• Anasayfa
  • Gündem
    • Politika
    • Yaşam
    • Türkiye
    • Dünya
  • Emek
  • Kadın
  • Ekonomi
  • Eğitim
  • Ekoloji
  • Sağlık
  • Bilim & Teknoloji
  • Yazarlar
  • Arka Sayfa
    • Fikir & Yazı
    • Belgesel & Film
    • Eylem & Etkinlik
    • Fotoğraf & Karikatür
    • Kitap & Dergi
    • Müzik & Video
Adil Medya
  • Kasım 8, 2025
  • Yayın İlkeleri
  • Hakkımızda
  • Künye
  • İletişim
  • Güncel
  • Sağlık
  • Sağlık
Adil Medya
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Politika
      Külliyelog

      Külliyelog

      Bağlı ama şartlı

      Bağlı ama şartlı

      New York Times başyazısında sormuş: Demokrasimiz elden gidiyor mu?

      New York Times başyazısında sormuş: Demokrasimiz elden gidiyor mu?

      Toplu iğne yapmaya başladık mı?

      Toplu iğne yapmaya başladık mı?

    • Yaşam
      Yapay Zekâ Kansere Çare Olabilir Mi? 2025 İtibarıyla Umut Veren Gelişmelerin Soğukkanlı Analizi

      Yapay Zekâ Kansere Çare Olabilir Mi? 2025 İtibarıyla Umut Veren Gelişmelerin Soğukkanlı Analizi

      İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü

      İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü

      Zihniniz uyumazsa siz de uyuyamazsınız: Aşırı düşünmenin (overthinking) uykuya etkisi

      Zihniniz uyumazsa siz de uyuyamazsınız: Aşırı düşünmenin (overthinking) uykuya etkisi

      “Failleri koruyan düzene karşı mücadelemizi sürdüreceğiz”

      “Failleri koruyan düzene karşı mücadelemizi sürdüreceğiz”

    • Türkiye
      Bu kez Altın'ı Sivas'ta buldular | Müjde değil felaket

      Bu kez Altın'ı Sivas'ta buldular | Müjde değil felaket

      Sındırgı'nın bugünü memleketin yarını

      Sındırgı'nın bugünü memleketin yarını

      Ahmet Haskiro için adalet yok

      Ahmet Haskiro için adalet yok

      Dolandırıcıların sosyal konut tuzağı... Sahte siteye kaydolup izlerini sürdük

      Dolandırıcıların sosyal konut tuzağı... Sahte siteye kaydolup izlerini sürdük

    • Dünya
      New York Times başyazısında sormuş: Demokrasimiz elden gidiyor mu?

      New York Times başyazısında sormuş: Demokrasimiz elden gidiyor mu?

      New York'ta seçimi sosyalist aday Zohran Mamdani kazandı

      New York'ta seçimi sosyalist aday Zohran Mamdani kazandı

      Toplu iğne yapmaya başladık mı?

      Toplu iğne yapmaya başladık mı?

      Sudan savaşı, Çinli Wing Loong’a karşı Bayraktar ve savaş ağaları

      Sudan savaşı, Çinli Wing Loong’a karşı Bayraktar ve savaş ağaları

  • Emek
  • Kadın
  • Ekonomi
  • Eğitim
  • Ekoloji
  • Sağlık
  • Bilim & Teknoloji
  • Yazarlar
  • Arka Sayfa
    • Fikir & Yazı
      Bu kez Altın'ı Sivas'ta buldular | Müjde değil felaket

      Bu kez Altın'ı Sivas'ta buldular | Müjde değil felaket

      İslâm Arap Dini mi, Dünya Dini mi?

      İslâm Arap Dini mi, Dünya Dini mi?

      Bağlı ama şartlı

      Bağlı ama şartlı

      Ekmek kavgası

      Ekmek kavgası

    • Belgesel & Film
      Kapitalizmin Yeni Silahı: Prekaryaya Dönüştürülen Göçmen Emeği

      Kapitalizmin Yeni Silahı: Prekaryaya Dönüştürülen Göçmen Emeği

      Toplumsal gerçekçi romanın usta kalemi Orhan Kemal

      Toplumsal gerçekçi romanın usta kalemi Orhan Kemal

      ''Gelincik'' Elini kirletmekten çekinmeyen bir polisin hikâyesi

      ''Gelincik'' Elini kirletmekten çekinmeyen bir polisin hikâyesi

      “Leyla ile Mecnun” ekranlara geri dönüyor

      “Leyla ile Mecnun” ekranlara geri dönüyor

    • Eylem & Etkinlik
      Üçüncü Dünya Savaşı

      Üçüncü Dünya Savaşı

      Deniz Gezmiş - Metin Yüksel Birlikte Anılıyor

      Deniz Gezmiş - Metin Yüksel Birlikte Anılıyor

      Bizi uyutamazsınız; bu zulüm ne unutulur ne de affedilir!

