Üniversitelerine yönelik saldırılara ilişkin açıklama yapan Dicle Üniversitesi öğrencileri, saldırıların polis ve rektörlük denetiminde geliştiğini ve bu saldırılara karşı DÜ tarihine yakışır bir şekilde tepki gösterildiğini söyledi. Öğrenciler, tepkilerinin basında yansıtıldığı gibi “Kutlu Doğum Haftası etkinliğini” engellemeye yönelik bir tepki olmadığının altını çizdi.
Dicle Üniversitesi’nde (DÜ) okuyan yüzlerce öğrenci, geçtiğimiz hafta Hizbullah’a yakın bir grubun kendilerine dönük saldırısı, üniversite yönetiminin tutumu ve polisin müdahalesini protesto etti. Eğitim Fakültesi önünde biraraya gelen öğrenciler, buradan “Dicle isyandır önderine selamdır”, “Rektör istifa”, “Dicle özgürdür özgür kalacak” ve “Katil polis üniversiteden defol” sloganlarıyla İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’ne yürüdü. İktisadi İdari Bilimler Fakültesi (İİBF)önüne yürümek isteyen öğrencilerin yürüyüşünü engellemek için yüzlerce çevik kuvvet polisi, TOMA ve akrep tipi zırhlı araçlarla fakültenin girişini kapattı. Öğrencilere destek olmak amacıyla gelen BDP Diyarbakır İl Eş Başkanı Zübeyde Zümrüt’ün, polis amirleriyle yaptığı görüşmede, “Herhangi bir provokasyon olmaması için buradayız. Öğrenciler karşıdaki fakültede açıklamalarını yapıp dağılacak” demesine rağmen polis amirinin “Genel talimat var en ufak bir yürüyüşe izin vermeyeceğiz. Öğrenciler yürüyüşe geçtiği anda kademeli olarak müdahale edilecektir” diye yanıt vermesi dikkat çekti. Gerçekleşen görüşmeler sonuç vermeyince öğrenciler gruplar halinde İİBF’ye doğru yürüyüşe geçti. Fakülte önünde bekleyenlerin de destek vermesinin ardından dekanlık binası önüne gelen öğrenciler, basın açıklaması yaptı. Öğrenciler adına açıklama yapan bir öğrenci, 8 Nisan Pazartesi günü eli sopalı, satırlı yaklaşık 50 kişilik bir grubun polis ve rektörlüğün işbirliğiyle, yaşam alanları olan üniversitede yurtsever, devrimci arkadaşlarına saldırıp polisle beraber fakültelere işgal girişiminde bulunduklarını dile getirdi.
‘Saldırı polis ve rektör denetiminde gelişti’
Basına yansıyan görüntülerde polisin, çok açık bir şekilde saldırgan grubu dağıtmak yerine gruba sopa ve kesici aletler vererek, saldırıların büyümesine zemin hazırladığına dikkat çeken öğrenciler, “Polisin devrimci-yurtsever arkadaşlarımıza zor kullanarak fakülte içerisine koyması ve fakülte içerisine gaz bombaları atması daha sonrasında saldırgan grup yerine saldırıya maruz kalan devrimci-yurtsever arkadaşların gözaltına alması, saldırıların üniversitemizi adeta kışlaya çeviren polisin ve rektörün denetiminde geliştiğinin açık göstergesidir” diye belirtti.
‘Tarihimize yaraşır bir tepki gösterdik’
Öğrenciler olarak bu işbirliğini kırmak ve polis eliyle yapılan saldırıları protesto etmek amacıyla 9 Nisan tarihinde en doğal hakları olan yürüyüş ve basın açıklaması yapmak istediklerinde, polisin saldırısına maruz kaldıklarını dile getiren öğrenciler, bu saldırılara Dicle Üniversitesi’nin tarihine yaraşır bir şekilde tepki gösterdiklerini kaydetti.
‘Polis meşru savunma hakkını kullanan öğrencilere saldırdı’
Olayların üçüncü gününde yine aynı grubun polis gözetiminde Tıp Fakültesi önünde devrimci-yurtsever öğrencilere satırlarla saldırdığını hatırlatan öğrenciler, bu saldırılara karşı meşru savunma hakkını kullanan öğrencilerin polis saldırısına maruz kaldığını belirtti. Olaylar boyunca Diyarbakır Emniyeti’nin Mardin, Batman, Urfa, Elazığ ve Malatya olmak üzere tüm çevre illerden polis takviyesi yaparak, özerk alanları olan üniversitede ‘Olağanüstü hal” ilan ettiğine dikkat çeken öğrenciler, “Eli satırlı grubun üniversiteye girmesini sağlayan ve bu grubu engellemek yerine polise biz devrimci-yurtsever öğrencilere saldırması yönünde talimat veren işbirlikçi rektörü derhal istifaya çağırıyor ve olayları provoke edip daha da büyümesine sebep olan polisin üniversitelerden defolmasını istiyoruz” çağrısını yaptı.
‘Tepkimiz toplumsal değerleri kullanarak kitleleri kışkırtanlara’
“Herkes çok iyi bilsin ki, tepkimiz, basına yansıtıldığı gibi ‘Kutlu Doğum Haftası’ etkinliğine karşı ve bu etkinliği engellemeye yönelik değildir. Bizler toplumsal değerlerimizden biri olan dini yok sayarak hareket eden ve bu dini değerlerimize karşı tutum sergileyen bireyler değiliz” diyen öğrenciler, şunları belirtti: “Toplumsal değerlerimize en iyi bir şekilde sahip çıkmaya çalışan bireyleriz. Tepkimiz, bu toplumsal değerlerimizi kullanarak kitleleri bize karşı kışkırtanlara ve bu değerlerimizi kendi amaçları doğrultusunda bir politika aracı olarak kullanılmasına karşıdır.” Tüm devrimci-yurtsever öğrencileri örgütlülüklerini daha da yükseltmeye çağıran öğrenciler, “Bizler Dicle Üniversitesi devrimci-yurtsever öğrencileri olarak, sistemle doğrudan veya dolaylı olarak işbirliği içerisinde olan tüm birey ve toplulukların bin bir emekle yaratılmış olan ortam üzerinden kendilerini var etmelerine izin vermeyeceğimizi ve bu saatten sonra sabrımızın sınırlarını yoklamaya çalışan tüm gerici ve provakatif güçlere karşı tavır ve tutumuzun daha sert olacağını belirtiyoruz” diye kaydetti.
Açıklamanın ardından öğrenciler sloganlar eşliğinde dağılarak, eylemlerini sonlandırırken, polisin üniversite kriz merkezi oluşturduğu öğrenildi. Tüm fakültelerin önünde önlemler alan polislerin, üniversite girişinde de bazı araçları durdurarak,arama yaptığı görüldü
Edirne’den Van’a Dicle Üniversitesi öğrencilerine destek
Öte yandan Dicle Üniversitesi öğrencilerine yönelik saldırıdan bu yana onlarca üniversitede destek eylemleri gerçekleşti.Trakya Üniversitesi,İstanbul Üniversitesi,YTÜ,MSÜ,MÜ,ODTÜ, Van yüzüncü Yıl ve daha pek çok üniversite öğrencisi faşist saldırıları kınayarak Dicle Üniversitesi öğrencilerini yalnız bırakmadı.
( AlternatifSiyaset.Net/Ajanslar)