Koç, Ankara Üniversitesi Avrupa Toplulukları Araştırma ve Uygulama Merkezi’nde (ATAUM) Avrupa Birliği ile ilişkiler konulu konferans verdi.
Toplumsal dönüşümlerin ancak siyasetle mümkün olabileceğini ifade eden Koç, dönüşümü sağlayabilmek için daha önce kendisinin CHP‘de yönetim değişikliği adınaçaba gösterdiğini söyledi.
AB‘nin çok önemli sorunlarla yüz yüze geldiğini ve Türkiye’nin buproblemleri dile getirmesi gerektiğini belirten Koç, “Tek taraflı değil, çifttaraflı bir ilişki olsun” diye konuştu.
Koç, “Türkiye’nin bir değişim sürecinde olduğunun herkes tarafındansöylendiğini ancak, AB‘nin de algıladığı bu değişimin, iktidarın ve iktidarın her dediğinin doğru olduğuna inanan ve kendilerini liberal olarak tanımlayançevrelerin verdiği bir takım bilgilerden oluştuğunu” ileri sürdü.
Özgürlükçü bir anayasa talep ettiklerini anlatan Koç, “CHP olarak,özgürlükçü anayasayı Adalet ve Kalkınma Partisi’nin ancak kendi istediği alanlarda sunma stratejisinin önüne geçmek zorundayız” dedi.
Tek kanallı bir Avrupa oluşmasına kendilerinin de neden olduğunu ifadeeden Koç, “Çok suskun kaldık. Bazı değerleri tam savunamadık. Hakkımızdakisuçlamaları ve oluşturulan dezenformasyon kampanyasını bozamadık” değerlendirmesinde bulundu.
AK Parti’nin, AB ve komşu ülkelerle ilişkiler konusunda farklı dış politikalar izlediğini ve bu durumun “eksen kayması” olarak adlandırıldığını anlatan Koç, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Fundamentalist yapılarla siyasi akrabalığı olan bir kadro var karşımızda. Bu açık ve net. 1980 öncesinde ve sonrasında bu ilişkiler var. Ortadoğu’da monarşik İslami düzenlerin muhalifi olan fundamentalist İslami yapıların hepsiyle bir yol arkadaşlıkları söz konusu. Hizbullah‘tan Hamas’a,İran’daki daha radikal unsurlara, Afganistan‘daki belirli odaklara kadar, böylebir siyaset izdüşümü bakımından geçmişte ortaklık çıkıyor. Yürütme erkini elegeçirip, yürütmenin getirdiği sorumlulukla Avrupa’da bazı ilişkileri sürdürürken,bu yakın tarih dilimindeki siyasi akrabalığın bugün onlara sorumluluk olarakyüklediği bazı ilişkileri de çok farklı boyutta sürdürdüklerini görüyoruz. Eksen kayması eğer var ise bu, son bir-iki yılda çıkan bir olay değil, siyasi öğretiden, çizgiden geliyor.”
“Sigmar Gabriel CHP grubunda söz alacak”
Bu arada CHP‘nin, Avrupa ile ilişkileri önemsediğini anlatan Haluk Koç, TBMM’debir tüzük problemi çıkmazsa Alman Sosyal Demokrat Parti Genel Başkanı Sigmar Gabriel’in 2 Kasım’da CHP Grup Toplantısında 10 dakika söz alacağını ve bunun TBMMtarihinde bir ilk olacağını söyledi.
Toplumsal dönüşümlerin ancak siyasetle mümkün olabileceğini ifade eden Koç, dönüşümü sağlayabilmek için daha önce kendisinin CHP‘de yönetim değişikliği adınaçaba gösterdiğini söyledi.
AB‘nin çok önemli sorunlarla yüz yüze geldiğini ve Türkiye’nin buproblemleri dile getirmesi gerektiğini belirten Koç, “Tek taraflı değil, çifttaraflı bir ilişki olsun” diye konuştu.
Koç, “Türkiye’nin bir değişim sürecinde olduğunun herkes tarafındansöylendiğini ancak, AB‘nin de algıladığı bu değişimin, iktidarın ve iktidarın her dediğinin doğru olduğuna inanan ve kendilerini liberal olarak tanımlayançevrelerin verdiği bir takım bilgilerden oluştuğunu” ileri sürdü.
Özgürlükçü bir anayasa talep ettiklerini anlatan Koç, “CHP olarak,özgürlükçü anayasayı Adalet ve Kalkınma Partisi’nin ancak kendi istediği alanlarda sunma stratejisinin önüne geçmek zorundayız” dedi.
Tek kanallı bir Avrupa oluşmasına kendilerinin de neden olduğunu ifadeeden Koç, “Çok suskun kaldık. Bazı değerleri tam savunamadık. Hakkımızdakisuçlamaları ve oluşturulan dezenformasyon kampanyasını bozamadık” değerlendirmesinde bulundu.
AK Parti’nin, AB ve komşu ülkelerle ilişkiler konusunda farklı dış politikalar izlediğini ve bu durumun “eksen kayması” olarak adlandırıldığını anlatan Koç, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Fundamentalist yapılarla siyasi akrabalığı olan bir kadro var karşımızda. Bu açık ve net. 1980 öncesinde ve sonrasında bu ilişkiler var. Ortadoğu’da monarşik İslami düzenlerin muhalifi olan fundamentalist İslami yapıların hepsiyle bir yol arkadaşlıkları söz konusu. Hizbullah‘tan Hamas’a,İran’daki daha radikal unsurlara, Afganistan‘daki belirli odaklara kadar, böylebir siyaset izdüşümü bakımından geçmişte ortaklık çıkıyor. Yürütme erkini elegeçirip, yürütmenin getirdiği sorumlulukla Avrupa’da bazı ilişkileri sürdürürken,bu yakın tarih dilimindeki siyasi akrabalığın bugün onlara sorumluluk olarakyüklediği bazı ilişkileri de çok farklı boyutta sürdürdüklerini görüyoruz. Eksen kayması eğer var ise bu, son bir-iki yılda çıkan bir olay değil, siyasi öğretiden, çizgiden geliyor.”
“Sigmar Gabriel CHP grubunda söz alacak”
Bu arada CHP‘nin, Avrupa ile ilişkileri önemsediğini anlatan Haluk Koç, TBMM’debir tüzük problemi çıkmazsa Alman Sosyal Demokrat Parti Genel Başkanı Sigmar Gabriel’in 2 Kasım’da CHP Grup Toplantısında 10 dakika söz alacağını ve bunun TBMMtarihinde bir ilk olacağını söyledi.
CNNTurk