      Bizi uyutamazsınız; bu zulüm ne unutulur ne de affedilir!

      Anayasal Düzen ve Adalet Devleti paneli

      Anayasal Düzen ve Adalet Devleti paneli

    • Fotoğraf & Karikatür
      TESK Genel Başkanı: Okul alışverişleri için en az 10-12 bin lira gerekiyor

      TESK Genel Başkanı: Okul alışverişleri için en az 10-12 bin lira gerekiyor

      Metafor

      Metafor

      Günün karikatürü

      Günün karikatürü

      LeMan'dan İsrail kapağı: Hangi hayvan hastaneleri vurur ki?

      LeMan'dan İsrail kapağı: Hangi hayvan hastaneleri vurur ki?

    • Kitap & Dergi
      Kadire Bozkurt: Ben yazarken okur henüz yoktur

      Kadire Bozkurt: Ben yazarken okur henüz yoktur

      Fuat Sürmeli'nin Yeni Kitabı Raflarda: “GÖLGEDEKİ GERÇEK”

      Fuat Sürmeli'nin Yeni Kitabı Raflarda: “GÖLGEDEKİ GERÇEK”

      Kitap toplama düşkünlüğü

      Kitap toplama düşkünlüğü

      Kitapların yalnızlığı

      Kitapların yalnızlığı

    • Müzik & Video
      4 gün sürecek 'Kuzey Fest'in programı belli oldu

      4 gün sürecek 'Kuzey Fest'in programı belli oldu

      Efendiler Bunun Neresi Yalan

      Efendiler Bunun Neresi Yalan

      Gökberk Uğurlu: “Düne takılı kalmak, önümüzü görmemizi engelliyor.”

      Gökberk Uğurlu: “Düne takılı kalmak, önümüzü görmemizi engelliyor.”

      Grup Yorum üyeleri için dayanışma konseri

      Grup Yorum üyeleri için dayanışma konseri

Graham Fuller’in İslam’sız Dünyası…

Graham Fuller’in İslam’sız Dünyası…

Kasım 19, 2010 Kitap & Dergi 0 comments

Facebook Twitter Google+ LinkedIn Pinterest

Daha önce yazdığı “Yeni Türkiye Cumhuriyeti” kitabı ile çok tartışılan Graham E. Fuller’in son kitabı “İslamsız Dünya” Türkçeye çevrildi. “Yeni Türkiye Cumhuriyeti”nde AKP dönüşümlerine destek vermek için çarpıtmalara başvurmaktan çekinmeyen, Yeni-Osmanlıcılığa açıktan destek veren eski CIA ajanı, bu kitabında da ABD’nin İslam konusundaki yönelimine ilişkin önerileriyle dikkat çekiyor.


“Tek suçlu İslam değil”


Batı ile Doğu arasındaki gerilimin sadece İslam’a bağlanmasının doğru olmadığı, İslam olmasaydı da bu gerilimlerin yaşanacağı tezi üzerine kurulu olan kitabın girişinde şunlar söyleniyor:

“İslam diye bir din olmasaydı, Arabistan’ın çöllerinden Muhammed adında bir peygamber çıkmış olmasaydı, İslam destanı Ortadoğu, Asya ve Afrika’nın büyük bölümünde yayılmamış olsaydı, Batı ile Ortadoğu arasındaki bugünkü ilişki tamamen farklı olmaz mıydı? Bence olmazdı, hatta bugünkü manzaradan pek farklı bir şeyle karşılaşacağımızı da sanmıyorum.” (sf.9-10)


Doğu batı ilişkilerine sadece din ekseninde bakmanın doğru olmadığını yazan Fuller, bu konuda daha somut etkenlere dikkat edilmesi gerektiğini söylüyor:


“Çok eskilere dayanan Doğu-Batı ilişkilerinin evrimini sıkı biçimde etkilemiş olan çok sayıda farklı etken vardır: Ekonomik çıkarlar, jeopolitik çıkarlar, bölgedeki imparatorluklar arasında yaşanan güç savaşları, etnik çekişmeler, milliyetçi dalgalar, hatta Hıristiyanlığın içerisinde yaşanan ciddi çatışmalar -tüm bunlar, aslında İslam’la uzaktan yakından alakası olmayan Doğu-Batı rekabetlerine ve çatışmalarına bol miktarda zemin hazırlamaktadır.” (sf. 10)


Müslüman dünyasında gelişen Batı’ya yönelik endişenin sadece İslam’a özgü olmadığını, benzer tepkilerin İslam’ın etkili olmadığı coğrafyalarda da olduğunu belirten Fuller’in ABD’de gelişmiş olan İslam karşıtı paranoyanın çok da mantıklı olmadığını yazıyor.


