Baretler, yangın söndürme tüpleri, sensörler derken yüzer-onar ölen işçiler ve bilerek görmezden gelinen iş güvenliği ciğerlerimizi dağlıyor. İşçi sınıfı en ilerici unsurları ile ayağa kalkacak ve işçi ölümlerini tarihin çöplüğünde ait olduğu yere gömecektir diyor, bilimsoL ekibi olarak duyduğumuz hıncı bir kez daha vurguluyoruz. Böylesi ölümler yaşanırken, vereceğimiz haber hem bilim değeri hem de beyaz yakalı emekçiler için taşıdığı önem açısından sayfalarımızdadır. Bilimsol sayfamızın habercilik anlayışı açısından sosyalizmi gerçekleyeceğimiz, “MOTORLARI MAVİLİKLERE SÜRECEĞİ“miz yarınlar için mücadelemizi yükseltiyor, yayınlarımıza devam ediyoruz.
Beyaz yakalı çalışanlara çizilen yeni çalışma modeli; ofis içerisinde uzanan dekoratif masalardan birine konulmuş dizüstü bilgisayar, takvim, kalemlik, üç dört kalem ve içi kahve dolu bir kupa… Figüranlarda değişiklik olsa da iş hayatınızın başrolü çok değişmiyor. Uzun mesai saatleri boyunca bir sandalyeye büzüşüp o bilgisayar ekranına kitleniyorsunuz. Bu oturuş sadece boyun ve sırt kaslarınızı değil, bacak kaslarınızı da etkiliyor. Uzun süreli gevşeyen kaslar, bacaklardaki kanın kalbe pompalanmasına yardım edemiyor. Bunun sonucunda damarlardaki kan toplanabilir, damarın endotelyal tabakası zarar görebilir ve ya kılcal damarların gevşeme özelliği etkilenebilir. Saydığımız tüm potansiyel çıktılarsa ileride baş gösterebilecek bir risk faktörü ile ilintili; kalp – damar rahatsızlığı, metabolik bozukluk, kronik ağrı gibi. Oysa yeni yayımlanan bir araştırmaya göre tüm bu tersliklerden kurtulmanın çok kolay bir yolu olabilir.
Amerika’nın Indiana Eyaleti’nde yapılan bu araştırmayı özgün kılan değerlerden biri, uzun süreli oturmanın damarlara olan hasarını ve çalışma aralarında verilen egzersiz molalarının faydalarını bilmemize rağmen bu konuda var olan deneysel kanıt açığını dolduruyor olması. Saurabh Thosar’ın doktora tezi olan araştırma 20 -30 yaş arası sağlıklı ve obez olmayan seçilmiş gönüllü 11 erkek denek üzerine kurulmuş. 11 erkek rastgele iki deneye giriyor. İlk deneyde, ayaklarını hareket ettirmeden üç saat oturmaları isteniyor. İkinci deneyde ise yine üç saat boyunca oturuyorlar ama bu sefer 30. dakikada, 90. dakikada, 150. dakikada hafif tempoda 5 dakika yürüyor. Her iki deneyde de başlarken, 1. , 2. ,3. saatlerde katılımcıların femoral atardamarı fonksiyonu (kan basıncı sfigmomanometresi ve ultrason teknolojisi) ölçülüyor.
Sonuçlar gösteriyor ki, daha ilk saatten sonra arterlerin genişleme ve yayılmalarında %50’ye varan bir bozulma meydana gelebiliyor. Oysa 5 dakikalık yürüyüş yapılan deneyde, arter fonksiyonunun değişmediği – ölçüm yapılan her saat düşmeden sabit kaldığı gözlendi. Araştırmacılar bunu artan kas aktivitelerine bağlıyorlar.
Araştırmanın lideri Thosar Amerikalı bir yetişkinin günde yaklaşık sekiz saat oturduğunu, basit fiziksel aktivitelerle endotelyal bozulmaların yani olası kalp risklerinin önüne geçmenin mümkün gözüktüğünü belirtiyor. Durum bizim ülkemiz için de farklı değil. Her saat başı yerimizden kalkmak ve basit bir volta atmak yararlı olabilir.
Kaynak: http://www.eurekalert.org/pub_releases/2014-09/iu-tsw090514.php