Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Genel Başkanı Bedriye Yorgun dün sendika merkezinde düzenlediği basın toplantısında, AKP’nin uyguladığı “sağlıkta dönüşüm programı” ile bu alanda hem sağlık emekçileri hem de halk açısından 2010 yılının sorunları daha da derinleştiren bir yıl olduğunu açıkladı. Yorgun, AKP döneminde Sağlık Bakanlığı bünyesinde taşeronlaştırmanın 10 kat artarak adeta norm haline getirildiğini ifade etti. Yorgun, 2002 yılında taşerona bağlı çalıştırılanların oranı yüzde 4 iken, bu oranın 2010 yılında yüzde 25’e yaklaştığını söyledi.
Yorgun, Türkiye’de bir yılda gerçekleşen iş kazası sayısının Avrupa’da yaşanan iş kazaları ortalamasından 4,5 daha fazla olduğuna da dikkat çekti.
“Türkiye dünyanın en büyük 17 ekonomisi olma özelliğine sahiptir” diyen Yorgun, sermaye sınıfının karlarını arttırırken, işçi ve emekçileri de sefalet koşullarında güvencesiz çalışmaya ittiğini söyledi. Türkiye’de 2002 yılına kadar resmi olarak işsizlik oranının yüzde 6,5- 7 olduğunu belirten Yorgun, Bunun AKP iktidarı döneminde neredeyse yüzde 100 artarak yüzde 13-14’lere ulaştığını söyledi.
ÖZEL MUAYENEHANELER RESMİLEŞTİ
Yorgun, Türkiye’de 24 yılda yapılan 39 milyar dolarlık özelleştirmenin 30 milyarının AKP döneminde yapıldığını belirtti. AKP’nin Aile hekimliği uygulamasıyla özel muayenehaneciliği resmileştirdiğini dile getiren Yorgun, üniversite hastanelerinin ise ticarethaneye dönüştürüldüğünü vurguladı. Artık AKP’nin cilalayarak halka sunduğu “Sağlıkta dönüşüm programı”nın cilasının döküldüğünü söyleyen Yorgun, “Artık ‘Paran kadar sağlık’ anlayışı hayata geçirilmeye başlanmıştır” dedi.
Yorgun, sendika olarak, 23 ilde ve 2 bin 562 sağlık emekçisiyle yaptıkları anket sonucunda sağlık çalışanlarının yüzde 55’i için 10 yıl öncesine göre çalışma şartlarının kötüleştiğini aktardı. Yorgun, yüzde 52’lik kesimin çalışma süresinden, yüzde 79’unun ise aldığı ücretten memnun olmadığını ifade etti.
YEŞİL KARTLI SAYISI 9 MİLYONA ULAŞTI
Türkiye’de Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre yeşil kartlı sayısının 9 milyona ulaştığını belirten Yorgun, Kürtlerin yoğun olarak göç ettikleri illerde yeşil kartlı sayısının yüksek olduğuna da dikkat çekti. Yorgun, “Asıl dikkat çeken bir diğer durum da yeşil kartın hak ediş kriterleriyle yeşil kartlı insanların açlık sınırının altında ölüm sınırına yakın yaşamasıdır” dedi.
Temel kamusal haklardan sağlık hizmetinin, anadilde verilememesinden dolayı yaşanan eşitsizlikler olduğunu kaydeden Yorgun, bu sebeple batıda ölen bir bebeğe karşı doğuda 2,7 bebek öldüğünü dile getirdi. Anne ölümlerinin de bölgede yüksek olduğunu belirten Yorgun, doğuda doğan her 100 bebekten 16,7’sinin 2,5 kilodan az olduğunu ifade etti. Gerek göç ettikleri yerde gerekse Doğu ve Güneydoğu’da halkın anadili dışında bilmediği bir dilde sağlık hizmeti aldığına dikkat çeken Yorgun, bunun bölgede halkın sağlık ve sosyal hizmetlere erişimini zorlaştırdığını ve nitelikli sağlık hizmeti almalarını engellediğini dile getirdi.
Cezaevlerinde tecrit ve izolasyona dayalı uygulamalarla hasta tutukluların yaşam haklarının gasp edildiğini kaydeden Yorgun, Adli Tıp Kurumu’nun ise bu konuda düzenlediği skandal raporlarla kendisinin adli tıplık olduğunu vurguladı. Yorgun, “Finansmanının ödenen vergilerden sağlandığı sağlık alanında, eşit, nitelikli, ulaşılabilir, anadilde, ücretsiz sağlık hizmeti mümkündür” diye konuştu.
EVRENSEL