Din güçleniyor ama tehlikeli değil


Dinin sosyal hayatta gittikçe güçlendiğini kabul eden Fuller, “Dinin hiç olmadığı kadar güçlü, hatta daha tehlikeli biçimde ‘gücü yeniden ele alması’ Batı dünyasında pek çok kişinin uykularını kaçırıyor. Bu düşüncede belirli oranda bir gerçeklik payı var elbette. Ne var ki asıl mesele dinin yarattığı tehlike değil, bizzat dogmatik düşüncenin varlığı” diyor. Soğuk savaş döneminde yetişen bir CIA ajanı olmanın verdiği reflekslerle her fırsatta Sovyetler’e çatan Fuller, “Yirminci yüzyılda yaşanan korkunç olayların dinlerle neredeyse hiç alakası yoktur: İki dünya savaşı, Franco, Mussolini, Hitler, Lenin, Stalin, Mao, Pol Pot, Ruanda…” (sf. 23) diyor.

Her fırsatta sosyalizme saldıran Fuller, Sovyetler’de yapılan ateizm propagandasını İslam’a karşı bir mücadele olarak eleştiriyor (Sf. 197), Stalin’in ikinci dünya savaşında Ortodoks kilisesinin yardımına sığındığını öne sürüyor, “Sovyetler’de Müslümanlara yapılan zulümleri” anlatıyor.


Kitabın planı


Toplam üç ana kısım ve 14 bölümden oluşan kitabın ilk kısmında Batı’ya karşı gelişen tepkiselliğin kökenlerine dair bir tartışmaya giriliyor, bu noktada İslam’ın temel unsur olmadığına dikkat çekiliyor; ikinci kısımda İslam’ın diğer büyük topluluklarla ilişkileri inceleniyor, bu ilişkilerden doğan bazı sorunlar ve bu sorunların görünme biçimleri tartışılıyor. Kitabın son kısmında ise tarihsel değişim içinde İslam’ın yeri, savaş, direniş ve cihad gibi kavramların anlamları tartışıldıktan sonra, neler yapılması gerektiği konusunda öneriler sıralanıyor.

 

Farklı bir dinler arası ilişki yorumu


Dinler arasındaki ilişkileri olduğundan daha yumuşak göstermeye çalıştığı görülen Fuller’in, İslam’ın diğer dinlere bakışı konusunda da çeşitli manipülasyonlara başvurmaktan kaçınmaması dikkat çekiyor. Diğer dinlerin İslam’a karşı çeşitli eleştirilerini değerlendiren Fuller, İslam’ın Hıristiyanlık ve Yahudilik konusunda sahiplenici olduğunu ve neredeyse hiç eleştiri getirmediğini öne sürüyor. İslam’ın diğer dinlere bir ilerleme olarak baktığını savunan Fuller, diğer dinlerde reddedilen, eleştirilen neredeyse hiçbir şey yokmuş gibi bir tablo çiziyor. İsim vermeden “bir dostundan” yaptığı aktarmada Müslümanların bakış açısını ilginç bir şekilde “yorumluyor”. Müslümanların, Yahudiliği Word 2.0; Hıristiyanlığı Word 5.0 ve Müslümanlığı Word 8.0’a (Sf. 41) benzettiğini, “dinler arasında daha gelişkine giden bir süreklilik olduğunun” düşünüldüğünü iddia ediyor.

 

“Teoloji kisvesi altında güç ve toprak kavgası”


Tarihte din ekseninde yaşanan tartışmaların büyük çoğunluğunun maddi zeminleri olan sorunların çeşitli yansımaları olduğunu belirten Fuller, “Sıklıkla teolojik anlaşmazlıklar kisvesi altına gizlense de, rekabet çoğunlukla (..) toprak ile kurumsal güç mücadeleleri şeklinde yoğunlaşıyordu” (Sf. 84) ifadelerine yer veriyor.

