Bütün kamuoyu yoklamaları 31 Mart seçimlerinden bu yana AKP-MHP ittifakının %8 civarında gerilediğini gösteriyor.
Bunun üç temel nedeni var: 1-) Kürt demokratik hareketi bütün zaaflarına rağmen diri ve ayakta; 2-) Türk Ekonomisi kötü ve düzelecek gibi değil. Türk Hükümeti Ekonominin merkezi ABD ve AB ülkeleri ile problemli; 3-) Türkiye Suriye’deki yayılmacılığın sonuna geldi.
Erdoğan-Bahceli ikilisi bu krizi iki türlü aşmaya çalışıyor:
1-) Ekonomik ve siyasi destek için Avrupa’ya şantaj yapıyor.
Erdoğan 5 Eylül günü Partisinin Başkanlar toplantısında çamura batmış tekerlek misali yine mülteci şantajina sarıldı:
“Güvenli bölge oldu oldu, olmadı kapıları açarız.”
Mültecilik O’nun Avrupa’ya karşı en etkili silahı. Erdoğan her sıkıştığında destek için Mülteci kozuna başvuruyor. İşin vahim tarafı ise her seferinde bu koz O’na kazandırdı.
Bu silah bu defa etkili olur mu?
Etkisi olur lakin eski cazibesi de yok! Eski cazibesi yok çünkü başta Almanya olmak üzere diğer ülkeler kendi önlemlerini aldılar.
2-) 31 Mart yerel seçimleri ve ardından tekrarlanan 23 Haziran yerel seçimlerinde kurulan demokrasi ittifakı muhalefete kazandırdı. Demokrasi ittifakının başarısı Erdoğan-Bahceli ikilisini ciddi ciddi düşündürüyor.
Bu ikili şimdi Demokrasi ittifakını zayıflatma operasyonları yapıyorlar. Ana işleri Demokrasi ittifakını dağıtmak, dağitamıyorlarsa zayıflatmak!
Bu ikili Kürtlere dönük büyük bir savaş yürütüyorlar.
HDP’nin üç Büyükşehir Belediyesi’ne kayyum atadılar. HDP’ye her gün iftira atıyorlar ve haysiyet cellatlığı yapıyorlar.
Erdoğan-Bahçeli ikilisinin İstanbul, Ankara, Antalya, Mersin ve Adana gibi merkezleri kaybetmesi HDP’nin seçim stratejisi ve Kürtlerin bu stratejiye sahip çıkması sayesinde oldu. Bu ikili HDP’ye ve Kürtlere çok öfkeliler.
Star gazetesi yazarları Mehmet Metiner ve Ardan Şentürk Perşembe günkü köşelerini HDP önünde devam eden gerilla annelerinin protestolarına ayırdılar. Metiner’in yazısının başlığı şöyle:
“Kurt annelerin devrimi HDP’yi kapatır.”
Metiner köşesinde annelerin HDP’ye yönelik şu sözlerini paylaşmış:
“Sizin Kürdistan diye bir davranış yok. Siz bizi Kürdistan üzerinden kandırıyorsunuz.”
Trajik olanı ise bu köşenin yazarı Kürt ve Kürdistan adına ne varsa yok eden ve yok etmek için didinen AKP’nin üyesi!
Metiner ve Şentürk aynı konuyu aynı gözlükle bakmışlar ve aynı gün aynı cümleler ile bitirmişler; “HDP kepenk kapatabilir.”
Çocuklarını isteyen kederli anneler var. Acılarına katılıyorum ve çığlıklarını hissediyorum. Kayyum operasyonundan hemen sonra sanki gizli bir el düğmeye bastı ve Diyarbakır HDP il yönetimi önünde annelerin eylemleri basladi. Gerilla annelerinin protestosu polisin gözetimi ve korumasında sürüyor. Polis ve AKP-MHP ikili hükümeti ilk defa gerilla annelerinin yanında saf tuttular…!
Metiner’in şu sözleri bir tür itiraf gibi:
“Bu yeni sosyolojisi HDP’ye karşı politik amaçlarla “kullanma” isteği ters tepebilir. “Kullanmak” onları aracsallastirmaktır. Bu incitici ve kaybettirici olur. “Anlamak” lazım onları. Onların tepkilerini “doğru okumak” lazım.”
TC devlet yonetimi bu protestoları açıktan destekliyor ve teşvik ediyor.
Hükümet politik amaçlar ile bu protestoları kullanmaya çalışıyor. Amaç bu tür protesto eylemleri üzerinden HDP’yi kriminalize etmek ve bunun üzerinden Demokrasi ittifakını bölmek ve zayıflatmak.
31 Mart ve 23 Haziran’da HDP ile fotoğraf vermek CHP’ye kazandırdı. Bu netice İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Diyarbakır ziyaretini teşvik etti.
HDP’nin ve Kürt hareketinin İstanbul seçimlerindeki açık desteği CHP ve İYİ Parti seçmenini ürkütmedi.
AKP-MHP ikili hükümetinin operasyondaki amacı yalnızca HDP seçmenlerini korkutmak ve ürkütmek değildir; 2015 temmuz ayından bu yana sürdürülen onca saldırıya rağmen HDP seçmeni partisine sahip çıktı.
Hükümetin HDP operasyonunun asıl maksadı CHP ve İYİ Parti secmenini ürkütmek.
Seçmen HDP’ye kepengi kapatmaz. Lakin hükümet yargı üzerinden böyle bir yola başvurur mu?
O belirsiz.
Daha önce yapmadıkları iş değil!
Bu oyun bir süre daha bu ve başka araçlar ile devam edecektir.
Paniğe kapılmamak lazım ve anneler ile doğru kurulacak bir dil ile protestonun asıl hedefi gösterilebilir.
Kürt gençleri Türk devlet idaresinin zorba, asimilasyonu ve inkarci siyaseti neticesinde dağa çıktılar. Bu siyaset değişmedi. Protestonun hedefi doğru gösterilirse işte o zaman Annelerin devrimi olur.
Sağduyulu korumak kazandırır!