Haziran İsyanı’nda İzmir Kordonboyu’nda polislerin genç kadınları darp etmesiyle ilgili açılan davanın ilk duruşması görüldü. 1- 3 yıl arasında hapis cezası istemiyle yargılanan 2 çevik kuvvet polisi 3 gündür uykusuz ve aç olduklarını, pişman olduklarını iddia etti. Polisler, görüntülere de ‘montaj’ dedi.
Kordonboyu’nda yaşanan darp olayının görüntüleri büyük tepki toplayınca İçişleri Bakanlığı’nın görevlendirdiği Mülkiye Müfettişi Arif Yıldırım ile Polis Başmüfettişi Osman Babadağ, 2 polisi kask numaralarından belirleyip soruşturma açtı. Müfettişlerin önce pasif göreve çektiği iki polis daha sonra açığa alındı. İzmir Barosu da saç çeken polislerin cezalandırılması için savcılığa suç duyurusunda bulundu.
Radikal’in haberine göre, olayı soruşturan Cumhuriyet Savcısı, toplantı ve gösteri yürüyüşünü sonlandırmakla görevli sanıkların olaya karışmayan ve sahil kenarında oturan gençlere karşı hukuka aykırı davrandıkları ve yetkilerini aşarak zor kullandıkları gerekçesiyle ‘Görevi kötüye kullanma’ suçundan 1-3 yıl arasında hapis cezası istemiyle dava açtı. Savcı mağdurların kimliklerinin tespit edilmemesi nedeniyle de sanıklar hakkında etkili eylem suçundan dava açma imkanı bulunmadığını belirtti. İzmir’deki 11′inci Sulh Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya tutuksuz yargılanan sanık polisler ve avukat Tolga Yurdakul katıldı.
Polislerden İ.G, olay günü Basmane’den Aslancak’a yürüyen gruba müdahale ettiklerini, grup içinde bulunan sarı-lacivert formalı bir kişinin kendilerine taş atıp küfür etmeye başladığını iddia etti. İ.G., 60 saatten fazla uykusuz, aç ve yorgun olmasının etkisiyle psikolojisinin pek sağlam olmadığını, bu nedenle kendisine, mesleğe ve teşkilatına yakışmayan bir harekette bulunduğunu, pişman olduğunu ifade etti. Bu kişiyi iterek ve tartaklayarak müdahalede bulunduğunu, fakat yanında karşı koyan kadına kendisinin vurmadığını, görüntüler incelendiğinde vuran polisin iddianamede tanık olarak yer alan T152 kask numaralı M.B. olduğunu, kendini kurtarmak adına yalan ifade verdiğini savunan İ.G., “Biz orada günah keçisi olduk” dedi.
Sanık polis M.K: Görüntüler montaj
Sanık M.K, olay anının basında yer alan görüntülerinin parça parça çekilip sonradan birleştirilmiş görüntüler olduğunu, içinde gaz maskesi ve taş bulunduğunu tahmin ettiği sırtındaki çantayı çekmek istediği sırada eline saçlarının geldiğini ileri sürdü. 3 günden beri uykusuz olduklarını, kaldırımlarda yattıklarını, aç kaldıklarını, yüzündeki gaz maskesinin hava almadığını, üzerindeki teçhizatların ağır olduğunu anlatan M.K, şöyle dedi: “Artık ne yaptığımı bilmiyordum. Şahıs çığlık attığında bayan olduğunu anladım. Bu bayan ve mavi tişörtlü erkek daha önce göstericiler arasında bulunan ve biz kovalarken kaçıp gruba yetişemeyen şahıslardır. Suç işleme kastım yoktur. Böyle bir olaya karıştığım için pişmanım. Şimdi ‘Keşke yapmasaydım’ diyorum. Ben, bana verilen emirler doğrultusunda hareket ettim, emirlerin dışına kesinlikle çıkmadım.” İki sanık da ceza verilmesi halinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını istedi.
Avukattan itiraf: Darp edilenler müracaat etse haklarında soruşturma açılırdı
Avukat Tolga Yurdakul da, “Keşke müştekiler tespit edilseydi, bizim de haksız tahrik indiriminden yararlanmamız söz konusu olurdu. Şahısların müracaat etmemeleri, eylemci gruptan olmalarından ve kendileri hakkında soruşturma açılmaması için olduğunu düşünüyorum” ifadelerini kullandı. Hakim, olayın görüntülerini çeken gazetecinin ve olay yerinde bulunan polis memurlarının tanık olarak dinlenmesine, sulh ceza mahkemeleri asliye cezaya devredilmesi söz konusu olduğu için CD’lerin incelenmesinin daha sonraki celselere bırakılmasına karar vererek duruşmayı erteledi.