 

Bir korku: Sol-müslüman ittifak


Solcuların, Avrupa’ya Müslümanların gelişini oy deposu, “müşteri” olarak gördüğü için desteklediğini iddia eden bir alıntı yapan Fuller, bu alıntının ardından ikinci bir ortaklık zemini olarak da “Amerika nefreti”nden bahsediyor. Burada da durmayan Fuller, geçtiğimiz yıllarda yaşanan saldırıların zemininin “Marks-Muhammed Paktı” (Sf. 212) olduğunu öne süren bir alıntı daha yapıyor. Sadece dini suçlamanın doğru olmadığını kitap boyunca defalarca dile getiren Fuller, bu “ittifak” değerlendirmesini sahipleniyor.

 

Direniş bağlamı olarak İslam


Batı ile girilen maddi ilişkilerin bir sonucu olarak direnişlerin geliştiğini belirten Fuller, bunun farklı dönemlerde farklı bağlamlar içinde kendisini ifade ettiğine dikkat çekiyor. İlk olarak milliyetçilikle tanımlanan direnişlerin bir süre sonra Marksizm-Leninizm ile kendilerini tarif ettiğini belirten Fuller, son olarak da İslam’ın bu görevi üstlendiğini belirtiyor. (Sf. 288-289) Fuller ayrıca Filistin, Afganistan, Somali, Çeçenistan gibi coğrafyalarda yaşananların da Müslüman kimliğini daha öne çıkarttığını (Sf. 277) yazıyor.

 

Çözüm önerileri


Amerika’daki “neo-con”larla bir tartışmaya giren Fuller, “İslam’a karşı savaş” mantığının çok anlamlı olmadığını, şiddetin artmasına yol açtığını söylüyor. ABD’nin teröre karşı savaş söyleminin çözüm üretmediğini belirten Fuller çözüm için iki temel yöntem öneriyor. “Müslüman topraklarında artık yabancı postalların dolaşmaması ve yabancı askerlerin daha fazla askeri saldırı düzenlememeleri” gerektiğini söylüyor ve ekliyor: “İkinci olarak, kendi toplumlarında terörle gerçek anlamda mücadeleyle ilgili düşünce yapısını sadece Müslümanlar değiştirmeye başlayabilirler. Aslında radikalleri fikrii ve fiziksel olarak silahsızlandırma, İslam’a başvurmakla elde etmeye çalıştıkları meşruiyeti gayrimeşru kılabilme konusunda en donanımlı olanlar muhtemelen ılımlı İslamcılardır.” (Sf. 318)

Fuller’in, askerlerin geri çekilmesinin yanı sıra Ilımlı İslam’a biçtiği görev, Yeni Türkiye Cumhuriyeti kitabında Gülen hareketine düzdüğü övgüleri de akıllara getiriyor. Fuller bu kitabında “Türkiye sadece kendisi için değil, çağdaş İslam dünyası için de çok önemli olan iki dinamik İslami hareket üretmiştir; bunlardan ilki siyasi alanda AK Parti, öteki ise çok daha büyük ve apolitik bir toplumsal hareket olarak Gülen Hareketi’dir” gibi bir çok değerlendirmeyle, Gülen Hareketine büyük önem verdiğini göstermişti.


“Asker değil polis kullanılmalı”


Terörü sınıflandırmak ve politik sahaya çekmek gerektiğini anlatan Fuller, RAND Corporation’ın bir araştırmasına dikkat çekiyor. Bu araştırmaya göre, 1968-2008 tarihleri arasında faaliyet gösteren “terör gruplarının” yüzde 43’ü siyasi sürece geçiş sayesinde faaliyetlerine son veriyor. Yüzde 40’iında ise polis denetimi, istihbarat ve ajanlık gibi yöntemler işe yaramış. “Terör gruplarının” bitirilmesinde en etkisiz olan ise yüzde 7 ile askeri yöntemler. (Sf. 315-316)

Buradan yola çıkan Fuller, askeri yöntemler yerine polis yöntemlerinin kullanılmasını, bu hareketlerin sınıflandırılarak mümkün olanlarının siyasi alana çekilmesini ve ABD’nin doğrudan müdahalesinin değil, Müslüman ülkelerin çabalarının daha verimli olacağını savunuyor.


Graham Fuller kimdir?


