• Anasayfa
  • Gündem
    • Politika
    • Yaşam
    • Türkiye
    • Dünya
  • Emek
  • Kadın
  • Ekonomi
  • Eğitim
  • Ekoloji
  • Sağlık
  • Bilim & Teknoloji
  • Yazarlar
  • Arka Sayfa
    • Fikir & Yazı
    • Belgesel & Film
    • Eylem & Etkinlik
    • Fotoğraf & Karikatür
    • Kitap & Dergi
    • Müzik & Video
Adil Medya
  • Aralık 9, 2023
  • Yayın İlkeleri
  • Hakkımızda
  • Künye
  • İletişim
  • Güncel
  • Sağlık
  • Sağlık
  • Psikoloji
Adil Medya
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Politika
      Elektrikte kamunun payı kuşa döndü

      Elektrikte kamunun payı kuşa döndü

      Erdoğan: Sinop'ta inşa edilecek nükleer santralimizin enerjisinden Yunanistan'a da imkan tanıyabiliriz

      Erdoğan: Sinop'ta inşa edilecek nükleer santralimizin enerjisinden Yunanistan'a da imkan tanıyabiliriz

      Özgür Özel ofisinde Kılıçdaroğlu'yla görüştü, açıklama yok

      Özgür Özel ofisinde Kılıçdaroğlu'yla görüştü, açıklama yok

      ‘Hain, alçak, adi, soysuz Vahdettin’

      ‘Hain, alçak, adi, soysuz Vahdettin’

    • Yaşam
      Çocukları koruyan yok

      Çocukları koruyan yok

      Ayrılık, Beynin Fonksiyonel Organizasyonunu Yavaşlatıyor!

      Ayrılık, Beynin Fonksiyonel Organizasyonunu Yavaşlatıyor!

      Van'da yaşayan LGBTİ+'lar anlatıyor: 'Şiddet ve intiharlar artıyor, herkesin aklında iltica var'

      Van'da yaşayan LGBTİ+'lar anlatıyor: 'Şiddet ve intiharlar artıyor, herkesin aklında iltica var'

      Kimin evini kime satıyorsunuz?

      Kimin evini kime satıyorsunuz?

    • Türkiye
      ‘Ev gençleri’ anlatıyor: Sosyal hayatım yok, kupon yapıyorum

      ‘Ev gençleri’ anlatıyor: Sosyal hayatım yok, kupon yapıyorum

      Van'da yaşayan LGBTİ+'lar anlatıyor: 'Şiddet ve intiharlar artıyor, herkesin aklında iltica var'

      Van'da yaşayan LGBTİ+'lar anlatıyor: 'Şiddet ve intiharlar artıyor, herkesin aklında iltica var'

      Cambaza bak cambaza

      Cambaza bak cambaza

      Kırmızı ette fiyat artışı: Rekabet Kurumu inceleme başlattı

      Kırmızı ette fiyat artışı: Rekabet Kurumu inceleme başlattı

    • Dünya
      Fiber internet hızında dünya rekoru: Dünyanın tüm internet trafiğinin 20 katı hızında!

      Fiber internet hızında dünya rekoru: Dünyanın tüm internet trafiğinin 20 katı hızında!

      Erdoğan'ın 6 yıl sonra gelen Atina ziyareti, dünyada nasıl yankı buldu?

      Erdoğan'ın 6 yıl sonra gelen Atina ziyareti, dünyada nasıl yankı buldu?

      Körfez’de Putin neden ‘çar’ gibi karşılandı?

      Körfez’de Putin neden ‘çar’ gibi karşılandı?

      ABD'de üniversite saldırısı: 3 kişiyi öldüren saldırganın 'hedef listesi' ortaya çıktı

      ABD'de üniversite saldırısı: 3 kişiyi öldüren saldırganın 'hedef listesi' ortaya çıktı

  • Emek
  • Kadın
  • Ekonomi
  • Eğitim
  • Ekoloji
  • Sağlık
  • Bilim & Teknoloji
  • Yazarlar
  • Arka Sayfa
    • Fikir & Yazı
      ‘Ev gençleri’ anlatıyor: Sosyal hayatım yok, kupon yapıyorum

      ‘Ev gençleri’ anlatıyor: Sosyal hayatım yok, kupon yapıyorum

      Körfez’de Putin neden ‘çar’ gibi karşılandı?

      Körfez’de Putin neden ‘çar’ gibi karşılandı?

