Kimileri ‘yeni bir çözüm süreci hazırlığı var’ beklentisi yaratıyor.
Bunun için tarih verenler bile var; 1 Eylül…
Yeni bir çözüm süreci olur mu?
Olursa çok iyi olur ve şahsen bunun arkasında dururum. Lakin iktidar zihniyeti, kurduğu ulusal ve uluslararası ilişkileri kirli ve bu kirli zihin ve ilişkiler ile yeni bir çözüm süreci başlatma ihtimalleri sıfıra yakın.
Deniliyor ki ‘hükümet çok zorda ve yeni bir çözüm süreci başlatmak dışında bir seçeneği yok!’
Bunu diyenler haklı; iktidar her bakımdan zor durumda! Lakin Erdoğan ve çevresi kendilerini güçsüz ve alternatifsiz görmüyorlar.
Görseydi AB, ABD ve Batıya rağmen Libya’da savaşın bir tarafı olmazdı ve Doğu Akdeniz’de provokatif bir girişimin içinde olmazdı.
Türkiye’nin bu provokatif girişimleri var iken yeni bir çözüm sürecinin başlaması da bir sonuca varması da mümkün değil.
Zira artık Kürt sorunu bölgesel ve uluslararası bir konu ve burada olabilecek gelişmeler de buna bağlı olmak durumundadır.
Erdoğan-Bahçeli iktidarı son beş yıldır çılgın hamleler yapıyor.
Yeni hamle Libya ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nin karasuları…!
Avrupa topraklarında (Kıbrıs’ın Kuzeyi) işgalci durumda olan Türkiye şimdi de bu toprakların karasularında işgale hazırlanıyor.
AB ve Batı buna sessiz kalır mı?
Kalmadılar ve yeni bir hamle ile yanıt vermeye hazırlanıyorlar.
Reuters haber ajansına AB’nin Türkiye’ye yaptırım belgesi sızdı.
Belgeye göre bir dizi yaptırım yolda:
1-) Türkiye ile sürdürülen AB Genişletilmiş Hava Ulaşımı Anlaşması görüşmeleri askıya alınacak.
2-) Türkiye ile üst düzey görüşme ve diyaloglar askıya alınacak.
3-) Avrupa Yatırım Bankası’nın Türkiye’ye verdiği fonlar gözden geçirilecek.
4-) AB katılım sürecinde Türkiye’ye verilmekte olan mali yardımlar 2020’de kesilecek.
5-) Sondaj çalışmalarında ısrar sürerse daha katı tedbirler alınacak!
Habere göre Belgeye son hali Pazartesi günü yapılacak AB Dışişleri Bakanları toplantısında verilecek.
Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Ofisi tarafından yapılan açıklamada ikinci sondaj gemisi için şu ifadeler kullanıldı:
“Planlanan ikinci sondaj Türkiye’nin Kıbrıs’ın Birleşmiş Milletler Deniz Yasası ve uluslararası hukuka dayanan egemenlik haklarına yönelik ihlallerinin bir tekrarı ve en ciddisidir.”
Bu ifadeler şu bakımdan önemli: ABD, Fransa, İngiltere, Mısır, İsrail ve Akdeniz’e komşu birçok bölge ülkesi Kıbrıs Cumhurbaşkanı ile aynı fikirde!
Erdoğan iktidarı şimdiye kadar attığı her çılgın adım sonrası halka gitti ve her seferinde “OKEY” aldı.
Bu sefer halka gitmeyecek. Daha doğru bir ifade ile halka gitmek istemeyecektir.
23 Haziran İstanbul yenilgisi iktidarı için tam bir hezimet. Erdoğan ilk defa ciddi bir prestij kaybı içinde ve bu şekilde toparlanması zor.
Deyim yerinde ise İstanbul seçmeni onun karizmasını çizdi!
Eylül’ün ilk haftasında belki yeni bir çözüm süreci olmayacak ama kapıya koyduğu Gül-Babacan ikilisi muhalefet bayrağını yeni bir parti ile ilan edebilirler.
Erdoğan 2023’ü gösterse de o zamana kadar seçimsiz iktidar olma şansı yok!
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi tartışılıyor ve Türkiye ekonomisi çok kötü! Gelişmeler bu şekilde seyir ederse ekonomi için iflas kaçınılmaz.
Tam bu nedenle siyasi analistler ‘2020’de erken genel seçim olacak’ diyorlar.
İktidar erken genel seçimden kaçmak isteyecektir lakin kaçması imkansız gibi bir şey…!
Henüz İstanbul seçim sandıklarındaki mürekkep kurumadan Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi ve erken Genel Seçim tartışılmalarını yan yana koyduğumuzda YSK’nın yeni yılda da epeyce yorulacağını görmek için kahin olmak gerekmiyor.
Zaten 2023’e kadar seçimsiz bir Türkiye ülkenin son beş yılki olağan siyaseti ile de tezatlık arz edecektir.
Türkiye siyaseti bu tezata izin vermez…!