• Anasayfa
  • Gündem
    • Politika
    • Yaşam
    • Türkiye
    • Dünya
  • Emek
  • Kadın
  • Ekonomi
  • Eğitim
  • Ekoloji
  • Sağlık
  • Bilim & Teknoloji
  • Yazarlar
  • Arka Sayfa
    • Fikir & Yazı
    • Belgesel & Film
    • Eylem & Etkinlik
    • Fotoğraf & Karikatür
    • Kitap & Dergi
    • Müzik & Video
Adil Medya
  • Eylül 24, 2023
  • Yayın İlkeleri
  • Hakkımızda
  • Künye
  • İletişim
  • Güncel
Adil Medya
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Politika
      Levent Gültekin'den Akşener'e yanıt: Siyasetteki oyunu ve aktörlerini ifşa ediyorum

      Levent Gültekin'den Akşener'e yanıt: Siyasetteki oyunu ve aktörlerini ifşa ediyorum

      Bir hapishane mektubu ve AB'nin yolu nereden geçer?

      Bir hapishane mektubu ve AB'nin yolu nereden geçer?

      Ekrem İmamoğlu: İstanbul'da bu sene için susuzlukla karşı karşıya değiliz

      Ekrem İmamoğlu: İstanbul'da bu sene için susuzlukla karşı karşıya değiliz

      Antalya Emek ve Demokrasi Güçleri'ne 6 Mayıs gözaltısı

      Antalya Emek ve Demokrasi Güçleri'ne 6 Mayıs gözaltısı

    • Yaşam
      Avrupa Feodalizmi Nasıl Ortaya Çıktı ?

      Avrupa Feodalizmi Nasıl Ortaya Çıktı ?

      Turizmde tehlike çanları çalıyor

      Turizmde tehlike çanları çalıyor

      Çocukların bağışıklığını güçlendirmek için 4 altın kural

      Çocukların bağışıklığını güçlendirmek için 4 altın kural

      Beslenme yetersiz, çocuklar bodur

      Beslenme yetersiz, çocuklar bodur

    • Türkiye
      Levent Gültekin'den Akşener'e yanıt: Siyasetteki oyunu ve aktörlerini ifşa ediyorum

      Levent Gültekin'den Akşener'e yanıt: Siyasetteki oyunu ve aktörlerini ifşa ediyorum

      Eskişehir'de bazı okullar 6 bin TL aylık yemek ücreti istiyor: 'Bir tostu iki üç öğrenci paylaşıyor'

      Eskişehir'de bazı okullar 6 bin TL aylık yemek ücreti istiyor: 'Bir tostu iki üç öğrenci paylaşıyor'

      DİAYDER davası: İBB yöneticisi Yavuz Saltık beraat etti

      DİAYDER davası: İBB yöneticisi Yavuz Saltık beraat etti

      AFAD'dan olası Marmara depremi açıklaması: İstanbul için müdahale ve tahliye planı çok önemli

      AFAD'dan olası Marmara depremi açıklaması: İstanbul için müdahale ve tahliye planı çok önemli

    • Dünya
      Kremlin: Aliyev Putin'den özür diledi

      Kremlin: Aliyev Putin'den özür diledi

      Trump: Seçilirsem komünist ve Marksistlerin ABD'ye girişinin önüne geçeceğim

      Trump: Seçilirsem komünist ve Marksistlerin ABD'ye girişinin önüne geçeceğim

      ABD’de fentanil ölümlerinde tarihi artış: 'Benzeri görülmemiş aşırı doz krizi yarattı'

      ABD’de fentanil ölümlerinde tarihi artış: 'Benzeri görülmemiş aşırı doz krizi yarattı'

      Kürdistan’da İran cenderesi

      Kürdistan’da İran cenderesi

  • Emek
  • Kadın
  • Ekonomi
  • Eğitim
  • Ekoloji
  • Sağlık
  • Bilim & Teknoloji
  • Yazarlar
  • Arka Sayfa
    • Fikir & Yazı
      Aklın Işığında Hakikate Yolculuk-(1)

      Aklın Işığında Hakikate Yolculuk-(1)

      Kur'an'da Yok !!! (2)

      Kur'an'da Yok !!! (2)

      Bir hapishane mektubu ve AB'nin yolu nereden geçer?

      Bir hapishane mektubu ve AB'nin yolu nereden geçer?

