Antik Anunnaki hakkında çok sayıda gizemli özellik olsa da, bu makalede en gizemli özelliklerinin üçüne bakacağız. Dünyadaki birçok arkeolog günümüz Irak’ını “Medeniyetin Beşiği” olarak görüyor. MÖ 3500 ve 1900 yılları arasında Dicle ve Fırat nehri, bu bölgede yer alan Sümer halkının eviydi.
Uzak geçmişte, yazılı tarihten önce, gezegenimiz başka bir dünyadan astronotlar ve bugünün ötesinde teknolojiye sahip akıllı varlıklar tarafından ziyaret edildi: Antik Anunnaki.
Çok sayıda özellik Anunnaki ve sıradan insanlar arasında net farklılıklar gözükse bile Antik Anunnaki her zaman insanımsı bir biçimde temsil edilirdi.
Anunnaki Tanrı’larının yüz özellikleri, büyük sakalları sayesinde her zaman iyi gizlenmişti ve yüz özellikleri sıradan insanlarla net bir benzerlik gösterse de, birçok araştırmacı, Anunnaki Tanrı’sının tasvirleriyle ilgili bir şey olduğundan şüphelenmeyi gerektirecek birçok özelliğin olduğunu söyledi.
Antik Sümerler tarafından bilerek dışlanan antik Anunnaki ‘nin belli başlı özellikleri olabilir mi?
Bu, günümüzde bir sır olarak saklı kalmış olsa da, göze çarpan ve bahsetmeye değer birkaç özellik var. Bu özellikler, Eski Anunnaki ile yazılı tarihten önce gezegenimizde yaşayan ölümlüler arasındaki açık farklılıkları göstermektedir.
Anunnaki hakkında
1976’da yazar Sitchin, Sümer metinlerine ilişkin kişisel çevirilerini “Dünya Günlükleri” adlı bir dizi kitapta yayınladı. Sitchin’e göre, kil tabletler, altın madeni çıkarmak için Dünya’ya gelen Anunnaki olarak bilinen yabancı bir ırkı anlatıyor.
Sitchin, resmen dünya dışı varlıkların Dünya’yı geçmişte ziyaret ettiğini, çünkü kendi gezegenlerinin hayatta kalması için altına ihtiyacı olduğunu ileri sürüyor.
Anunnaki hakkında bildiklerimiz son derece sınırlı ve tarihleri tartışmalarla doludur. Bununla birlikte, tarihsel bir bakış açısından bakınca, gizemli Anunnaki hakkında bize çok şey anlatan çok sayıda ayrıntı buluyoruz. Eski Babil’de Anunnaki’yi tanımlamak için kullanılan terim, “ejderha” veya “büyük yılan” anlamına gelen “SIR” idi.
Antik Anunnaki Tanrısı’ Enki‘, sözde Yılan Birliğine ait olduğuna inanılıyordu.
Enki ile ilişkili sembol, mevcut tıbbi sembolümüzle ilişkili bir sembol olan caduceus’un iki sarmal yılanıydı, ancak eskiden bu sembolde 3 tür anlam gizlenmiş olabilir: Anunnaki’nin sürüngen doğası, aralarında ve iddia edilen sürüngen uzaylı ırkı arasındaki bağlantıları çiziyordu. İnsan DNA’sı ile benzerlikleri gösteren sürüngen genetik sembolü.
Anunnaki bileziği ve Gizemli Çanta
Manevi Bilgi: Eski zamanlarda farklı kültürlerde, ‘sarmal yılan’ bilgiyi ve manevi bilgeliği sembolize ediyordu. Ancak, antik Anunnaki ‘nin gördüğümüz birçok belli başlı özelliği vardır. Eski Anunnaki’nin tasvir ettiği gizemli “çanta” şüphesiz eski Anunnaki’yi temsil eden en gizemli özelliklerden biridir.
Sitchin ve diğer araştırmacılara göre, antik Anunnaki’nin sözde yaşam suyunu biriktirdiği bir çeşit kutu olan ve genetik deneylerinde kullanılan hem insanların hem de hayvanların taşınabilir gen bankaları gibi bir çantadır.
Eski Sümer sanatında özellikle mevcut olan bir diğer nesne de, günümüzdeki kol saatlerine benzeyen gizemli bilekliktir. Bu, birçok akademisyen tarafından daha fazla önemsiz basit bilezikler olarak yorumlansa da, dünyadaki birçok kişiye göre, esrarengiz ‘Anunnaki bileziği’ günümüz araştırmacılarının kabul etmeye istekli olduğundan çok daha esrarengiz bir anlama sahiptir.
Gizemli çantalara ve kol saatlerine ek olarak, diğer unsurlar eski Anunnaki tasvirlerine özgüdür.
Anunnakilerin temsil edildiği çoğu oymada, ‘Tanrı’nın’ sağ eliyle bir çeşit çam kozalağı tuttuğunu görüyoruz. (alltaki resim)
Epifiz bezi
Birçok araştırmacıya göre, esrarengiz çam kozalağı çok önemli bir anlam taşıyor. David Wilcock’a göre, çam kozalağı epifiz bezini sembolize ediyordu. Wilcock’a göre ise, Anunnakiler, epifiz bezini tam potansiyelini sağlamak için tam anlamıyla nasıl kullanıldığını biliyorlardı.
Editör / Yazar: Engin ALIR