      Cambaza bak cambaza

      Cambaza bak cambaza

      Vicdan konusunda

      Vicdan konusunda

    • Belgesel & Film
      Kapitalizmin Yeni Silahı: Prekaryaya Dönüştürülen Göçmen Emeği

      Kapitalizmin Yeni Silahı: Prekaryaya Dönüştürülen Göçmen Emeği

      Toplumsal gerçekçi romanın usta kalemi Orhan Kemal

      Toplumsal gerçekçi romanın usta kalemi Orhan Kemal

      ''Gelincik'' Elini kirletmekten çekinmeyen bir polisin hikâyesi

      ''Gelincik'' Elini kirletmekten çekinmeyen bir polisin hikâyesi

      “Leyla ile Mecnun” ekranlara geri dönüyor

      “Leyla ile Mecnun” ekranlara geri dönüyor

    • Eylem & Etkinlik
      Anayasal Düzen ve Adalet Devleti paneli yapıldı

      Anayasal Düzen ve Adalet Devleti paneli yapıldı

      Anayasal Düzen ve Adalet Devleti paneli

      Anayasal Düzen ve Adalet Devleti paneli

      Mikroplastik Nedir? Canlılara ve Çevreye Nasıl Zarar Verir?

      Mikroplastik Nedir? Canlılara ve Çevreye Nasıl Zarar Verir?

      Filistin sorunu paneli yapıldı

      Filistin sorunu paneli yapıldı

    • Fotoğraf & Karikatür
      LeMan'dan İsrail kapağı: Hangi hayvan hastaneleri vurur ki?

      LeMan'dan İsrail kapağı: Hangi hayvan hastaneleri vurur ki?

      Uykusuz bu hafta kapağına TOKİ'yi taşıdı

      Uykusuz bu hafta kapağına TOKİ'yi taşıdı

      Başka Türlü | Tamam da, dezenformasyon hangisi?

      Başka Türlü | Tamam da, dezenformasyon hangisi?

      Uykusuz'dan maden faciası kapağı: Size de fıtrat mı dediler?

      Uykusuz'dan maden faciası kapağı: Size de fıtrat mı dediler?

    • Kitap & Dergi
      Kitap Fuarı 40 yaşında

      Kitap Fuarı 40 yaşında

      Haftanın öne çıkan kitapları

      Haftanın öne çıkan kitapları

      Haftanın öne çıkan kitapları

      Haftanın öne çıkan kitapları

      Hedef gösterilen Ataol Behramoğlu'nun Bitlis'teki okur buluşması engellendi

      Hedef gösterilen Ataol Behramoğlu'nun Bitlis'teki okur buluşması engellendi

    • Müzik & Video
      4 gün sürecek 'Kuzey Fest'in programı belli oldu

      4 gün sürecek 'Kuzey Fest'in programı belli oldu

      Efendiler Bunun Neresi Yalan

      Efendiler Bunun Neresi Yalan

      Gökberk Uğurlu: “Düne takılı kalmak, önümüzü görmemizi engelliyor.”

      Gökberk Uğurlu: “Düne takılı kalmak, önümüzü görmemizi engelliyor.”

      Grup Yorum üyeleri için dayanışma konseri

      Grup Yorum üyeleri için dayanışma konseri

Kemal Can

Kemal Can

‘Hele şu günler bir geçsin’

Haziran 6, 2020 Alıntı Yazılar 0 comments

Facebook Twitter Google+ LinkedIn Pinterest

“Anayasa’ya aykırı ama aleyhimizde kullanılmaması için evet demek zorundayız” formülü, gelen talimatla milletvekilliği düşürülenler –ve iktidar kulislerinde buna “siyasette yeni dönem” denmesi- noktasına vardı. Kayyımlara gösterilen zayıf tepki, imkanları ellerinden alınan yerel yönetimler gerçeğine dönüştü. “Bize darbeci derler” diye korkanlar ses çıkartamadıkları darbeler almaya devam ediyor. “Bizi sokağa çekmek istiyorlar” savunması yapanlar artık güvenli bir alan bulamıyor. Bunlar mevcut iktidarı ayakta tutan zeminle, vasatla mücadele etmek, bu zemini değiştirme çabası şöyle dursun, onun bir parçası haline gelmenin bedeli.

