Urfa’da çözümsüzlüğün ve önyargının yarattığı öfke Suriyelileri hedef haline getiriyor. Geçtiğimiz günlerde Suriyelilere karşı linç girişimi yaşandı.
Ali GÜZEL
Urfa
Urfa’da geçtiğimiz günlerde bir Suriyelinin polisle kavga ettiği iddiası Suriyelilere karşı bir linç girişiminin meydana getirdi. Ülkede sayıları 3 milyonu bulan Suriyeliler sorunlarla boğuşmaya devam ederken, devletin meseleye hala somut bir çözüm getirmemesi ayrımcı eğilimleri de körüklüyor.
Urfa, ülkede çapında en fazla Suriyelinin yaşadığı şehir. Suriye’de yaşanan savaşla birlikte gelen göç, kentteki işsizliği daha da artturmış durumda. Öte yandan önyargıların tırmandığı Urfa’da hem Türkiyeliler hem de Suriyeliler huzursuz.
Urfa’da mültecileri kime sorsanız “İnsani bir durum, üzülüyoruz” diyor. Resmi rakamlara göre 400 binden fazla Suriyeli var şehirde. Bir kısmı çadır ve konteyner kentlerde kalırken, kamp dışında kalanların sayısının daha fazla olduğu belirtiliyor. Kimi mahallelerde Suriyeliler dışında yaşayanlar neredeyse kalmadı. Haliliye Atatürk Mahallesi bunun en tipik örneği. Mahalleye girince burasının Urfa’da bir yer olduğuna inanmak güç. Şehrin ticaret merkezlerinden biri olan Kapaklı Pasajı’ndan Haşimiye’ye kadar uzanan caddede kadar burada daha çok Suriyelilerin işyerleri var. Lokanta, tatlıcı ve kuyumculuğun yanı sıra, küçük çaplı market işletmesi Suriyelilerin şehirde en fazla yaptığı işler arasında.
DİKEN ÜSTÜNDE BİR HAYAT
Şehirdeki hayat Suriyelilerle iç içe. Ama altyapı sorunları ve kışkırtılan önyargı nedeniyle ister istemez tatsız olaylar meydana gelebiliyor. Bunun son örneği geçtiğimiz günlerde Haşimiye Meydanı’nda yaşandı. Bir Suriyelinin polisle kavga ettiği söylentisi kısa süreli bir infiale yol açtı. Suriyelilere ait işyerlerine saldırılar düzenlendi. Emniyetin, polisle kavga eden kişinin Suriyeli olmadığı yönündeki açıklamasının ardından belki de bir felaketin eşiğinde dönüldü. Ancak Suriyelilere karşı linç girişimi ilk kez yaşanmıyor. Daha önce de benzer durumlar söz konusu olmuştu.
ÖNYARGI KABARIYOR
Suriyelilere karşı önyargı sokaklara da yansıyor. Esnaf Mustafa Kılıç, savaştan dolayı ülkelerini terk etmek zorunda kalan Suriyeliler için üzüntüsünü dile getiriyor. “Hepsini kamplara götürseler herkes için en iyisi olur” diyerek çöümsüzlük ve önyargının boyutlarını da gözler önüne seriyor.
‘KİRALARI ARTTIRDILAR’
Bir başka Esnaf Ömer Çetin de, Mustafa Kılıç gibi üzüldüğünü söyleyerek başlıyor konuşmaya. Ama sözün ilerleyen bölümlerinde tepki öne çıkıyor: “Hepsi kötü insanlardır demek haksızlık olur. ama öyleleri var ki, sokaktaki insanların huzurunu kaçırıyor. Artık evimizde bile rahat uyuyamaz olduk. Yetkililer bu duruma bir çözüm getirmezse daha kötü şeyler olabilir.” Suriyelilerin yaşadığı mağduriyeti fırsata çevirenlere de dikkat çekiyor Ömer Çetin: “Kiralar uçtu. Suriyeliler gelmeden önce 300 lira olan bir evin kirası 600 liraya kadar çıktı.”
PEKİ YA SURİYELİLERİN HALİ?
