DİSK, KESK, TMMOB ve TTB 10 Ekim’de Ankara’da gerçekleşen katliam sonrası yaptıkları açıklamada grev ilan ettiklerini duyurdu. Açıklamada “Ölen arkadaşlarımızı anmak, faşist katliamı protesto etmek için üç gün yastayız/12-13 Ekim’de grevdeyiz!” denildi.
ÜNİVERSİTE VE LİSELİLER İKİ GÜN DERSLERİ BOYKOT EDECEK
Bugün (11 Ekim) toplumsal muhalefet örgütleri Ankara Katliamı’na karşı “12-13 Ekim’de grevdeyiz” diyerek hayatı durdurma çağrısı yaptı.
AVUKATLAR İKİ GÜN DURUŞMALARA GİRMEYECEK
DİSK – KESK: Öfkeliyiz! Yastayız! İsyandayız!
DİSK VE KESK adına yapılan açıklamada “12 ve 13 Ekim’de ülkemizin ve çocuklarımızın aydınlık geleceğinin savaş ile değil barış ile kurulacağına inanan milyonlar hayatı durduracak…” denilerek greve çağrı yapıldı:
Geçen her dakika, her saat, her gün yitirdiğimiz canlarımıza bir yenisi ekleniyor. Yüreğimiz kanıyor, öfkemiz artıyor, isyanımız büyüyor…
Yasımız devam ediyor…
12 ve 13 Ekim’de ülkemizin ve çocuklarımızın aydınlık geleceğinin savaş ile değil barış ile kurulacağına inanan milyonlar hayatı durduracak… Milyonlar katliama ortam hazırlayan, iktidar ve saltanat uğruna gözü dönenleri lanetleyecek…
Tüm işyerlerinde iki günlük grevimiz 12 Ekim Pazartesi günü başlıyor.”
Halkevleri: “Bu ülkeyi, bu halkı diktatörlükle yönetemeyeceklerini göstermek için yaşamı durdurmaya Halk Grevi’ne!”
Halkevleri Genel Başkanı Oya Ersoy; DİSK, KESK, TMMOB ve TTB’nin grev ilan ettiği 12-13 Ekim günlerinde katillerden hesap sormak için yoksul mahallelerde, işçi semtlerinde, kent merkezlerinde halk grevi örgütleyeceklerini açıkladı.
“Bu ülkeyi, bu halkı diktatörlükle yönetemeyeceklerini göstermek, arkadaşlarımızın katillerinden hesap sormak için yaşamı durdurmaya, Halk Grevi’ne!” diyen Ersoy’un açıklaması:
“Öfkemiz de isyanımız da çok büyük. 12-13 Ekim’de mahallelerimizde, okullarımızda, işyerlerimizde halk seferberliği ile yaşamı durduruyoruz! Tüm halkı yaşamı durdurmaya çağırıyoruz.
Savaşla, katliamlarla istediklerini yapamayacaklarını, iktidarlarını sürdüremeyeceklerini, bu ülkeyi, bu halkı diktatörlükle yönetemeyeceklerini göstermek için yaşamı durdurmaya Halk Grevi’ne!
Saray yenilecek halk kazanacak!”
Konur Sokak’ta Halkevleri Genel Merkezi önünde bir konuşma yapan Halkevleri GYK Üyesi Candaş Türkyılmaz da “Diktatörlüğü yıkmak için, Saray’a yanıt vermek için, sokaktan vazgeçmeyeceğiz. Dün olduğu gibi bugün de ‘Tek yol sokak, tek yol devrim’ demeye devam edeceğiz.” diyerek iki günlük Halk Grevi’ne çağırdı.
TTB, SES, DİSK/Dev Sağlık-İş: “12-13 Ekim’de İstanbul’da sağlık hizmeti sunamıyoruz!”
