7 Mayıs Cuma gecesi, Vakit gazetesinin internet sitesinde Deniz Baykal ve bir CHP’li kadın milletvekiline ait olduğu iddia edilen yatak odası görüntülerinin yarım saat kadar yayınlanıp kaldırılması, tüm internete yayılan bu görüntülerin büyük bir skandala yol açmasına yetti.
Görüntülerin bir video paylaşım sitesine konması ayrı, bir gazetenin internet sitesi tarafından, üstelik de video paylaşım sitesine de onların koyduğunu düşündürtecek şekilde “özel haber” ibaresiyle ve “kaseti ele geçirdik ifadesiyle yayınlanması ayrı bir skandaldı. Adalet Bakanı Cemil Çiçek de olayın ardından yaptığı açıklamada “Özel hayatın gizliliğinin ihlali suçtur” diyor ve Türk Ceza Kanunu’nun 135 ve takip eden maddelerine işaret ediyordu.
Olayın yarattığı skandallar bitmedi. Bazı köşe yazarlarının, lafın başında Baykal’a yapılanları kınadıktan sonra, lafın ortasından itibaren “Ama Baykal istifa etmelidir” diyerek bu özel hayata ait görüntüleri siyasete alet etmeye kalkışması da skandal, ikiyüzlü bir tavırdı.
Görüntülerin ortaya çıkmasının ardından CHP lideri Deniz Baykal, 10 Mayıs Pazartesi günü bir konuşma yaptı. Baykal’ın konuşmasında en fazla dikkat çeken yönlerden biri, “Komployu ayıplar gibi yapanlar aslında bizzat ayıbı işleyenlerdir. Bu çerçevede başka bir sorumlu arayışına çıkacaklara yardımcı olmak üzere; ABD’den, Pensilvanya’dan aldığım üzüntü ve destek mesajlarının samimiyetine inandığımı da belirtmek isterim” cümlesinde saklıydı. Pensilvanya, Fethullah Gülen’in yaşadığı eyaletti.
Gülen, Baykal’ı arayarak yaşananlardan üzüntü duydukları ve işin arkasında kendilerinin olmadığı mesajı vermiş, Baykal da bu açıklamanın samimiyetine inanmıştı. Bazıları için bu telefon görüşmesi de bir skandal sayılabilirdi, ancak bu siyasi bir skandal olurdu. Asıl skandal ise telefon görüşmesinin içeriğinde saklıydı.
Fethullah Gülen’le Deniz Baykal’ın telefon görüşmesinde çeşitli ayrıntılar dile getirildi. Bizzat Baykal, Gülen’le görüşmesini, olayın arkasında Gülen cemaatinin olduğunu düşünenlerin, konuyu oralara çekmemesi için dile getirdiğini belirtti. Görüşme, bir “Biz yapmadık” mesajıydı.
NTVMSNBC, telefon görüşmesinin içeriğini “Baykal’la telefonla görüşen Fethullah Gülen’in, olayla ilgisinin bulunmadığını söylediği öğrenildi. Gülen’in, Baykal’a ‘Çok üzgünüm. Biz sizi seviyoruz, sayıyoruz’ dediği belirtildi” diye haberleştirdi.
Asıl skandal, işte tam bu noktadaydı: Türkiye’nin anamuhalefet partisinin lideri ile aynı partinin bir milletvekili hakkında gerçek olup olmadığı bilinmeyen birtakım görüntüler ortaya atılıyor. Bu görüntüler gerçekse, gizlice eve girmek, gizlice girilen eve kamera yerleştirmek ve böyle bir tezgahı örgütlemek, özellikle de Baykal’ın “Video son 15 günde hazırlanmış” bilgisi de düşünüldüğünde, eve gizlice girecek özel servis elemanları, teknik donanım bilgisine sahip elemanlar, erişilmesi çok zor bir konuda istihbarat ve çok ciddi bir profesyonel uğraş gerektiriyor. Eğer görüntüler kurguysa, bu denli profesyonel bir kurgu hazırlamak da öyle. Gülen’in “Biz yapmadık” mesajı, “Biz bu gibi işleri yapmaya muktediriz, ancak bu defakini biz yapmadık” anlamına geliyor!
Deniz Baykal, 10 Mayıs Cumartesi günkü konuşmasında “Bir komplo imal edilmiştir. Son iki hafta içinde tezgahlanmış ve piyasaya sürülmüştür. İktidar gücü seferber edilmeden yapılması mümkün değildir. İktidarın onayı ve bilgisi olmadan piyasaya sürülmesi mümkün değildir” demişti. Yani Baykal, böyle bir videonun ancak “iktidar gücü seferber edilerek” yapılabileceğine inanıyor.
Keza Baykal, “komplonun arkasında Mustafa Sarıgül var” iddialarını “Bu, Mustafa Sarıgül’ün yapacağı, yapabileceği iş değil” diyerek reddetti. Ancak, Fethullah Gülen cemaati söz konusu olunca, ortaya “Bu evet, onların yapabileceği bir iş, ancak ‘yapmadık’ şeklindeki açıklamalarının samimiyetine inanıyoruz” açıklaması çıktı.
Demek ki, Gülen cemaatinin, ancak “iktidar gücü seferber edilerek yapılabilecek” bu işi yapabilecek güce sahip olduğunu zımnen hem Deniz Baykal, hem de Fethullah Gülen dile getirmiş oluyor.
Gülen cemaatinin başta polis teşkilatı olmak üzere devlet organlarının her kademesine belli bir örgütlülüğe sahip olduğu, aslında bilinen bir gerçek. Fakat Adalet Bakanı’nın suç olduğunu belirttiği, anamuhalefet liderinin ancak devlet gücüyle yapılabileceğini düşündüğü bir tezgahı yapabileceklerini, bizzat Gülen cemaatinin başındaki isim onaylıyor ve “Ama bunu biz yapmadık” diyor.
Fethullah Gülen, 11 Mayıs Salı akşamı Baykal’la görüşmesine dair bir açıklama da yayınladı. Açıklamada, bazı yayın organlarında Gülen’in sözleri olarak yer bulan “Bizim çocuklara sordum, bizimle ilgisi yok, iktidara baksınlar” ifadelerini yalanladı. Telefon görüşmesine dair çıkan haberlerde sadece AKP’yi suçladığı kısmın yalan olduğunu açıklayan Gülen, böylece “Biz yapmadık” dediğini onaylamış oldu.
Türkiye’de bir dini cemaat, ülkenin en önemli isimlerinin yatak odalarına gizli kameralar yerleştirip, bunlarla görüntüler kaydedebilecek güce sahip olduğunu, Adalet Bakanı’nın “Suçtur”, anamuhalefet liderinin “Ancak devlet yapabilir” dediği bir fiili gerçekleştirme kudretinde olduğunu bizzat cemaatin liderinin ağzından dile getiriyor. İşte son Baykal olayındaki asıl skandal burada!
Hrant Dink cinayetinde Fethullahçı polislerin rol oynadığı, Ergenekon operasyonlarında cemaatin parmağı olduğu, başta Taraf olmak üzere yandaş medyada patlayan belgelerde Fethullahçılar’ın istihbarat sağladığı görüşlerinin şimdi bir daha değerlendirilmesi gerekmiyor mu? Gülen, şimdiye kadar kendilerine yöneltilen hiçbir suçlamada “Biz yapmadık” dememişti.