Urfa’da esnaf ve vatandaşların Suriyelilere genel olarak bakış açısı bu yönde. Meseleye bir de Suriyelilerin açısından bakmakta fayda var. Suriyelilere sosyal ve psikolojik destek sağlayan IMPR Humanitarian’ın (Uluslararası Ortadoğu Barış Araştırmaları Merkezi) Urfa’daki saha erişim sorumlusu Celal Kılıç’la konuşuyoruz. Hergün yüzlerce Suriyeli ile görüşen Kılıç, Suriyelilerin karşılaştığı sorunların başında dil, iş bulamama ve eğitimsizliğin geldiğini söylüyor. Gözlemleri ise şu yönde: “Suriyeliler, çocuklarını okula gönderme konusunda sorun yaşıyorlar. Özellikle Türk okullarına giden çocuklar, hem dil sorunu hem de uyum sağlama konusunda farklı toplum ve kültürden gelmeleri nedeniyle büyük sorunlar yaşayabiliyorlar. Ekonomik kaygılardan dolayı çocuklarını çalıştırmak zorunda kalan aileler de var. Genel olarak Suriyelilerin yaşadıkları dil sorunu, açılan toplum merkezlerinde verilen dil kursları ile giderilmeye çalışılıyor. Mesleki eğitim kurslarına katılanların, belli bir eğitimden geçtikten sonra iş bulma imkanları da olabiliyor. Bunun dışında Birleşmiş Milletlere bağlı kurumların sağlamış olduğu yardımlar ile maddi yönden destekleniyorlar. Tabii karşılaştıkları sorunları ancak belli bir kesim aşabiliyor.”
SORUNUN TEMELİ SİYASİ NEDENLER
Emek Partisi (EMEP) Urfa İl Başkanı Ziya İnce’ye göre, sorunun esas nedeni siyasi. Evrensel’e konuşan İnce bizimle şu görüşleri payşatı: “Gelen mültecilerin Suriye’ye müdahalenin bir dayanağı olarak kullanılmaya çalışıldığı bir sır değil. Hatta bu süreçte misafirperverlik adı altında Suriyeli akını teşvik edildi. Amaç tampon bir bölge oluşturmaktı. Rojava kantonları yıkılmak ve saldırı üssü yapılmak isteniyordu. Bu politika başarısızlıkla sonuçlandı. Bu politikanın başarısızlıkla sonuçlanmasından sonra dün Suriyelileri misafir olarak gören iktidar, bugün bir sorun olarak görüyor ve yüzüstü bırakıyor.”
İnce ayrıca Suriyelilerin ucuz iş gücü oalarak gören patronların bunu fırsata çevirdiklerini söylüyor. Hükemete seslenen İnce “Suriyeliler ne dış politika, ne de iç politika malzemesi olarak kullanılmamalı. Ülkesine dönmek isteyenlere koşullar yaratılmalı. Ondan sonra ülkede kalanlara mülteci ya da vatandaş olarak birlikte yaşama olanağı sağlanmalı” diyor.
Suriyelilerin yanı sıra Urfa’da IŞİD zulmünden kaçarak gelen Iraklılara rastlamak da mümkün. Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz ocak ayında Urfa’da katıldığı bir toplu açılış töreninde, Suriyeli ve Iraklıları kastederek “Bunların içerisinde çok iyi yetişmiş insanlar var. Mühendisler var, doktorlar var. Bunlardan istifade edelim. Sağda solda kaçak olarak çalışmaktansa bu milletin bir evladı olarak çalışsınlar. Kimse birbirine şüpheci gözle bakmasın. İçişleri Bakanlığı bu adımı atmaya hazır” mesajını vermişti. Bu açıklama ister istemez “Hükümet bu sorunu vatandaşlıkla mı çözecek?” sorusunu tartışmaya açtı. Mülteciler içinde sadece imtiyazlı kesime vatandaşlık verileceği de bir başka tartışma konusu oldu. Suriye ve Iraklıların ne kadarına, ne şekilde vatandaşlık verileceği henüz net değil.
Sonuç olarak hükümet politikalarına duyulan tepki doğru yönlendirilmediğinde Suriyeliler Urfa’da her geçen gün biraz daha hedefe konmuş oluyor.