Emeli gerçekleşirse, Murdoch Aydın Doğan’ın en büyük rakibi olacak. Tabii, ATV ve Sabah gibi iki yandaş sesin elden gitmesi durumunda, Erdoğan’ın da kimi talepleri olacak…
Başbakan Tayyip Erdoğan ile ABD merkezli medya imparatorluğu News Corporation’ın sahibi Rupert Murdoch arasında geçtiğimiz günlerde gerçekleşen görüşme medya kulislerini hareketlendirdi. Başbakanlık’ta gerçekleşen ve hayli ilgi uyandıran görüşme sonrası herhangi bir resmi açıklama yapılmadı. Basına yansıyan ise, Murdoch’un Türkiye’deki medya yatırımlarını artırmayı istediklerini belirterek Başbakan Erdoğan’ın desteğini istediği yönündeydi.
“Türkiye’de basının özgür olduğu”nu iddia eden Başbakan Erdoğan’ın yabancı bir medya imparatorluğunun başkanı ile görüşmesi heyecan uyandırırken, içeriği kamuoyuna açıklanmayan bu görüşmenin gayrı meşruluğunu tartışmak yine kimsenin aklına gelmedi. “Özgür basın”, Başbakan Erdoğan’ın bu görüşmede Çalık Grubu’nun sahibi olduğu ve AKP iktidarı yanlısı yayıncılık yapan sözkonusu gazete ve televizyon kanalının, telekulak skandalı ile sarsılan News Corporation tarafından satın alınması işine aracılık yapıp pazarlık yürüttüğü çok açıkken, nedense bu durumu da tuhaf karşılamadı.
Erdoğan ve Murdoch neyin pazarlığını yapıyor?
Türkiye’de yayın yapan FOX TV’nin sahibi olan Murdoch’un ismi birkaç ay önce, Çalık Grubu’nun Sabah ve ATV satışa çıkardığı haberiyle birlikte gündeme geldi. Çalık Grubu’nun 1.2 milyar doların üzerinde bir meblağa satmak istediği Sabah ve ATV için Time Warner ve Amerikan şirketi TPG ile görüşmeleri sürdürdüğü yönündeki haber basında yer aldı. Murdoch’a ait News Corp.’ın da ATV ve Sabah’a talip olduğu, grubun gazetesi Wall Street Journal’a haber olurken, Rupert Murdoch’un ihale için 1 milyar doları gözden çıkardığı iddia edildi.
Türkiye’ye gelip Başbakan Erdoğan ile görüşmesinden Sabah ve ATV’ye duyduğu ilginin satın alma aşamasına yaklaştığı anlaşılan Murdoch’un son noktayı koymak, kararını vermeden önce kafasındaki soru işaretlerini çözmek istediği tahmin ediliyor.
Murdoch’ın, 6112 Sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’un, “bir medya hizmet sağlayıcı kuruluşta doğrudan toplam yabancı sermaye payı, ödenmiş sermayenin yüzde ellisini geçemez. Yabancı bir gerçek veya tüzel kişi en fazla iki medya hizmet sağlayıcı kuruluşa doğrudan ortak olabilir” maddesinin değiştirilmesi üzerine Başbakan Erdoğan ile pazarlık yürüttüğü tahmin ediliyor.
Medya sektörü nasıl etkilenir?
Erdoğan-Murdoch görüşmesinin Türkiye medyasında dengeleri değiştirecek bir süreci tetikleyip tetiklemeyeceği ise, önümüzdeki dönem medya sektörüyle ilgili tartışmalarda başı çekmeye aday görünüyor.
Rupert Murdoch’a ait Fox TV’nin Türkiye’nin en büyük 5’inci kanalı olduğu ve televizyonlara verilen her 100 liralık reklamın yaklaşık 9 lirasını Fox aldığı, ATV’yi de alması durumunda bu kanalın yüzde 16 olan reklam payı ile medya pazarındaki payının toplamda yüzde 25’lere çıkacağı, Doğan Grubu’na ait Kanal D’nin yüzde 25’lik paya sahip olduğu göz önünde bulundurulduğunda, Murdoch’un Aydın Doğan’ın en büyük rakibi olacağı belirtiliyor.
Türkiye siyasetine “Murdoch etkisi” ne olur?
Erdoğan-Murdoch görüşmesinin sonuçlarının sadece medya sektörünü değil, daha da önemlisi, Türkiye’deki siyasi arenayı da etkileyeceği açık.
