Sinir krizi, gülme krizi, ağlama krizi… Bunlar Siemens’in taşeron işçilerinin rutin krizleri haline gelmiş durumda.82 ülkede fabrikası olan Siemens’te yıllar önce başlatılan taşeronlaştırma, her geçen gün yaygınlaştırılıyor. Kadrolu-kadrosuz, kadrolu-taşeron işçiler arasında bile derin uçurumlar yaratan uygulamaların olduğu Siemens’te, 1995 yılında başlayan taşeronlaştırma uygulamalarının geldiği boyut en çok kadın işçileri etkiliyor.Siemens’te çalışan binlerce kadın işçi, çalışma koşullarını kaldıramadığı için işten ayrılıyor. Aynı üretimi yapan kadrolu işçi ile taşeron işçi arasında ücretler arasında büyük uçurumlar var. Parça başına ücret uygulamasını Siemens’te kural haline getiren taşeron firmalar, işçi sağlığı ve iş güvenliğini de hiçe sayıyorlar.
Kadın işçiler, doğum yaptıklarında, doğum izni, çocuklarına bakılacak kreş olmadığı için iştan ayrılmak zorunda kalıyorlar. Sadece servis ve yemek hakları olan taşeron işçilerin yiyecek, giyecek, eğitim, çocuk, yakacak, temizlik maddeleri, kreş gibi yardım ve sosyal hakları yok.
Müdür, deneyimli teknik elemanlar 4-5 milyar, hatta daha fazla alırken, stajer genç işçiler ya da teknik elamanlar çok düşük ücrete çalıştırılıyorlar. Meslek lisesi ve çıraklık meslek eğitim merkezlerinden bilgisayar, elektronik ve elektrik bölümü mezunlarını tercih eden Siemens, gençleri işe alırken ‘deneme’ amaçlı 1 ay ücretsiz çalışma zorunluluğu dayatıyor.
TAŞERON İŞÇİLER: MENDİL GİBİYİZ
KADROLU İŞÇİLER: ÖRGÜTLÜLÜĞÜMÜZ CAYDIRICI…