“Sinema ve TV Sektöründe Çalışma Koşulları Araştırması” yayınlandı. Raporda, sektörün sorunlarının ücretler, çalışma saatleri ve sigortalılık başlıklarında yoğunlaştığını söyleyen Kırkalı, “Çalışma ilkelerimizi sonuçlara göre şekillendirdik” dedi.
Esra ÇİFTÇİ
Sinema ve televizyon sektörü, sadece eğlence sağlayan mecralar olmanın ötesinde birçok profesyonelin geçim kaynağı ve tutkusu. Ancak medya endüstrisinin hızla evrildiği ve içerik üretiminin arttığı bu dönemde sinema ve televizyon sektörleri de büyük bir değişim ve dönüşüm sürecinden geçiyor. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’ne bağlı Metodoloji ve Sosyoloji Araştırma Merkezi ile Sinema Televizyon Sendikası’nın ortaklaşa hazırladıkları “Türkiye’de Sinema ve TV Sektöründe Çalışma Koşulları Araştırması” başlıklı proje, sektördeki değişimin nabzını tutarken bir yandan da bu alandaki çalışma yaşamına damgasını vuran düzensiz istihdam, uzun çalışma saatleri ve sosyal güvencesizlik gibi sorunları ortaya koymayı amaçlıyor.
Söz konusu proje vesilesiyle konuştuğumuz Sinema Televizyon Sendikası Genel Sekreteri Damla Kırkalı, Medya sektörünün cazip vitrini ardındaki zorlu çalışma koşullarını ve sektörde yaşanan hızlı değişimin çalışanlara nasıl yansıdığını kayıt altına alan rapora ilişkin ayrıntıları Artı Gerçek’e anlattı.
‘SOMUT VERİLERE DAYALI BİR ÇÖZÜM HARİTASI ÇIKMIŞ OLDU’
Sinema Televizyon Sendikası Genel Sekreteri Damla Kırkalı, Eylül 2022’de başladıkları araştırma projesi için hazırlamış oldukları anketi 2023 yılının temmuz ayında Sinema TV Sendikasının sosyal medya hesapları ve emek bileşenleri haberleşme ağları aracılığıyla sektörde paylaştıklarını anlatıyor. Kırkalı, iki buçuk ay süren anket döneminin sonunda katılımcı sayısının hedefleneni aşarak toplamda 1.181 sektör çalışanını bulduğunu belirtiyor.
Sonuçların analizi ve raporlandırılmasının ardından çalışmanın nihai halinin Aralık 2023’te kamuoyu ile paylaşıldığını kaydeden Kırkalı, “Bu araştırma Türkiye’deki sinema ve TV sektörüne dair günümüze dek yapılmış olan en kapsamlı araştırma oldu. Bu sayede hem sektöre dair bir bellek oluşturmada, hem de bundan sonra yapılacak saha ve akademik çalışmalarının önünü açmada büyük bir adım atılmış oldu. Bunlarla beraber, bu raporun temel amacı olan sektörümüze dair kritik sorunların güncel tespiti sayesinde somut verilere dayalı bir çözüm haritası çıkmış oldu” diyor.
‘ÇALIŞMA İLKELERİMİZİ RAPOR SONUÇLARINA GÖRE ŞEKİLLENDİRDİK’
Araştırma raporunun gösterdiği en temel sorunların, Sinema TV Sendikası olarak da kuruldukları günden bu yana odaklandıkları; ücretler, sigortalılık, çalışma saatleri, iş güvenliği, mesleki yeterlilik ve sözleşmeli çalışma gibi sorunlar olduğunun altını çizen Kırkalı, “Ancak bu rapor sayesinde sorunların çok daha can alıcı olduğunu net verilerle görmüş olduk ve bu sayede hali hazırda güncellemeye başlamış olduğumuz çalışma ilkelerimizi bu rapor sonuçlarına göre şekillendirdik” diye belirtiyor.