Üç sağlık emek örgütü Türk Tabipleri Birliği, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası ve DİSK/Dev Sağlık-İş yaptıkları ortak açıklamada “Hastalarımızın, yakınlarının yani bu ülkede yaşayan hiçkimsenin bundan sonra şehrin meydanında bombalarla parçalanmasına seyirci kalmayacağımız için 12-13 Ekim Pazartesi ve Salı günlerinde sağlık hizmeti sunamıyoruz!” diyerek genel grev çağrısı yaptı:
Üzgünüz, öfkeliyiz, yastayız isyandayız!
12-13 Ekim Pazartesi ve Salı günlerinde sağlık hizmeti sunamıyoruz!
Yasımızı tutacağımız için,
Arkadaşlarımızı, kardeşlerimizi, yurttaşlarımızı anacağımız için,
Barışı bombalayanlardan, engellemeyenlerden, zemin hazırlayanlardan, barış talep edenlerin ölümüne sevinenlerden hesap soracağımız için,
Hastalarımızın, yakınlarının yani bu ülkede yaşayan hiç kimsenin bundan sonra şehrin meydanında bombalarla parçalanmasına seyirci kalmayacağımız için,
Sağlıklı, huzurlu, barış içinde bir ülkede yaşayabilmemizin zeminini hazırlayabilmek için
12-13 Ekim Pazartesi ve Salı günlerinde sağlık hizmeti sunamıyoruz!
Yasımızın simgesi olan anmalarımızı;
Patlamaların yaşandığı saat 10.04’te; tüm üniversite hastanelerinde, tüm kamu hastanelerinde, tüm özel hastanelerde ve tıp merkezlerinde, tüm Aile sağlığı Merkezleri ve Toplum Sağlığı Merkezlerinde, tüm sosyal hizmet kurumlarında;
Anmalar ve saygı duruşlarıyla yaşama geçireceğiz.
Acil, çocuk, doğum, diyaliz, yoğun bakım ve kanser hastaları gibi süreğen hastalıklar dışındaki hastalarımızın 12-13 Ekim Pazartesi ve Salı günlerinde sağlık kurumlarına başvurmamalarını,
Bu toplumsal yas ve anmalara katılmalarını, sağlık hizmeti sunulamayacağından sağlık kurumlarına başvurmamalarını bekliyoruz.
Haydi emek, barış ve demokrasi için bir olalım!”
DİSK Basın – İş: Öfkeliyiz, yastayız, isyandayız! Yaşam için grevdeyiz!
DİSK Basın – İş tarafından yapılan açıklamada “Katliamda hayatını kaybeden, Politika Gazetesi Sahibi ve Yazı İşleri Müdürü Kemal Tayfun Benol’u da anarak saldırıda ölenlerin yakınlarına sabır diliyor katliamın hesabını sorana dek mücadele edeceğimizi belirtiyoruz.” denilerek 12-13 Ekim grevine çağrı yapıldı:
Siyasal belirsizlikler ve ekonomik kriz eşliğinde politik olarak iflas edenler, ölümlerin üzerine halen “istikrar” ısrarını yineleyen pervasızlık, “mağdur”u oynayan iktidar sahipleri, saldırıdan nemalanmaya çalışan çevreleri açıkça göstermektedir. Bu kanlı tablodan medet umanlar bilsin ki tüm çabalarınız boşunadır! Bu kirli politikalarınız öfkemizi arttırıyor, isyanımızı büyütüyor. Yılmadığımızı, korkmadığımızı bir kez daha ilan ediyoruz. Kardeşlik sloganlarımız silahlarınızın ve bombalarınızın sesini boğacaktır.
Katliamda hayatını kaybeden, Politika Gazetesi Sahibi ve Yazı İşleri Müdürü Kemal Tayfun Benol’u da anarak saldırıda ölenlerin yakınlarına sabır diliyor katliamın hesabını sorana dek mücadele edeceğimizi belirtiyoruz.
Katliamlarınıza karşı sessiz kalmayacağız!
Yaşam için, barış için inatla mücadelemizi sürdüreceğiz!”
