Küçükken aile büyüklerimden duyduğum şu sözleri hiç unutmam: “Kırk gün kar yağar, bir gün av olur. Başkasının yumruğunu görmeyen kendi yumruğunu büyük sanır.”
Özlü söz söylemede Ziya Paşa’nın üstüne yoktur. Ziya Paşa’nın beyitleri hem muhteva, hem şekil bakımından benzersizdir.
Mahir Kaynak’ın toplum tarafından yeni yeni tanınmaya başladığı yıllardı. Beni dogmatik uykumdan uyandıran bir sayfalık röportajını okuduktan sonra, onu hep takip ettim. Yazılarını ve konuşmalarını dinledim. İktisat profesörüydü; ancak siyaset bilgesiydi.
Osmanlı’nın yıkılışı ve cumhuriyetin kuruluşu bağlamında genel bir kuralı şöyle formüle etmişti: “Bir devleti yıkan güç, yeni devlette organize olur.”
On bir eylül olayından sonra A.B.D. nin, sorumlu olarak hemen “El kaide” yi göstermesini yorumlarken de, unutulmaz başka bir kaideyi hatırlatmıştı: “Cinayeti işleyen, katili de gösterir.” Yani katili kim gösteriyorsa, cinayeti de o işlemiştir.
Biz El Kaide’nin ne menem bir örgüt olduğunu çözmeye çalışırken, işimizi kolaylaştıran yine Mahir Kaynak olmuştu: “El Kaide diye İslamcı bir örgüt yoktur, İslam’a karşı kurulmuş bir örgüt vardır.”
Gerçekten de El Kaide, bir zamanların Şerif Hüseyin’i gibi, yabancılardan daha çok, kendi dindaşlarıyla uğraşıyor ve emperyalist saldırılara gerekçe hazırlıyor.
Benim de özlü sözlerim var tabi. Bunların en beğenileni, “Mutlu evlilik yoktur, sürdürülebilir evlilik vardır.” şeklinde ifade ettiğim sözdür. Bu söz, en çok da evliler tarafından beğenilir. Diğeri ise cimrilerden nefret edenlerce çok tutuluyor. O da şöyledir: “Kişi kazandığı kadar değil, harcadığı kadar zengindir.”
Başka bir sözüm daha var. Biraz matematik formülüne benziyor; ama olsun: “Mutluluk, beklediğin hayatla yaşadığın hayat arasındaki farkla ters orantılıdır.”