‘MESLEKTAŞLARIMIZIN %90’I UZUN ÇALIŞMA SAATLERİ NEDENİYLE MAĞDUR’
İlkerindeki en köklü değişikliğin çalışma süreleri başlığında olduğunu belirten Kırkalı, şunları söylüyor:
“Bir süredir kampanyasını yürütmekte olduğumuz 5+2 (5 gün çalışma, 2 gün dinlenme/repo) ve günde 11 saat mesai, sektörün tüm alanlarını kapsayacak şekilde ilkelerimiz arasında yerini aldı. Araştırma raporunda açıkça yer aldığı üzere meslektaşlarımızın yüzde 90,4’lük bir oranının uzun çalışma saatleri sebebiyle yaşadığı mağduriyetlerin bu yeni ilkelerle önüne geçilmesini amaçlıyoruz.”
‘GELİRLER GİDERLERİ KARŞILAMIYOR, ÖDEMELER ZAMANINDA ALINMIYOR’
Araştırma raporuna göre katılımcıların yüzde 94,8’luk bir oran ile en büyük ortak sorunlarından bir tanesinin de ücretlerin yetersizliği ve ödemelerin düzensizliği ile ilgili olduğunun altını çizen Kırkalı şöyle devam ediyor:
“Katılımcıların yüzde 60’ından fazlası aylık gelirlerinin giderlerini karşılamada yetersiz kaldığını ve sadece yüzde 8’i ödemelerini tutarlı bir şekilde zamanında aldığını belirtmiş. Katılımcıların yüzde 94,8 ile en yüksek sorun oranlarından birini temsil eden bu durum, sendika olarak başlattığımız taban ücret iyileştirme süreçlerinde göstermemiz gereken hassasiyeti ortaya koydu. İlkelerimizde yer alan ücret ve ödemelerle ilgili maddeler proje iptal ve erteleme durumlarını da kapsayacak şekilde detaylandırıldı”
‘CİNSİYET EŞİTSİZLİĞİNİN VARLIĞI BİR KERE DAHA ORTAYA ÇIKTI’
Raporun açıkça ortaya koyduğu gelir eşitsizliğinin de 2022 yılından beri sektör bileşenleriyle yürüttükleri çalışmalar neticesinde çok daha dengeli bir hale geldiğini söyleyen Kırkalı, anket sonuçlarının gösterdiği bir başka çarpıcı gerçeğin de ödemelerde kayda değer bir cinsiyet eşitsizliğinin varlığı olduğunun altını çiziyor.
‘SEKTÖRÜN UYGULAMADA DA GÖZETECEĞİ BİR REHBERE DÖNÜŞMESİNİ UMUYORUZ’
Kadın katılımcıların arasında gelirlerinin masraflarını karşılamadığını ifade edenlerin oranının erkek katılımcılara göre daha yüksek olduğunu söyleyen Kırkalı, bu oranın sendika olarak meslektaşlarının yaklaşık dörtte birinin kadın olduğu sektörde, cinsiyet eşitliği çalışmalarını yürütürken karşılarına çıkan bir veri haline geldiğini vurguluyor ve şöyle devam ediyor:
“Meslektaşlarımızın yaşadığı bir başka hak mağduriyeti ise yüzde 79 psikolojik şiddet, yüzde 88,1 akıl ile ruh sağlığını koruyamama olarak raporda öne çıktı. Gerek güncel çalışma ilkelerimiz gerekse tarafımıza bildirilen vakalardaki işlettiğimiz hukuki boyutları da içeren süreçler bu hak ihlalleriyle ilgili mücadelemizi ortaya koyuyor. Bahsi geçen sorunların yanı sıra sektöre dair birçok konuyu farklı boyutlarıyla ele alan çalışmamızı umuyoruz sadece akademik bir perspektiften ele alınmakla kalmaz, işverenler başta olmak üzere sektörün tüm paydaşlarının uygulamada da gözeteceği, başvuracağı bir rehbere dönüşür. Bunun sağlanmasında ise kuşkusuz en büyük rolü yakında kamuoyuyla paylaşacağımız güncel çalışma ilkeleri olacak. Sinema TV Sendikası olarak meşakkatli bir çalışmanın ve ardından emek bileşenlerinin de değerli katkılarıyla son halini alan bu belge, sadece mevcut sorunların çözülmesinde değil, sektörümüzü ilerleyen süreçte uluslararası standartlara uygun ve adil bir notaya taşımada da çok kıymetli”