      AKP usulü tarih ders kitaplarında Gezi korkusu: Kitaba da yazsanız bu halk unutmaz!

      AKP usulü tarih ders kitaplarında Gezi korkusu: Kitaba da yazsanız bu halk unutmaz!

    • Belgesel & Film
      Kapitalizmin Yeni Silahı: Prekaryaya Dönüştürülen Göçmen Emeği

      Kapitalizmin Yeni Silahı: Prekaryaya Dönüştürülen Göçmen Emeği

      Toplumsal gerçekçi romanın usta kalemi Orhan Kemal

      Toplumsal gerçekçi romanın usta kalemi Orhan Kemal

      ''Gelincik'' Elini kirletmekten çekinmeyen bir polisin hikâyesi

      ''Gelincik'' Elini kirletmekten çekinmeyen bir polisin hikâyesi

      “Leyla ile Mecnun” ekranlara geri dönüyor

      “Leyla ile Mecnun” ekranlara geri dönüyor

    • Eylem & Etkinlik
      Antikapitalist Müslümanlar'dan 1 Mayıs yürüyüşü

      Antikapitalist Müslümanlar'dan 1 Mayıs yürüyüşü

      Fatih Cami'nden 1 Mayıs'a yürüyüş

      Fatih Cami'nden 1 Mayıs'a yürüyüş

      Aleviler büyük kurultayda buluşuyor

      Aleviler büyük kurultayda buluşuyor

      R.İhsan Eliaçık'a Avrupa'da ödül

      R.İhsan Eliaçık'a Avrupa'da ödül

    • Fotoğraf & Karikatür
      Uykusuz bu hafta kapağına TOKİ'yi taşıdı

      Uykusuz bu hafta kapağına TOKİ'yi taşıdı

      Başka Türlü | Tamam da, dezenformasyon hangisi?

      Başka Türlü | Tamam da, dezenformasyon hangisi?

      Uykusuz'dan maden faciası kapağı: Size de fıtrat mı dediler?

      Uykusuz'dan maden faciası kapağı: Size de fıtrat mı dediler?

      Günün karikatürü

      Günün karikatürü

    • Kitap & Dergi
      Haftanın öne çıkan kitapları

      Haftanın öne çıkan kitapları

      Hedef gösterilen Ataol Behramoğlu'nun Bitlis'teki okur buluşması engellendi

      Hedef gösterilen Ataol Behramoğlu'nun Bitlis'teki okur buluşması engellendi

      Komünist robotlar yaşam dünyamızı değiştirebilir mi?

      Komünist robotlar yaşam dünyamızı değiştirebilir mi?

      Beni Gör

      Beni Gör

    • Müzik & Video
      4 gün sürecek 'Kuzey Fest'in programı belli oldu

      4 gün sürecek 'Kuzey Fest'in programı belli oldu

      Efendiler Bunun Neresi Yalan

      Efendiler Bunun Neresi Yalan

      Gökberk Uğurlu: “Düne takılı kalmak, önümüzü görmemizi engelliyor.”

      Gökberk Uğurlu: “Düne takılı kalmak, önümüzü görmemizi engelliyor.”

      Grup Yorum üyeleri için dayanışma konseri

      Grup Yorum üyeleri için dayanışma konseri

Sami Özbil: ‘’Hz.Muhammed döneminde yaşasam onun ordusuna katılır, devrimin fikirlerini topluma taşımaya çalışırdım’’

Sami Özbil: ‘’Hz.Muhammed döneminde yaşasam onun ordusuna katılır, devrimin fikirlerini topluma taşımaya çalışırdım’’

Ocak 30, 2020 Dinler Tarihi, Eylem & Etkinlik, Gündem, Sosyoloji, Türkiye 1 comments

Facebook Twitter Google+ LinkedIn Pinterest

”Nihayet bütün dinler bir çürüme, bozulma ve kaos ortamına zuhur eden tarihsel devrimlerdi. Hz. Muhammed’in devrimi aynı zamanda başarıya ulaşan bir siyasal devrimdir ve döneminde yaşasam onun ordusuna katılır, yahut o devrimin fikirlerini topluma taşımaya çalışırdım. Lenin’in bir başka vesileyle söylediği gibi ‘‘Sosyalizm insanlığın geçmiş bütün birikimini açık ve aynı zamanda onu içeren bir siyasal toplumsal anlayışa sahiptir.” Hz Muhammed’in ‘’Biz kendimizden önceki doğruları tasdik, eksikleri tamamlamaya geldik’’ ifadesi ile katıldığım yaklaşım arasında büyük bir örtüşme olduğuna inanıyorum.”