Kötülüklerinizin kaydını yürüteceğimiz ortak çalışmalarla tutacağız!
Bizler yayınevi ve basın emekçileri olarak barışın ve yaşamın yanında haksız savaşların ve katliamların karşısında olduğumuzu bir kez daha ilan ediyoruz.
“Yaşam için Grevdeyiz” diyoruz.
Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiç birimiz!
Yayınevi Emekçileri Kolektifi, Çevirmenler Meslek Birliği, Türkiye Gazeteciler Sendikası, DİSK Basın İş
Politeknik: “12-13 Ekim’de hayatı katliamlara, katillere karşı durduralım!”
Politeknik “Ofisimizi, şantiyemizi, çalıştığımız yerleri katliama karşı sessizliğe bırakalım. Emek ve meslek örgütlerinin iş bırakma çağrısını mühendisler, mimarlar, şehir plancılarıyla büyütelim.” diyerek 12-13 Ekim’de hayatı durdurma çağrısı yaptı:
AKP, başbakan, cumhurbaşkanı ve tüm yandaşları tıpkı patlayan bomba gibi, tıpkı gözlerimizle gördüğümüz katliamlar gibi insanlık dışı, yaşama karşı, gülümsemeye, halaya, beraberliğe, kardeşliğe, güzelliklere karşı açıklamalarıyla durmayacaklarını ilan ediyor bir kez daha.
Biz durduralım! Biz durduracağız! Eşit, özgür, güzel bir yaşamı ve kardeşliği savunanlar durduracak. Başka yol görünmüyor. Başka plan, proje, hesap tutmuyor!
Ofisimizi, şantiyemizi, çalıştığımız yerleri katliama karşı sessizliğe bırakalım. Emek ve meslek örgütlerinin iş bırakma çağrısını mühendisler, mimarlar, şehir plancılarıyla büyütelim.
12-13 Ekim’de Ankara Katliamı’na karşı, hayatımızı katliama dönüştürenlere karşı, emeğimiz için, geleceğimiz için, kardeşçe yaşayacağımız güzel günler için işimiz, gücümüz sokaklarda dayanışma ile buluşmak olsun.”
ESP: ‘Katliamlara karşı genel greve birleşik halk direnişine!’
Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) katliamın barışa, emeğe, kardeşliğe ve geleceğe karşı yapıldığını belirterek “Geleceğimize sahip çıkmak için genel greve birleşik halk direnişine!” diyerek çağrı yaptı:
Ankara mitingini düzenleyen DİSK, KESK, TTB, TMMOB’un 12- 13 Ekim’de iş bırakma çağrısına bulunduğumuz her yerde; atölyede, fabrikada, iş yerlerimizde katılarak direnişi büyütelim. Öğrencileri okulları boykot etmeye, esnafları iş bırakmaya, şoförleri kontak kapatmaya, akşamları ses çıkarma eylemleri yapmaya ve hesap sormak için sokağa çağırıyoruz. Her yerde direnişi büyütmeliyiz. Evlerimize, yakalarımıza ve arabalarımıza siyah kurdele takmalıyız.
Bu katliam barışa, emeğe, kardeşliğe ve geleceğimize karşı yapılmıştır. Geleceğimize sahip çıkmak için genel greve birleşik halk direnişine!
SKM: Kadınlar olarak isyana, greve!!!
Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM) barış, kardeşlik ve anaların ağlamaması için tüm kadınları genel greve çağırdı:
Onları tanıyoruz! Suruç’ta, Cizre’de halkımızı katledenlerdir.
Onları tanıyoruz! Kadın onurunu ayaklar altına almak için canımız Elvin Van’ın cesedini çırılçıplak soyanlardır.
Onları tanıyoruz! Hacı Birlik’in cenazesini araca bağlayıp sürükleyenlerdir.
Onları tanıyoruz! İktidarları için, sarayın saltanatı için darbe yapanlardır.
