İsrail’in Gazze’ye kara harekâtı başlattığı gecenin sabahında vurulmayacağından emin olduğumuz ama yanıldığımız Şifa Hastanesi’nin bahçesindeki randevu
noktasında Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC) sözcüsü Hani Tevabda’ya ‘Filistinli örgütler ateşkes için ne istiyor’ diye sorduğumda cebinden çıkardığı
kâğıttan şu maddeleri sıralamıştı:
* Gazze’ye abluka ve ambargolar kaldırılsın. (Deniz ve hava limanı açılması dahil.)
* İsrail ve Mısır’la olan sınır kapıları açılsın.
* Balıkçıların avlandığı alan 12 mile çıkartılsın.
* İsrailli er Gilad Şalit’e karşılık Vefa-ul Ahrar Anlaşması ile İsrail hapishanelerinden bırakılan 60 kişi tekrar içeri alındı. Bu kişiler bırakılsın.
* Gazze’nin doğusu ve kuzeyindeki tarım arazilerinin kullanılmasına izin verilsin.
* Filistin topraklarındaki bölünmüşlük sona ersin. Batı Şeria ile Gazze arasında bağlantı kurulsun.
*Gazzeliler’in Doğu Kudüs’e gidip gelmelerinin yolu açılsın.
* İsrail sürekli olarak havadan ihlallerde bulunuyor. Havadan gözetim sona ersin.
Bunun sadece Hamas değil direnişe katılan 5 örgütün üzerinde uzlaştığı liste olduğunu vurguladı.
Filistin tarafı bu kez kendinden emindi. İlk kez El Fetih’in en büyük bileşkeni olduğu Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Gazze’ye güçlü bir destek verdi. Bu güçle
Filistin tarafı taleplerinde direndi. Görüşmeler birkaç kez çöktü. İsrail ve Mısır ilk ateşkes önerisinde tünellerin kapatılıp yeniden inşa edilmemesi ve
silahsızlanma şartlarını getirdi. Daha fazla yıkıp Hamas üzerindeki baskıyı arttırarak sonuç alacağını umdu. Ama olmadı. Bu kez anlaşma olmadan savaşı tek
taraflı bitireceği blöfüne başvurdu. Ortak duruşu sürdürmeyi başaran Filistinlilerin roket atışlarına İsrail daha fazla yıkarak ve öldürerek yanıt verdi. Sonuç;
Filistin tarafında 490 çocuk olmak üzere 2139 kişi öldü. 11 bin 100 kişi yaralandı. 450 bin Filistinli yerinden oldu. İsrail ise 64 asker ve 5 sivil kaybetti.
Radikal
KİM, NE ALDI?
Nihayetinde 8 Temmuz’da başlayan çatışmalara son veren anlaşma 26 Ağustos’ta Kahire’de sağlandı. Gazze sokaklarında kutlamalara, İsrail’de ise Başbakan
Benyamin Netanyahu’nun topa tutulmasına neden olan anlaşmanın Filistinliler için zafer olup olmadığı tartışması başladı.
Taraflar ne verdi ne aldı ona bakalım:
* Sınır kapıları açılacak. Bu 2012’deki ateşkes anlaşmasında da “Kapılar açılacak, insan ve mal geçişleri kolaylaşacak” şeklindeydi. Mısır’da henüz Muhammed
Mursi iktidardayken Refah Kapısı açık diye her türlü ihtiyaç maddesinin geçtiği yeraltı tünellere kapatılmış, darbe yapan Mareşal Abdulfettah Sisi de savaş
açtığı İhvan’ın Filistin kolu Hamas’ı cezalandırmak için Refah’ı kapatmıştı. Mısır’ın yüksek katkısıyla abluka can yakan bir boyuta ulaşmıştı.
* Sınır kapılarının denetimi savaştan kısa süre önce kurulan ama fiilen çalışmalarına başlayamayan Hamas-El Fetih ortak hükümetinde olacak. İsrail denetimin
El Fetih’e verilmesini isterken Hamas bunu reddediyordu.
