“Parti programı” olarak yorumlanan müfredat taslağı Talim ve Terbiye Kurulu’nca onaylandı. Müfredatın içeriği tartışma yaratırken eğitim sendikaları, “Müfredatın bir meşruiyeti yoktur. İktidarın müfredatını tanımıyoruz” dedi.
Mustafa BİLDİRCİN
Talim ve Terbiye Kurulu, Milli Eğitim Bakanlığı’nın kapalı kapılar ardında hazırladığı tartışmalı müfredat taslağına onay verdi. Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı Prof. Dr. Cihad Demirli, “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” adı verilen yeni müfredatın askı sürecinde toplam 67 bin 284 görüş ve öneri alındığını açıkladı. BirGün’e konuşan eğitim sendikaları, MEB’in oldu bittiye getirdiği müfredat değişikliğine karşı mücadeleyi sürdüreceklerini kaydetti.
MEB, “Parti programı gibi” eleştirilerine neden olan ve Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli adı verilen müfredatın taslağını 26 Nisan’da askıya çıkardı. Taslakta yer alan hemen her ayrıntı tartışmaları daha da alevlendirdi.
YENİ TARİH YAZILDI
Bakanlığın, “Eğitim” yerine, “Maarif” kelimesini tercih ettiği yeni müfredatta sık sık, “Tekamül, belagat” ve “Kamil insan” vurguları yapıldı. Müfredatta yer alan ve tartışma yaratan bazı noktalar, şöyle sıralandı:
Anadolu imam hatip liselerinin dokuzuncu sınıflarında okutulacak Temel Dini Bilgiler kitabında Diyanet İşleri Başkanlığı’na referans veriliyor. Kitapta, dijital öğretme ortamları ve uygulamalarının, “İmkanlar çerçevesinde” öğretme-öğrenme süreçlerine dahil edilmesi gerektiği kaydedilerek, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından geliştirilen uygulamalar örnek gösteriliyor.
Önceki programda, “Kuruluş-Yükselme-Duraklama-Gerileme” ve “Dağılma” olmak üzere beş ana başlık altında incelenen Osmanlı Devleti’nin öyküsü, yeni programda altı başlık altında toplanıyor. Uzmanların, “Osmanlı güzellemesi” olarak yorumladığı, Osmanlı’nın dağılma döneminin anlatıldığı ünitenin adı, “Savaşlar Sarmalında Osmanlı” olarak değiştirildi. Osmanlı’nın duraklama dönemi ise “Dönüşüm Sürecinde Osmanlı” başlığı altında anlatılıyor.
Tarih öğretim programında, “Türk”ün yanına “İslam” da ekleniyor. Buna göre, eski Tarih öğretim programında, “Anadolu’da kurulan ilk Türk beyliklerinin Anadolu’nun Türkleşmesindeki etkisi” yorumlanırken yeni programda, “Anadolu’nun Türkleşmesi ve İslamlaşmasındaki etkisi” ele alınıyor.
İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük Dersi’nde eğitimcilere, “Öğrencilerden yakın dönemde Türkiye’de bilim, teknoloji, kültür, eğitim ve spor alanlarında meydana gelen gelişmelerden birine ilişkin basit düzeyde bir araştırma yapmaları ve ulaştıkları sonuçları rapor olarak sunmaları istenebilir” önerisinde bulunuluyor.
CİHAD MÜFREDATA GİRDİ
Programda, “İslam ve barış konusu” ele alınırken cihad kavramına yer verilmesi gerektiği ifade ediliyor. Programda, “Cihadın Çanakkale Muharebeleri, Millî Mücadele süreci ve 15 Temmuz’da olduğu gibi barışı sağlama ve vatanı savunmadaki rolüne vurgu yapılır” ifadeleri kullanılıyor.
