Birinci yalan: İktidar mensupları sıklıkla“Telsiz konuşmaları PKK’da yaşanan çözülmeyi deşifre etti. PKK liderleri‘Bittik, tükeniyoruz. Çok kötü durumdayız. Eleman bulamıyoruz. Başınızın çaresine bakın’ diye feryat ediyorlar. PKK fena halde sıkıştı” türü açıklamalar yapıyorlar.
Amaçları: Toplumda, ‘PKK bu sefer bitiyor’ algısı yaratmak.
“Az kaldı dişinizi sıkın bu sefer bitiyor” diyerek toplumu bir beklentiye sokuyorlar. Ve bu beklentiyle ölümlere, yıkımlara, kayıplara oluşacak tepkinin önüne geçiyorlar.
Yalan söylüyorlar. İnsanları kandırıyorlar. Toplumu uyuşturuyorlar. Bu sefer bitiyor havası yaratarak kirli savaşlarına toplumu taraftar yapıyorlar.
Her gün beş 10 askerin, polisin, sivilin toprağa verilmesine sesiz kalan bir ülke yaratıyorlar.
“Telsiz konuşmaları deşifre oldu, PKK panikte” türü haberleri 20 yıldır her iktidar döneminde duyduk, gördük.
Ülkeyi yönetenler kendi iktidarlarını sürdürmek, yetersizliklerini örtmek için böyle yalanlara başvuruyorlar.
Aynı yalanı şimdi günümüz iktidar mensupları da tekrarlıyor.
Daha ne kadar devam edeceksiniz bu yalanlara?
Utanmıyor musunuz yalan söylemeye? 14 yıldır iktidardasınız. Eğer bitirebiliyorduysanız daha önce niye bitirmediniz?
Nasıl bitiyor ki her gün beş 10 asker, polis ölüyor? Nasıl bitiyor ki Diyarbakır’ın göbeğinde birkaç tonluk bombalar patlatıyor? Nasıl panik halindeler ki şehirlere tonlarca bomba yığıyorlar? Sayıları nasıl azaldı ki ilçeleri ablukaya alıyorlar?
Hani, nasıl bitiyor? Ülke tarihinin en ağır çatışmaları yaşanıyor. En ağır kayıpları veriliyor. En büyük yıkımlar gerçekleşiyor.
Nasıl bitiyor? Neyi bitiriyorsunuz?
Akıl dışı politikalarınız, insanlıktan, vicdandan uzak tavırlarınız yüzünden her gün onlarca genç, yani bu ülkenin çocukları PKK’ya katılıyor. Siz bir taraftan öldürüyorsunuz diğer taraftan yeni katılımlar oluyor.
Öldürdüğünüz, bu ülkenin insanları.
Politikalarınızı değiştireceğinize insanları öldürmeye devam ediyorsunuz.
Ölerek, öldürerek bir yere varılmadı. Bunu bir türlü anlamadınız.
“Biz farklıyız, bu sefer yapılması gereken her şey yapılıyor”diyerek insanları bir beklentiye sokuyorsunuz.
Bu ülkede 20 yıldır “Telsiz konuşmaları deşifre oldu, PKK panikte“ yalanı söyleniyor.
Aynı yalanla toplumu, bu akıl dışı çatışmaya ortak yapmaya gerçekten utanmıyor musunuz?
Her gün onlarca insan toprağa veriliyor. Hiç mi vicdanınız sızlamıyor? Hiç mi canınız yanmıyor? Bu kadar mı kaybettiğiniz insanlığınızı?
Yalan söyleyerek başarısızlığınızın, yetersizliğinizin, vicdansızlığınızın üstünü örtmeye çalışıyorsunuz.
Daha ne kadar devam edeceksiniz bu yalanlara? Ne kadar?
Daha kaç Kürt çocuğunu ölüme göndereceksiniz?
İkinci yalan: PKK liderleri şöyle açıklamalar yapıyorlar:“Hazırlık yapıyoruz. Daha büyük ve geniş çaplı bir savaş başlatacağız. Bu sefer daha güçlüyüz. Bu sefer olacak. Bu sefer alacağımızı alacağız.”
Benzer yalanları 20 yıldır PKK’dan da dinliyoruz. 20 yıldır “Bu sefer oluyor” yalanıyla ölümlere, yıkımlara tepki oluşmasının önüne geçiyorlar.
