Ahmet Altan’ın bugünkü yazısında Fethullah Gülen ile ilgili kullandığı ifadeler, arasının bir süredir açık olduğu cemaate “zeytin dalı” uzattığı şeklinde yorumlandı.
Taraf Gazetesi’nin Stratfor belgeleri ile ilgili yaptığı haberlerin, hem cemaat hem de AKP kanadında tepkiyle karşılandığı biliniyor. Ahmet Altan da dünkü yazısında bu eleştirilere değinmiş, yaptıklarının habercilik olarak değerlendirilmesi gerektiğini ifade etmişti. Altan yazısında ayrıca, yaptıkları haberlerden sonra “cemaatten dostlarının” kendisini daha sık arar olduklarını da ifade etmiş ancak bu aramaların genellikle sitem içerdiğini anlatmıştı.
Altan’ın, bugünkü yazısında, dünkü köşesinde kullandığı “yanlış” bir ifadeyi bahane ederek cemaat ile bozulan arasını yumuşatma çabasına girdiği görülüyor. Altan kullandığı yanlış ifadeden dolayı özür dileme işini öyle abartıyor ki, bu arada “cemaatin yargıya hiç müdahale etmediğini” de anlatmış oluyor.
“Kaşı yaparken gözü lobuyla beraber çıkartıp almışım”
Altan bugünkü “Kaş Göz” isimli yazısında “Kaşı yaparken gözü lobuyla beraber çıkartıp almışım” diyerek yaptığı “yanlışı” şu ifadelerle anlatıyor:
Dün Alaattin Kaya’nın Fethullah Gülen’le ilgili anlattığı anekdotu aktarırken, “Ergenekon sanıklarından biri için üzüldüğünü söylemişti ama müdahale etmedi” diye yazmıştım.
Kaya aradı, dedi ki “Ben müdahale etmedi diye bir şey söylemedim ki, bunu söylemek Gülen’in müdahale edebileceğini söylemek olur, hiç öyle şey olur mu, nasıl müdahale edecek”
Cemaat hiç yargıya müdahale eder mi!
Altan dünkü yazısında yanlış ifadeler kullandığını “İnsanın en kızdığı şey nedir biliyorsunuz? Karşınızdakinin haklı olması” diyerek kabul ediyor ve şöyle devam ediyor:
Gerçekten de Kaya bana “Ergenekon sanıklarından biri için üzüldüğünü söylemişti” dedi ve cümleyi kesti, gerisini de yazarken ben aklımdan tamamladım.
Ben, Gülen’in sevdiği ve üzüldüğü insanlar için bile hukuksuz bir iş yapmayacağını söylediğini düşündüm, herhalde Kaya’nın amacı da bunu söylemekti ama ben cümleyi “müdahale etmedi” diye tamamlayınca Fethullah Gülen’i yargı sürecine müdahale edebilecek bir yere yerleştirmiş oluyordum.
Bu da haliyle Kaya’nın söylemek istediğinin tam tersi bir sonuç çıkartıyordu ortaya.
O, insani bir duygunun altını çizerken, tartışmaları alevlendirecek bir mana yaratılmış oluyordu.
“Sırtımda bile taşırım”
Altan özür dilemek işini öyle abartıyor ki, özrün muhatabının Fethullah Gülen olduğunu hatırlayınca şu ifadeleri kullanmaktan kendisini alamıyor:
Ama bu hatadan dolayı onlara borçlandım, bu dünyada ödeyebileceğim kefaret özür dilemek oluyor ama ahrette ayrı ayrı bölümlerde ikamet edecek olsak da ben onları kabul ederlerse Sırat Köprüsü’nde sırtımda taşırım.
Altan’ın bugünkü yazısıyla, dünkü yaptığı yanlışlığı fırsata çevirdiği ve bir süredir arasının açık olduğu cemaatle buzları eritmek için aradığı bahaneyi de bulmuş olduğu görülüyor.
Taraf gazetesi bir süre önce Stratfor belgelerine dayanarak “cemaatin AKP’den milletvekili istediğini” ve “Ahmet ile Nedim’i tutuklanmasının arkasında cemaatin olduğunu” ifade eden haberler yapmış, bu haberler dolayısıyla da cemaatten tepki toplamıştı.
(soL)