25-26 Ocak 2020’de İstanbul Balat’taki İnşa Kültürevi’nde yapılan 2. İslam ve Sol Çalıştayı’na 24 konuşmacı katıldı. Ayrıca yurt dışından ve cezaevlerinden yazılı tebliğler ve video mesajlar sunuldu. İki gün süren çalıştayda Tarhisel Tecrübeler, Çağdaş Tecrübeler, Karşılaşmalar ve Yüzleşmeler, Kişisel Tecrübeler, Kadın, İslam ve Sol  başlıkları altında 6 oturum yapıldı. Tüm konuşmaları ”2. İslam ve Sol Çalıştayı Konuşma Metinleri ve Kayıtları” yazı dizisi ile sunuyoruz. Bugün Kocaeli’ndeki Kandıra 1 No’lu F Tipi Cezaevi’nde tutuklu olan  yazar Sami ÖZBİL’in gönderdiği tebliği yayınlıyoruz.

****

İslam ve Sol Çalıştayı için

Çocukluğuma dair anımsaybildiğim en eski resim evimizin misafir odasına dair seccadenin sağ ucu kıvrılmış, belli ki az önce namazını bitiren babam, önünde saksıların dizildiği pencereye dönmüş Kur’an okuyor. Kanepede onu dinlerken uyuya kalıyorum. Bir ara dedemi görüyorum seccadede. İkindi üzeri uyandığımda bu kez annem aynı seccadede, eteklerin ucunu ayak parmaklarıyla çekilerek namazda. 

Bahsettiğim görüntü genel olarak din-inanç ve özel olarak İslam ile kişisel ilişkimin tarihidir. Bu coğrafyadaki pek çok insan gibi ben de İslam ile tanışmadım, o kültürün içine doğdum. Dolayısıyla konuya dışarıdan değil içeriden bakıyorum. Politik düzlemde ya da başka kendimi var ediş biçiminde her ne isem, onun kültürel zeminini hazırlayan evreni oluşturan ailemde, çevremde gördüğüm, daha sonra devrim ve sosyalizm mücadelesine katılırken herhangi bir esaslı çelişki yaşamadığım değerler bütünüdür. Fetüsün içine doğup büyüdüğü anne rahmi neyse benim açımdan İslam odur. Tıpkı bir başkası bakımından Hıristiyanlığın, Yahudiliğin veya bir başka inancın öyle olabileceği gibi.

‘’Peki ama hangi İslam?’’ sorusunu bir başka yerde tartışmak üzere İslam ile sosyalizmi bir tutuyor değilim ve böylesi yakıştırmaların aşırı bir öznellik taşıdığına inanıyorum. Farklı iki siyasal toplumsal inşayı öngören İslam ve sosyalizmi birbirinin kapı komşusu saymak, sanırım daha eşit ve rahat bir etkileşimin önünü açacaktır.

Doğup büyüdüğüm mahallede Yugoslav göçmenleri, Jivkov zulmüne maruz kalan Bulgaristan Türkleri, Araplar Yunanistanla mübadele sonucu gelen Türkler, bizim gibi Cumhuriyetin ilk yıllarında sürgüne çıkarılmış kimi Kürt aileler bir aradaydı ve herkesin kapısı birbirine açıktı. İnançlar üzerinden kimsenin dışlandığını yahut kınandığını hatırlamam. Cuma, Teravih ve Bayram namazları dışında Camiler asıl olarak yaşlıların sohbet yeriydi. ‘’Kalubeladan beri Müslüman’’ olduklarını öğrenen çocuklar bununla ne övünür, ne dövünürdü. Bütün din ve inançların birbirleriyle eşit olduğu, birinin diğerine üstün tutulamayacağı duygusu ile büyümenin ruhsal konforunu ve koruyuculuğunu hep hissettim.