* Gazze’ye insani yardımların girmesine izin verilecek.
* Yıkılan Gazze’nin yeniden inşası için gereken malzemelerin transferine izin verilecek. İsrail tarafının açıklamasına göre transfer, İsrail ve Gazze’de faaliyet
gösteren uluslararası örgütler arasında bir gözetim mekanizmasına tabi tutulacak. İnşa sürecinin Filistinli herhangi bir örgüt yerine ortak bir mekanizma ile
yürütülmesi Hamas’ın tekelini kırmayı amaçlıyor. İnşa sürecini Mahmud Abbas liderliğindeki Filistin Yönetimi’nin yürüteceği yorumu yapılıyor.
* İsrail’in çatışmalar sırasında 3 mile indirdiği balıkçılık alanı tekrar 6 mil olacak. Filistin tarafına göre bu sınırlama aşamalı olarak önce 9, sonra 12 mile
çıkartılacak. İsrail Dışişleri’ne göre ise ‘balıkçılık milinin artırılması belki ileride değerlendirilecek.’
* İsrail Gazze içindeki tampon bölgeyi 100 metreye düşürecek. Çatışmalardan önce İsrail belli yerlerde derinliği 1.5-2 km’yi bulan tampon bölgeler
oluşturmuştu. Yerleşim ağırlıklı Gazze’nin tarım alanları İsrail’in tampon bölge uygulaması nedeniyle kullanılamıyor. Önceden sınıra 500 metre mesafeye kadar
çiftçiler tarlalarına gidebiliyordu. Tarlarına gidenler zaman zaman ateş altında kalıyordu.
* Filistin tarafının Gazze’ye havaalanı, ticari gemiler için liman, İsrail’in son operasyonlarla hapishaneye tıktığı Filistinlilerin bırakılması ve bir yıldır maaşları
ödenmeyen Hamas yönetimine bağlı 40 bin memurun ücretlerinin ödenmesi için dondurulan hesapların serbest bırakılması talepleri reddedildi. Bu talepler
ateşkese uyulduğu takdirde bir ay içinde başlayacak görüşmelerde ele alınacak. Kuvvetle muhtemel İsrail bu taleplere karşı Gazze’nin silahsızlandırılmasınıgündeme getirecek. Zira İsrail Dışişleri’nin açıklamasında bu konu “Hamas ateşkese uyarsa bir ay içerisinde İsrail’in Gazze’nin silahsızlandırılmasını gündeme
getireceği dolaylı müzakereler başlayacak” ifadeleriyle yer aldı.
İSRAİL’İN YANILGISI
İsrail’in amacı tünelleri yıkmak, direnişin silahlarını imha etmek, İsrail’in caydırıcı etkisini göstermek yani bu örgütleri tekrar saldıramayacak duruma sokmak ve
Hamas’a desteklerinden dolayı Gazzeliler’i pişman etmekti.
Peki amacına ulaştı mı?
İsrail’in sadece sınır bölgelerinde bir kısmını yıkabildiği tünellerin yeniden inşası uzun sürmez.
Azalan silah stokunu ikmal etmek de seri üretime geçen örgütler için zor değil.
Hamas ise El Fetih’le hükümet kurmaya mecbur kalacak kadar gerilemişken yeniden Gazzelilerin gözünde kahramanlaştı.
Görünüşe göre anlaşma sınırların kontrolüne El Fetih’i ortak ediyor ama Hamas zaten ortak hükümetle Gazze’yi tek başına yönetmekten vazgeçmişti.
Yani İsrail açısından bu hedefler tutmuş sayılmaz.
