• Anasayfa
  • Gündem
    • Politika
    • Yaşam
    • Türkiye
    • Dünya
  • Emek
  • Kadın
  • Ekonomi
  • Eğitim
  • Ekoloji
  • Sağlık
  • Bilim & Teknoloji
  • Yazarlar
  • Arka Sayfa
    • Fikir & Yazı
    • Belgesel & Film
    • Eylem & Etkinlik
    • Fotoğraf & Karikatür
    • Kitap & Dergi
    • Müzik & Video
Adil Medya
  • Şubat 6, 2023
  • Hakkımızda
  • Yayın İlkeleri
  • Künye
Adil Medya
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Politika
      Kılıçdaroğlu: Beşli çetelerden bütün o paraları alacağım

      Kılıçdaroğlu: Beşli çetelerden bütün o paraları alacağım

      Örtmece

      Örtmece

      AYM domino taşı mı?

      AYM domino taşı mı?

      AKP’li vekillerin yasama karnesi kırık

      AKP’li vekillerin yasama karnesi kırık

    • Yaşam
      Gece uyku öncesi 1 fincan içmek yetiyor.. Hem beyne iyi geliyor hem mideye

      Gece uyku öncesi 1 fincan içmek yetiyor.. Hem beyne iyi geliyor hem mideye

      Kendimizi İfade Ederken Ne Kadar Özgürüz?

      Kendimizi İfade Ederken Ne Kadar Özgürüz?

      Maruz kaldığımız bilgi

      Maruz kaldığımız bilgi

      Bitter çikolatadaki kurşunu yazan Bülent Şık: Kakaolu tüm ürünler riskli

      Bitter çikolatadaki kurşunu yazan Bülent Şık: Kakaolu tüm ürünler riskli

    • Türkiye
      Kahramanmaraş'ta 7.4 büyüklüğünde deprem: Çok sayıda can kaybı var, 4. seviye alarm verildi!

      Kahramanmaraş'ta 7.4 büyüklüğünde deprem: Çok sayıda can kaybı var, 4. seviye alarm verildi!

      AKP ve yoksulların siyasal dilleri: Konuş-ama-ma

      AKP ve yoksulların siyasal dilleri: Konuş-ama-ma

      Depremden etkilenen bölgelerde kar yağışı ve yağmur bekleniyor

      Depremden etkilenen bölgelerde kar yağışı ve yağmur bekleniyor

      7.4’lük depremin ardından Kandilli'den tsunami uyarısı

      7.4’lük depremin ardından Kandilli'den tsunami uyarısı

    • Dünya
      Fransa, İngiltere... Emekçiden esiyor yel

      Fransa, İngiltere... Emekçiden esiyor yel

      Said’in sonbaharı

      Said’in sonbaharı

      İran'da Azadi Kulesi'ne karşı dans videosuna 10 yıl hapis

      İran'da Azadi Kulesi'ne karşı dans videosuna 10 yıl hapis

      Miçotakis'ten Ankara'ya sert eleştiriler: 'NATO hüsrana uğrattı' dedi, 'savaş çığırtkanlığı' ile suçladı

      Miçotakis'ten Ankara'ya sert eleştiriler: 'NATO hüsrana uğrattı' dedi, 'savaş çığırtkanlığı' ile suçladı

  • Emek
  • Kadın
  • Ekonomi
  • Eğitim
  • Ekoloji
  • Sağlık
  • Bilim & Teknoloji
  • Yazarlar
  • Arka Sayfa
    • Fikir & Yazı
      Çarşafımda Kan Var Anne

      Çarşafımda Kan Var Anne

      Örtmece

      Örtmece

      “Gri liste” ayıbı nasıl biter?

      “Gri liste” ayıbı nasıl biter?

      CHP kampanyasını gözden geçirmeli!

      CHP kampanyasını gözden geçirmeli!

