Sağlık meslek örgütleri, sağlığın bir yılını değerlendirdi. Açıklamada güvencesiz çalıştırılma, hekim göçü, bulunamayan ilaçlar, şiddet, meslek örgütlerine baskı, gerici politikalar gibi çok sayıda soruna dikkat çekildi.
AKP iktidarının Sağlıkta Dönüşüm programı ile birlikte sağlıktaki sorunlar derinleşti. Hastanelerin ticarethane, hastaların müşteri olarak görüldüğü sağlık sisteminin bir yılını değerlendiren sağlık meslek örgütleri, “Sağlık alanında yaşanan bütün olumsuzluklara karşın mücadelemizi ve umudumuzu koruyoruz. 2024’ün sağlık alanında şiddetin olmadığı, insanların zorla yerinden edilmediği, daha demokratik, doğayla barışık bir yaşamın hakim olacağı bir yıl olması dileğimizle” dedi.
Ankara Tabip Odası, Birinci Basamak Sağlık Çalışanları Birlik ve Dayanışma Sendikası, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Ankara Şubesi üyeleri dün düenledikleri toplantıda sağlığın bir yılını değerlendirdi. Açıklamadan öne çıkan başlıklar şöyle:
DEPREM
Ülkemiz 6 Şubat depremleriyle yıkıldı. 21 yıldır iktidarda olan yapının yetersiz kaldığı, insanlarımızın enkaz altında konuşarak öldüğü, sonrasında çoğu sorunun çözülemediği bir tabloyla karşı karşıyayız. Üzerinden yaklaşık bir yıl geçmesine karşın çoğu insan çadır ve konteynerlerde yaşıyor. Yıkılan hastaneler prefabrik yapılarda, aile sağlığı merkezleri, eczaneler, diş klinikleri konteynerlerde hizmet vermeye çalışıyor.
EKONOMİK KRİZ
Yoksullaşma, yurt dışından ithal edilen bürokratlara rağmen emekçilerin kaderi olmaya devam ediyor. Milyonlarca insan sosyal destekle yaşamını idame ettiriyor, yüz binlerce çocuğa ise aileleri tarafından bakılamıyor. Sağlık emekçileri, özellikle kriz ve yoksulluktan payını fazlasıyla almış durumda.
GERİCİ POLİTİKALAR
Sağlık alanı da ülkeyi yoksulluğa ve gericiliğe iten politikalardan nasibini fazlasıyla aldı. Hastanelere manevi danışman adı altında atanan din görevlileri bilime meydan okuyan bir karşıtlığı temsil ediyor.
SAĞLIKTA ŞİDDET
Türkiye’nin her köşesinden, hastanesinden, aile sağlığı merkezinden sağlıkta şiddet haberleri bir günü bile boş geçirmiyor. Yarılan kaşlar, kırılan burunlar, ezilen gövdeler hayatın bir parçasına dönüşmüş durumda.
İLAÇ VE MEDİKAL MALZEME SIKINTISI
Döviz kurunda meydana gelen yükselmenin etkisiyle tamamen dışa bağımlı olduğumuz ilaçların yokluğunu yaşadı sıkça, hastalar, ilaca ulaşamadı/ulaşamıyor. Ortez, protez ve diğer birçok tıbbi üründe aynı sorun yaşanıyor, ameliyatlar erteleniyor, bu nedenle hastaların sağlığına kavuşmaları ancak cepten ödeme gücü olanlar için mümkün oluyor çoğu zaman.
SAĞLIKÇI İNTİHARI
Hekim, öğrenci intiharları artan oranda devam ediyor. Bir günde gencecik üç hekimin intiharı yüreklerimizi dağladı. Geliyorum diyen bu intiharlara yönelik yönetenler, üniversite idarecileri herhangi bir önlem almıyorlar maalesef.
SAĞLIKSIZ YEMEKLER
Gerek kalori açısından, gerekse kalite açısında son derece düşük nitelikte olan yemeklere çoğu zaman böcek ve kurtlar eşlik ediyor. Sağlığı ticari metaya dönüştüren, taşeronlaşmanın getirdiği sonuç; yemekler başta olmak üzere her türlü hizmete yansımış durumda.
BOŞ KALAN KONTENJANLAR
Yıllardır yeniden yerleştirme işlemleri için açılan sanal aile sağlığı merkezleri bir türlü tercih edilmiyor. Son yerleştirmede açılan 104 boş pozisyonun 73 tanesi sanal ASM.
KORUYUCU HEKİMLİK
Bütçe görüşmelerinde Sağlık Bakanlığı bütçesinin yüzde 72’sinin tedavi edici hizmetlere, yüzde 28’nin ise koruyucu hizmetlere ayrıldığı görülmektedir. Tedavi edici hizmetlere ayrılan payın yüzde 11’i (57 milyar 554 milyon ) şehir hastaneleri kira bedelidir. Bakanlık tercihini tedavi edici hizmetler ile şehir hastaneleri yönünde belirlemiştir.
MESLEK ÖRGÜTLERİ BASKI ALTINDA
Meslek örgütleri üzerindeki baskıyı artıran iktidar, TTB başkanının yaptığı bir açıklamayı gerekçe göstererek 30 Kasım’da yapılan duruşmada TTB Merkez konseyi üyelerini görevden aldı. Yaşanan bu garabetin bir an önce sonlanması gerekmektedir.