1965 ve 1985 yılları arasında ABD Dışişleri Bakanlığı’nda görev yaptı. Bu süre içinde hem CIA hem de Bakanlık’ta çalıştı. 1977-1980 yılları arasında Türkiye’de görev yaptı. Bundan sonra CIA Ortadoğu Masası Şefi oldu. Daha sonra da CIA Ulusal İstihbarat Konseyi’nde stratejik öngörü bölümünün başkan yardımcılığı görevini yürüttü. CIA’dan ayrıldıktan sonra da RAND Corporation’da görev yaptı. Son olarak Yeni Türkiye Cumhuriyeti kitabıyla Türkiye’nin gündemine gelmişti.

 

Osman Güven / SOL

Yorumunuzu bırakın


İlgili Haberler

Kadire Bozkurt: Ben yazarken okur henüz yoktur Fikir & Yazı
Şubat 8, 2025

Kadire Bozkurt: Ben yazarken okur henüz yoktur

Fuat Sürmeli'nin Yeni Kitabı Raflarda: “GÖLGEDEKİ GERÇEK” Kitap & Dergi
Ocak 24, 2025

Fuat Sürmeli'nin Yeni Kitabı Raflarda: “GÖLGEDEKİ GERÇEK”

Kitap toplama düşkünlüğü Kitap & Dergi
Ocak 7, 2025

Kitap toplama düşkünlüğü

ZAMAN AKIŞI

Kas 7 11:49
Gündem

Külliyelog

Kas 7 09:36
Arkasayfa

Bu kez Altın’ı Sivas’ta buldular | Müjde değil felaket

Kas 6 15:33
Arkasayfa

İslâm Arap Dini mi, Dünya Dini mi?

Kas 6 10:45
Arkasayfa

Bağlı ama şartlı

Kas 6 10:41
Arkasayfa

Ekmek kavgası

Kas 6 10:31
Gündem

Sındırgı’nın bugünü memleketin yarını

Kas 6 10:27
Ekonomi

Ahmet Haskiro için adalet yok

Kas 5 10:00
Gündem

New York Times başyazısında sormuş: Demokrasimiz elden gidiyor mu?

Kas 5 09:57
Gündem

New York’ta seçimi sosyalist aday Zohran Mamdani kazandı

Kas 5 09:38
Ekoloji

Dolandırıcıların sosyal konut tuzağı… Sahte siteye kaydolup izlerini sürdük

Kas 5 09:35
Gündem

Toplu iğne yapmaya başladık mı?

Kas 5 09:30
Ekonomi

Sadece enflasyona değil hayat pahalılığına karşı mücadele de zorunludur!

Kas 4 11:39
Ekonomi

2026 kamu bütçesi üzerine

Kas 4 11:12
Arkasayfa

Türkiye dünyanın atık deposu haline geldi!

Kas 3 12:09
Ekonomi

2026’da uygulanacak vergi ve ceza tutarları

Kas 3 11:47
Sağlık

Yapay Zekâ Kansere Çare Olabilir Mi? 2025 İtibarıyla Umut Veren Gelişmelerin Soğukkanlı Analizi

Kas 3 11:18
Ekonomi

Kasım ayı kira zam oranları belli oldu

Kas 3 11:07
Ekonomi

Bölüm kapanıyor, taşerona devrediliyor: İşçinin hakkı ne olacak?

Kas 3 11:05
Gündem

Sudan savaşı, Çinli Wing Loong’a karşı Bayraktar ve savaş ağaları

Kas 3 10:22
Gündem

Emperyaliste bahane bol

Kas 3 10:17
Gündem

Dünya Sağlık Örgütü hala dünyanın sağlık vicdanı olabilir mi? -4 | Dünyanın sağlık vicdanını yeniden inşa etmek

Kas 3 10:14
Gündem

Hediyelerin faturası 57,8 milyon TL

Kas 3 10:09
Sağlık

Ölelim mi yani?

Kas 3 09:49
Arkasayfa

Merz’in bavulu

Eki 31 15:30
Gündem

Beyin araştırmacısı Prof. Onur Güntürkün, Almanya’da 2025 yılının profesörü seçildi

Eki 31 10:24
Gündem

Talan zincirinde yeni bir halka

Eki 31 10:22
Ekonomi

Elektrik faturalarına gizli zam: 1 Ocak’tan itibaren başlıyor

Eki 31 09:54
Arkasayfa

Demirtaş’tan ‘süreç’ yazısı: ‘Kardeşlik hukukuna ilişkin tek bir adım atılmadı’

Eki 31 09:26
Arkasayfa

Cumhuriyet ve demokrasi: Düşman kardeşler mi?

Eki 31 09:19
Ekonomi

Enflasyon hedefi yüzde 16 olarak açıklandı