İstanbul Sözleşmesi’nden 6284’e dek kadın haklarına yönelik saldırılarından vazgeçmeyen AKP, 9. Yargı Paketi’nde de kadının kendi soyadını kullanmasını engellemek istiyor. Paketin taslağında AKP yine kadını değil aileyi önceledi.
Deniz GÜNGÖR
Kadın haklarını her defasında hedef alan AKP iktidarı, Anayasa Mahkemesi (AYM) kararlarını tanımamaya devam ediyor.
BirGün’ün ulaştığı Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan 9. Yargı Paketi’nin taslağında ise iktidar yine kadını değil aileyi öncelediğini itiraf etti.
AYM’nin 22 Şubat 2023 tarihinde, evlenen kadınların eşlerinin soyadını almasını zorunlu kılan Medeni Kanun’un 187. Maddesi’ni iptal etmesine karşın yeni yargı paketinde bu karar da uygulanmak istenmiyor. Yargı paketinin taslağına göre kadının, evleneceği kişinin soyadını alması zorunlu kılınırken kendi soyadını ise ancak eşinin soyadının önünde kullanabilecek. Taslak metinde yer verilen kararın gerekçesinde de eşlerin farklı soyadları kullanmasının “toplumunun temeli olan aile bütünlüğüne zarar vereceği” iddia edildi. Evlilik durumunda kadının kendi soyadını kullanmasının çocuk üzerinde “olumsuz etki doğuracağı” ileri sürülen gerekçede “çocuğun hangi soyadını kullanacağının ayrı bir tartışma konusu haline geleceği” de savunuldu.
AYM 2023’te verdiği kararla, kadına evlendiğinde kendi soyadını tek başına kullanmasını engelleyen Madeni Kanun’un 187. Maddesinin “kadın ve erkek arasında kuralla öngörülen farklı muamelenin eşitlik ilkesini ihlali” nedeniyle iptal etti.
AYM gerekçeli kararında şunlar aktarıldı: “Eşlere içlerinden birinin soyadını veya bunun dışında bir adı ortak soyadı olarak belirleme imkânının tanınması ya da ortak soyadının eşlerin evlenmeden önceki soyadlarının birleşimden oluşacağının öngörülmesi de mümkündür. Kaldı ki ortak soyadının aile bağlarını korumanın zorunlu unsuru olduğunun, eşlerin ortak soyadı taşımamaları hâlinde aile bağlarının hiçbir şekilde korunamayacağının söylenmesi de zordur. Aile bağlarının korunup güçlendirilmesi amacının da kuralla öngörülen farklı muamelenin makul nedeni olarak kabul edilmesi mümkün değildir.”
KİRLİ SİCİLLERİNİ BİLİYORUZ
9. Yargı Paketi’ni değerlendiren SOL Feminist Hareket Üyesi Dilara Kurtuluş, iktidarın toplumu dinci gerici bir anlayışla dizayn etme amacıyla kadınların bedenlerine, haklarına, yaşamlarına uygulanan saldırılarının arttığına dikkat çekti. Kurtuluş, yargı paketinde AYM kararına rağmen kadınların bekârlık soyadlarını kullanamayacağı ibaresine ise tepki gösterdi. “Bu kararın gerekçesi olarak da aile bütünlüğü ve çocuk üzerindeki olumsuz etkiler öne sürülüyor” diye konuşan Kurtuluş, “Kadınların hayatlarını zapturapt altına almak için sıklıkla kullanılan aile ve çocuk aparatı maalesef başka zamanlarda hiç dillendirilmiyor. Destekledikleri tarikatların yurtlarında çocuklar istismar edilirken ‘Bir kereden bir şey olmaz’ diyerek savunma yapanlar, anne ve babanın farklı soyadları kullanmasının ‘çocuklarda olumsuz etki yaratacağını’ söyleyerek kadınların kendi soyadlarını kullanmasını engelliyor” ifadelerini kullandı.
İktidarın İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesini ve 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’a yönelik yapılan saldırıları da hatırlatan Kurtuluş şunları söyledi: “Kadınlar hakları ve yaşamları için iktidarın karşısına kurduğu barikattan asla ayrılmayacak. Bu barikatı büyütecek ve bu şer odağını dağıtacağız. Peki, karşısına çıkan bu yargı paketine muhalif milletvekilleri ne tepki verecek? ‘Anayasa’yı uygulamayanlarla Anayasa yapılamaz’ diyen kadınların seslerine kulak mı verecekler, yoksa üç maymunu mu oynayacaklar?”