Bahsettiğim çerçeve, İslam’ın gündelik hayatta otantik bir kültürel değer halinde yer ettiğine, amel ortaklığında buluşulduğuna işaret eder. Cüz kesesiyle yollandığım ‘’Kurs’’ta, hoca kulağımı çektiğinde o iki katlı yapının camlarını taşa tuttuğumda Cami hocası bana kızmak yerine ‘’iyi yapmışsın’’ diyerek bir mendil dolusu ceviz ikram ettiğinde de muhtemelen aynı hassasiyetlere sahipti. Vakit, Cuma, Bayram, Tesbih, Teravih namazları için bir günden bir güne ailemden kimsenin ısrarına muhatap olmadığım gibi bunları kıldığımda da hususen övülmedim. Ancak iyilik yaptığımda, mesela birine yardım ettiğimde herkesçe teşvik edildim. Tekrar olabilir ama bulunduğum çevrede insanlar evrensel sayılan müşterek davranış-eylem değerlerini üretmek üzerinden birbirlerini eleştirir veya olumlardı.

Babam ömrü boyunca içki içmedi ama içenlerin aleyhine konuştuğunu görmedim. Ben bir sezon boyunca gece kulübünde çalışırken içki içmediğim gibi içenleri kınamak aklımdan geçmedi. Ancak faizcileri herkes kınar ve etrafındakileri aldatanlar müştereken tecrit edilirdi. O vakitler partisi için ilçe ilçe, köy köy dolaşan Necmettin Erbakan’ın popüler olduğu yıllardı ve ondan bahsedilince çevremdekiler tebessüm eder ve doğrusu din dünyasını siyasi parti için kullandığı gerekçesiyle pek ciddiye almazdı. Bahsettiğim sosyal çevre ve geleneği ve geleneğin  metamorfozu sayılabilecek AKP’ye oy vermedi. Kendilerine birilerinin din merkezli bir yerden kural koyucu ifadelerle din öğretmesine mesafe koymayı sürdürdü. Allah ile kul arasında olan ve temel kaideleri bilinen bir dinin mensuplarından birilerinin Allah’ın mülk edinip kendi din yorumunu hakim kılarak hükümran olma despotluğu Batılı sömürgecinin Doğu dünyasındaki tutumu gibidir ve bütün dönemlerde türlü biçimlerde reaksiyona yol açması kaçınılmazdır.

Türkiye’deki devrim hareketlerine katıldığımda Politzer’in felsefe notlarındaki iptidailikle cebelleşirken bu nevi kitapların sosyalizm mücadelesine katılımı engellediğini düşündüm. Muhtemelen pek çok genç ‘’felsefenin ilk sorusu’’ uydurmacılığı üzerinden üretilen ‘’İnsan mı Tanrıyı yarattı, Tanrı mı insanı? ilk soru budur’’ şablonu yüzünden sosyalizmden uzaklaşmakla kalmadı, sosyalizmi din karşıtı olarak etiketledi ve bayraktarlığını ‘’burjuvazinin’’ yaptığı din karşıtlığı devrimcilere kilitlendi. Türkiye’deki sıralı iktidarların tamamının o bakış açısına teşekkür borcu bulunuyor.

Bildiğiniz gibi Marks başlı başına bir din araştırması yapmadı ve Doğu’ya bakarken, sınıf savaşları üzerinden okuduğu tarihin din mücadeleleri biçiminde aktığını gördü, anlamaya çalıştı. Doğu dediğimiz coğrafya bir avuçluk Akdeniz havzasının güneyinden Çin’e kadar olan devasa alandır. Üç büyük dinin ve belli başlı bütün geniş katılımlı dinsel inançların membasıdır.

Geçen yüzyılda ailesi yedi kuşaktır hahamlık yapan ve ellerinde bulunan pek çok kaynağı okuyan Rosa Lüksemburg din ve toplumsal özgürlük mücadelelerine önem verirken Essenilerden Hz. İsa’nın havarilerine dek kimi başlıklara değinmiştir. Lenin de din ile ilişkiyi, o toplumsal koşullarda politik devrimci partiyi merkeze alarak tartışmıştır. Onlardan bağımsız olarak Ernest Bloch ve Walter Benjamin gibi pek çok düşünür mesele üzerine kafa yordu,  tartıştı Bahsettiğim örneklerde odakta olan din Hristiyanlık veya Yahudilikti. Onların kendi kültürel, siyasal tarihleri bakımından bu dinler üzerinde durması ne denli olağansa bizim coğrafyamızda ki sosyalistlerin İslam ile etkileşiminden bunca uzak durmaları o denli yadırgatıcı.

