‘İktidarın yargısı’nı oluşturmak için tüm sistemi yerle bir eden AKP, bununla da yetinmedi. Mesleğe girişlerde sözlü sınav yapılacak, kabul edilenler de değerlendirme formlarındaki notlara göre yükselecek
NURCAN GÖKDEMİR / [email protected]
AKP’nin kendi yargısını oluşturmak için tüm kurumları alt üst eden Yargı Paketi bugünü düzenlemekle yetinmeyen, geleceğe ilişkin de siyasi kontrol sağlamaya yönelik hükümler içeriyor. Yargı mensupları mesleğe, yazılı sınavın yanı sıra sözlü sınavda da başarı sağlayabilirse kabul edilecek, Yargıtay ve Danıştay üyelerinin vereceği notlar olumlu olursa meslekte yükselebilecekler.
TBMM Genel Kurulu’nda görüşmelerine yarın başlanacak Yargı Paketi “siyasallaşan yargı” hedefine yönelik ayrıntılı düzenlemeler içeriyor.
Tasarı ile “bağımsız karar” sürecini olumsuz etkilediği gerekçesiyle kaldırılan, yargıç ve savcılar hakkında “kanun yolu değerlendirme formları” düzenlenmesi uygulamasına geri dönülüyor. Formları, Yargıtay veya Danıştay daireleri ve genel kurulları düzenleyecek. Düzenlenen bu formlar hakim ve savcıların derece yükselmelerinde dikkate alınacak.
Böylelikle 2011 de kaldırılan not verme sistemine geri dönülmüş olacak.
Hükümet düzenlemeyi, hakim ve savcıların, yüksek mahkemelerin içtihatlarını yeteri kadar takip etmedikleri ve kararlardaki isabet oranlarında düşüş olduğu gerekçesine dayandırdı. Formun, hakim ve savcıların dosyalardaki hukuki bilgi ve performanslarını ölçecek en etkili yol olduğu savunularak, “Düzenlemeyle hakim ve savcıların, duruşmalara hazırlıklı çıkmaları, hukuki gelişmeleri takip etmeleri, soruşturma ve davaları makul sürede sonuçlandırmaları ve daha isabetli karar vermeleri amaçlanmaktadır” denildi.
“Yargıya hakim olmak”
TBMM Anayasa Komisyonu’nun CHP’li üyeleri değerlendirme formu uygulamasına karşı çıkarak, amacın “Hukuka ve vicdana göre özgürce karar verme durumunda olan yerel mahkeme yargıcının ilgili dairenin hakkında düzenleyeceği formun baskısı ile daire görüşü doğrultusunda karar vermesini sağlamak” olduğuna dikkati çekti.
Tasarının ana amacının, yargıyı iktidarın ve bağlı olduğu iradenin ihtiyaçlarına uygun dizayn etmek olduğu belirtilerek, şu görüşler dile getirildi:
“AKP 14 yıllık iktidarı süresince yargı erkini sürekli birilerinin elinden kurtaracağını söyleyerek yaptığı değişikliklerde olduğu gibi bu defa da örtülü bir şekilde yargıyı ‘Devlete Paralel Yapı’nın elinden kurtarmak gibi kendilerince makul ve haklı bir iddia içerisindedir. Ancak görülmüştür ki AKP iktidarı bir tek şeyin peşindedir. Yargıya hakim olmak ve siyasal iktidarlarının baskı aracına dönüştürmek.”
“Komisyonun keyfiyeti”
Tasarı ile hakim ve savcı adaylarına meslek öncesi eğitim sonunda yazılı sınavın yanı sıra sözlü sınavda başarılı olma zorunluluğu da getiriliyor.
Düzenlemeyle adayların, eğitim konularına ilişkin bilgi düzeyi, mevzuat ve içtihat bilgisi, mesleki yeterliliği, hukuki meseleleri kavrama, çözme ve ifade etme yeteneği, özgüveni, temsil kabiliyeti ve davranışlarının mesleğe uygunluğu ölçülecek. Yazılı sınavda başarılı olan adaylar sözlü sınava alınacak.
CHP’liler bu yaklaşımla hakimlik mesleğine girişte yazılı sınavın yanı sıra, sürekli haksızlıkların, kayırmaların ve ötekileştirilip dışlamaların aracı olarak kullanılan sözlü sınavın yeniden getirilmek istendiğine dikkati çekti. Sözlü sınav sonuçlarında sınavı yapan heyetin subjektif kriterlerinin etkili olduğunu belirten CHP’liler, “Adayların mesleğe kabulünde yazılı sınav sonucunun yüzde 60, sözlü sınav sonucunun da yüzde 40 ağırlıkla dikkate alınacağı göz önünde bulundurulduğunda sözlü sınavı yapacak heyetin yazılı sınavdan çok yüksek puan almış adayların dahi mesleğe kabulünü engelleyecekleri bir vakıadır. Bu düzenleme dahi iktidarı yargıyı ele geçirme niyetini açıkça ortaya koymaktadır. Adaylar siyasal iktidarın etkisinden kurtulamayacak olan sınav komisyonunun keyfiyetine terk edilmek istenmektedir” dedi.