bu kaygıyla ilgili. Başbakan, yeni yapılacak anayasanın iki temel üzerinde inşa edilmesi gerektiğini kaydetti: Ruh ve iskelet. Yeni anayasanın insan onuru odaklı olmasının “ruh” kısmını oluşturacağını ancak iskeletin yani siyasi sistemin de buna uygun yapılandırılması gerektiğini kaydetti. İsketten kasıt ise açıkca başkanlık sistemi.
Tabii buna karşı muhalefet partileri de parlamenterin sistemin güçlendirilmesine dönük anlayışlarını ortaya koyarak bir anlamda yeni anayasa müzakerelerinin ileride nasıl tıkanacağını ortaya koymuş oldular.
ŞİDDET SÜRERKEN ANAYASA NASIL DEĞİŞİR?
Yeni anayasanın yapımı sürecinde başkanlık sistemi tartışmalarından daha da önemli olan konu Kürt sorununun bugün gelmiş olduğu nokta. Yeni anayasa sürecinde, -ürettiği şiddet ve istikrarsızlığın yanısıra- Kürt sorununun çözülmemesinden kaynaklanan iki temel sorun var: Birincisi toplumsal mutabakatın tam sağlanamayacak olması ikincisi ise siyasi süreçte HDP’nin zemin kaybederek siyasi sürecin dışında kalma tehlikesi.
Anayasa, kavram ve işlev olarak bir toplumun ulaştığı en üst düzey mutabakat olarak görülebilinir. Toplumsal mutabakatın sağlanabilmesi için de birbiriyle ilintili toplumsal barış ve siyasi katılım gereklerinin sağlanabilmesi gerek.
Kürt sorununun bugünkü tasviri, toplumsal barış gereğinin karşılanmasından çok uzak bir tabloyu resmediyor. Siyasi anlamda ise Kürt toplumunun en önemli temsilcisi olarak görülen HDP’nin karşı karşıya kaldığı baskı siyasi katılım gereğinin karşılanmasındaki büyük bir sorunu gösteriyor. HDP Eş-Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ıun mevcut koşullar altında HDP’ye yapılacak bir çağrıya çok da olumlu yanıt verilemeyeceğine ilişkin mesajı tam da bu sorunu ortaya koyan bir açıklama.
Yeni anayasa, Türkiye’nin en önemli gereklerinden biri. Ama içeriği kadar nasıl yapıldığı, toplumsal mutabakatı ne kadar öncelediği de önemli.
Türkiye’nin Güneydoğusu’nda birçok il ve ilçe de terör ve teröre karşı alınan güvenlik önlemleri şiddet üretmeye; dolayısıyla Kürt sorununu daha da çözülemez bir noktaya itmeye devam ederken Meclis’te başlatılacak yeni anayasa sürecinin ne kadar anlamlı, ne kadar sonuç alıcı olduğuna ilişkin sorular güncelliğini yitirmeyecek gibi görünüyor.
Bu süreçte tüm siyasi partilere başta da hükümet ve HDP’ye çok önemli sorumluluk düştüğü çok açık.
SERKAN
DEMİRTAŞ