MERHABA
İki yıl önce Kıymetli büyüğüm M.Burhan Hedbi hocanın kurduğu ve yayın yönetmenliğini yaptığı www.Riyaroni.com sitesinde müstear isimle bir dönem yazılar kaleme aldım. Yine müstear isimle kültür, sanat, edebiyat ve politik alanda tanınmış isimlerle röportajlar yaptım. Tekrardan yazı yazmak gibi bir derdim ve düşüncem yokken, beni tabiri caizse ‘ateşe’ atan, yazmam için yüreklendiren, teşvik eden Ersin Tek, Reha Ruhavioglu ve www.Evrenselvicdan.com Genel Yayın Koordinatörü Abdurrahman Almaz ağabeylere teşekkür ediyorum.
Kadim zamanlarda değişimler, dönüşümler, devrimler, inkılaplar yüzyılda bir olurdu ve dolayısıyla uyum sağlamak, adapte olmak güç değildi. Paradigmaların, teorilerin temeli ve argümanları güçlü, ömrü ise uzun oluyordu. Bir Çağ’a bir felsefe damgasını vuruyor ve tüm çağın düşünsel, teorik, etik ve politik perspektifini bu paradigma belirliyordu. Modern zamanlarda\\dünyada ise ‘çağ’ yeni bir tarife muhtaç çünkü bilişim ve iletişim ile birlikte ‘hız’ her şeyi daha çabuk dönüştürmeye başladı. Arap baharı buna en güzel örnektir. Her gün yeni bir paradigma eskitiyor ve paradigmanın iflası diye tarihin çöp sepetine atıyoruz. Hız tüm algılarımızı, yerleşik yargılarımızı, sarsılmaz dediğimiz perspektifimizi adeta tarumar ediyor. Gündemimiz, stratejilerimiz, öngörülerimiz, kanaatlerimiz inanılmaz bir biçimde değişiyor. Geçen sene ile bu sene tartıştığımız meseleler arasındaki derin uçurumu görmek için gazetelerin arşivlerine iniyorum, siyasilerin verdikleri demeçlere, köşe yazarlarının köşelerinde yazdıklarına, yapılan röportajlara, öne çıkan manşetlere bakıyorum ve tekrar dönüp bugün konuştuklarımıza bakıyorum. Nasıl her şey bu kadar çabuk değişti? Bu ‘U’ dönüşü ‘hız’ın etkisi mi, dijital dünyanın intikamı mı, paradigmanın iflası mı, mızrağın çuvala sığmayışı mı nedir inanın bilmiyorum.
Medine site devletinin anayasası Medine Vesikasıdır. Medine Vesikası aynı zamanda ilk İslam Devletinin Anayasasıdır. Gündemin en yoğun ve önemli tartışmalarından biri de Anayasa hazırlık sureci.
Kenan Evren ve şürekasının Darbe Anayasasına veda edilip sivil ve demokratik bir Anayasa yapılacak mı?
Anayasanın etrafında kopan en büyük gürültü ise Anayasa’dan Türk sözcüğü çıkacak mi veya Kürt sözcüğü girecek mi?
Anayasa komisyonu muhtemelen çeşitli Anayasaları inceliyorlardır. Acaba İslam devletinin ilk Anayasası olan Medine Vesikasına bakmışlar mıdır?
Medine Vesikasının Avrupa dillerindeki ilk tercümesi Welhhausen tarafından yapılmış ve bu metinde yer alan madde sayısı 47 olarak tespit edilmiştir, Muhammed Hamidullah bu Anayasa maddelerinin 52 maddeden oluşması gerektiği kanaati taşımaktadır.
Medine Vesikası konusunu bu gece tekrardan okuma nedenim ise Hukukçu bir arkadaşla sohbet ederken Medine Vesikasının gündeme gelmesidir. Peygamber efendimiz Yesrip/Medine’ye gittiğinde Medine sosyolojisi hem aşiretsel hem de dinsel olarak çeşitlilik arz ediyordu. Geniş ve zengin bir sosyoloji teşkil ediyordu. Dolayısıyla Anayasa yani Sosyal Kontrat buna göre hazırlanmalıydı. Farklı kabile ve din guruplarının ismi bu metinde zikredilmiş mi diye okuyunca tek tek isimlerin zikredildiğini görüyoruz. Peygamber efendimiz çok kültürlülük, çok hukukluluk ve bir arada yaşamanın ilkelerini hakka ve hakikate uygun bir biçimde kayda geçirmişti. Kimseyi yok saymadan, inkar etmeden, ötelemeden ve hiç kimseye tahakküm ve tecebbür uygulamadan yapmıştır. Medine Vesikasında ismi zikredilen kabile ve dinsel gruplar: Benû Avf, Benû Hâris, Benû Sa’ide, Benû Cuşem, Benû’n Neccar, Benû’n Nebit, Benû’l Evs ve tüm Yahudi topluluklarının bir bir ismi yazılmış. 1400 yıl önceki bir Anayasa metni önümde duruyor şimdi sonra İslam terakkiye manidir, irticadır diye İslamfobia hastalığına müptela olanları düşünüyorum. İslam Hukuku, İslam Felsefesi ve Kelam Tarihi okumadan İslam hakkında genel on/yargıları olanların İslam hakkındaki üfürmeleri ziyadesiyle yüzeysel kalıyor.