Yunanistan’da AB ülkeleri ve IMF’nin 110 milyar avroluk dev kredi paketinin onaylanmasından sonra ivme kazanan eylemliliğe ve örülen emekçi direncine dün yeni bir halka eklendi. Komşuda, son yılların en kalabalık eylemlerinden birisine imza atan Yunanistan Komünist Partisi (YKP), hem sermaye politikaları adına avroyu kurtarma planlarını hem de Yunanistan’da kemer sıkma reçetesine karşı oluşan direnci, sarı sendikalar yardımıyla manipüle edilmesi girişimlerini boşa çıkarmış oldu.
YKP’nin dün Atina’da merkezi olarak düzenlediği mitinge büyük bir katılım gerçekleşti. YKP’nin son 20 yılda düzenlediği en kalabalık mitinge 100 bin dolayında insan katılırken, hafta içinde mitingi sabote etmek için YKP ve Tüm İşçilerin Militan Cephesi’ne (PAME) gerçekleştirilen saldırıların işe yaramadığı ortaya çıkmış oldu.
Kriz bahane edilerek işçi sınıfının sosyal güvenlik, emeklilik, kurallı emek rejimine ilişkin bütün haklarının yok edilmeye çalışıldığı Yunanistan’da YKP ve PAME tüm Avrupa’daki emekçiler için bir sınıf mücadelesi hattı örmüş bulunuyor. İşçilerin, sektör, konfederasyon ve işçileri bölen diğer ayrımlar tarafından bölünmesine izin vermeksizin örgütlenen PAME tarafından yönlendirilen ülke çapındaki grevlerden sonra YKP, Yunanistan çapında bir miting çağrısında bulunmuştu.
Sadece YKP tarafından düzenlenen miting “Çözüm var, halkın sözünü söyleme zamanı geldi” sloganıyla duyurulurken, dün gerçekleştirilen mitinge YKP’nin tahminlerinin çok üzerinde bir katılım gerçekleştiği belirtiliyor. YKP’nin 60 bin kişinin katılmasını beklediği mitingin 100 bin dolayında emekçinin katılımıyla gerçekleştirilmesi, Yunan halkının öfkesinin sermaye politikalarına karşı öfkesinin giderek kabardığı bir dönemde YKP’nin hızla büyüdüğünün bir işareti oldu.
Atina’da Pedion Areos alanındaki mitingte ilk sözü diğer ülkelerin Komünist Partilerinin temsilcileri aldı. İspanya Halkın Komünist Partisi temsilcisinin ardından, Türkiye Komünist Partisi (TKP) adına Siyasi Büro üyesi Erhan Nalçacı, Türkiye işçi sınıfı ve TEKEL işçileri adına kitleye dayanışma mesajını iletti. Nalçacı’dan sonra Belçika Emek Partisi ve Portekiz Komünist Partisi temsilcilerinin söz aldığı mitingte, YKP adına tek konuşmacı Genel Sekreter Aleka Papariga oldu.
Papariga, yaptığı uzun ve tarihi konuşmada, Yunan burjuvazisi ve emperyalizmin saldırılarını kabul etmeyeceklerini bildirdi. Diğer burjuva partilerinin teslimiyetçi ve YKP’ye saldıran tutumlarını deşifre eden Papariga, konuşmasının büyük kısmını Yunanistan için sosyalizme işaret eden kamulaştırma, merkezi planlama, tarımda kollektivizasyon ve kamucu sosyal güvenlik sisteminin yeniden kurulmasına ayırdı. Papariga, konuşmasında yeni bir düzen için yeni bir anayasa isterken, YKP’nin sermaye yanlısı politikalara karşı verilen mücadeleyi sosyalist iktidar mücadelesine çevirme kararlığını yansıttı.
Papariga’nın konuşmasından sonra uluslararası delegasyon tekrar miting alanını selamladı ve tüm kitle hep bir ağızdan Enternasyonal marşını okudu. Arkasından başlayan yürüyüş için YKP’nin olağanüstü güvenlik önlemi aldığı görüldü. Hatırlanacağı gibi bir hafta önce bazı “provokatörler” YKP bayrağı ile Parlamento binasına saldırmak istemişler ve YKP tarafından engellenmişlerdi.
Mitingin ardından düzenlenen görkemli yürüyüşte, “‘Hayale son’ ya kapitalistlerle ya işçilerle birliktesin”, “Güçlü YKP, umut burada”, “Plütokrasi için kurban olmaya hayır”, “Halk iktidar için cephe kuruyor” sloganları atıldı. 4 kilometre uzunluğuna ulaşan kortejin başı Parlamento binasına ulaştığında son kısmı hala miting alanında bulunmaktaydı.
Miting olaysız olarak dağılırken, katılımdan memnun olan YKP’nin önümüzdeki süreçte sarı sendikalar olmadan PAME ile bir genel grev örgütleyeceği ve bunun için fabrika ve işyeri komitelerini güçlendirme kararı aldığı öğrenildi.
Haber ajansları tarafından görmezden gelinmeye çalışılan dünkü büyük mitingin öncesinde de, mitingi etkisizleştirmek ve Yunanistan’daki emekçi direncini kırmak için YKP ve PAME’ye karşı bir saldırı kampanyası başlatılmıştı.
PASOK hükümetinin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Andreas Loverdos geçtimiz hafta, tüm krizin PAME’nin suçu olduğunu iddia eden bir konuşma yaparken, Yunan medyası da PAME’ye saldırmıştı.
Çarşamba günü Eleftherotipya gazetesinde Tassos Telloglu imzasıyla yayınlanan yazı-yorumda yeni bir hükümet kurulması ve bu hükümetin anayasa ve temel hakları askıya alması önerisi dile getirilmişti.
Yazıda “Hükümetin acil durum güçleri olmalı. Daha basitçe söylersek, Ülke diktatörlük olmadan bir olağanüstü hal rejiminde olmalıdır ve anayasanın bazı maddeleri ya çıkarılmalı, ya da yeniden uygun biçimde yorumlanmalıdır. PAME’nin Pire’de yaptığına benzer gösterilerin mahkeme kararıyla doğrudan yasaklanabilmeleri için önlemler alınmalı, grev hakkı ve duyarlı alanlardaki protestolar sınırlanmalıdır” denilmişti.
Ayrıca son dönemde faşist parti LAOS, açıktan YKP ve PAME’yi hedef alan bir politika izlerken, Radikal Sol Koalisyon Syriza da hükümetle işbirliği yollarını tartışarak, kararlı bir duruş sergileyen YKP’yi yalnız bırakıyor.
AB ve IMF, krizin Avrupa’ya yayılması ve avronun bu nedenle çökmesini engellemek için elinden gelen herşeyi yapıyor. Yunanistan’da PASOK Hükümetine yardım için 110 milyar avroluk dev kredi paketi hazırlayan AB ve IMF, krizin Portekiz, İspanya, İrlanda ve İtalya’ya yayılmasını engellemek için geçtiğimiz hafta 750 milyar avroluk bir acil durum fonu oluşturdu. Fonun 250 milyar avroluk kısmı IMF, 440 milyar avrosu AB ülkeleri ve 60 milyar avroluk kalan kısmı da Avrupa Komisyonu tarafından oluşturuldu. Ekonomisi sıkıntıya giren AB ülkesinin kullanımına 60 milyar avroluk bir kaynağı hazır tutacak olan fon ile avro ayakta tutulmaya çalışılırken, kemer sıkma programlarına karşı Yunanistan’da başlayan emekçi direncinin de yayılmasının engellenmesi gözetiliyor.