    • Belgesel & Film
      Kapitalizmin Yeni Silahı: Prekaryaya Dönüştürülen Göçmen Emeği

      Kapitalizmin Yeni Silahı: Prekaryaya Dönüştürülen Göçmen Emeği

      Toplumsal gerçekçi romanın usta kalemi Orhan Kemal

      Toplumsal gerçekçi romanın usta kalemi Orhan Kemal

      ''Gelincik'' Elini kirletmekten çekinmeyen bir polisin hikâyesi

      ''Gelincik'' Elini kirletmekten çekinmeyen bir polisin hikâyesi

      “Leyla ile Mecnun” ekranlara geri dönüyor

      “Leyla ile Mecnun” ekranlara geri dönüyor

    • Eylem & Etkinlik
      Aleviler büyük kurultayda buluşuyor

      Aleviler büyük kurultayda buluşuyor

      R.İhsan Eliaçık'a Avrupa'da ödül

      R.İhsan Eliaçık'a Avrupa'da ödül

      Aleviler Meclis önünde torba yasaya karşı eylem yapacak

      Aleviler Meclis önünde torba yasaya karşı eylem yapacak

      Konseri yasaklanan tüm şarkıcılar Munzur Kültür ve Doğa Festivali'ne davet edildi

      Konseri yasaklanan tüm şarkıcılar Munzur Kültür ve Doğa Festivali'ne davet edildi

    • Fotoğraf & Karikatür
      Uykusuz bu hafta kapağına TOKİ'yi taşıdı

      Uykusuz bu hafta kapağına TOKİ'yi taşıdı

      Başka Türlü | Tamam da, dezenformasyon hangisi?

      Başka Türlü | Tamam da, dezenformasyon hangisi?

      Uykusuz'dan maden faciası kapağı: Size de fıtrat mı dediler?

      Uykusuz'dan maden faciası kapağı: Size de fıtrat mı dediler?

      Günün karikatürü

      Günün karikatürü

    • Kitap & Dergi
      Komünist robotlar yaşam dünyamızı değiştirebilir mi?

      Komünist robotlar yaşam dünyamızı değiştirebilir mi?

      Beni Gör

      Beni Gör

      Dövizdeki artış okuru da kitapevini de vurdu: ‘Kitap alanlarla araba satar gibi pazarlık yapıyoruz’

      Dövizdeki artış okuru da kitapevini de vurdu: ‘Kitap alanlarla araba satar gibi pazarlık yapıyoruz’

      Çocukların haysiyetini hatırlamak

      Çocukların haysiyetini hatırlamak

    • Müzik & Video
      4 gün sürecek 'Kuzey Fest'in programı belli oldu

      4 gün sürecek 'Kuzey Fest'in programı belli oldu

      Efendiler Bunun Neresi Yalan

      Efendiler Bunun Neresi Yalan

      Gökberk Uğurlu: “Düne takılı kalmak, önümüzü görmemizi engelliyor.”

      Gökberk Uğurlu: “Düne takılı kalmak, önümüzü görmemizi engelliyor.”

      Grup Yorum üyeleri için dayanışma konseri

      Grup Yorum üyeleri için dayanışma konseri

Ayşen Şahin

Ayşen Şahin

Sis ve suskunluk sarmalı

Ocak 22, 2023 Alıntı Yazılar 0 yorum

Facebook Twitter Google+ LinkedIn Pinterest

2018 seçimleri öncesi bir yazımda Stephen King’in Mist (Sis) romanından ve aynı isimle çekilen filmden bahsetmiştim.

Yine bir seçim öncesi, aklımdan çıkmadığı için yeniden değinmek istedim.

Burada spoiler vermek zorundayım.

Bir korku-gerilim filmi olsa da örgütlenme, kritik anlardaki davranış farklılıkları ve personalar üzerine çok önemli olduğunu düşünüyorum.

Bir süpermarkette insanları görüyoruz, saygılı, flörtöz, neşeli, depresif… Her çeşit insan var. Bir de meczup muamelesi gören bir kadın var, elinde kutsal kitabı sürekli kıyamet tellallığı yapıyor.

Sonra çok yoğun bir sis iniyor. Göz gözü görmüyor. Sisin içinde insanları birkaç dakikada yok eden canavarlar beliriyor. Tam gözle göremiyoruz ama ölümlerin korkunçluğundan kafamızda canlandırabiliyoruz.

İlk ölümlerle durumun vahameti ortaya çıkınca insanların kriz anındaki davranışları da değişiyor.

Analizciler var mesela, eylemlikleri yok, haklı çıkma kaygısıyla sürekli konuşuyorlar ve bazen de hızlı bir eylemliğin önüne geçerek zarar veriyorlar.

Araştırmacılar kendini belli ediyor; tehlikenin gelebileceği yerleri, alınabilecek tedbirleri, güvenlik açıklarını araştırıyorlar. Ancak hızlı gelişen olaylar karşısında temkinli halleri yavaş kalıyor.