Onları katil olarak tanıyoruz. Ama asla bir başkan, bir hükümet olarak tanımıyoruz. Seçimin iradesini tanımayanları biz kadınlar olarak da tanımıyoruz.
Tüm ezilen kadınlarımız olarak şehitlerimizi kitlesel olarak sahiplenmeliyiz.
Barış, kardeşlik ve anaların ağlamaması için tüm kadınlarımızı genel greve birleşik halk direnişine! İnadına barış inadına özgürlük…”
KP: ‘Grevdeyiz, boykottayız, katliamlar ülkesi olmayacağız’
Komünist Parti “Katliamlarla anılan ülkelerden biri olma fikrine alışmayacağız.” diyerek tüm emekçileri, üniversitelileri, öğretmenleri, öğrencileri greve çağırdı:
“Tüm emekçileri 12 ve 13 Ekim için ilan edilen greve katılmaya çağırıyoruz.
Tüm üniversite gençliğini bu tarihlerde okullarında yapacakları aktif boykotlarla çağrıya katılmaya çağırıyoruz.
Öğretmenleri greve giden öğrencileri ve onların velilerini, öğretmenlerine destek olmaya, 12 ve 13 Ekim’de okulları boşaltmaya çağırıyoruz
Ankara’da yüzün üzerinde insanımızın canını alan bombalı katliam, zalimlerin, yobazların, çıkar düşkünü, saltanat özentisi hırsızların işlediği katliamların ilki değildi. Belki sonuncusu da olmayacak.
Ama biz katliamlarla anılan ülkelerden biri olma fikrine alışmayacağız.
Sömürüye, köle gibi çalıştırılmaya, madenlerde, inşaatlarda, fabrikalarda, sokak ve caddelerde hiçe sayılmaya, can vermeye alışmayacağız.
Gericiliğin ve emperyalizmin kolkola girerek işlediği katliamlar ancak halkın kararlılığı ve örgütlü gücüyle durdurulabilir.
12-13 Ekim’de grevdeyiz, boykottayız.”
Eczacılar Birliği: barışla savaşmayın
Türkiye Eczacılar Birliği ve Merkez Heyeti ve Eczacı Odaları da bir açıklama yayımlayarak, “Barışla savaşmayın” dedi. Ulusal yas süresi boyunca vitrinlerini karartıp, siyah kurdele takacaklarını duyurdu. Açıklamanın tamamı şöyle:
ECZACILAR UYARIYOR: BARIŞLA SAVAŞMAYIN!
Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti ve Eczacı Odaları olarak bizler, 10 Ekim 2015 günü Türkiye’de yaşanan en büyük terör saldırısında yaşamını yitiren resmirakamlara göre 95 kişinin ailelerine ve yakınlarına başsağlığı ve 400’e yakın yaralıya acil şifalar diliyoruz. Tüm aile, yakın ve dostlarının acılarını paylaşıyoruz. Bu saldırı tüm halkımıza yapılmıştır. Acıları, acımızdır.
Bizler sağlık çalışanları olarak sağlığın en önemli koşulunun içeride ve dışarıda barış olduğunu biliyoruz.
Bizler sağlık çalışanları olarak;
Halkın sağlıklı yaşama hakkının, Yaşam hakkının ve Güvenlik hakkının Anayasa ile devlete verilmiş bir görev olduğunu hatırlatmak istiyor, Ülkenin kalbinde yaşanan bu terörist saldırının barışa, özgürlüğe, adalete ve demokrasiye yapılmış olduğunun tüm toplum kesimlerince idrak edilmesini istiyoruz.
Bizim birlikte ve huzur içinde yaşamamızın tek koşulu toplumsal barıştır. Toplumsal barışı korumak için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz. Çünkü ölen biziz, bizim insanımız.
Bu nedenle üç günlük Ulusal Yas süresi boyunca eczane vitrinlerimizi karartacak ve siyah kurdelelerimizi beyaz önlüklerimizin üzerinde taşıyacağız.