Uzun bir süredir “hele şu günler bir geçsin” cümlesi, insanların birbirlerine ve galiba en çok da kendilerine söyledikleri söz haline geldi. Korona kriziyle birlikte çok daha güncel bir içerik de kazandı. Basit bir ahbaplık görüşmesi veya hayatı etkileyecek çok keskin bir karar için aynı cümle kuruluyor. En etkili aktörlerin, çok önemli siyasi veya ekonomik kararlarda bile bazen çaresiz bir ataletle bazen kurnaz bir fırsatçılıkla aynı sığınağa çekildiği, aynı bahaneyi muhataplarının önüne koyduğunu duyuyoruz. Tam olarak geçecek olan nedir? Geçtiğinde gelecek olan ne? Ne olduğu zaman bugünlerin geçtiğine ikna olacağız? “Çok –veya daha- kötü şeyler olacak” iddiasının en garantili kehanet olması son bulacak mı? Senelerdir travmalar eşliğinde “yeni normal” diye masamıza konulan ve bitmez tükenmez bir beklemeyi mümkün kılan hal, bir gün bitecek mi gerçekten?

Felaket psikolojisi, “kaçınılmaz fırtınanın” geçmesine kadar dayanabilmeyi, sağ ve ayakta kalmayı kritik öncelik haline getiriyor. “Ayakta kalmanın” tek mesele haline gelmesi, çoğunlukla beklemeyi (dinlemeyi) çağıran, ender olarak hareket etmeyi (konuşmayı) kışkırtan bir motivasyon yaratıyor. Ekonomik ve hukuki güvencesizlik hissi, taleplerin yerine, sakınmayı (biraz daha fazla uyumlanmayı) öne çıkartıyor. Otoritenin gösterdiği (işaret ettiği) riskler, otoritenin kendi yaratığı tehdidi ikinci plana itiyor. Yüksek tutulan endişe, kadere dönüşmüş baskı ve kanıksanmış belirsizlik hissi, insanları kolay yönetilir hale getiriyor. Güvensizlik, endişe ve alıştırılmış olağanüstülük tazelenebildikçe, “bekleme” en güçlü siyasi pozisyon ve giderek statükonun garantisi haline dönüşüyor. Refahını artırmak (artacağını ummak) yerine borç (yardım) bulabilir olmak sevinç yaratıyor, müjde sayılıyor. Bu durum sadece etki altında kalan kalabalıkları değil, bu vasata itiraz edebilecek potansiyeli de kolayca ele geçirebiliyor.

48 saat içinde, Sağlık Bakanı’nın “sokağa çıkma yasağı bitti”, İçişleri Bakanlığı’nın “bu hafta yasak var”, Cumhurbaşkanı’nın “ben kaldırdım” açıklamalarının peş peşe gelebilmesi, anaforda daha kolay mümkün oluyor. Üç ay boyunca 65 yaş üzerindeki insanların -aslında anayasal hakları açısından da sorunlu biçimde- eve hapsedilebilmesi de öyle. (Muhafazakarlığın değer verdiğini söylediği kıymetler ile kapitalizmin verimlilik esasları karşı karşıya geldiğinde tercihin ne olduğunu da böylece gördük) Daha önemlisi bunların bir tepki yaratmaması, yaratacağı endişesi oluşturmaması, yerleştirilen derin “iradesizlik” halinin sonucu. İktidar sahibi siyasiler ile destekçileri arasında çift taraflı bir “cezasızlık” anlaşması yapılmış gibi. Bu sadece bizim memleketimizle sınırlı değil. “Kamuoyu baskısı” denilen şeyin icat edildiği ve çok belirleyici olduğuna inanılan ABD’de son yaşananlar, kimlik siyasetinin rehin aldığı iradenin nasıl kullanılabildiği ve nasıl sonuçlar verebildiğini ortaya koyuyor.

Polisiniz insanların gözü önünde birini boğarak öldürecek, bunu daha önce defalarca yapmış oldukları ve cezasızlık nedeniyle adalete güven kalmadığı için insanlar isyan edecek, sonra “ilk üç gün iyiydi ama bunlar artık fişkiyeleri kırıyor” diyerek üste çıkıp pişkince insanlara parmak sallamaya başlayacaksınız. Bunu, bir güç kirlenmesi veya akıl yitimi olarak yorumlamak; siyasi veya psikolojik anormallik (patolojisi) olarak görmek elbette mümkün. Fakat bu durumun, iktidarın gücünü, hatta politik desteğini artırıp artırmaması üzerine konuşulmaya başlanmışsa –üstelik bu tezleri destekleyen veriler ortaya çıkmışsa- hadiseye başka türlü bakmak, başka türlü tartışmak gerekir. Yağma tehlikesinin polislerin yollarda insanların boğulabileceği fikriyle kıyaslanabildiği bir zeminde, mücadele edilecek şey sadece bu adaletsizliği yapan “yönetimler” olmaktan çıkıyor. Krizlerden fırsat imal edenler kadar bu fırsatı işlettikleri toplumsal-siyasal vasat da belirleyici oluyor.

