Randevulara onay başlatarak sorumluluğu hastaya yıkan Sağlık Bakanlığı’nın tezine rağmen Türkiye birçok veride OECD ortalamasının altında. Hasta başına düşen hekimden hemşire ve ebe sayısına, kişi başına yapılan sağlık harcamasından hastane yatağına kadar Türkiye son sıralarda.
Mustafa KÖMÜŞ
Sağlık Bakanı önceki gün yaptığı açıklamayla randevularda onay dönemine geçildiğini belirtti. Uygulama pazartesi gününden itibaren başlayacak. Bu uygulamayla randevu sorunu hastaların üstüne yıkıldı. Fakat Sağlık Bakanlığı tarafından yayımlanan yıllık sistemdeki sorunların hastalardan ziyade bakanlıktan kaynaklandığını net bir şekilde ortaya koyuyor. Hasta başına düşen hastane yatağından kişi başına hekim sayısına, sağlık harcamasının gayri safi yurtiçi harcamadaki (GSYİH) payından tedavi edilebilir ölüm hızına kadar hemen her veride Türkiye, Ekonomik Kalkınma ve İş Birliği Örgütü (OECD) ortalamasının altında.
Tedavi edilebilir ölümler hakkında Sağlık Bakanlığı yıllığında “Vaka-ölüm oranını azaltmaya yönelik zamanında ve etkili sağlık hizmeti ile kontrol edilebilen ölüm nedenlerini kapsar” ifadeleri kullanılıyor. Yıllığa göre ‘Tedavi edilebilir ölüm hızı’ OECD ortalamasında 100 binde 79. Türkiye’de ise bu veri 100 binde 116. Bir diğer veri ise obezlik. Son dönemde dünya genelinde artış gösteren obezliğin nedenlerinden biri de sağlıksız veya dengesiz beslenme. Son yıllarda ülkede dengesiz ve sağlıksız beslenme olduğuna dair gelen eleştiriler de bu veriyle doğrulanıyor. 15 yaş ve üzeri bireylerde OECD ortalamasına göre 100 kişiden 19’u obezken Türkiye’de bu oran yüzde 20.
HEKİM SAYISI AZ
Sistemin ne kadar iyi çalıştığını gösteren verilerden bir tanesi 100 bin kişi başına düşen hastane yatağı, hekim sayısı, hekim sayısı ve hemşire-ebe sayısı. Ancak bu verilerde de Türkiye’deki durum hiç iç açıcı değil. Her veride Türkiye OECD ortalamasının oldukça altında. Özellikle hemşire ve ebe sayısı OECD ortalamasının neredeyse 3’te birine denk geliyor. 100 bin kişi başına bazı verilerde OECD ortalaması ile Türkiye’deki durum şöyle:
• Hastane yatağı: OECD 43,2, Türkiye 30,7
• Hekim sayısı: OECD 372, Türkiye 228
• Diş hekimi sayısı: OECD 78, Türkiye 50
• Eczacı sayısı: OECD 85, Türkiye 46
• Hemşire ve ebe: OECD 1002, Türkiye 356
• MR cihazı: OECD 1,82, Türkiye 1,14
• BT cihazı: OECD 2,84, Türkiye 1,56
SONDA KALINDI
Yine ekonomik tercihler de sistemin nasıl kurgulandığını gösteren verilerden. Örneğin cari sağlık harcamasının GSYİH içindeki payı konusunda Türkiye OECD sonuncusu. Bu konuda OECD ortalaması yüzde 9,7 iken Türkiye’de bu oran sadece yüzde 3,7. Türkiye’nin önündeki Lüksemburg’da cari sağlık harcamasının GSYİH içindeki payı yüzde 5,7. OECD ülkeleri içinde zirvede yer alan Birleşik Krallık’ta bu oran yüzde 17,4.
Kişi başına düşen sağlık harcaması da bu yönde önemli verilerden. Kişi başı cari sağlık harcaması OECD ortalaması 4 bin 704 dolar. Türkiye bu alanda OECD’de sondan üçüncü konumda. Kişi başı yapılan sağlık harcaması ise sadece 1578 dolar. OECD ortalamasının yaklaşık üçte biri. Bunun 1186 doları kamu tarafından yapılıyor.
MEMNUNİYET DÜŞTÜ
Yıllıkta en dikkat çeken verilerden biri de sağlık hizmetlerinden memnuniyet oranı oldu. 2010’da yüzde 73 olan memnuniyet oranı yüzde 65,6’ya kadar düştü. Son üç yıldaki memnuniyet oranı şöyle gerçekleşti:
• 2020: Yüzde 72,1
• 2021: Yüzde 68,1
• 2022: Yüzde 65,6
Türkiye bu konuda da OECD ortalamasının altında kaldı. OECD ortalamasına göre sağlık hizmetlerinden memnuniyet oranı yüzde 68 oldu.