Unutmayacağız, unutturmayacağız.
Kamuoyuna saygılarımızla duyururuz.
TEB 1. Bölge İstanbul Eczacı Odası
Yönetim Kurulu”
Kadın ve LGBTİ örgütleri: Evlerimize, işyerlerimize, arabalarımıza siyah bez takalım
113 kadın ve LGBTİ örgütü yayımladıklaır barış deklarasyonundan sonra, hayatı durdurma çağrısı yaptı. Evlere, işyerlerine, arabalarına siyah bez asan örgütlet yakalarına da siyah kurdele takacaklarını duyurdu. Açıklamanın tamamı şu şekilde:
Biz kadınlar 1 Eylül’de “DURUN! Öldürmeye değil, yaşatmaya çalışın! Biz kadınlar ölümün değil, yaşamın tarafındayız,” demiş, 113 kadın ve LGBTİ örgütü olarak barış deklarasyonumuzu herkesle paylaşmıştık. Bugün bu ölüm, bu silahlar hepimizi, ülkenin başkentinde, Ankara’nın orta yerinde barışın sesini yükseltmek için coşkuyla, şenlikle bir araya gelen emekçileri, gençleri, kadınları hedef aldı. Yaşatmak derken, bu kadar insanın böyle hunharca öldürülebildiği bir yaşam, bir ülke değildi bahsettiğimiz. Böyle bir ülkenin olabilirliğini, böyle bir yaşamı sürdürmeyi kabul etmiyoruz. Güvenliğimizden sorumlu olan hükümet ve bağlı olan tüm kurumların derin bir sorumsuzluk içinde olduğunu görüyoruz ve güvenliğimizin hak ve özgürlüklerimiz kısıtlanarak, ortadan kaldırılarak sağlanamayacağını biliyoruz. Bunun, yaşadığımız savaş sürecinin bir parçası olduğunun bilgisiyle, hayatlarımıza yeni bombaların düşmemesi için biz kadınlar barışta ısrarcıyız.
Artık bunca ölümün karşısında bulunduğumuz her yerde hayatı durdurmaktan başka çaremiz kalmadı. Bu nedenle KESK, DİSK, TTB, TMMOB tarafından yapılan iki günlük grev çağrısına biz kadınlar da katılıyoruz. Bulunduğumuz her yerde iş bırakıyoruz. Kepenklerimizi kapatıyoruz, okula, iş yerlerine gitmiyoruz, ev işi yapmıyoruz. Hayatın her alanında yaşamı kuran biz kadınlar biliyoruz ki, biz hayatı durdurursak hayat gerçekten durur.
Tüm kadınları bu greve katılmaya, hep birlikte hayatı durdurmaya, bu sırada kaybettiklerimizi anmaya, cenazelere katılmaya çağırıyoruz. Evlerimize, iş yerlerimize, arabalarımıza siyah bezler asıyoruz, yakalarımıza siyah kurdeleler takıyoruz.”