Türkiye bu deneylerden hemen her gün yeniden geçiyor. Polisler tarafından öldürülen çocukların annelerinin meydanlarda yuhalatılmasını canlı yayınlarda izledik. Tekmeyle Ali İsmail Korkmaz’ı öldüren polisin, o tekme yüzünden ayağının incinmesini “kamusal mağduriyet” kabul eden yargı makamlarını gördük. Paris’te “ayak takımı” denilenlerin, İstanbul’da “çapulcu” diye isimlendirildiğini duyduk. Şimdi, söylenmemiş sözlerin üzerinden açılan darbe tartışmalarının gölgesinde, seçilmişi de seçeni de takmayan sivil darbe adımlarının ilerletildiğini seyrediyoruz. Kendisinin yaptığı darbeyi ve sadece kendisinin seçildiği seçimleri meşru görüp, iktidarına ilişkin her türlü itirazı darbe sayan ve memnun kalmadığı seçim sonuçlarını tanımayan bir iktidarla yaşıyoruz. Ancak aynı zamanda memleketi, bu yönetme tarzını ve siyasi gücü sürdürme biçimini onaylayan –en azından sessiz- bir kalabalıkla paylaşıyoruz.

ABD’de ya da Türkiye’de, Brezilya’da veya Hindistan’da; insanları nefessiz bırakan düzenin, insanları boğarken bile fırsat üretebilmesinden bahsediliyorsa, bunu mümkün kılan zemine dikkatli bakmak gerekir. Sığınağa saklanarak ürkütücü bir tehlikeyi işaret eden başkan, ertesi günü İncil’i eline alıp kimsenin yenemeyeceği bir güç olma iddiasıyla tekrar ortaya çıkabiliyor. Zayıflık ya da kontrolsüz güç, basitlik veya “özel yetenekler” aynı anda masaya sürülebiliyor. Beceriksizlik sonucu oluşan karmaşa lütuf atağına çevrilebiliyor. Açık ve defalarca ortaya çıkmış yalanlar, tekrar tekrar kullanıma sürülüyor. Asıl önemlisi, bu çelişkili tutumlardan hasar alınacağından endişe duyulmayıp aksine karlı sonuçlar çıkabileceğinin hesaplanıyor olması. Çünkü bu durumun sürmesini mümkün kılan asıl neden, iktidar sahiplerinin olağanüstü yetenekleri değil bunu sağlayan vasata nüfuz edilememesi, buna hevesli etkili aktörlerin çıkmaması. “Boş bırakılanın davulcuya kaçılması” halinden, davulcunun çok emin olması. O zaman denklemi değiştirmenin yollarından biri, davulcuyu kötülemekten –veya kötü ritmin rahatsız etmesini beklemekten- çok alanı doldurmak olmalı.

“Anayasa’ya aykırı ama aleyhimizde kullanılmaması için evet demek zorundayız” formülü, gelen talimatla milletvekilliği düşürülenler –ve iktidar kulislerinde buna “siyasette yeni dönem” denmesi- noktasına vardı. Kayyımlara gösterilen zayıf tepki, imkanları ellerinden alınan yerel yönetimler gerçeğine dönüştü. “Bize darbeci derler” diye korkanlar ses çıkartamadıkları darbeler almaya devam ediyor. “Bizi sokağa çekmek istiyorlar” savunması yapanlar artık güvenli bir alan bulamıyor. Bunlar mevcut iktidarı ayakta tutan zeminle, vasatla mücadele etmek, bu zemini değiştirme çabası şöyle dursun, onun bir parçası haline gelmenin bedeli. Ancak bugün bile Kemal Kılıçdaroğlu, üç isim içinde sadece Enis Berberoğlu’dan, Berberoğlu da bir tek kendisinden bahsediyor. Güvenpark’a yürüyen milletvekillerini polis tartakladığında diğer muhalefet partilerinden ses gelmiyor. Bugünlerin geçip kendiliğinden başka bir zamanın başlayacağını bekleme, bugünlerden fırsat çıkartanlara değil buna imkan verenlere daha çok kafa yormama ısrarı hâlâ sürüyor.

  • Kaynak duvaR

Yorumunuzu bırakın


İlgili Haberler

Alıntı Yazılar

ABD, Gazze savaşının neresinde?

