İç ve dış talepte daha sert bir gerileme beklentisi, uluslararası kaynak girişinde yaşanılan sıkıntının devam etmesiyle birlikte Türkiye ekonomisinin saatli bombası olan cari açık, IMF’ye göre bu yıl üç basamak birden yükselerek, 5’inci sıraya; 2014’te de bir basamak daha çıkarak 4’üncülüğe yerleşecek.
Türkiye bu sıralamada 2011 yılında 75 milyar dolar cari açığıyla 3. sıradaydı. 2012 yılında ise “gaz-fren” uygulamasıyla büyüme yüzde 8,8’den yüzde 2,2’ye çekildi ( bu yüzde 2,2’nin içinde İran’a altınla ödenen doğalgaz borcunun ihracat olarak gösterilmesi de yer alıyor) ve bu sayede büyüme ile birlikte hareket eden cari açıkta 47.750 milyar dolara inerek Türkiye’yi 7. sıraya geriletti.
Türkiye’de kurulan ithalata dayalı üretim ve tüketime dayalı ekonomik model, büyümenin geçekleşmesini ancak dış kaynak geldiğinde olanaklı kılabiliyor. Bu nedenle cari açıktaki yükselme- gerileme de büyüme ile aynı yönde ilerliyor.
AKP-IMF Paradoksu
Büyümenin bir sonucu olarak izlenen cari açığa ilişkin öngörülerde OVP ve IMF raporu incelendiğinde söyle bir soru işareti ortaya çıkıyor. Bugüne kadar büyüme hızı ile- doğası itibariyle zorunlu bir paralellik gösteren cari açık, bu doğasını IMF raporunda korurken, hükümetin OVP’sinde tersine seyrediyor. IMF’ye göre 2013 yılında yüzde 3,8’lik büyümenin 2014 yılında yüzde 3,5’e düşmesi ile cari açık da yüzde 7,4’ten yüzde 7,2’ye düşüyor. Oysa OVP’de büyüme 2013 yılından 2014 yılına yüzde 0,4 artış kaydederken cari açık 0,7 puan düşüş kaydediyor.
IMF Uyarıyor: Türkiye Durduğu Yerde Cari Açık Verecek!
IMF’nin projeksiyonuna göre cari açık vererek büyüme sağlayan Türkiye ekonomisi, bu yıl itibariyle artık mevcudu korumak için cari açık vermeye başlayacak. Raporda Türkiye ekonomisinin sahip olduğu “dünyanın en büyük 17’nci ekonomisi” sıralaması bu yıl da korunacak, fakat bunun bedeli daha yüksek cari açık vermek olacak. Türkiye cari açığının 2013 yılı sonunda sıralamada 8’incilikten 5’inciliğe yükselmesi bekleniyor.
Geçtiğimiz günlerde IMF Türkiye Temsilcisi Mark Lewis, Türkiye’yi parasal sıkılaştırma konusunda uyararak “Mali sıkılaştırma olması gerektiğini düşünüyoruz. Reel faiz pozitif olmalı” diyerek cari açıkta sıkıntılı günlerin yaklaşmakta olduğuna değinmişti.