Nihayet bütün dinler bir çürüme, bozulma ve kaos ortamına zuhur eden tarihsel devrimlerdi. Hz. Muhammed’in devrimi aynı zamanda başarıya ulaşan bir siyasal devrimdir ve döneminde yaşasam onun ordusuna katılır, yahut o devrimin fikirlerini topluma taşımaya çalışırdım. Lenin’in bir başka vesileyle söylediği gibi sosyalizm insanlığın geçmiş bütün birikimini açık ve aynı zamanda onu içeren bir siyasal toplumsal anlayışa sahiptir. Hz Muhammed’in ‘’Biz kendimizden önceki doğruları tasdik, eksikleri tamamlamaya geldik’’ ifadesi ile katıldığım yaklaşım arasında büyük bir örtüşme olduğuna inanıyorum.

 Türkiye’deki  sosyalist hareket ise önemli oranda Kemalist modernizmin etkisi altında şekillendi. Elbette Mustafa Suphiler yazılarına, seslenişlerine besmele ile başladı, kişisel düzlemde hassasiyetler hep vardı. Ancak Kemalizmi olumlama ve sol Kemalizm ile hısımlık ilişkisi biçimindeki tarihsel eğri kılık kıyafet düzenlemesinden ’Harf inkılâbı’na varasıya kimi düzenlemelerde sorgulamaksızın, ‘’kendinde ileri’’ yan buldu. Durum başörtüsü zulmüne karşı ‘’türban’’ kelimesi üzerinden söz almaya ve tıpkı müstakil bir Kürt özgürlük sorununu inkar etmek için sığınılan ‘’Benim de Kürt arkadaşım var’’ yüzeyselliği gibi ‘’Benim annem de türban takıyordu’’ sıradanlığına vardırıldı.

Ancak hemen aklınıza gelecek başlıca isimlerden biri olan Dr. Hikmet Kıvılcımlı gibi İslamı anlamaya onunla etkileşime girmeye önem veren sosyalist isimleri saymak da mümkün. Onun asıl önemi bana kalırsa söylediklerinin doğru veya yanlışlığından çok bu toplumsal gerçekliği erken fark ederek müdahaleye girişmesidir.

Toplumu bölen, uçlaştıran sesler genellikle daha fazla duyulur. Bugün de politik İslamcılıkla onun düşman ikizi ‘’laikçi’’ solculuğun sesi daha fazla duyuluyor. Bu karşıtlık iki tarafı birden besliyor. Birinin halkın başına devletçi islamcılığı bela etmeye çalıştığı, diğerinin kesif bir milliyetçiliğe açıldığı kolaylıkla söylenebilir. Yeniden imal edilmiş türev devlet dinciliği ile yeniden imal edilmiş türev devlet milliyetçilikleri içinden geçtiğimiz dönemin başlıca belalarındandır.

Ancak İslam ile sol bahçesinde ucuz karşıtlıklara tenezzül etmeden, akıntıya karşı direnen görüşler öne süren ve yüz akı tutumlar alan sosyalistler de bulunuyor. Bu bahiste bilhassa Sırrı Süreyya Önder, Tanıl Bora’yı anarak hatırlatmak isterim. Bu vesileyle şunu da ifade etmeliyim, mesela Türkiye’de İslami çevrelerin dışındaki pek çok kimse Ebu-Zer Gifari’nin isminden Sırrı Süreyya Önder’in yazdıkları ile haberdar oldu. Kendi mahallelerimize kapanmak, dar grup dünyaları içinde yanıp tutuşmak, geniş toplumsal kesimler ile buluşmadıkça tayin edici düzlemde önem taşımıyor. Dolayısıyla İslam’ın şu veya bu yorumuna yaslanan, onu kendi politik amaçlarının aparatı haline getirmeyi kapsayan sert bir dil veya ajitatif ifadeler dar çevreleri boşluk edebilir. Ama bu aynı zamanda kendi kendini tecrit riskini de bağrında taşır. Bana kalırsa sözü ve düşünceyi olabilecek en geniş kesimlere duyurarak halkın katkılarıyla zenginleşmektir aslolan.

