TÜKODER Genel Başkanı Azizi Koçal; “Albenili reklamlarla teşvik edilen tüketim çılgınlığı ve kredi pazarlamaları; dağılan aileler, bozulan sosyal yaşamlar, gittikçe yoksullaşan ve temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamayan tüketiciler yarattı ve toplumun kanayan yarası haline dönüştürdü. Tüketiciler, ödeyemedikleri tüketici kredileri ve kredi kartı borçları ve bozulan kredi sicilleri için çözüm bekliyor.”
Son günlerde bankalar tüketici ve ihtiyaç kredilerinin faizlerini düşürmüş olsa da son beş yılda 525 milyar liraya ulaşmış olan kredi ve kredi kartı borçları halen vatandaşın belini büküyor. Üstelik borçların ödenemezliği tek başına bir sorun da değil. İcra takibine düşen yüzbinlerce vatandaş da bankaların kara listesinde yerini aldı.
Tüketiciler çözüm bekliyor
Kredi kartı ve tüketici kredisi borcunu zamanında ödeyemediği için icralık olanların sayısının giderek arttığına dikkat çeken Tüketiciyi Koruma Derneği (TÜKODER) Genel Başkanı Aziz Koçal, sonbeş yıl içerisinde icraya verilen ve borcu halen devam eden vatandaş sayısının dört milyonu aştığını söyledi. Vatandaşın bankalar ve tüketici finansman şirketlerine olan tüketici kredisi ve kredi kartı borcunun 525 milyar liraya ulaştığını, takibe alınan borcun ise 22 milyara yaklaştığını ifade eden Koçal, tüketicilerin, ödeyemedikleri tüketici kredileri ve kredi kartı borçları ve bozulan kredi sicilleri için çözüm beklediğini belirtti.
Yedi ayda 900 bin kişi kara listeye alındı
Tüketimi sürekli körükleyen reklamların ve pazarlanan kredi kampanyalarının, zaten gelir gider dengesi bozulmuş olan tüketicinin, tüketim çılgınlığını artırışındaki rolüne dikkat çeken Aziz Koçal, sadece bu yılın ilk yedi ayında tüketici kredisi ve kredi kartı borcunu (ya da her ikisini birden) ödeyemediği için bankalar tarafından kara listeye alınan ve icra takibi başlatılan yaklaşık 900 bin vatandaşın olduğunu ifade etti.
Toplumsal bir yara haline gelen bu sorunun yetkililer tarafından acilen çözüme kavuşturulması gerektiğini söyleyen Koçal değerlendirmelerine şöyle devam etti;
“Sürekli tüketime yönelten reklamlar, giderleri fazla geliri az olan tüketicinin, aradaki farkı kapatmak için kredi kartına yüklenmesi ya da tüketici kredisi kullanması, buna karşın gelir seviyesinin yükselmemesinden dolayı, kredi taksitlerini ve kredi kartı borçlarını ödeyemez duruma gelmesi, tüketiciyi içinden çıkılmaz bir borç sarmalına soktu. Aynı zamanda kredi borçlarını ödeyemediği için icra uygulamaları ile karşı karşıya kalan vatandaşlarımızın kredi sicilleri bozuldu.
Toplumun kanayan yarası haline dönüştü
Bütün bu albenili reklamlarla teşvik edilen tüketim çılgınlığı ve kredi pazarlamaları; dağılan aileler, bozulan sosyal yaşamlar, gittikçe yoksullaşan ve temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamayan tüketiciler yarattı ve toplumun kanayan yarası haline dönüştürdü.
Ekonominin canlanması için şirketlere tanınan imtiyazlar, sicil afları ve teşvikler ne yazık ki tüketicilere tanınmamaktadır. Oysa Anayasanın 172 maddesi devlete tüketicinin korunması ve kollanması görevini vermiştir.
Ödenebilirliği sağlayacak düzenlemeye gidilmeli
Merkez bankası ve kamu bankalarının faiz indirimi sonrası birçok vatandaşımız derneğimize telefon ve e-mail yolu ile ulaşarak, içine düştükleri bu duruma bir çözüm yolu ve sicil affı taleplerini bildiriyor.
Bilindiği üzere bankalar; takibe düşen kredi ve kredi kartı borçlarını kısa süre sonra çok ucuz bir fiyata varlık şirketlerine satıyorlar ve bilançolarına zarar olarak kayıt ediyorlar.
Ödenemez duruma gelen kredi kartları ve tüketici kredilerinin ana paralarının, tüketicinin gelir düzeyine göre ödenebilecek taksitlere bölünerek, faiz ve diğer verilerinin silinerek, taksitlendirilmesini sağlayacak düzenleme acilen hayata geçirilmelidir.
Hiçbir kayıtta görünmeyecek şekilde sicil affı getirilmeli
Aynı zamanda hiçbir kayıtta görünmeyecek şekilde vatandaşa sicil affı getirilerek, temiz bir sayfanın açılması da tüketicilerin acil ihtiyaçlar vukuunda kredi kullanmasını sağlayacaktır. Bu yolla bankalar varlık şirketlerine çok ucuza sattıkları kredi asıllarının geri dönüşünü sağlayacak, vatandaş ise varlık şirketlerinin baskısından kurtulmuş olacaktır. Bankaların bu yapılandırma için karşılık sorunu için ise, sadece bu uygulama ile ilgili sınırlı olacak şekilde bir düzenleme yapılarak çözülebilir.
Tüketiciler, aşırı tüketimi körükleyen reklamlardan uzak durmalı
Tüketicilerimize tükenmeden tüketmeleri için, aşırı tüketimi körükleyen reklamlardan uzak durmalarını, bilinçli bir tüketici olarak, gelir ve gider dengelerini iyi kurmalarını, kredi kartlarını nakit para gibi görmemelerini, iş garantisi olmayan durumlarda kredi kullanmamalarını bir kez daha hatırlatıyoruz.