İnsan kendini ve içinde yer aldığı gerçekliği bilmek, anlamak isteyen bir varlıktır. İnsanlığın kültürel gelişimine baktığımızda bu gelişimin başlangıcından bugüne değin, olgunlaşarak ve değişim geçirerek çeşitli zorlu aşamalardan geçtiğini görmekteyiz. Her aşamada belli kültürel normlar, modeller oluşmakta. Bu normlar ve modeller özellikle eleştirel düşüncenin bulunmadığı ortamlarda insanlığı tutsak etmekte, kullanılan kavramlardan davranışlara değin her şeyi etkilemektedir.
Doğduğu toplumun içindeki temel yargıları sorgulamak, neden doğru, neden yanlış olduğuna dair bir soru cevap sürecini kendi içinde tartışılır kılmak, eskiden, doğru saydığı tüm görüşlerden kopma kararı, herkesin benimseyebileceği bir şey değildir. Dünyada hemen bu işe hiç yatkın olmayan bir insan türü vardır ki, onların varlığının anlamı herhangi cansız, yaşam belirtisi olmayan bir nesneye benzerlikten öte bir şey değildir.