YAPISI DEĞİŞTİRİLDİ
Tartışmalı müfredat taslağının onaylanmasının ardından gözler, onay mercii olan Talim Terbiye Kurulu’na çevrildi. Ağustos 2021’de, beş üyesi görevden alınan kurula, yedi yeni isim atandı. Kurul üyelerinden üçünün imam hatip mezunu olduğu öğrenilirken kuruldaki isimlerin kariyerleri de dikkati çekti. Buna göre, TTK Başkanı Cihad Demirli, iktidara yakınlığıyla bilinen Önder İmam Hatipliler Derneği’nde uzun süre Yönetim Kurulu üyeliğinde bulundu. Öte yandan, TTK Başkan Yardımcısı Hüseyin Korkut ve TTK Başkan Yardımcısı Mehmet Nezir Gül’ün imam hatip lisesi ve ilahiyat mezunu olduğu bildirildi. TTK Üyesi Mehmet Gündüz ise eğitim devrimlerini, “Batı’ya yapılan şirinlikler” olarak nitelendirdi. Gündüz ayrıca Harf Devrimi’nin amacının, “Geçmişi unutturmak” olduğunu, karma eğitim ile “Sadık ve tek tip vatandaş oluşturmanın hedeflendiğini” savundu.
‘SESSİZ KALMAYACAĞIZ’
Eğitim Sen Genel Başkanı Kemal Irmak ve Eğitim İş Genel Başkanı Kadem Özbay, müfredat değişikliğine yönelik BirGün’e konuştu. Yeni müfredata yönelik Talim ve Terbiye Kurulu’nun içinden de itirazların olduğunun altını çizen Eğitim Sen Genel Başkanı Kemal Irmak sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bakanlık 67 bin öneri aldıklarını ifade etmiş. Gülsek mi ağlasak mı bilmiyorum. Öneriye bir hafta açıldı. Bu kadar çok öneri aldılarsa bunları bu kısa sürede nasıl incelediler, nasıl programın içine nüfuz ettiler. Maalesef başından beri bir aldatmaca var.
Müfredat hazırdı ve hemen kitaplar basılacak ve pilot uygulama olmadan uygulanacak. Eğitim Sen olarak görüş bildirmedik. Çünkü bunun yolu bu değildi ve aldatmaca idi. Bilimi öteleyen, dinci bir müfredata aynı uyanıklıkla bizi dahil etme çabasıydı ve tüm toplum kesimleri nezdinde bu gerici müfredatı meşrulaştırma adımlarıydı. Elbette ki bu durum karşısında sessiz kalmayacağız. Geniş kesimlerle yapacağımız görüşmeler sonrası, pazartesiden itibaren eylem kararlarını kamuoyu ile paylaşacağız. Bu müfredatın adından, içeriğine kadar geniş toplum kesimlerinden itiraz var. Bu itirazları birleştirerek, müfredatın geri çekilmesi için eylem ve söylemlerimizi artıracağız.”

Eğitim Sen Genel Başkanı
‘KABUL ETMEYECEĞİZ’
Taslak metne sunulan önerilerin büyük çoğunluğunun, “Padişahım çok yaşa” önerisi olduğunu savunan Özbay, şunları söyledi:
“Müfredat hazırlık süreci tamamen göstermelik bir şekilde yönetildi. Talim ve Terbiye Kurulu onayından günler önce zaten eğitici eğitimlerine başlandı. Bu da sürecin ne kadar katılımcılıktan uzak olduğunun bir kanıtıdır.
Eğitimin anayasası dediğimiz müfredatla ilgili eğitim bileşenlerinin görüşlerinin alınmaması her şeyi kanıtlar niteliktedir. Böyle bir müfredat ile ulusal ya da uluslararası anlamda çağın gerekliliğini yerine getiren bir nesil yetiştirilmesi mümkün değildir. Bu müfredatın meşruiyeti yoktur.”

Eğitim İş Genel Başkanı
BAKANDAN GAZETECİYE MÜDAHALE
İstanbul Yedikule’de bir etkinliğe katılan Bakan Yusuf Tekin’e müfredatla ilgili bu gelişme ışığında bir soru yöneltmek isteyen muhabir Bakan’ın müdahalesiyle karşı karşıya kaldı.
Tekin sorulan sorularla ilgili basın açıklaması yapacağını gerekçe göstererek soruya cevap vermek istemedi. Tekin, canlı yayındaki Halk TV muhabirinin mikrofonunu eliyle uzaklaştırarak programına kaldığı yerden devam etti.