Hatay’da yeniden yapılan 150 metrekarelik konutun yalnızca inşaat maliyeti 3 milyon 450 bin TL. Depremzedelerin bir kısmı yıkılmış evinin kredisini ödemeye devam ederken, yeniden inşa sonrasında borç ödemeye güçlerinin olmadığını söylüyor.
Osman ÇAKLI
İSTANBUL – Şubat depremlerinde meydana gelen kayıplar sonrasında deprem bölgesinde belirsizlikler devam ediyor. Hatay’ın Samandağ, Antakya ve Defne gibi ilçelerinde, kamuoyunda ‘kentsel dönüşüm yasası’ olarak bilinen 6306 sayılı kanun kapsamında rezerv alan ilanı yapıldı. Bahse konu ilçe merkezlerinde yeniden inşayı devlet üstlenecek. Kasım ayında Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6306 sayılı kanunla birlikte, konutların yapılması sonrasında borcunu ödeyemeyenler mülksüzleşecek.
Maliyet yükünün tamamını kamunun üstlenmemesi, mülk sahiplerinin yeniden borç ödemesini zorunlu kılıyor. Hükümet, 750 bin lira hibe desteği ile yapım kredisi sözü verse de bu ücret Hatay’da bugün yapılan bir dairenin yalnızca inşaat maliyetinin dörtte birine tekabül ediyor. Peki, Hatay’da bugün bir konutun inşası ne kadar mal oluyor? İşçilik ve metrekare birim maliyetlerini karşılamayacak durumda olanların, ne yapacaklarına ilişkin verdiği yanıt “bilmiyoruz” olsa da Hatay’ı terk etmeye niyetleri yok.
‘YIKILMIŞ EVİN KREDİSİNİ ÖDÜYORUM, YENİSİ YAPILSA DA ÖDEME GÜCÜM YOK’
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, mülkiyet hakkı tartışmalarına neden olan 6306 sayılı yasayla ilgili gelen tepkilere karşılık vererek, “Bakanlık milletin evlerine el koyup da ne yapacak? Türkiye’de bir cenah, olayı sadece ve sadece düşünce ideolojisinden bakıp sırf muhalefet olsun diye yalan yanlış laf söylüyor. Kimse endişe etmesin. Kimsenin ne malında ne mülkünde gözümüz yok. Evinde rahatça otursun. Kimsenin mülkiyet hakkına halel gelmez. Hiç kimsenin hakkı zayi de olmaz” demişti.
Fakat, Bakan Haseki’nin aksine 6306 sayılı kanunda değiştirilen hükümle birlikte, önceden yerleşim yeri olmayan yerler rezerv alan oluyordu. Artık yerleşim yerleri de rezerv alan olabiliyor. Dönüşümün ya da yeniden inşanın yapıldığı yerlerde, önceden ipotek varken artık mülkiyetin Kentsel Dönüşüm Başkanlığı’nda olacağı belirtiliyor. Konutun inşasından sonra ortaya çıkan maliyeti ödeyenler, mülküne yeniden sahip olabilecekken, ödeyemeyenler ise miras hakkını kaybedecek.
Depremle birlikte bütün birikimini kaybetmiş Hataylıların en büyük endişe kaynaklarından biri de borcu ödeyememe kaygısı. Onlardan biri de kamuda öğretmenlik yapan H.K. 6 Şubat depremlerinde Akdeniz Mahallesi’ndeki evi yıkılan H.K., yıkılmış evinin kredisini hala ödediğini söyledi. 10 yıldır kredi ödediğini ve dairesinin büyüklüğünün 140 metrekare olduğunu belirtti. Hatay’da şu an için bir metrekarenin üretim maliyeti, 20-25 bin TL arasında değişiyor. H.K. 140 metrekare bir dairenin maliyetinin 3 milyon TL’den fazla olacağını ve ödeme gücünün olmadığını ifade etti.
HATAY’A ÖZGÜ İNŞAAT MALİYET TARİFESİ
TMMOB Hatay İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Riyad Önal, Hatay şartlarında bir metrekarenin maliyetine dair şu bilgileri verdi:
“Antakya şartlarında 23 ila 25 bin lira arasında değişiyor. Burada ne yazık ki işçilik çok pahalı. Maliyetler elbette kullanılan malzemeye göre değişiyor. TOKİ mantığıyla maliyet, metrekarede 17 bin TL’ye düşer. Yani pencere çift değil, tek cam olur. Maliyet böyle kısılır. Bir metreküp beton burada 2 bin 700 lira civarındayken dışarda bin 900 liraya kadar düşüyor. Talep çok fazla, iş çok, işçi yok. Depremden önce 600-700 lira yevmiye verdiğimiz insan deprem sonrasında 2 bin 700 lira istiyor. Devlet 750 bin lira vereceğini söylemişti, bunun yılbaşından sonra artırılacağını düşünüyorum. Biz devletin konutları ücretsiz yapmasını istiyoruz. Hatay’da ailelerin yaşadığı evler ortalama 150 metrekare (3 milyon 450 bin TL imal maliyeti) civarında. İnsanlar maliyetleri karşılayamaz. Biz devletin konutları yapıp teslim etmesini bekliyoruz.”
