Aşı Karşıtlığı: Modern Bilime Güvenmek Zorundayız
İnternette her türlü bilgi mevcut. Klavyesi olan herkes özgürce yazı yazabiliyor. Bu sebeple neyin ne olduğu giderek arap saçına dönüyor. Bilimsel ve güvenilir bilgilerden, komplo teorilerine kadar var olan bilgi türleri arasında nitelikli bilgiye ulaşmak herkes için mümkün olmayabiliyor. Benim kanaatime göre MEB müfredatına internette nasıl nitelikli bilgiye ulaşılacağıyla ilgili bir ders konulması, şu iletişim çağında zaruri gözüküyor. Kişilerin kontrol edilmemiş bilgileri ancak kendi edindiği bilgi sayesinde elemesi için bu hayati bir ders olabilir.
İnternette yaygın olan bilgi türlerinde birisi de komplo teorileridir. Yüzlerce çeşit alanda bulunan komplo teorileri bulunmaktadır. Ancak en yaygını Koronavirüs nedeniyle aşı karşıtlığıdır. Aşı karşıtlığıyla ilgili birçok iddia ortaya atılmaktadır. Ve ortaya atılan bu iddialar, kişileri yanıltarak hayati sorunlara bile yol açma tehlikesine sahiptir. “Virüslerin insanlar tarafından ortaya çıkarılması ve aşıların ilaç firmalarının kar etmesi için bu sebeple üretilmesi” başlıca önemli iddialar arasındadır. Ben, uzun bir şekilde bu iddialara yanıt vermeyeceğim: Hem bu konuda uzman değilim hem de basit aramalarla bilimsel bilgi üreten sitelerden kolayca bu bilgilere ulaşabilirsiniz. Benim asıl anlatmak istediğim bilimsel bilgiye güvenmemizin bir gereklilik değil, bir zorunluluk olduğunu hatırlatmak olacaktır.
Bilim çok güçlü bir metottur. İnsanlığın gerek evreni bilme gerekse teknolojik anlamda ilerlemesini modern bilim sayesinde olmuştur. Günümüzde kuduz aşısından, uzaya gönderdiğimiz roketlere kadar hepsini bilime ve onunla ortaya çıkan teknolojiye borçluyuz. Tarih süreci içerisinde bilim de, gerek din gerekse ideolojilerde olduğu gibi kötüye kullanılmıştır: Çünkü bilimi yapanda insandır. Ancak bilimin diğer bilgi türlerinden en önemli farkı, sürekli kritik etme yoluyla sorunları aşabilme potansiyelidir. Bilim tarihine baktığımızda hem birikimsel hem de yanlışlanarak sürekli bir ilerleme içerisinde olan bilim, insanlığın bilgi türleri içerisinde bulduğu en yararlı, en etkili ve en güçlü metodu olmaktadır. Bu sebeple modern bilim gerek sağlımızla ilgili gerekse yaşamımızı yönlendirme konusunda onu yapan bilim insanlarına güvenmek zorundayız. Niçin? Çünkü daha iyisi bulunamadı!
Bu nedenle internette aşı karşıtlığı propagandası yaparak dil oyunlarıyla insanların hayatını karartanlara karşı bilim okuryazarlığı için mücadele etmeliyiz.
Nasıl ki diş enfeksiyon kaptığında doktorun tavsiyesiyle antibiyotik kullanarak tedavi olunuyorsa aynı şekilde aynı bilimin önerdiği aşıları da kabul etmek durumundayız. Unutmamalıyız ki hastalıklar doğal olaylardır. Doğa açısından hastalıklar anormal bir durum değildir. Ancak hayvanlar içerisinde en zeki canlı olan biz insanlar, bu doğal hastalıklara/virüslere karşı çözüm yolları üretebiliyoruz. Ve bu sayede milyonlarca insan aşılar sayesinde kurtulabildi. Louis Pasteur’un bulduğu kuduz aşısı bile modern bilime güvenmemiz için basit bir akılsal çıkarımdır.
İntenette irrasyonel çıkarımlarla sizleri yanıltmaya çalışan şarlatanlara inanmak, temel bilim okuryazarlığı olanlar için son derece absürt olsa da maalesef bu konuda bilgisi olmayanları da anlayabiliriz. Nitekim komplo teorilerinin bu kadar yaygın olması da insanın bu tarz “esrarengiz” bilgilere olan merakıdır. Bu merak nitelikli bilgi için kullanılmadığında komplo teorilere ortaya çıkmaktadır.
Eğer çevrenizde bir aşı karşıtı varsa ve doktora gidiyorsa ona şu soruyu sorun: Niçin doktora gidiyorsunuz?
Bu pandemi sürecinde ne din simsarlarına ne kopmlo teorisyenlerine ne de meczuplara değil, bilim insanlarına güvenmek zorundayız. Bu sebeple bir dindar için en büyük dua bilim insanlarının açıklamalarına güvenmek ve ona uymaktır.