Sağlık Bakanı Koca, kamu hastanelerindeki randevu sorununa “onaylı randevu sistemi” getirerek çözüm bulmaya çalışacak. Pazartesi başlayacak yeni sisteme tabip odaları tepkili: Sorun kışkırtılmış sağlık talebi.
Sibel BAHÇETEPE
AKP’nin Sağlıkta Dönüşüm Programı ve ‘kışkırtılmış’ sağlık talebinin sonucu kamu hastanelerindeki randevu sorunu giderek derinleşiyor. Kamu hastanelerindeki hastalara ayrılan muayene süresi 5 dakikanın bile altında kalırken, bir yılda 1 milyara yakın hastanın sağlık kurumlarına başvurması da sistemdeki yoğun yükü de aslında gözler önüne seriyor. Sağlık meslek örgütleri ve hekimler, “Bakan Koca, randevu alıp gelmeyenler nedeniyle sistemin tıkandığını söylüyor. Oysa sistemin tıkanmasının sebebi bu değil. Bu adım randevu sorununu çözmeyecek” dedi.
Sağlık Bakanlığı, randevu sistemindeki sorunlara için yapay bir çözüm gündeme getirdi. Bakanlık randevu sisteminde pazartesi itibarıyla “Onaylı Randevu Sistemi” uygulamasına geçileceğini açıkladı. Koca’nın açıkladığı uygulamaya göre, ertesi gün randevusu olan hasta akşam saat 20.00’ye kadar randevusuna onay verecek veya gelemeyeceğini bildirecek. Onaylı Randevu Sistemi’nin hastanelere, hekimlere zamanı verimli kullanma imkanı sağlayacağını savunan Koca; “Hasta, gelemeyeceği randevuyu iptal edecek. Böylece, randevu sadakatsizliği sebebiyle, şu an boş kalan kapasitemizi hizmet bekleyen hastalar için kullanabileceğiz. Boş kalan her bir randevuda, sistemden randevu alamayıp, talep bırakmış hastalarımıza ulaşacağız. Öncelik, talep bırakan hastalarda olacak” dedi. Koca, “Gelinmeyen toplam randevu sayısı 81 milyon. 3-4 saat kala iptal edilen randevu sayısı ise 21 milyon. Bu gibi sebeplerle randevu kapasitesinin yüzde 30’u kullanılamadı” diyerek yaşanan sorunu da randevusuna gelmeyen hastalara bağladı.
ÇÖZÜM DEĞİL
Ankara Tabip Odası Başkanı Dr. Mine Coşkun, getirilen sistemin randevularda yaşanan sorunları çözmeyeceğini söyledi. Hastaların Merkezi Hekim Randevu Sistemi’nden (MHRS) randevu bulamadığını anımsatan Coşkun “Randevu bulamadıkları ya da en erken 15 güne randevu alabildikleri için hastalar ya özele gitmek zorunda kalıyorlar ya acil servislere” dedi. AKP hükümetinin Sağlıkta Dönüşüm Programı’na dikkat çeken Coşkun, şöyle devam etti:
“Ülkede kışkırtılmış bir sağlık hizmeti talebi var. Bu sistemin değişmesi gerek. Hastanelerdeki yığılmaların nedeni randevusuna gitmeyen hastalar değil. Sorun randevu sistemi ile ilgili. MHRS hem hekimler hem hastalar açısından zorlayıcı bir sistem. Bu sistem hekim için bir elektronik kelepçe aslında. İstanbul’daki hastanelerde gördük ki 5 dakika, 3 dakika, 2 dakika randevu süreleri var. Bu durum işin doğasına aykırı. Hekimin tuvalet, çay, kahve molası yok. Bu sistem hekimlerde umutsuzluğa yol açıyor, tükenmişlik sendromu yaşıyorlar. Hastalar açısından da sıkıntılı bir durum. Sadece randevuları onayladım, randevuma gittim ile sistemdeki sorunu çözemezsiniz. Koruyucu sağlık hizmetlerine önem verilmeli, insanlar hasta olmamalı. İkincisi de basamaklı bir sağlık sistemi olmalı, hastalar önce birinci basamak yani ASM’lere sonra ikinci ve üçüncü basamak sağlık kurumlarına gitmeli. Ancak bu şekilde kamudaki randevu sorunu çözülebilir.”
850 MİLYON BAŞVURU
İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Ertuğrul Oruç ise şunları söyledi:
“Sağlık Bakanlığı’nın asıl yapması gerekenin ‘niye bu bu kadar çok hasta başvurusu var ve bu nasıl azaltılır’ olmalı. Türkiye’de geçen yıl 850 milyonu aşkın kişinin hastaneye başvurduğu belirtiliyor. Bu kadar fazla muayene sayısı ile hasta randevu alsa ne olur? Hastanelerdeki iş yükü artışını düşünebiliyor musunuz? Bu yükü nasıl bir sağlık sistemi karşılayabilir? Talebin düşürülmesi gibi bir dert olmayınca bu adımlar çözüm olmaz. Bakanlık da sorunun aslında bunun farkında. Resmi Gazete’de SUT’ta yapılan değişiklikte mesai dışı poliklinikle ilgili bir gelişme yaşandı. Hekimlerin mesai dışı poliklinik yaptığı takdirde normal çalışma saatlerinde alacakları puandan çok daha yüksek performans puanı alacakları bir sisteme geçiyorlar. Yani mesai dışı çalışma teşvik ediliyor. Mesai dışı çalışmayı cazip hale getirmeye çalışıyorlar. Mesai saati içindeki yoğunluğu mesai saati dışına da kaydırma ile ilgili bir niyetleri var. 7/24 poliklinik sistemi üzerinden yürütülmeye çalışılan bir sağlık sistemine doğru gidiyoruz. Sağlık sistemi böyle yürütülmez. Kışkırtılmış bir sağlık sistemi yaratıldı, her şeyi hastaneye giderek çözmek isteyen bir sistem yaratıldı. Bu dünyanın hiçbir ülkesinde böyle değil. İnsanların çalıştığı yerde işyeri hekimleriyle, yaşadığı yerlerde aile sağlığı hekimleriyle sorunlarını çözmesi gerekir.”