Sosyal sorumlu olanlar en hızlı harekete geçenlerden; onlar hemen çocukları, yaşlıları rahat ettirmeye odaklanıp çalışmaya başlıyorlar.

Eylem ekibi acil taktik geliştiriyor, analizcilerin araştırmacıların sözlerini hızlıca harmanlayıp, detaylara takılmadan, vakit kaybetmeden harekete geçiyorlar. Sis bir kimyasal saldırı olabilir, akla yatmasa da bir canavar olabilir, sonuçta marketin ön cephesi olan cam korunaksız bir malzeme ve teori ne derse desin acilen kırılmayacak şekilde desteklenmesi, giriş-çıkışların kapatılması gerekir. Hemen buna çalışmaya başlıyorlar.

Pasifler var, hiçbir işe yaramayan, kendilerine tatmin edici açıklama yapılmasını, yemeklerin bölüştürülmesini, kurtarılmayı bekleyen karakterler bunlar.

Bir de liderlik yarışı başlıyor. Lider olmak istediğini açık beyan edenler arasında bir ego tartışması ve gerilim yükseliyor. En iddialı ve üstten çıkış yapan, karşı tezleri dinlemeden kafasının dikine yürüyen, ilk ölenlerden oluyor.

Kıyamet geliyor, teslim olun diye ortada çılgın gibi gezinen o kadın, mehdiliğe soyunuyor ve kendine müritler edinmeye başlıyor. Bir anda dışarıdaki tehdit yetmezmiş gibi içeride de yönetilmesi gereken bir tehdide dönüşüyor.

Zira Tanrı’nın kefaret istediğinden bahsedip içlerinden birilerini kurban etmek üzerine kitleyi iknaya çok yaklaşıyor.

Kitabı okurken de filmi izlerken de insan olması imkansız görünen bir gerilimde (canavar baskını) karşılaştığı tavırları daha objektif analiz edebiliyor.

Pasifleri yakasından silkeleyip “Kalk bir işe yara be, herkes insan, bir senin mi canın kıymetli de hizmet bekliyorsun?”, analizcilere “İnsan öldü insan, şu an senin haklı çıkman mı önemli birkaç canın daha kurtulması mı?”

Liderlik yarışındakilere ”O egonu yavaşça yere bırak ve sana söylenenleri dinlemeye, anlamaya çalış” deme isteği geliyor.

Bir yerde, kaçmayı başardığını düşünen bir grup iyi insan, yaklaşan metalik sesleri duyunca akıbetlerinden kaçamayacaklarını kabul ediyorlar ve dünyanın en yanlış kararını veriyorlar.

İşte o son sahne bize şunu anlatıyor: “Çıkmadık candan ümit kesmeyeceksin, son nefesine kadar dene, diren, dayan.”

Filmde geçen bir replikti:

“İnsanları bir yere kapatıp, mahsur bırakırsan, üzerlerine de korku salar, can derdine düşürür ve kan koklatırsan, her şey olur. İnsanın doğası budur. Dinler ve siyaset böyle çıkmıştır ve yıllardır böyle beslenir.”

Bana bizi hatırlatıyor. Geçen seçimden bu yana değişmeyen personalar bunlar.

Araştırmacıların verileriyle hızlı karar alabilen eylem ekibi kalabalıklaşsa, analizciler haklı çıkma kaygısından uzaklaşıp hayati olmayan konuları kurtuluş sonrasına ertelese, pasifler etki altına alınmayı değil de etki yaratan kısma, eylemcilere katılmayı denese ve liderlik kriz sürecinde doğal akışa bırakılsa film mutlu sonla bitebilirdi.

Camın ardında korkunç bir sis var. İçeride de az çok aynı personalar. Ya sisi yaracağız ya da canavar bizi yutacak.

Seçim tarihi belli oldu, bundan sonra her gün kafamızı daha çok karıştırmaya çalışacaklar. Umutsuzluk bir sis gibi çökecek zaman zaman üzerimize.

“Kimseden hiçbir şey olmayacak, her şey çok kötüye gidiyor” diye düşündüğümüz gün, pasiflerden olduk demektir. İnsan bir dinamo içindeyken hiçbir şey olmayacak diye düşünemez. Kıyamet tellallığına soyunmak filmdeki gibi ancak yeni bir iç tehlike yaratmaya yarar. Gücü ve enerjiyi bölmenin ne faydası var?