Solcu kelimesinden oldum olursa hoşlanmadım. Zira ben bir solcu değil; devrimciyim. Devrimci siyasal mücadeleye katılırken haliyle babamla çatıştık. Tahmin edileceği gibi ona göre bu işlerin sonu yoktu. Evde Kısas-ı Enbiya türü dışında kitaplar olmadığı halde nasıl olurda solculara katıldığımı bir türlü anlamıyor, dahası kabullenmiyordu. Tam da ailem de öğrendiklerim vesilesiyle devrimci olduğuma ve her iki değer sistemi arasındaki karşıtlık bulunmadığına inanmıyordu. Çünkü Yeşil Kuşak projesi döneminde Türkiye’deki devlet iktidarlarından nemalananlarca  dolaşıma sokulan psikolojik savaş ifadelerini hakikat sayıyordu ki bunları sorgulaması, tanığı olduğu 19 Aralık ölüm oruçlarına dek pek çok hadisenin yaşandığı 10-15 yılda mümkün oldu. Onun bakış açısına göre şayet solcu olmak gerekseydi kendisi zaten 12 Eylül öncesinde olurdu. Babasının ısrarla olmadığı bir şeyi oğlu nasıl oluyordu? İçerlediğini biraz da buydu. Bana hiç kitap almadı ve bir seferinde yanıma Kur’an ile geldi. Elbette bana alacağı yegane kitabın o olduğunu söylemek için.

 ‘’Çöl Kimseyi Sevmiyordu’’ romanına başladığımı haber verdiğimde, o güne dek yazdıklarım hakkında tek kelime etmeyen ve annem aracılığıyla ‘’gözlerine yazık etmesin’’ diye dolaylı olarak fısıldamakla yetinen babam ‘’Peygamberin hatırasını İncitme’’ dedi. ‘’Malını mülkünü insanlara dağıttı, ölürken sadece 7 dirhemi vardı.’’ Oğlunu babasına karşı müdafaa eden annemin bütün bu dönemlerde oldukça yumuşak davrandığını ve mesela bir seçimde her nasılsa oğlunun arkadaşlarının partisi olduğunu düşündüğü Komünist Parti’ye oy verdiğini sevinçle söylediğini eklemeliyim. Bahsettiğim roman baskı aşamasındayken babamı kaybettim. Ancak son çıkışlarını eve yollamıştım. Ömrünün son günlerinde çocukken benim onun Kur’an okuyuşunu dinlediğim gibi, kardeşimin ona parça parça okuduğu romandan memnun kaldığını öğrendiğimde mutlu oldum. 

Beş yıl arayla vefat eden babamla annemi kabirlerine bizzat yerleştirdim. Annemi toprağa verip taziye için döndüğüm evde çocukluğumdaki seccadeye rastlayınca çok yakın bir arkadaşımla buluşmuş kadar sevindim. Alınlığı ve ayak basılan tarafı epey yıpranan, dedemin, babamın, annemin ve çocukluğumun tanığı o seccade hala evde. O akşam kardeşim kadife kesedeki Kur’an’ı da gösterdi. Çok şükür ikisini de muhafaza etmişlerdi. Malum olduğu üzere aslında ‘’yerlisi olmayan’’ herkesin göçmen olduğu Türkiye’de kimi aileler geçmişe, köklerinin derinliğine ve bir sahiplik hali ile iktidar alanına vurgu yaparken, yüzlerce yıllık aile yadigarı broşlarla kimi ziynet eşyaya atıf yaparak bunları sonraki kuşaklara devreder. Kardeşlerimle bana kalan en eski aile yadigarı ise birkaç nesildir bizde duran, iyice aşınmış bir seccade ile bir kur’an’dır.

Eşitliğin, adaletin, dayanışmanın hakim olduğu bir ülke ve dünya mücadelesinde yer almanın huzuruyla hepinize saygı ile selamlıyorum. 

adilmedya.com

1 Comment

  1. Avatar
    ‘Çöl ve Dağ’ – Hemhâl
    30 Temmuz 2023 at 11:17

    […] Sami Özbil’i tutuklu bulunduğu cezaevinden ‘İslam ve Sol Çalıştayı’na gönderdiği tebliğinde  biraz daha yakından tanımış oluyoruz. Bayraktarlığını ‘burjuvazinin’ yaptığı din […]

Yorumunuzu bırakın

İlgili Haberler

Levent Gültekin'den Akşener'e yanıt: Siyasetteki oyunu ve aktörlerini ifşa ediyorum Politika
Eylül 23, 2023

Levent Gültekin'den Akşener'e yanıt: Siyasetteki oyunu ve aktörlerini ifşa ediyorum

