Duygu dediğimiz şey tam olarak nedir, hiç düşündünüz mü? Duyguların hayatımızda ne kadar büyük ve önemli bir yer kapladığını düşünecek olursanız, psikologların belirli bir duygu tanımında veya duyguların nasıl çalıştığı konusunda anlaşmaya varamamaları sizi şaşırtabilir.
Duygular konusunda çok farklı fikirler olsa da duygubilimcilerin hemfikir oldukları da var. Örneğin çoğu araştırmacı bütün duyguların fizyolojik, fenomenolojik (duygunun bize yaşattığı his) ve davranışsal (örneğin bazı duygular bizi kavgaya sürüklerken bazılarının oyuncu hale getirmesi gibi) bir bileşeni olduğu konusunda hemfikir.
Ayrıca bu fikri temel alan önemli bir evrimsel bakış açısı da var. Bu bakış açısına göre duygular birer koordinasyon mekanizması veya tüm vücut ve beynin kullandığı birer “mod”dur.[1] Başka bir deyişle, içinizde korku gibi bir duygu uyandığında bu durum tüm vücudunuzu ve beyninizi etkiler: neyi görebildiğinizi, neye odaklanabildiğinizi, hafızanızdaki hangi bilgilere ulaşabildiğinizi, metabolik kaynakların vücudunuza dağıtımını, nesneleri güvenli veya tehlikeli olarak ayırmanızı, amaçlarınıza nasıl öncelik verdiğinizi yani kısaca Dünya’ya dair tüm algınızı değiştirir.
Ana fikir; duyguların fizyolojik, fenomenolojik ve davranışsal dışında, başka bileşenlerinin de olmasıdır. Bir duyguya kapılmak; hafızanızı, gördüklerinizi, Dünya’ya dair yorumlarınızı, öğrenme yönteminizi, belirsiz uyaranları nasıl algıladığınızı ve daha birçok şeyi etkiler. Bu görüşe, duyguların “üst mekanizma” veya “koordinasyon mekanizması” yaklaşımı denir. Çünkü duyguların vücudunuz ve beyninizdeki birçok bilişsel, algısal ve fizyolojik işlevi yöneten kapsayıcı modlar olduğunu varsayarlar. Buradan, buradan ve buradan bu görüşler üzerinde daha çok bilgi edinebilirsiniz. Bu görüşlerin diğer evrimsel yaklaşımlardan farklılaştığı noktalar da burada tartışılmıştır.
Yakın zamanda, bunlar gibi evrimsel yaklaşımların keşiflerini, yani duyguların ne olduğunu, hayatımızı nasıl etkilediklerini ve neden bu şekilde çalıştıklarını açıklayan bir kitabın editörlüğünü yaptım. 2022’de yayımlanması planlanan Oxford Evrim ve Duygular El Kitabı başlıklı bu kitapta Dünya’nın her yerinden psikoloji, antropoloji, biyoloji, primatoloji, psikiyatri ve daha birçok daldan araştırmacıların yazdığı 60’tan fazla bölüm mevcut.
Kitabın 4 ana konusu şunlar:
- Evrimsel bir yönden duyguların farklı açıklamaları,
- Aşk, gurur, utanç, nefret, suçluluk, minnettarlık, iğrenme, sıkılma, mizah, memnuniyet ve daha birçok duyguya evrimsel yaklaşımlar,
- Siyaset, hukuk sistemleri, ahlak, gruplararası çatışmalar, bağışlayıcılık, rasyonellik, köpeklerin duyguları, büyük kuyruksuz maymunların duyguları gibi hayatın birçok alanında duyguların incelenmesi,
- Duyguların narsisizm, psikopati, bağımlılık, fobiler, Yeme Bozuklukları, Travma Sonrası Stres Bozuklukları (TSSB), Borderline Kişilik Bozukluğu ile bağlantıları gibi psikopatoloji ve klinik psikoloji alanında incelemeler.
Duyguların; karar vermenin, iyi yaşanmış bir hayatın ve insan olmanın anahtarı olduğu savunulabilir.[2], [3] Umarım duyguları araştırmaktan zevk alır ve evrimsel yaklaşımın insan doğasının bu önemli bileşenini aydınlatmada ne kadar yararlı olduğunu görürsünüz.
İnsan zihniyle ilgili birçok şey keşfedilen bu çağda yaşadığımız için çok şanslıyız. Herkese iyi keşifler! Veya Virgil’in dediği gibi:
Ne mutlu “şeylerin” nedenlerini anlayabilenlere…
Teşekkür: Bu yazıyı Türkçeye çeviren Eda Alparslan‘a teşekkür ederim.
- ^ L. Al-Shawaf, et al. (2017). Evolutionary Psychology And The Emotions. Springer, Cham, sf: 1-10. doi: 10.1007/978-3-319-28099-8_516-1. | Arşiv Bağlantısı
- ^ A. Bechara, et al. (2000). Emotion, Decision Making And The Orbitofrontal Cortex. Cerebral Cortex, sf: 295-307. doi: 10.1093/cercor/10.3.295. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. S. Lerner, et al. (2014). Emotion And Decision Making. Annual Reviews, sf: 799-823. doi: 10.1146/annurev-psych-010213-115043. | Arşiv Bağlantısı