Mantıksal safsataları bilmek ve öğrenmek, tartışmanın daha sağlıklı yürütülmesi açısından son derece önemlidir. Ama bazen başkalarının hatalarını görürken, kendi yaptığımız hataları görmek zor olabilmektedir. Yani mantık safsatası avcılığının kendisinin bir mantık safsatasına ve argümanlardan kaçınmak için bir araca dönüşmediğinden emin olunması gerekir.
İşte burada karşımıza “safsataya başvurma safsatası” çıkar. Özetle bu safsata, bir argümanın sırf bir mantıksal safsata içeriyor olmasını ileri sürerek, savunulan sonucun yanlış olmak zorunda olduğunu iddia etme hatasıdır. “Safsatacının safsatası”, “safsata safsatası” ya da “kötü nedenler safsatası” olarak da bilinir.
Safsata safsatası, diğer safsatalardan farklı olarak, mantıksal safsatalara çok hâkim olan kişilerin bile yapabildiği bir hata olması bakımından tehlikelidir. Bu yüzden, özellikle de mantıksal safsatalarla ilgiliyseniz, “safsata safsatası”, anlamanız gereken en önemli mantık hatalarının başında gelmektedir.
Safsata safsatasının genel biçimi şu şekildedir:
- X, Y sonucunu savunan bir argümandır.
- X, mantıksal hata içeren bir argümandır.
- Dolayısı ile argümanın savunduğu Y yanlıştır.
Görebileceğiniz gibi bu, anlaması kolay ama görmesi zor bir mantıksal hatadır. Mantıksal safsatalar, argümanlar ile sonucun güçlü/geçerli bir şekilde bağlanmadığını gösterebilir; ama sonucun doğruluğu veya yanlışlığı hakkında doğrudan bilgi vermez. Örneğin birçok matematiksel teorem, ispatlanmadan önce birçok hatalı ispat ile savunulmuştur; ama en sonunda gerçekten ispatlandığında, bu hatalı ispatların teoremin doğruluğunu değiştirmediği anlaşılmıştır. Bir diğer deyişle, durumu basit bir cümle ile de anlatabiliriz: “Doğru iddialar, yanlış savunmalarla da savunulabilir.”
Bir örnek verelim: “Evrim gerçektir; önceden çocuktun, şimdi ise gençsin. Bu bile evrimin gözlenebilir bir kanıtıdır.” diyen bir arkadaşımız olsun. Önceki yazılarımızda anlattığımız üzere, bireyin ömrü boyunca geçirdiği değişimlere gelişim diyoruz, evrim değil. Yani bu ikisi, birbiriyle elbette ilişkili ama en nihayetinde ayrı biyoloji sahalarıdır. Gelişim olan değişimler, evrim değildir. Evrim olan değişimler, gelişim değildir. Dolayısıyla bu arkadaşımız, evrimi yanlış bir şekilde anlatmakta veya savunmaktadır.
Ne var ki onun bu yanlış savunusu, elbette evrimin gerçek olmadığı anlamına gelmez. Evrimin gözlenebilir kanıtları vardır, sadece bu argüman çerçevesinde yanlış bir şekilde savunulmuştur. Bir diğer deyişle tartışmacı, evrimi savunmak için kötü bir neden seçmiştir. Bu yüzden kötü savunma nedeninin savunulan sonucun gerçek olmadığını gösterdiğini sanma hatasına “kötü nedenler safsatası” da denilmektedir.
Başka bir örnek ise şöyle verilebilir: