JEAN JAQUES REGIBIER
Avrupa ile Türkiye arasında sığınmacılarla ilgili yapılan antlaşma yürürlüğe girer girmez birçok engelle karşılaştı. Syriza üyesi Avrupa Milletvekili Stélios Kouloglou’nun da belirttiği gibi engellerin başında yaşamlarını tehlikeye sokarak Ege Denizini aşmaya çalışan ve sonrada Avrupa ülkelerine gitmek için Yunanistan’ı terk etmeye çalışan sığınmacıları isteği geliyor.
Kafkavari ya da ödlek zorbavari mi? Avrupa devlet başkanlarıyla Türk hükümeti arasında geçen cuma günü yapılan anlaşmanın yarattığı yeni durumu nitelemek için sadece böyle bir seçime sahip olmanın tehlikesi içindeyiz. Özetlersek; Türkiye kıyılarında binlerce sığınmacı -kadın, erkek, çocuk- her an devrilme ve boğulma tehlikesi altında derme çatma kayıklara doluşmaya çalışıyorlar (Sadece geçen pazar 1500 kişi) ve kurtulabilenler de Yunan adalarının kumsallarına geliyorlar ve burada “sıcak noktalar” dediğimiz kamplarda sığınma hakkı talebinde bulunuyorlar (bunların sayısı 8).
Bu kamplar kayıt ve sığınma hakkı açısından Avrupalı memurlar ve sivil toplum gönüllüleri tarafından yönetiliyorlar. Şimdi yeni olan ise sığınma hakkı talebinin reddedilmesi ve Türkiye’ye bu insanların geri gönderilmesidir ama bu kez gerçek gemilerle. Yeniden denizi aşmaları yasağı da beraberinde geliyor. Geldiğimiz nokta bu. Savaştan kaçarak kendilerini kabul edecek bir ülke arayan, tümüyle yoksun bu insanların ölümcül kaçış denemelerinin önüne geçmek için daha basit bir yol yok muydu?
ZORLUKLAR DA ÇIKACAK
Sığınma hakkını vermek için Avrupa Birliği’nin istediği ölçütlere uymayan sığınmacılar yeniden Türkiye’ye nasıl yollanacak? Midilli Adası karşısında bulunan bir limandan ve 300-400 kişiyi taşıyacak sekiz gemiden söz ediliyor. Birkaç aydan beri sığınmacılar sadece Midilli Adası’na gelmiyorlar ve iki ülkeyi ayıran 600 km’lik karasuları sınırında bulunan birçok Yunan adasına da geliyorlar. Peki bunlar ne olacak? Geri yollanmayı istemeyen binlerce insanı Türkiye’ye gidecek gemiye nasıl binmeye zorlayacaksınız?
Birçok gözlemciye göre, sürüp giden ve baharın gelmesiyle daha da artacak olan sığınmacı akımı geri gönderme konusunda yapılan antlaşmanın gerçekleşmesini ciddi şekilde karmaşık hale getirecek. Önümüzdeki pazar yürürlüğe girecek bu anlaşma personel eksikliği nedeniyle şimdilik uygulanamıyor. Avrupa uygulamaya geçebilmek için buraya 4000 kadar görevli yollama sözü verdi (güvenlik personeli, çevirmen, savcı, gümrükçü) ve ayrıca Yunan ve Avrupalı 1500 kadar polisin de geleceği söyleniyor. Her ne olursa olsun, nisan ayının başından önce gelemeyecekler. Bu arada, sığınmacılar Avrupa’ya gitmek için başka türlü organize olmaya çalışacaklar.
(L’Humanité gazetesindeki Fransızca orijinalinden İsmail Kılınç tarafından Sendika.Org için çevrilmiştir).