Açıklamaya imza veren örgütler şöyle:
Adalar Vakfı Kadın Çalışma Grubu, Adalet Eşitlik ve Özgürlük İçin Kadın Grubu, Adana Kadın Da(ya)nışma ve Sığınma Evi Derneği (AKDAM), Adıyaman Kadın Yaşam Derneği (AKAYDER), Ahtamara LGBTI WAN, Ankara Feminist Kolektif, Ankara Ka-Der, Antakya Kaws Kuzah Lgbti Topluluğu, Antalya Kadın Danışma Merkezi ve Dayanışma Derneği, Ataşehir Kent Konseyi Kadın Meclisi, Avrupa Kadın Lobisi Türkiye Koordinasyonu (AKL TK), Ayvalık Bağımsız Kadın İnisiyatifi, Bağımsız Kadın Derneği – Mersin, Barış İçin Kadın Girişimi, Barış İçin Akademisyen’lerden Kadınlar, Batman Selis, Bodrum Kadın Dayanışma Derneği, Buca Evka-1Kadın Kültür ve Dayanışma Evi Derneği (BEKEV), CEDAW Sivil Toplum Yürütme Kurulu, Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği, Cinsiyet Eşitliği İzleme Derneği (CEİD), Çanakkale Girişimci Kadınlar Kooperatifi, Çanakkale Kadın Platformu, Çanakkale El Emeğini Değerlendirme ve Kadın Dayanışma Merkezi (ELDER), Çukurova Kent Konseyi Kadın Meclisi, Deli Kadın Dergisi, Dersim Yenigün Kadın Dayanışma Derneği, Dış Politikada Kadınlar (Women in Foreign Policy), Didim Kibele Kadın Derneği, Disk Kadın Komisyonu, Disk/Dev Sağlık İş Sendikası’ndan Kadınlar, DİSK/Genel-iş Sendikası Kadın Komisyonu, Edirne Kadın Merkezi Danışma Derneği (EKAME-DER), Ekmek ve Gül Dergisi, Engelli Kadın Derneği (ENG-KAD), Erktolia, Erzincan Katre Kadın Oluşumu, Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği, Eşit Yaşam Derneği, Eşitlik İzleme Kadın Grubu (EŞİTİZ), Ev Eksenli Çalışan Kadınlar Çalışma Grubu, Ev Hanımları Dayanışma ve Kalkındırma Derneği (EVKAD), Femin & Art Uluslararası Kadın Sanatçılar Derneği Genel Merkez ve Şubeleri, FeminAmfi, Fethiye Özgür Kadın ve Yaşam Derneği, Filmmor, Girişimci Kadınların Desteklenmesi Derneği, Gülsuyu Gülensu Dayanışma Evi, Gündem Çocuk Derneği Kadın Grubu, Günebakan Kadın Derneği, Haklı Kadın Platformu, Halkevci Kadınlar, Hatay Mor Dayanışma Kadın Derneği, Hevi LGBTİ Derneği, İHD İstanbul Şubesi Kadın Komisyonu, İHD Kadın Sekreterliği, İlerici Kadınlar, İmece Ev işçileri Sendikası, İstanbul Feminist Kolektif, İstanbul LGBTİ Dayanışma Derneği, İTÜ Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Kulübü -Cins Arı, İzmir Amargi, İzmir Bağımsız Kadın İnisiyatifi, İzmir Çiğli Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı (İzmir Çekev), İzmir KA-DER, İzmir Kadın Dayanışma Derneği, İzmir Konak Kadın Meclisi, İzmir Sosyalist Feminist Kolektif, Kadıköy Kent Konseyi Kadın Meclisi, Kadın Adayları Destekleme Derneği (Ka-Der), Kadın Çalışmaları Derneği, Kadın Dayanışma Vakfı, Kadın Eğitim ve İstihdam Derneği (KEİD), Kadın Emeği Çalışan Feminist Araştırmacılar (KEFA), Kadın Emeği Derneği – Antakya, Kadın Emeği Kolektifi – (Altı Şubesi), Kadın Emeği ve İstihdamı Girişimi (KEİG) Platformu, Kadın Haklarını Koruma Derneği, Kadın Koalisyonu, Kadın Özgürlük Meclisi (KÖM), Kadın Partisi, Kadın Yazarlar Derneği, Kadına Özgürlük ve Eşitlik Derneği, Kadına