“Ben demiştim” demek için yapılan bazı analizler, yapanı en kötü durumda haklı çıkarmak dışında hiçbir işe yaramayacak, kıyamet tellallarına hizmete yarar belki bir ihtimal.

Bizim her gün yeniden büyük bir coşkuyu örgütlememiz gerekecek.

Başımıza her şey gelebilir, her şey. Hiçbir şey kolay olmayacak. Ama işte çıkmadık candan ümidi kesmeyeceğiz, umutsuzluğa teslim olmak verilecek en kötü karar.

Sosyal medya bir tehdide döndü zaten, trol orduları biliniyor, tweetler yargılanıyor, algoritma çatışmadan besleniyor, kitle iletişim araçları da limitli, mecbur yüklenilecek sosyal medyaya.

2018’de değindiğim bir teoriyi yinelemek isterim: Suskunluk Sarmalı (Neolle Neumann 1974)

Neumann: Sarmalın sürekli değişim halinde olan sosyopsikolojik bir süreç olduğunu söylüyor, insanlar toplumdaki değişimi takip ederek bunlara uymaya çalışıyor. Popülaritesini ve yaygınlığını kaybeden görüşleri bırakıp yükselişe geçen görüşe yaklaşıyorlar.

Bu modeli 4 faktörle açıklıyor:

1. İnsan sosyal bir varlık ve doğası gereği dışlanmaktan korkuyor, saygı görme ve popüler olma beklentisinde.

2.İnsan dışlanmamak için çevresini ve popüler görüşü takip eder. Kendini topluma uygun bir şekilde ifade etmeye ve davranmaya çalışır.

3. Görüşler ve davranışlar, durağan ve değişime alanlar şeklinde ayrıldığında görüşlerin kesin ve durağan olduğu alanlarda ya dışlanma riski alınır ya da topluma uyumlu profil gibi davranılır. Görüşlerin değişime açık ya da tartışmalı olduğu alanlarda ise kişi, toplum tarafından dışlanma korkusu olmadan ifade edebileceği görüşleri bulmaya çalışır.

4.  Kişiler, çevrelerini gözlemleyerek görüşlerinin toplumda yaygınlaşmaya başladığını fark ederse, artık toplum içinde kendilerine güvenerek, korkmadan konuşmaya başlar. Tam tersi durumda ise, kişiler, görüşlerinin toplumda geri plana düşmeye başladığını fark ettikleri anda, içlerine kapanarak konuşmaya başlar.

Toplum sapan bireyleri dışlamakla tehdit eder. Bu da seçmeni, kanaatini aleni ortaya koymadan önce toplumun ana görüşünü izlemeye yöneltir. Kitle iletişim araçları ile ikna olur. Ancak azınlık kitle iletişim araçlarının desteğini aldığında çoğunluktan daha fazla konuşma arzusu duyar. Kitle iletişimin azınlığı desteklediği durumlarda çoğunluk sessiz çoğunluğa dönüşür.

Bizim yapmamız gereken, azınlığın sesi olarak öyle etkili, öyle coşkulu ve cesur olacağız ki değil sekiz bin, seksen binlik trolleri de olsa sessiz çoğunluğa dönüşecekler.

Çünkü bizim camımızın önündeki siste canavar saklı, bizimki hayat memat mücadelesi.

Biz kazanmak zorundayız.

Pasifliğe, pesimistliğe, yılgınlığa yerimiz yok. 20 senedir sağ kalmayı başarmışız, bu can çıkmadıkça ümit kesmek yok.

Değiştirme gücü bizde, hele bir sis dağılsın, o zaman gücümüzle daha neleri değiştirebileceğimize bakacağız.

Bu seçim, hayati bir yol taşı, hele bir çıkalım artık şu tepemize çökecek karanlık tünelden, biraz da papatyaları seyrederek güneş altında yol alalım, yol uzun.

Pek de bilimsel bir teori sayılmayan “Bir şeyi 40 kere söylersen olur” cümlesinin tarihçesi Antik Yunan’a, Hint mitolojisine dahi dayanıyor.

Sosyolog Dr. Robert K. Merton buna “Kendini doğrulayan kehanet” diyor. İnandığınız şey davranışlarınıza ve çevrenize de yansır ve nihayetinde gerçekleşir.

O yüzden bağıra bağıra kırk binlerce kez söylemek gerek: Biz kazanacağız.

Ta ki azınlığın sesi o koca trol ordularını suskunluğa sevk edene kadar.

Yansıyor bile şimdiden.

