Müslüman dünyanın seyrine sunulan ilk film değil gündemimizdeki. Son film de olmayacak muhtemelen.
Bu topraklarda aklı ve vicdanı askıya aldığımızdan bu yana çevrilen filmlerin haddi hesabı yok. Ne ödenen bedel ne yeni felaket sinyalleri aklı, insafı, izanı geri çağırmaya yetmiyor.
Amerikan seçimlerine yönelik hesaplaşmanın bile bu topraklarda seyrediyor olması son derece ironik bir durum. Kasım ayından sonra Ortadoğu’ya aktif müdahale konusuna son derece ilgisiz bir ABD yönetiminin çıkmasına tahammülü olmayanlar tüm kozlarını oynayacaklar.
Mısır’da yeni seçilen İhvan kökenli Cumhurbaşkanı ve Sina’da yürütülen operasyonlar. Güya özgürlüğüne kavuşmuş ama bir türlü istikrar bulamamış bir Irak. Libya’da Kaddafi’nin yakalanma görüntülerinin benzeri bir ABD elçisi fotoğrafının 11 Eylül’ün yıldönümünde servis edilmesi.
Filmin büyüğü geride duruyor. İslam toplumunu kendi içinde çatıştırma sahnesi filme başka bir anlam katacak.
Mezhep çatışmasına hazırlanan bir toplumun öfkesi önce başka düşmanlar üzerinden körükleniyor.
Sünni selefi grupların bazıları, Şia mensuplarını diğer din mensuplarından daha tehlikeli görüyorlar. Sapkın inanç üyelerinin ölümü hak ettikleri algısı üzerine kurulu bombalama eylemleri, Irak topraklarında son hızla devam ediyor. Tarık Haşımi, sanki kendisinin Cumhurbaşkanı Yardımcısı olmadığı bir ülkeden bahsediyor verilen idam cezası ile ilgili basın açıklamasında.
Türkiye kendi Kürtleri ile sorunlarını çözmeden bölgesel büyüme hamlelerine soyunuyor. Bir ilçe ve onun kırsalında askeri kontrolü sağlamak için Genelkurmay Başkanı ve Kara Kuvvetleri Komutanının gözetiminde yedi tabur askerle operasyon yapılıyor.
Neredeyse Afyonu havaya uçuracak ölçüde cephanenin etrafa dağılmasını, bir meraklı erin hevesi ve pimi çekmesi ile izah ediyoruz.
Suriye kara sularına yakın düşen uçağın nasıl düşürüldüğüne dair yapılan açıklamaların hiç biri diğerini tutmuyor.
Yaşanan sıcak gelişmeler, yaşanabileceklerle kıyaslandığında hiçbir anlam ifade etmiyor.
Kürt halkı ile PKK konusunu ayrı ele almaya yönelik derin stratejiler yeniden keşfediliyor ve uygulanmaya çalışılıyor. Kürt sorunu çözüldü “terör” sorunu da çözülecek, söylemini ne Kürtler ciddiye alıyor ne de Türkler inandırıcı buluyor.
Ortadoğu’da film çevirme hevesini birkaç senarist ve yönetmenle izah etmeye çalışmak bölge halkları ile alay etmektir.
Bir coğrafyada artist olma heveslisi siyasetçi bu kadar çok olduğunda film yazıp gösterime sunan da çok oluyor.
Sünniler ve bir kısım Kürtler üzerine büyüme planları yapan Türkiye siyasetçileri, Yemen, Balkan ve Çanakkale savaşlarında feci senaryolarla bizi karşı karşıya bırakabilirler.
İç politik hesaplar bu uzun filmin içinde sadece kısa sahne oyunları ölçeğinde kalıyor. İktidar partisinde kendine yer bulma hevesi ile siyasete soyunanlar kucaklarında ateşten bir top bulacaklar.