İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde işten çıkarılan dört işçi için dayanışma eylemleri devam ediyor. Üniversite yönetiminin üç kişiye taşeron iş teklif etmesi çalışanlar tarafından protestoyla karşılandı. Rektörlük önüne yürüyen Bilgi Üniversitesi çalışanları, Rektörlük binası önüne siyah çelenk bıraktılar.
Burada gerçekleşen basın açıklamasında, 4 kişinin hukuksuz bir şekilde işten çıkarıldığı belirtilerek, “Bildiğiniz gibi üniversitemiz çalışanları içerisinde büyük bir sayıda destek, idari ve akademik personel Mart ayından bu yana Sosyal-İş Sendikası’nda örgütleniyor. Üzülerek söylüyoruz ki üniversite yönetimi anayasa ve yasalar ile güvence altına alınmış evrensel bir insan hakkı olan örgütlenme özgürlüğüne karşı engelleyici ve baskıcı bir tutum takınmış gözükmektedir. 4 Mayıs 2010 günü 3 sendika üyesi Bilgi çalışanı ikna edici olmayan gerekçelerle ve hukuka aykırı olarak işten çıkartıldılar.
* Rektörlük önünde ve Taksim’de Bilgi Üniversitesi çalışanlarının büyük katılımı ve kamuoyunun içten desteği ile yapılan eylemlerle üniversite yönetimine işten çıkarılan çalışanların işe iadesi ve sendikalaşma hakkına saygı çağrısında bulunuldu.
* Çalışanları temsil eden bir heyet, rektörlük önündeki eylem sonrasında sayın rektör, rektör yardımcıları, genel sekreter ve üniversite avukatından oluşan yönetim heyetiyle görüştü ve işe iade talebimize en geç bir hafta içerisinde yanıt verileceği sözünü aldı. Bir saat süren bu toplantıda yönetim heyetine neden sendika istediğimiz ayrıntılı olarak aktarıldı.
* Bir hafta dolmadan aynı temas heyetimiz, mütevelli heyeti başkan yardımcısı sayın Rifat Sarıcaoğlu, Rektör Prof. Halil Güven ve Genel Sekreter Çağrı Bağcıoğlu’ndan oluşan yönetim heyeti tarafından toplantıya çağırıldı ve iki saatlik bir toplantı yapıldı. Bu toplantıda da yönetimin sendikalaşma sürecimize dair soruları ve kaygıları iyi niyet ve samimiyet çerçevesinde heyetimiz tarafından tartışıldı. Toplantı sonunda Sayın Sarıcaoğlu dört maddelik bir teklif sundu:
1. Bilgi Sendika Birimi temsilcileriyle Sayın Saricaoğlu şahsında üniversite yönetiminin karşılıklı ihtiyaç duyuldukça doğrudan görüşmesi ve sorunları/talepleri birlikte ele alması
2. Prof. Nevin Ateş’in durumu konusunda zaten başlamış olan hukuki sürecin beklenmesi
3. En son işten çıkartılan sendika üyesi üç arkadaşımızla dışarıdan iş gördürme biçiminde iki yıllık (1+1) sözleşme yapılması
4. Sendikaya üye olma veya olmama konusunun tamamen çalışanların iradesine bırakılması; bu süreçte ortaya çıkan baskı ve tehditlerin engellenmesi.
* 1 ve 4 nolu maddelerin zaten sendika birimimizin talepleriyle örtüştüğü ve Prof. Nevin Ateş’in tazminatsız olarak işten çıkarılması konusunda başlatmış olduğumuz hukuki süreci sonuna kadar takip edeceğimiz yönetim heyetine toplantıda aktarıldı.
* En son işten çıkartılan üç arkadaşımızla ilgili olarak 3 nolu maddede belirtilen teklif ise sendikal örgütlenme hakkını açıkça çiğneyen işten çıkartılma fiilini ortadan kaldırmadığı gibi, Bilgi Üniversitesi bünyesinde evvelce büyük bir tepkiyle karşıladığımız taşeronlaştırma politikasının mikro bir örneğini sergiliyordu.
* Bu teklifi ilkesel olarak reddetmemiz ve yönetim heyetine işverenin bir birim kapatma nedeniyle işçi çıkarmadan önce “son çare ilkesi”ne uygun olarak başka birimlerde iş önerme yasal zorunluluğunu hatırlatmamız karşısında sayın Sarıcaoğlu işe iade konusunda ne yapılabileceği noktasında yeni bir çalışma yapmak için süre istedi.
* Sağlanan kısmi iyi niyet ortamı ve müzakere sürecinde yönetim iki defa ek süre talep etti. Bu dönemde biz de müzakere sürecinin hasar görmemesi için azami hassasiyet göstermeye çalıştık ve dayanışma çadırındaki arkadaşlarımıza moral desteği verdik.
* Fakat maalesef dün 17 Mayıs 2010 tarihinde bu kez İnsan Kaynakları Direktörü Sayın İsmet Aksöyek tarafından yeni hiç bir teklif sunulamayacağı ve ilk teklifin geçerli olduğu bize iletildi.
Bu oyalayıcı tavır ve önerilen teklif iki nedenden ötürü ilkesel olarak kabul edilebilir değildir.
Yönetimin bu tavrı, sorunların iyi niyet içerisinde müzakere edilerek çözülmesini zorlaştırıyor. Bunun yanı sıra son günlerde idari amirler tarafından uygulanan ve özellikle de temizlik, güvenlik ve teknik birimlerdeki arkadaşlarımızı sindirmeye yönelik baskılar, daha önce bizzat sayın Saricaoğlu tarafından verilen tüm sözlerin aksine, artıyor. Bunlar arasında:
İşte bu nedenle işten çıkartılan arkadaşlarımız işe iade edilene, çirkin idari baskılar son bulana, sendikal ve demokratik özgürlüklere saygı gösterilene kadar eylemlerimiz her türlü meşru zeminde sürdürülecektir.
“Bizi izlemeye devam edin” denilen açıklamada sendikalı bir üniversitenin neden daha iyi bir üniversite olduğunu Bilgi çalışanları olarak yönetime, Bilgi çalışanları ve öğrencilere anlatılacağının altı çizildi.
İşten çıkarılanları bugün ayrıca Hava-İş içindeki Gökkuşağı Muhalefetin’nde pilotlar ve hostesler uniformalarıyla ziyaret ettiler. 14. günündeki oturma eylemini ziyaret eden Gökkuşağı Hareketi Sözcüsü Kaptan Bahadır Altan ziyaretçi defterine aşağıdaki notu düştü:
“Sendikalı, örgütlü havacılar olarak Bilgi Üniversitesi çalışanlarının örgütlenme çalışmalarına destek olmaya geldik. Bilgi Üniversitesi’ndeki örgütlenme müzadelesi artık sadece buradaki işçilerin değil bütün ülkenin meselesidir. Dolayısıyla, bizim de meselemizdir. Bu anayasal hakkı çalışanlarına tanımayan Rektörlük bir bilim yuvasına yakışmayan tavrından vazgeçip, işten atılan çalışanları geri almalıdır. Bu anlayışla yönetilen bir üniversiteye kimse çocuğunu göndermek istemeyecektir. Bilgi çalışanlarının sendikal harekete yeni, dinamik ve demokratik bir soluk getireceği bir gerçek. Bu yönü de bize umut oluyor. Yaşasın sınıf kardeşliği.”