‘HER TÜRLÜ SENARYODA BENİ BİR 10 YIL DAHA BORÇ ÖDEME SÜRECİ BEKLİYOR’
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2023 Ekim ayında, deprem bölgesinde 750 bin TL hibe ve kredi desteği sağlayacaklarını söylemişti. Geri kalan miktarı ise depremzede mülk sahiplerinin ödemesi gerekecek. Öğretmen H.K., yıkılmış evinin kredisini ödemeye devam ettiğini vurgulayarak, öğretmen olarak hayatını borç demekle geçirdiğini kaydetti:
“Ben devletten şunu bekliyorum; ‘Senin evin yıkıldı, ben denetlemedim. Senin maddi kaybını ev yaparak bedelsiz olarak geri veriyorum’ Ancak devlet bana 750 bin lira kredi vereceğini söyleyip beni borçlandıracak. Bir sürü senaryo var. TOKİ’lerden hak sahiplerine konut hibesinin yüzde 60 olacağı belirtiliyor. Her senaryoda beni yine 10 yıl bir borç ödeme süreci bekliyor. Benim böyle bir gücüm yok. Mülkiyet hakkım gasp edilmiş oluyor.”
‘HATAY’DA KALIP KENT SÖMÜRÜSÜNE KARŞI MÜCADELE EDECEĞİZ’
H.K., kendisinin yaşadığı sorunun Hatay’ın genelinde mevcut olduğunu anlatırken, devletin Hatay merkezine bir şirket gibi gelip “çöktüğünü” insanların şu an ne yaşadıklarına dair bir tasarrufun olmadığını belirtti. Hataylıları büyük bir belirsizliğin beklediğini sözlerine ekleyen H.K., şöyle devam etti:
“İnsanları göçe zorluyorlar. Ben 16 yıllık öğretmenim, çeşitli şehirlerde çalıştım. Ancak biz eşimle birlikte bu şehirde yaşamayı tercih ediyoruz, gitmeyeceğiz. Mücadele büyümezse burada bir kent sömürüsünün büyüyeceğini düşünüyoruz. Kent sömürüsünün önüne geçmek acil bir sorun olarak duruyor ve bununla mücadele edilmesi gerekiyor.”
BORÇ ÖDENMEZSE MÜLK HAZİNEYE GEÇECEK, HAZİNE MÜLKÜ SATIP BORCU MAHSUP EDECEK
Hatay Depremzede Derneği avukatlarından Fidel Doğru ise 150 metrekareden biraz daha küçük olan dairelerin maliyetinin 2 buçuk milyon TL civarında olacağını, müvekkillerinin bu miktarı ödeme imkanının bulunmadığını söyledi. Avukat Doğru, ortaya çıkacak borcun neden ödenemeyeceğini de şu ifadelerle anlattı:
“Çünkü bütün sermayesini yurt dışında çalışarak elde ettiler. Pek çok insan 30 yılda bir tane ev alabildi. Kimse konut zengini değil. Depremden sonra insanların elinde avucunda kalmadı. İnsanlar devam eden sürecin belirsizliğinden çok kaygılılar. Bakan yardımcısı geldi, toplantı yaptı. Depremzedeler, ‘borcu ödeyemeyecek durumda kalırsak ne yapacağız’ diye sordu. Bakan yardımcısı ise mülk üzerinde Hazine adına ipotek koyacaklarını, ölene kadar mülkte bulunabileceklerini söyledi. Borç ödenmezse mülkün satılacağını ve borcun böylelikle tahsil edileceğini de ekledi.”
‘YARGI SÜREÇLERİ ÇOK AĞIR İŞLİYOR’
Avukat Doğru, insanların hukuki desteğe ihtiyacı olduğunu, dava açabilecekleri paralarının dahi olmadığını belirtti. Doğru, depremzedelerin çoğunun hala yardım paketleriyle günlerini geçirdiğini sözlerine ekleyerek, “Biz bu rezerv alan, riskli yapı ilanlarına karşı davalar açtık. Ancak süreç çok ağır ilerliyor. İnsanlar borçlanmaya dair niyetsiz çünkü ödeyememekten korkuyorlar” diye konuştu.