Sabah-ATV’nin sahibi Çalık’ın Başbakan Erdoğan ile yakınlığı ve halihazırda AKP iktidarının gölgesinde yayıncılık yaptığı düşünüldüğünde bu ikisinin el değiştirmesinin, Başbakan Erdoğan’ın onayı olmadan mümkün olamayacağı biliniyor. Satışa ilişkin perde arkasında yapılan pazarlıklarda ise, Murdoch’ın olduğu kadar Başbakan Erdoğan’ın da “belli şartlar”ın karşılanmasını isteyeceği biliniyor.
Murdoch’un sahibi olduğu medya imparatorluğunun, İngiltere’de İşçi Partisi’nin sağcı dönüşümünde ve ABD eski Başkanı neocon George Bush ile Irak işgalinde payı olan Tony Blair’in iktidara gelişindeki payı biliniyor.
Sahip olduğu yüzlerce televizyon kanalı ve gazeteyi 2003’teki Irak işgali için seferber ettiği de…
Kısaca Rupert Murdoch…
Rupert Murdoch, gazeteleriyle, televizyonlarıyla, radyolarıyla, film sektöründeki yatırımlarıyla, internet sektöründeki gücüyle, dergileriyle medya-enformasyon alanının en güçlü isimlerinden biri. Başında bulunduğu ABD’li medya grubu News Corporation’ın yıllık cirosu ise onlarca milyar dolarla ifade ediliyor.
Son dönemde İngiltere’deki birçok kişinin telefonlarının yasadışı dinlendiği iddiasının ardından sarsılan medya patronu Murdoch, gazeteciliği sermayenin çıkarları doğrultusunda yeniden yapılandırmanın ve emperyalist manipülasyonların sembol ismi oldu.
Murdoch’un sahibi olduğu yüzlerce gazete ve televizyon, Irak işgalinden önce ve işgal boyunca ABD hükümetini destekledi, işgali meşrulaştırmak için gazetecilik etiğini zorlayan yayınlar yapıldı. Özellikle Fox televizyon kanalı, bu açıdan dünyada ün yaptı. Murdoch’un savaş hakkındaki görüşleri şöyleydi: “Şu anda geri basamayız. Bush çok ahlaklı ve çok doğru hareket ediyor.” Irak savaşının en ateşli destekçilerinden biri olan Murdoch, savaş öncesinde “Bu savaş iyi olacak. Petrol fiyatı yakında varil başına 20 dolara düşecek” diye konuşuyordu. Bush’un yakın dostu Murdoch, onun için “Bush tarihe ya büyük bir başkan olarak geçecek, ya da çökecek. Ben iyimserim, birincisinin olma ihtimalinin 2’ye 1 olduğunu düşünüyorum. İnsan, onun büyük bir karakter ve derin bir alçak gönüllülük sahibi olduğunu hissediyor” diyordu.
Tony Blair ile olan ilişkileri de bir o kadar kuşkuluydu. Blair dönem dönem Murdoch’un Kaliforniya’daki evine giderek gizli görüşmeler yapıyordu. Blair-Murdoch görüşmelerinde neler konuşulduğu hâlâ bilinmese de, Blair hükümetinin ABD’nin işgalci siyasetine verdiği destek ve medya imparatorluğunun Blair hükümetinin arkasında durması görüşüldüğü tahmin ediliyor.
Tencere-kapak: Telekulakçı iktidara telekulakçı medya imparatorluğu
Britanya’nın dev medya grubu News Group’un Avustralyalı patronu Rupert Murdoch Avustralyalı medya patronu Rupert Murdoch’ın adı, İngiltere’de birçok kişinin telefonlarının yasa dışı dinlenmesine ilişkin medya skandalları ile anılıyor.
2009 yılının Temmuz ayında patlayan skandal Guardian gazetesi tarafından açığa çıkarıldı. Guardian, Murdoch’un medya grubuna dahil olan The Sun ve News of the World adlı bulvar gazetelerinin, özel haberlerinde kullandıkları istihbaratı edinmek için yasa dışı yöntemler kullandığını, daha sonra bu konuyla ilgili olarak aleyhinde açılan davaların kamuoyuna yansımasını önlemek, delilleri karartmak ve lehinde sonuçlanmasını sağlamak için en az 1 milyon sterlin harcadığını kanıtladı.
Murdoch aleyhinde açılan üç davada, gruba bağlı gazetecilerin yasa dışı bir şekilde kamuoyunda tanınan binlerce kişinin cep telefonu mesajlarına ulaştıkları iddia ediliyordu. Murdoch’un dedektif-gazetecilerinin peşine düştüğü isimler arasında bakanlar, milletvekilleri, oyuncular, sporcular yer alırken telefon mesajları ile ulaşılan bilgiler arasında da vergi sicilleri, sosyal güvenlik dosyaları, banka hesapları ve ayrıntılı telefon faturası dökümleri gibi gizli ve kişisel bilgiler vardı.
(soL)