Elektrik Mühendisleri Odası(EMO), Türkiye’de kurulacak nükleer santralinin yatırım maliyetlerinin diğer nükleer santral yatırımlarına göre daha yüksek olduğunu, bu nedenle elektrik satış fiyatının yüksek belirleneceğini rakamlarla ortaya koydu. EMO’nun açıklamasında yargının nasıl devreden çıkarıldığı ve AKP yandaşlarına neler kazandırıldığı da yer aldı.
Santral Rusya’nın, Türkiye arsa tahsis ediyor
EMO’dan yapılan açıklamada, AKP Hükümeti’nin nükleer teknoloji merkezi yaratacakları iddiasıyla başlattıkları ihale sürecinin Rusya’nın Türkiye’nin yapacağı yer tahsisi üzerinden nükleer santral sahibi olmasına dönüştüğü ileri sürülerek, “İmzalanan devletlerarası anlaşmaya göre nükleer santralin sahibi yüzde 100 hisseyle Rusya’nın reaktör inşa eden şirketi Atomstroyexport olacak. Hatta şirket, daha sonra yüzde 49’a kadar hisse satışı yapmayı planlıyor. Bu kapsamda Türk şirketlerinin ilgili olduğunu, ancak Avrupa’daki şirketlerle de görüştüklerini dahi açıkladılar. Yani Türkiye’nin nükleer santral konusunda geldiği nokta, kendi ülkesinde Rusya’yı nükleer santral sahibi yapmak olurken, nükleer santral kurulum süreci içinde Türkiye’ye doğalgazda bağımlı olduğu Rusya’dan bir de nükleer enerji satın alan ülke olma konumu biçildi” denildi.
“Yargıyı devreden çıkarmak için devletlerarası anlaşma yoluna başvuruldu”
AKP hükümetinin, aynı şirkete ihale yoluyla hukuka aykırı olarak nükleer santral kurdurmaya çalıştığı, ancak TMMOB’un açtığı dava üzerine hukuka aykırılıklar nedeniyle ihaleyi iptal etmek zorunda kaldığı ifade edilen açıklamada, şimdi ise yargı kararını, ihale ve rekabet sürecini bertaraf etmeye çalışarak, devletlerarası anlaşma yoluna başvurulduğuna dikkat çekildi.
“Yatırım çok pahalı”
Rusya’nın, anlaşmaya göre bin 200 megavat üzerinden 4 reaktör inşa edeceği ifade edilen açıklamaya, şöyle devam edildi: “Böylece Türkiye’de 4 bin 800 megavat kurulu güçte nükleer santral sahibi olacak Rusya buradan ürettiği elektriği de ortalama 12.35 sent gibi yüksek bir fiyat üzerinden Türkiye’ye satma garantisi elde etti. 4 bin 800 megavatlık nükleer santral için 20 milyar dolarlık bir yatırım maliyeti açıklanmıştır ki, bu Rusya’nın aynı türde inşaatına başladığı santrallerin birim yatırım maliyetlerinin oldukça üzerindedir. Rusya’nın Türkiye’de sahip olacağı nükleer santralın birim yatırım maliyeti (kW başına) açıklamalara göre 4 bin 166 dolardır. İnşa aşamasında olan Nizhegorod’un birim yatırım maliyeti bin 958 dolar, 2008 ve 2009 yılında iki reaktör olarak inşasına başlanan Novovoronezh 2’nin birim yatırım maliyeti 2 bin 83 dolardır. 2008 yılında bir ünitesinin inşasına başlanmış olan ve ikinci ünitesinin inşasına da bu yıl başlanılan Leningrad 2’nin birim yatırım maliyeti ise 2 bin 417 dolardır. Bunlar içinde en yüksek yatırım maliyetinin söz konusu olduğu Leningrad 2’yle karşılaştırıldığında Türkiye’de yapılacak nükleer santral yatırımı yüzde 72 daha pahalıdır. Nizhegorod’a göre ise Türkiye’de yapılacak nükleer santral yatırımının pahalılık düzeyi 2 katı aşmaktadır.”
“Elektrik fiyatı da yüksek belirlenecek”
Yatırım maliyetinin yüksek tutulmasının, elektrik satış fiyatının da yüksek belirlenmesine yol açtığına dikkat çekilen açıklamada, alım garantisi kapsamında müşterisi hazır olan nükleer santralden satılacak enerjinin birim fiyatının 18.77 kuruş ile DUY denilen karaborsa fiyatına yükseltildiği belirtildi.
Açıklamada, “Devletlerarası anlaşma yoluyla nükleer santral üzerinden 15 yıl gibi uzun vadeli olarak yüksek fiyat düzeyinin garanti edilmesiyle enerji fiyatlarında artış yapısal hale getirilmiş olacak. Ortalama fiyat üzerinden Türkiye, Rusya’ya 15 yılda satın alacağı 415 milyar kilovat saatlik elektrik karşılığında 51 milyar dolar ödeyecek. Şirket, 15 yılın ardından da kurulan DUY piyasası üzerinden yüksek fiyatla satış olanağını sürdürebilecek” denildi.
“Ekonomik bir fayda da yok”
Yapılan anlaşmanın pek çok açıdan sorgulanmaya muhtaç olduğu ifade edilen açıklamada, ucuz enerji üretiminin söz konusu olmadığı vurgulandı. Tersine vatandaşların nükleer santral nedeniyle ciddi bir riskle karşı karşıya bırakıldığı, bunun karşılığında ise ekonomik anlamda bir faydadan söz etmenin dahi mümkün olmadığı kaydedildi.
“Çalık holding projesine Rusya’dan petrol akıtılması kararlaştırıldı”
“Tamamen siyasal bir tercihtir ve örtülü ilişkilerin sonucudur. Rusya ile yalnızca nükleer santral kurulmasına ilişkin anlaşma imzalanmamış, aynı gün Başbakan’ın damadının Genel Müdürü olduğu Çalık Holding’in yürüttüğü projeye ilişkin de işbirliği anlaşması yapılmıştır. İki ülkenin enerji bakanlıkları arasında imzalanan işbirliği mutabakatı ile Karadeniz Bölgesi’ndeki ham petrolün Samsun-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı’nın önceliği temel alınarak taşınması öngörülmektedir. Böylece Çalık Holding’in projesine Rusya’dan petrol akıtılması kararlaştırılmış olmaktadır.”
SOL