Eskişehir'de bazı okullar 6 bin TL aylık yemek ücreti istiyor: 'Bir tostu iki üç öğrenci paylaşıyor' Gündem
Eylül 22, 2023

Eskişehir'de bazı okullar 6 bin TL aylık yemek ücreti istiyor: 'Bir tostu iki üç öğrenci paylaşıyor'

DİAYDER davası: İBB yöneticisi Yavuz Saltık beraat etti Türkiye
Eylül 22, 2023

DİAYDER davası: İBB yöneticisi Yavuz Saltık beraat etti

ZAMAN AKIŞI

Eyl 23 13:22
Sağlık

Prof. Dr. Canan Karatay üstüne basa basa önerdi: Bunu yiyen bir daha ekmek yemeyecek, sınırsızca tüketin

Eyl 23 13:16

Baş ağrısı sebebi çene eklem rahatsızlıkları olabilir!

Eyl 23 13:05
Gündem

Avrupa Feodalizmi Nasıl Ortaya Çıktı ?

Eyl 23 11:34
Gündem

Levent Gültekin’den Akşener’e yanıt: Siyasetteki oyunu ve aktörlerini ifşa ediyorum

Eyl 23 11:22
Ekonomi

Çay üretimi riskte

Eyl 23 11:20
Ekonomi

Binlerce şirket kepenk indirdi

Eyl 22 16:58
Gündem

Eskişehir’de bazı okullar 6 bin TL aylık yemek ücreti istiyor: ‘Bir tostu iki üç öğrenci paylaşıyor’

Eyl 22 16:29
Ekonomi

4 ayda 2150 puan

Eyl 22 14:02
Gündem

Turizmde tehlike çanları çalıyor

Eyl 22 11:28
Gündem

DİAYDER davası: İBB yöneticisi Yavuz Saltık beraat etti

Eyl 21 20:00
Arkasayfa

Aklın Işığında Hakikate Yolculuk-(1)

Eyl 21 16:12
Arkasayfa

Kur’an’da Yok !!! (2)

Eyl 21 14:38
Arkasayfa

Bir hapishane mektubu ve AB’nin yolu nereden geçer?

Eyl 21 13:12
Gündem

Kremlin: Aliyev Putin’den özür diledi

Eyl 21 12:43
Gündem

Ekrem İmamoğlu: İstanbul’da bu sene için susuzlukla karşı karşıya değiliz

Eyl 21 12:40
Gündem

Trump: Seçilirsem komünist ve Marksistlerin ABD’ye girişinin önüne geçeceğim

Eyl 21 12:35
Gündem

AFAD’dan olası Marmara depremi açıklaması: İstanbul için müdahale ve tahliye planı çok önemli

Eyl 21 12:09
Gündem

Antalya Emek ve Demokrasi Güçleri’ne 6 Mayıs gözaltısı

Eyl 21 12:05
Gündem

Hrant Dink davasının tek tutuklu sanığı Adem Sağlam tahliye edildi

Eyl 21 11:58
Kültür & Sanat

Dünya oyuncu örgütleri İstanbul’da buluşuyor!

Eyl 21 11:49
Gündem

Saray bir günde 15 milyon TL harcadı

Eyl 21 11:47
Gündem

Özgür Özel’den ‘İstanbul İl Kongresi’ tepkisi: Bundan çok ciddi rahatsızlık duyuyoruz

Eyl 21 11:42
Arkasayfa

AKP usulü tarih ders kitaplarında Gezi korkusu: Kitaba da yazsanız bu halk unutmaz!

Eyl 21 10:53
Gündem

Masum değilsiniz hiçbiriniz

Eyl 21 10:42
Gündem

Çantanın içinden yoksulluk çıktı

Eyl 19 12:11
Bilim & Teknoloji

Alzheimer hastalığının 10 erken sinyali nelerdir?

Eyl 19 12:06
Bilim & Teknoloji

Ürkütücü canlandırma: Dünya’nın son anlarında neler olacak?

Eyl 19 11:40
Gündem

ABD’de fentanil ölümlerinde tarihi artış: ‘Benzeri görülmemiş aşırı doz krizi yarattı’

Eyl 19 11:26
Gündem

Çocukların bağışıklığını güçlendirmek için 4 altın kural

Eyl 19 10:36
Arkasayfa

Sezgin Tanrıkulu bu ülkenin vicdanıdır…