Şiddete Karşı Müslümanlar İnisiyatifi, Kadının İnsan Hakları-Yeni Çözümler Derneği, Kadının Sosyal Hayatını Araştırma ve İnceleme Derneği, Kadınlarla Dayanışma Vakfı (KADAV), KAHDEM- Kadınlara Hukuki Destek Merkezi, KAMER Vakfı Diyarbakır Merkez, Kaos GL, Kapadokya Kadın Dayanışma Derneği, Karadeniz Kadın Dayanışma Derneği, Karya Kadın Derneği, Kayseri Kadın Dayanışma Derneği, KESK Kadın Meclisi, Kırmızı Biber Derneği, Kırmızı Şemsiye Cinsel Sağlık ve İnsan Hakları Derneği, Kibele Altınokta Kadın Dergisi, Kocaeli Ekmek ve Gül Kadın Dayanışma Derneği, Kocaeli LGBTİ İnisiyatifi, Konak Kent Konseyi Kadın Meclisi, Koza Kadın Derneği, Lambdaistanbul LGBTİ Dayanışma Derneği, LeGeBİT Cinsel Yönelim ve Cinsiyet Kimliği Araştırmaları Dayanışma Topluluğu, Lezbiyen Biseksüel Feministler (LB-Fem), LGBTİ Aileleri ve Yakınları Derneği (LİSTAG), LGBTİ Barış Girişimi, Mavigöl Kadın Derneği, Menteşe Kent Konseyi Kadın Meclisi, Mersin LGBTİ 7 Renk Derneği, Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı, Mor Salkım Kadın Dayanışma Derneği (Mor Salkim Women’s Solidarity Association), Mor El LGBTİ, Muğla Emek Benim Kadın Derneği, Muğla Kadın Dayanışma Grubu, Muğla Karya Kadın Derneği, Muş Kadın Çatısı, Nilüfer Kent Konseyi Kadın Meclisi, Pembe Hayat Lgbtt Dayanışma Derneği, Pendik Kadın Dayanışma Derneği, Sınır Tanımayan Kadınlar/Göçmen Kadınlarla Dayanışma Grubu, SPoD Lgbti, TMMOB İstanbul İKK Kadın Komisyonu, Toplumsal Dayanışma için Psikologlar Derneği (TODAP) Kadın Komisyonu, Trans Danışma Merkezi Derneği (T-DER), Türk Kadınlar Birliği, Türk Tabipleri Birliği Kadın Hekimlik Kadın Sağlığı Kolu, Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği ve Şubeleri, Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonunu, Uçan Süpürge Kadın İletişim ve Araştırma Derneği, Uludağ’lı Feminist Kadınlar, Urfa Yaşam Evi, Üniversiteli Kadın Kolektifi, Van Kadın Derneği (VAKAD), Yakamoz Kadın Derneği,Yaşam Kadın Çevre Kültür ve İşletme Kooperatifi (Yaka Koop), Yaşamevi Kadın Dayanışma Derneği, Yeni Demokrat Kadın, Yeryüzü Kadınları, Yeşil Sol Kadınlar, Yeşilpınar Kadınları Sosyal Yardımlaşma Dayanışma Derneği – Hatay, Yoğurtçu Kadın Forumu, ZeugMadi LGBT, 78’liler Federasyonu’ndan Kadınlar
HDP: Katliamın hesabını sormak için birleşik direnişi büyütelim!
HDP katliamın sorumluları açığa çıkarılana kadar adalet için direnişe çağırdı. Açıklamanın tamamı şöyle:
Ankara’da yapılan Emek, Barış ve Demokrasi mitingi kana bulandı. 128 emekçi ve barışsever arkadaşımız katledildi ve 28’i ağır olmak üzere 400’ü aşkın emekçi ve devrimci yaralandı. Öncelikle şehitlerimizin ailelerinin ve hepimizin başı sağ olsun. Yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz.
Bu vahşi ve canice gerçekleştirilen katliam Adana, Mersin, Amed ve Suruç katliamları zincirinin bugünkü halkasıdır. Bu katliamda patlatılan bombalar barışa, özgürlüğe ve kardeşliğe atılmıştır. Saray cuntasının savaşını durdurmak isteyen halklarımızın umudu bombalanmıştır.