Hamas militanları 60 yıllık Filistin direniş tarihinde ilk kez İsrail denetimindeki bölgeleri ele...
Alıntı Yazılar

Savaşın İsrail’e taşınması neleri değiştiriyor?

Son tırmanıştan önce dans sırası Suudilere gelmişti. Veliaht Prens Selman geçen ay BM Genel Kurulu...
Alıntı Yazılar

Ellerindeki boş tencereyi de kaybetmekle korkutuldular!

Ellerinde boş tencere vardı; bırakın bu boş tencerenin dolusunu talep etmek, “terör” ve kaos...

ZAMAN AKIŞI

Ara 9 12:14
Sağlık

Uyku Nedir? Uykunun Evrimi, Günlük Uyku Süreleri ve Uyku Sırasında Düşme Hissi Üzerine…

Ara 9 12:06
Bilim & Teknoloji

Antioksidan beslenme: Sağlıklı yaşamın anahtarı

Ara 9 11:38
Sağlık

Kansızlık hastalıklara sebep oluyor: Üşüme, halsizlik, baş dönmesi…

Ara 9 11:28
Arkasayfa

‘Ev gençleri’ anlatıyor: Sosyal hayatım yok, kupon yapıyorum

Ara 9 11:23
Kültür & Sanat

Söylemek, sessiz kalmak ve göstermek: Wittgenstein ve iptal kültürü üzerine

Ara 9 11:16
Gündem

Elektrikte kamunun payı kuşa döndü

Ara 9 11:14
Gündem

Çocukları koruyan yok

Ara 9 11:12
Emek

Metalde rota direniş

Ara 8 14:45
Bilim & Teknoloji

Bilim Nedir? Bilimin Temel Özellikleri Nelerdir?

Ara 8 14:24
Kültür & Sanat

Darwinizm’den Bilimsel Ayrılış Bildirisi: Evrim, Bilim İnsanları Arasında Kabul Görüyor mu?

Ara 8 14:14
Sağlık

Ayrılık, Beynin Fonksiyonel Organizasyonunu Yavaşlatıyor!

Ara 8 13:38
Bilim & Teknoloji

Fiber internet hızında dünya rekoru: Dünyanın tüm internet trafiğinin 20 katı hızında!

Ara 8 13:34
Bilim & Teknoloji

Bilimsel araştırma: Yalnız vakit geçirmek insana iyi geliyor!

Ara 8 13:15
Gündem

Erdoğan: Sinop’ta inşa edilecek nükleer santralimizin enerjisinden Yunanistan’a da imkan tanıyabiliriz

Ara 8 13:09
Gündem

Erdoğan’ın 6 yıl sonra gelen Atina ziyareti, dünyada nasıl yankı buldu?

Ara 8 12:56
Gündem

Körfez’de Putin neden ‘çar’ gibi karşılandı?

Ara 8 12:41
Gündem

ABD’de üniversite saldırısı: 3 kişiyi öldüren saldırganın ‘hedef listesi’ ortaya çıktı

Ara 8 12:27
Ekonomi

Kişi başı kart borcu asgari ücretin 2,5 katı

Ara 8 12:26
Ekonomi

Kırmızı et sofraya üç kat uzak kaldı

Ara 8 12:13
Eğitim

Okullara cuma namazı talimatı!

Ara 8 12:10
Gündem

Özgür Özel ofisinde Kılıçdaroğlu’yla görüştü, açıklama yok

Ara 8 12:08
Gündem

İsrail’den Gazze’de insanlık dışı bir uygulama daha: Erkekleri soyup gözlerini bağladılar

Ara 7 16:24
Gündem

‘Hain, alçak, adi, soysuz Vahdettin’

Ara 7 14:04
Gündem

Van’da yaşayan LGBTİ+’lar anlatıyor: ‘Şiddet ve intiharlar artıyor, herkesin aklında iltica var’

Ara 7 13:45
Gündem

Kimin evini kime satıyorsunuz?

Ara 7 13:03
Kültür & Sanat

Anunnakilerin 3 Gizemli Özelliği

Ara 7 12:15
Arkasayfa

Cambaza bak cambaza

Ara 7 08:18
Eğitim

Örneklem oyunu gerçeği örtemedi

Ara 6 15:40
Ekonomi

Seçeneklerin Fazla Olması Her Zaman İyi Olmayabilir!

Ara 6 15:24
Gündem

100 yaşına kadar yaşamanın şifresi çözüldü: Yaşayanların hepsinde bu özellikler görüldü