İlker Başbuğ’un 4 ay önce katıldığı bir televizyon programında söyledikleri yüzünden ifadeye çağırılması önemli gelişme…
İki soru sormak lazım:
1)AKP, emekli bir generalin söylediklerinden neden bu kadar rahatsız oldu
2)Başbuğ neden konuşmasından 4 ay sonra ifadeye çağrıldı?
İsterseniz bu sorulara yanıt ararken, önce demecin verildiği konjonktürü hatırlayalım:
Erdoğan, 15 Temmuz sonrası yakınlaştığı Putin’le 2017’de S-400 anlaşmasını imzalamış, Türkiye Batı’dan kopma noktasına gelmişti. Ama Şubat’ta, İdlib’deki saldırı ile işler değişti. Tam o günlerde ABD’nin etkili düşünce kuruluşu Rand Cooperation,Silahlı Kuvvetler’in orta kademesindeki subayların rahatsızlığından söz etti. Hükümet, bunu, Washington’da yeni bir darbe pişirildiği şeklinde yorumladı. Başbuğ’un açıklaması, tam bu ortamda, korkuları tetikledi.
Başbuğ konuşmasında iki önemli hedefi vuruyordu:
Biri MİT’ti. Orgeneral olarak görev yaptığı 8 yıl boyunca MİT’in, orduda bir tek Cemaatçinin bile ismini vermediğini söylüyordu. Herhalde istihbaratın zaafı değildi bu; Başbuğ’un deşifre edilmesini beklediği isimler, AKP’nin koruması altındaydı o zamanlar…
Başbuğ’un ikinci hedefi ise, Cemaat’in siyasi kanadıydı. Başbuğ, 2009’da askerlerin sivil mahkemelerde yargılanmasının önünü açan yasayı getiren AKP’lilere dikkat çekiyordu.
Erdoğan, o zaman Başbuğ’a sert çıkmış, Başbuğ da “Doğru bildiğimizi söylemekten hiçbir şey bizi alıkoyamaz” diye rest çekmişti.
Bu tür durumlarda harekete geçmek için sabahı beklemeyen savcının 4 ay sonra çağrı yapması, Yüksek Askeri Şura yaklaştıkça Erdoğan’ın tedirginliğinin artmasıyla açıklanabilir ancak… Başbuğ’un ifadeye çağrılması, son dönem yapılan gazeteci tutuklamaları ve asker operasyonlarıyla ile birlikte okunduğunda daha da anlam kazanıyor.
Dışarda köşeye sıkışmış, içerde darbe korkusunu atamamış bir hükümet, devletin derin güçleriyle kâh uzlaşıp kâh dalaşarak ömrünü uzatmaya çalışıyor.
Başbuğ, ifadesinde, “MİT’in 15 Temmuz’un gelişini istihbar edemediği, AKP’nin de yıllarca Gülen’e kol kanat gerdiği yalan mı” derse yeniden hapse mi girecek? O hapse girerse, Erdoğan’ın darbe korkusu azalacak mı, daha mı büyüyecek?