Bu katliam planlıdır ve katliamı planlayan ve gerçekleştirenlerin amacı açıktır. Sarayın iktidarını sürdürmek, halklarımızın barış, demokrasi ve özgürlük mücadelesini ezmektir. Hedefe halklarımızın birleşik mücadelesi yerleştirilmiştir. Amaç özgürlük, barış, eşitlik ve kardeşlik isteyen halklarımızın yüreğine korku salmak, mücadeleden alıkoymaktır. Suruç, Amed, Cizre Ankara’ya taşınmıştır. Saray cuntası ve gladyosu DAİŞ işbirliği ile gerçekleşen Ankara katliamı AKP ve kontrgerillanın kaos ve iç savaş hesaplarının bir parçasıdır.
AKP’li mafya çetesi lideri Rize’de düzenlediği mitingde “oluk oluk kan akacak” söyleminin hemen ardından katliamın gerçekleştirilmesi suçluların adresini göstermektedir. AKP iktidarı ve saray tepeden tırnağa kanlıdır ve suçludur. Panikle üzerindeki suçu başkalarının üzerine atma ve katliamdaki rolünü gizleme telaşına düşmüştür. Amed’de, Suruç’ta DAİŞ faşist çeteleriyle işbirliği halinde bu katliamları gerçekleştirmiştir. Katliamın mimarı MİT ve saray gladyosudur. Saray çetelerle iç içe geçmiştir. Elleri kanlıdır ve döktükleri kanda boğulacaklardır
Bu katliam tam da KCK’nın geçici çatışmasızlık kararını açıklayacağı gün gerçekleştirilmesi düşündürücüdür. Saray ve savaş hükümeti umudunu cenazelerin çok sayıda olmasına ve katliamlara bağlamıştır. Sarayın umudu savaştır. Halklarımızın umudu ise barış ve özgürlüktür.
Öyle olmasaydı yerde yatan yaralılarımızın üzerine gaz bombası atmazdı, ambulansların geçişini engellemezdi, kitlenin üzerine panzerleri sürmezdi. Amed’de, Suruç’ta, Cizre’de vb. yerlerde yaralıları kurşuna dizenler, hastanelere yaralı taşıyan ambulansları kurşunlayanlar kirli savaşı Ankara’nın göbeğine taşımıştır.
Acımız büyük, öfkemiz sonsuzdur. Şimdi acılarımızı katliamı gerçekleştirenlere karşı öfkeye dönüştürme ve yaralarımızı sarma zamanıdır.
Şimdi şehitlerimize kitlesel ve görkemli uğurlama törenleri ile onların anılarına bağlı kalma zamanı. Halklarımızı, her yerde şehitlerimizin cenazelerine kitlesel olarak katılmaya çağırıyoruz.
HDP’in ilan ettiği üç günlük yas ilanını sahiplenelim. Araçlarımıza, evlerimize, yakamıza siyah-kırmızı kurdele ve siyah bayrak asalım.
HDK, emek ve meslek örgütleri DİSK, KESK, TTB, TMMOB’un 12- 13 Ekim tarihlerinde iş bırakma çağrısına katılalım ve güçlendirelim. Emek ve meslek örgütlerinin iş bırakma çağrısını il, ilçe ve mahallelerimizde sahiplenelim. Öğrenciler okulları boykot ederek, esnaflar iş yapmayarak, işe gitmeyerek, kontak kapatarak, sokaklara çıkarak, oturma eylemleri ile şehitlerimize sahip çıkmaya ve direnişi büyütmeye çağırıyoruz.
Yüreği barış, özgürlük, kardeşli ve insanlıktan yana atan herkesi tüm demokrasi güçlerini, ezilen halklarımızı katliamın hesabını sormak, katillerin yakasına yapışmak için birlikte mücadele etmeye, birleşik direnişe çağırıyoruz.
Bu katliamların planlayıcıları, siyasi sorumluları ve düzenleyicileri açığa çıkarılana kadar adalet için direnişe çağırıyoruz. Saray, AKP ve DAİŞ çetelerinden hesap sormak için genel grev ve genel direnişe çağırıyoruz.
Halkların Demokratik Kongresi
Yürütme Kurulu
12 Ekim 2015