Türkiye’nin doğal zenginliğini yokedeceği endişesiyle kamuoyunun tepkisini çeken ve kısaca Tabiatı Koruma Kanunu olarak bilinen yasa taslağının görüşmeleri TBMM’de sürerken, 29 Aralık’ta sessiz sedasız meclisten geçirilen yasayla korunan alanlar da HES yatırımcılarına açıldı. 5346 sayılı Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun 29 Aralık 2010’da çıkarılan 6094 sayılı yasayla değiştirildi. Yasanın 8. maddesinde yapılan değişiklikle, milli park, tabiat parkı, tabiat anıtı ile tabiatı koruma alanlarında, muhafaza ormanlarında, yaban hayatı geliştirme sahalarında, doğal sit alanlarında yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı elektrik üretim tesislerinin kurulmasına izin verilebilecek.
İMAR PLANI OLMAKSIZIN HES YAPILABİLECEK
Yeni düzenlemeye göre, “Belirlenen yenilenebilir kaynak alanları imar planlarına resen işlenmek üzere Bakanlık tarafından ilgili mercilere bildirilir” şeklinde değiştirilen 5346 sayılı Kanunun 4 üncü maddesiyle HES projelerinin imar planlarına bağlı olmaksızın inşa edilmesinin de önü açılmış oldu. Kastamonu Cide’deki Loç Vadisi’nde Or-Ya Enerji tarafından yapımına başlanan CİDE HES’in inşaatı, ‘imar planı olmadığı’ gerekçesiyle söz konusu yasanın meclisten geçirildiği gün olan 29 Aralık’ta mühürlenmiş, ardından da Kastamonu İdare Mahkemesi tarafından yürütmesi durdurulmuştu.
HES projeleriyle ilgili yargı kararlarında en önemli yasal dayanak olan SİT alanları ve diğer korunan alanlar da böylece özel sektörün HES yatırımlarına açılmış oldu.
SİT ALANI OLAN VADİLERDE ENDİŞELİ BEKLEYİŞ
Trabzon Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun, 22 HES projesi bulunan Rize’nin İkizdere Vadisi’ni 22 Ekim 2010’da doğal SİT alanı ilan etmesinin ardından, Bandırma’da katıldığı bir açılışta konuşan Başbakan Erdoğan, “daha önce aklınız neredeydi, SİT olduğu şimdi mi aklınıza geldi. Önümüzü kesiyorlar” sözleriyle karara sert tepki göstermiş, Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu da kararı yargıya götüreceklerini açıklamıştı. Yapılan yeni düzenlemeyle İkizdere başta olmak üzere SİT alanlarındaki HES projelerinin yeniden gündeme gelmesinden endişe ediliyor.
‘YASA, KENDİSİYLE ÇELİŞİYOR’
Yeni yasayı değerlendiren Kırsal Çevre ve Ormancılık Sorunları Araştırma Derneği’nden Doıç. Dr. Yücel Çağlar, yasanın yürürlükteki yasalara aykırı, kendisiyle de çelişen bir yasa değişikliği olduğunu söyledi. Yapılan yasa değişikliğinin amacının, “yenilenebilir enerji kaynaklarının elektrik enerjisi üretimi amaçlı kullanımının yaygınlaştırılması, bu kaynakların güvenilir, ekonomik ve kaliteli biçimde ekonomiye kazandırılması, kaynak çeşitliliğinin artırılması, sera gazı emisyonlarının azaltılması” olarak belirlendiğini ifade eden Çağlar, “yapılan değişiklik, halen yürürlükte bulunan ilgili yasalarla çelişmektedir” dedi.
BAŞKA AMAÇLA KULLANILMASI OLANAKSIZ
2873 sayılı Milli Parklar Kanunu’nun 2. maddesinin ‘d’ bendine atıfta bulunan Çağlar, buna göre ‘tabiatı koruma alanları’nın;’bilim ve eğitim bakımından önem taşıyan nadir, tehlikeye maruz veya kaybolmaya yüz tutmuş ekosistemler, türler ve tabii olayların meydana getirdiği seçkin örnekleri ihtiva eden ve mutlak korunması gerekli olup sadece bilim ve eğitim amaçlarıyla kullanılmak üzere ayrılmış’ yerler olduğunu anımsatarak, bu yerlerden başka amaçlarla yararlanılmasının olanaksız olduğunun altını çizdi.
KAMU YARARI ZORUNLU
Milli Parklar Kanunu’nun 8. maddesine de değinen Çağlar, “Turizm bölge, alan ve merkezleri dışında kalan milli parklar ve tabiat parklarında gerçek ve özel hukuk tüzelkişilerin yapacakları herhangi bir tesise izin verilebilmesi için kamu yararının bulunması zorunludur. Oysa, söz konusu değişiklikte böyle bir zorunluluğa da yer verilmemiştir” diye konuştu.
TÜM KORUMA ALANLARI ENERJİ YATIRIMCILARINA AÇILDI