Aydın ’da, geçen yıl “Dur ihtarına” uymayıp kaçtığı iddiasıyla ateş edilerek öldürülen Mahir Zorbey Demirkaya’nın vurulma anının görüntüleri ortaya çıktı. Demirkaya’yı öldüren polis Murat Saylam’ın yere düştüğü, yakalamayacağını anlayınca düştükten dört saniye sonra ateş ettiği, bir kurşunun koşar haldeki gencin başına, diğerinin omzuna isabet ettiği görülüyor.
Polisin “Sendeleyip düştüm, silahım ateş aldı” savunması böylece çökerken, “Düştükten sonra kolum kırıldı” şeklindeki iddiası da gerçek dışı çıktı. Görüntülerde polisin, Demirkaya düştükten sonra elini yere vurduğu da görülüyor. Davadaki karar beklenirken, sürpriz bir gelişme oldu: Bu görüntüleri ortaya çıkarıp 20 yıl isteyen Savcı Ragıp Ali Metin, önceki günkü karar duruşmasına “raporlu” diye çıkmadı. Geçici şekilde davaya çıkan yeni savcı, “mütalaa değişebilir” diye süre istedi. Son duruşma, 6 Haziran’a kaldı.
Aydın’da yaşayan 21 yaşındaki Mahir Zorbey Demirkaya, şikayet üzerine ifade için 4 Mart 2012‘de Efeler Polis Merkezi’ne gitti. Asker firarisi olduğu öğrenilince Aydın 1. Sulh Ceza Mahkemesi’ne sevk edildi. Mahkeme tutukladı. Demirkaya, adliyeden çıkarılırken ailesine sarılıp kaçmaya başladı. Aydın Emniyeti’nden Murat Saylam peşine düştü. Saylam kovalamaca sırasında, Demirkaya’nın arkasından üç el ateş etti. Kurşunlardan biri Demirkaya’nın kafasına değerken, ikincisi Demirkaya’nın omzunu sıyırıp bir beton sütuna, üçüncüsü de bir dükkânın tabelasına geldi.
Demirkaya ölürken Saylam dengesini kaybederek düştüğünü ve elindeki silahın istem dışı ateş aldığını, düştükten sonra da kolunun kırıldığını savundu. Hakkında, “olası kastla adam öldürme’ iddiasıyla dava açıldı. İlk duruşma, 9 Mayıs 2012’de Aydın 1. Ağır Ceza’da görüldü. Saylam, savcının “Tutukluluğu devam etsin” talebine rağmen “suç vasfının değişme ihtimali”nden tahliye edildi. Bu “ihtimal” ile, “dikkatsizlik ve tedbirsizlik sonucunda adam öldürme” kastedildi.
YENİ GÖRÜNTÜ: DÖRT SANİYE SONRA ATEŞ
Aydın 1. Ağır Ceza Mahkemesi, dosyayı Adli Tıp Kurumu’na gönderip “Atışların düşme sırasında dengenin bozulması üzerine” meydana gelip gelmediğinin belirlenmesini istedi. ATK, 16 Ocak 2013’te hazırladığı raporda, Saylam’ın iddiasını çürütüyor, “Atışların düşme sırasında dengenin bozulması ve düşme sonrası kontrolsüz olarak silahın kendiliğinden ateş almasının mümkün olmadığı, en az iki kez tetiğe kuvvet uygulamış olduğu oybirliğiyle mütalaa olunur” denildi.
Savcı Ragıp Ali Metin de 18 Nisan’daki duruşmada mütalaayı verdi. Raporlara atıfta bulunan savcı, dosyada hiç bulunmayan yeni bir kamera görüntüsüne ulaştı. Bu kayıtta, Demirkaya saat 19.09’da itibariyle koşarken, arkasındaki Saylam da düşmüşken görülüyor.
Demirkaya beş saniye daha koştuktan sonra, kafasına değen mermiyle yere yığılıyor. Savcı Metin, bu görüntüye dayanarak, “Sanığın düşmesinden sonra maktulün koşmaya devam ettiği, sanığın düşmesiyle maktulün vurulması anına kadar dört saniyenin geçtiği, sanığın yerden doğrulurken yakalayamayacağını anladığı maktulün arkasından üç el ateş ettiğini” söyledi. Ayrıca Metin, “Düşerken kolum kırıldı” diye savunma yapan Saylam’ın iddiasını da çürüterek, “Maktulün başına polis memurunun kasıtlı şekilde elini yere çarptığını” kaydetti.
Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanunu’nun polislere kişiyi öldürecek şekilde yaralama hakkı vermediğini de savunan Metin, bu yetkiyi kullanırken “Dur” ihtarında bulunulmadığını, yere en az bir metre paralel mesafeden ateş edildiğini, Demirkaya’ya iki kez ölümcül şekilde ateş edildiğini kaydetti. Mütalaa sonunda Metin, “kasten adam öldürme”den en az 20 yıla kadar hapis cezası verilmesini istedi.
Önceki gün kararın açıklanması beklenirken sürpriz bir gelişme oldu. Savcı Metin “rapor aldığı” için duruşmaya girmedi. Yerine Savcı Ömer Doğruöz çıktı. Doğruöz, geçici olarak çıktığı duruşmanın sonunda, “mütalaanın değişme ihtimali” nedeniyle dosyayı ayrıntılı şekilde incelemek için süre istedi. Duruşma 6 Haziran’a bırakıldı. Avukatı Bülent Tokuçoğlu, yeni savcının mütalaayı değiştirmesi halinde bir önceki mütalaanın geçersiz sayılacağını vurguluyor.
(Radikal)