İsrail’in algı operasyonları, propagandaya açık belli kesimlerde işe yaramış olabilir ama Filistin’de bunun bir karşılığı yok. Şöyle ki İsrail’in ‘terör tüneli’ dediği
yeraltı şebekesine Filistinliler ‘savunma altyapısı’ gözüyle bakıyor; İsrail’in ‘Hamas terörü’ dediği silahlı mücadeleyi Gazzeliler ‘direniş’ olarak yüceltiyor; İsrail
her şeyden Hamas’ı sorumlu tutarken Gazzeliler direniş beşlisini birden sayıyor: İzzeddin Kassam (Hamas), Saraya el Kuds (İslami Cihad), Ebu Mustafa Ali (FHKC),
Nasır Selahaddin, Ahmet Ebu Riş Tugayları… El Fetih’in El Aksa Tugayları’nı da nezaketen buna ilave edenler yok değil.
Özetle başlarına yıkılan binalar ve önlerine serilen cesetler Filistinlilerin bakışını değiştirmedi.
İSRAİL’İN YENİLGİSİ
Dahası kıyas kabul etmez ateş gücü ve savunma üstünlüğüne rağmen İsrail iki kez geri adım atmak zorunda kaldı. Önce ABD’nin getirdiği farklı önerileri
reddedip Mısır’ın teklifinden başkasını kabul etmeyeceğini bildirdi ama bu tutumunu sürdüremedi. İkincisi ateşkessiz savaşı bitirip Filistinli örgütleri hiçbir şey
elde etmeden yıkıntılar içinde bırakmaya kalkıştı ama masaya geri dönmek durumunda kaldı.
Bunu birkaç nedene bağlamak mümkün:
– Filistinli örgütler Ben Gurion Havaalanı’nı kapattıracak şekilde Tel Aviv’i vurmayı başardı. – İsrail, tünelleri kullanıp arkadan çevirme yapan Filistinliler
karşısında ilk kez bu kadar askeri kayıp verdi.
– Gazze’nin altına örülmüş tünellerden gelen tehlike nedeniyle karadan kentlerin içine giremedi. Filistinliler tünelleri kullanıp sokakta cephe çatışmasına
girmedi. Sokaklarda silahlı tek bir asker ya da militana rastlamak mümkün değildi.
– Filistinlilerin roket stokunun kolayca tükenmeyeceği anlaşıldı.
Bu sonuçlar İsrail’in yenilmezlik efsanesini yıktı.
DİKİŞ TUTMASI ZOR
Elbette Filistinli örgütler de kritik bazı hedeflere ulaşamadı. Dolaylı müzakerelere bırakılan taleplerin kabulünü İsrail silahsızlanma şartına bağlayacak,
Filistinliler de bunu reddedecek. Önceki anlaşmaların akıbetine bakarak kabul edilen maddeler için de tıkır tıkır işleyen bir mekanizmanın olmayacağını
öngörmek mümkün. Kapılarla ilgili durum eski statükodan fazlasına işaret etmiyor. Gazze’nin nefes borularından geçecek hava yine Mısır ve İsrail’in insafına
bağlı. Haliyle ateşkes anlaşması öncekiler gibi kalıcı bir çatışmasızlık vaat etmekten uzak.
Anlaşmanın nasıl karşılandığı da önemli: Bir tarafta Netanyahu’ya eleştiri hatta istifa çağrıları, diğer tarafta kutlamalar öne çıkıyor. İsrail Ulusal Güvenlik
Danışmanı Yossi Cohen’in “Hamas’ın askeri kanadı ağır darbe aldı” izahatının eleştirileri yatıştırması zor. Nitekim Turizm Bakanı Uzi Landau “Sonuç son derece
belirsiz çünkü operasyon Hamas’ı saldırmaktan vazgeçirecek bir caydırıcılık üretmedi” derken Yedioth Ahronoth’da bolca istifa çağrısı yer aldı. Maariv gazetesi
İsrail için bir zaferden bahsedilemeyeceğini yazdı. Çıkan sonuç ve verilen tepkilere bakarak kim için zafer kim için hezimet, karar sizin…