Sevgili dostlar,
Metropoll Araştırma, son anketinde seçmenlere “Bugün seçim olsa oyunuzu kime verirsiniz?” diye sordu. Cevaplar şöyle:
Yüzde 8: “Kararsızım”.
Yüzde 9,4: Cevap yok.
Yüzde 5,3 : “Protesto oy kullanacağım”.
Bu üç cevabın toplamı: Yüzde 22.7.
Ana muhalefet partisi CHP’nin oyu ankette yüzde 19’a düşmüş görünüyor. Bu durumda bu suskun kitlenin, Türkiye’nin ana muhalefeti haline geldiği söylenebilir.
“Suskun” diyorum, çünkü “kararsız” oldukları çok şüpheli… Muhtemelen oy vermekte değil, cevap vermekte kararsızlar. Çünkü araştırma, Korona nedeniyle yüz yüze değil, telefonda yapılmış. Telefonun ucunda kimin olduğu belli değil. Seçmen, “Ne olur ne olmaz” diyerek cevabı geçiştiriyor. Nitekim araştırma şirketi de, “muhalefetteki düşüşün olası nedeni, muhalefet seçmenlerinin değişik kaygılarla ankete cevap vermekte çekimser kalmasıdır” diyor.
Yani öyle bir noktadayız ki, seçmen, kamuoyu yoklamasında “Oyum muhalefete” demeye korkuyor.
Peki seçmenin neredeyse 4’te 1’ini oluşturan bu “Korku Partisi”nin mensupları, seçimde kime oy verecek?
Eğer telefonda söyleyemediğini sandıkta söylerlerse, onların desteği, yüzde 28 oyu görünen muhalefet ittifakını iktidara taşıyabilir.
İşte bu noktada, iktidarın korkusu başlıyor. Hem siyaseten hem iktisaden eridikleri bu dönemde, bu sonuçtan kaçınmanın iki yolu var:
Sandığa gitmemek ya da zaferi garantiye alıp öyle gitmek…
Buldukları formül şu:
“Korkuyu iyice büyütelim. İnsanlar öyle korksun ki, salgında evde aç kalsalar da itiraz edemesin; muhalefete meyletmesin, karşı çıkmaya cesaret edemesin. Korkudan gelip bize sığınsınlar.”
Son dönem özellikle tırmandırılan “Silahlanıyoruz”, “Muhalifleri listeliyoruz”, “Karınıza, çocuğunuza saldıracağız” tehditlerinin nedeni bu… Hani mezarlıktan geçerken korkudan ıslık çalarlar ya… İşte tam öyle… Gürültü yapıp kendi korkularını yatıştırabileceklerini, halkı iyice korkutabileceklerini sanıyorlar. Bir süre için olabilir belki… Ama bilmeliler ki, bu kadar büyük bir kitlenin giderek büyüyen derin sessizliği hiç hayra alamet değildir.