Yoksa “Artık yeter, söz milletin” diye bir söz çıkabilir miydi hiç bu iktidarın ağzından?

Artık Yeter, Edi Bese!

  • Kaynak Evrensel

Yorum Bırak Cancel reply

İlgili Haberler

Alıntı Yazılar

Batı’nın Erdoğan’a tavrı değişiyor mu?

Sevgili...
Alıntı Yazılar

Replika mont vs. kırmızı kazak

2022’nin ekiminde antidemokratik uygulamaları ve yoksulluğu derinleştiren politikaları ile bilinen...
Alıntı Yazılar

AKP için asıl ‘kıyamet alametleri’ işçi ve emekçiler arasında mayalanıyor

AKP’li milletvekillerinin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tüm arkadan itmelerine karşın, sorulacak...

Zaman Akışı

Şub 6 11:49
Türkiye

Kahramanmaraş’ta 7.4 büyüklüğünde deprem: Çok sayıda can kaybı var, 4. seviye alarm verildi!

Şub 6 11:43
Türkiye

AKP ve yoksulların siyasal dilleri: Konuş-ama-ma

Şub 6 11:41
Politika

Kılıçdaroğlu: Beşli çetelerden bütün o paraları alacağım

Şub 6 06:40
Türkiye

Depremden etkilenen bölgelerde kar yağışı ve yağmur bekleniyor

Şub 6 06:00
Türkiye

7.4’lük depremin ardından Kandilli’den tsunami uyarısı

Şub 3 22:27
Fikir & Yazı

Çarşafımda Kan Var Anne

Şub 3 12:50
Bilim & Teknoloji

Hafıza Destekleyici Makinalar Yolda, İnsan Deneyleri Başladı!

Şub 3 12:48
Felsefe

Demarkasyon Problemi Nedir? Bilimin Sınırlarına Nasıl Karar Vereceğiz?

Şub 3 11:47
Kültür & Sanat

Metin Altıok Şiir Ödülü için başvurular başladı

Şub 3 11:42
Dünya

Fransa, İngiltere… Emekçiden esiyor yel

Şub 3 11:37
Türkiye

Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’na, Soylu’nun danışmanı Ali Arif Özzeybek atandı

Şub 3 11:31
Türkiye

Sokak hayvanları tartışması: ‘Köpekler nefret objesine dönüştürüldü’

Şub 3 11:24
Politika

Örtmece

Şub 3 11:14
Türkiye

AYM domino taşı mı?

Şub 3 11:11
Ekonomi

TÜİK verileri: Ocak ayında enflasyon beklentiyi aştı!

Şub 3 10:50
Türkiye

AKP’li vekillerin yasama karnesi kırık

Şub 3 10:46
Ekonomi

TÜİK: Yıllık enflasyon yüzde 57’ye geriledi

Şub 3 10:32
Politika

“Gri liste” ayıbı nasıl biter?

Şub 3 10:21
Politika

Erdoğan talep etti, Demirtaş’ın kronometre yanıtına erişim engeli geldi

Şub 3 10:12
Politika

CHP kampanyasını gözden geçirmeli!

Şub 2 19:53
Türkiye

İETT otobüsü durağa girdi: 1 ölü, 4 yaralı

Şub 2 13:26
Türkiye

EYT görüşmelerinde gerginlik: EYT’liler farkında; bunların tek derdi seçim

Şub 2 12:31
Politika

Buldan’dan kapatılma davası mesajı: B ve C planlarımız mevcut

Şub 2 12:14
Politika

Soylu’dan konsoloslukların kapatılmasına dair açıklama: Psikolojik harp

Şub 2 11:01
Dünya

Said’in sonbaharı

Şub 2 10:59
Türkiye

Sahibinden kiralık deprem riskli bina

Şub 2 10:56
Politika

Konuta para yok, EYT mağdur etti

Şub 1 16:01
Yaşam

Gece uyku öncesi 1 fincan içmek yetiyor.. Hem beyne iyi geliyor hem mideye

Şub 1 15:41
Türkiye

EYT’de emeklilik başvurusu nasıl yapılır?

Şub 1 15:38
Ekonomi

Türk-İş: Açlık sınırı ilk aydan asgari ücreti geçti

  • Fikir & Yazı
  • Eylem & Etkinlik
  • Fotoğraf & Karikatür
  • Kitap & Dergi
  • Belgesel & Film
  • Müzik & Video
  • Yukarı Dön