Kürtlere hayatı zehir ediyorlar. Şehirlerini yok ettiriyorlar.
Kürtlere ölümden, yıkımdan, zarardan, felaketten başka bir şey getirmedikleri halde her seferinde “Bu sefer oluyor” diye yalan söylüyorlar.
Ne oluyor? Ne olacak? Ne elde edeceksiniz? Ne kazanacaksınız?
Diyelim savaşı bütün şehirlere yaydınız. Diyelim her biriniz canlı bomba olup İstanbul’da, Ankara’da, Bursa’da patladınız, yüzlerce insan öldürdünüz. Elinize ne geçecek? Bundan Kürtler ne kazanacak? Buradan nereye varacaksınız?
Tüm bunların sonunda Kürtlerin hayatında ne değişecek? 30 yıldır on binlerce genci dağda ölüme gönderdiniz. Kürtlerin hayatında ne değişti? Söyleyin bilelim, ne değişti?
Demokratik hak mücadelesi mi veriyorsunuz, ayrılık mücadelesi mi? Bunu niye açıkça söylemiyorsunuz?
“Demokratik hak mücadelesi” veriyoruz deyip silahlı isyan başlatıyorsunuz. Bursa’da, Ankara’da canlı bomba olup sivilleri katlediyorsunuz.
Bu nasıl demokratik hak mücadelesi?
Yok, eğer ayrılık mücadelesi veriyorsanız bunu mertçe, açık yüreklilikle Kürtlere niçin söylemiyorsunuz?
Her ne yapıyorsanız bunu ölerek, öldürerek mi yapacaksınız?
Bu çağ dışı, anlamsız savaş için daha kaç insanın canını feda edeceksiniz?
Elbette demokratik mücadeleyle özerklik alabilirsiniz. Fakat özerklik için insanları öldürüyorsunuz, gençleri ölüme gönderiyorsunuz.
Bu olacak şey mi? Bu insanlığa sığar mı? Bu vicdana sığar mı?
Özerlik için daha kaç şehri yerle bir edeceksiniz? Daha kaç Kürt çocuğunu ölüme göndereceksiniz? Daha kaç aileyi evinden, yurdundan edeceksiniz?
Daha kaç suçsuz, günahsız askeri polisi öldüreceksiniz?
İnsanlar ölüyor. Şehirler yıkılıyor. Hiç mi vicdanınız yok? Hiç mi insanlığınız kalmadı?
Ölerek öldürerek olmuyor, anlamadınız mı?
Yakıyorsunuz, yıkıyorsunuz, insanları evlerinden, yurtlarından göç etmek zorunda bırakıyorsunuz.
Her ne için yapıyorsanız, yaptıklarınızdan her seferinde en büyük zararı Kürt halkı görüyor.
“Bu sefer oluyor” diyerek son altı ayda Kürtlerin bütün sivil, demokratik kazanımlarını yok ettiniz.
Nedir sizin derdiniz? “Bu sefer oluyor” dediğiniz şey ne? Ne olacak? Niye Kürtlere açıkça söylemiyorsunuz da böyle yalanlara başvuruyorsunuz?
Daha ne kadar müsaade edeceğiz?
Tek gerçek: İki taraf da yoksul insanların çocuklarının canı üzerinden kirli bir iktidar savaşı yürütüyor.
Hırslarını, yetersizliklerini örtmek için vicdansızlıklarına taraftar toplamak için iki taraf da halka yalan söylüyor.
Eğer çocuklarımıza sahip çıkmazsak, iki tarafa da sesimizi yükseltmezsek hepimize hayatı daha da zehir edecekler.
Eğer Kürtler, “Bu nasıl demokratik hak mücadelesi? Biz niçin ölüyoruz. Biz niçin evlerimizi, şehirlerimizi kaybediyoruz. Bizim hayatımız niçin zehir oluyor? Niçin bu savaşta kaybeden, zarar gören hep biz oluyoruz?” sorularını PKK’ya yöneltmezse, kendi hayatları üzerinden sürdürülen bu anlamsız savaşa itiraz etmezse yaşamları daha da cehenneme dönecek.
Eğer Kürtler kendi çocuklarına, şehirlerine sahip çıkmazsa kimse sahip çıkmayacak.
Canımız, malımız, geleceğimiz üzerinden iktidar savaşı sürdürmelerine ve yalanlarıyla bizi kandırmalarına daha ne kadar müsaade edeceğiz?